Search
English Turkish Sentence Translations Page 14035
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Your grandparents always told me, "Make a useful life." | Annem ve babam bana her zaman faydalı bir hayat sür derdi. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
I don't think I've really done that, but I can make a useful death. | Bunu gerçekten başarabildiğimi sanmıyorum ama faydalı bir ölüm sağlayabilirim. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
My life has been determined so much by accidents. | Hayatımın belirlenmesinde kazaların büyük etkisi oldu. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
It seems nice now that an accident on purpose | Kasıtlı bir kaza işleri tekrar yoluna koyacak gibi görünüyor. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
I hope you all forgive me. | Umarım hepiniz beni affedersiniz. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Take care of yourselves. | Kendinize iyi bakın. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
I know Diane will do right by you. | Diane'in hemen yanı başınızda size göz kulak olacağına eminim. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
I'm only sad I won't get to see | Sadece dönüşeceğiniz o mükemmel insanları görmeyeceğim için üzgünüm. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Although I don't need to. | Her ne kadar ihtiyacım olmasa da. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
That's how sure I am of my kids. | Evlatlarımdan bu kadar eminim işte. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Diondra was always sure you'd find her. She was sure of it. | Diondra hep senin onu bulacağından emindi. Bundan emindi. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Guess she was right. | Sanırım haklı çıktı. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
So you met my daughter. | Demek kızımla tanıştın. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
I've heard different things. Is she... | Farklı şeyler duydum. O... Diondra gibi mi? Kötü biri mi? | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
How does a girl deal with the fact | Bir kız annesinin katil olduğunu bildiği gerçeğiyle nasıl başa çıkabilir? | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
She can't disappear for long, I can find her. | Uzun süreliğine ortadan kaybolamaz. Onu bulabilirim. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
She's not going to go to jail because of me. | Benim yüzümden hapishaneye düşmeyecek. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
You'd really give her a pass? | Ona cidden göz mü yumacaksın? | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
I know a little bit about people | Doğru şeyi yapmaya çalışıp tamamen berbat eden insanlar hakkında azıcık bilgim var. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Are you talking about me or Mom? | Benden mi yoksa annemden mi bahsediyorsun? | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
I'm talking about me. | Kendimden bahsediyorum. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
You could've been talking about any of us. | Herhangi birimizden de bahsediyor olabilirdin. 28 yıldır susup kabullendim. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
28 years I've been protecting a kid that I never met. | 28 yıl hiç tanışmadığım bir çocuğu korudum. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
By leaving her with your sister's murderer? | Onu kız kardeşinin katili ile bırakarak mı? | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
I never said I did the right thing, | Doğruyu yaptığımı hiç söylemedim... | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
but I made a choice and I had to live with it. | ...ama bir seçim yaptım ve bununla yaşamak zorundaydım. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, I had to live with it, too. | Evet ben de bununla yaşamak zorunda kaldım. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
But I do wish there was something I could say to make it better. | Ama keşke durumu iyileştirmek adına söyleyebileceğim bir şey olsa. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
There's nothing left to say. | Söyleyecek bir şey kalmadı. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
You lied. I lied. | Sen yalan söyledim. Ben yalan söyledin. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
You don't know me, Ben. | Beni tanımıyorsun Ben. Tanıdığını sanıyorsun ama tanımıyorsun. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Just like I don't know you. | Tıpkı benim seni tanımadığım gibi. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Or Mom. Or Debby, or Michelle. | Ya da annemi. Ya da Debby'yi, Michelle'i. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Whatever sliver of a memory I had of them | Onlarla olan kısacık anım o gece onlarla birlikte öldü. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
I'm so angry at you. | Sana çok kızgınım. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
But you're still my brother. | Ama yine de kardeşimsin. Yine de benim kanımdansın. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
I won't let what happened that night, drive my life anymore. | Artık o gecenin hayatıma yön vermesine izin vermeyeceğim. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
I just want to be normal. | Normal biri olmak istiyorum sadece. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
I'm sorry. I'm sorry, Libby. I'm sorry. | Üzgünüm. Gerçekten üzgünüm Libby. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
You know that horse you were talking about, Yellow? | Şu bahsettiğin atı hatırlıyor musun, Sarı? | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, what about him? | Evet ne olmuş? | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Why Yellow? | Neden Sarı? | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
I don't know. Mom named him. | Bilmem. İsmini annem koydu. Sarı bir at olduğundan falan değil. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
I guess she'll keep that secret with her, huh? | Sanırım bunu bir sır olarak saklayacak. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
There's a lot of other stories, Libby. | Pek çok hikaye var Libby. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Beautiful ones. Wasn't all bad, you know. | Güzel hikayeler de var. Hepsi kötü değil. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
I didn't get straight on the highway. | Hemen otoyola çıkmadım. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
But slowly drove to where our farm had once been. | Bir zamanlar bizim çiftliğimizin olduğu yere yavaşça sürdüm. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Still standing. That unsafe place. | O tehlikeli yer hala duruyordu. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
That blanked out space where my mother so desperately invited death. | Annemin çaresizce ölümü davet ettiği o unutulmuş yer. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Maybe Ben was right. | Belki de Ben haklıydı. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
It wasn't all bad. | Hepsi kötü değildi. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Ben learned something in his prison that I never learned in mine. | Ben hapishanesinde benimkinde asla öğrenemediğim bir şey öğrenmiş. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Forgiveness. | Affetmek. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
My mom told us to make a useful life. | Annem bize faydalı bir sürün demişti. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Nothing big. | Büyük olmayan. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Nothing grand. | Görkemli olmayan. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Just a start. | Sadece başlangıç. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
Finally, a start. | Nihayet bir başlangıç. | Dark Places-1 | 2015 | ![]() |
[wind blowing] | Çeviri: Emre Hakan mail: emre hakan @hotmail.com | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
YOU HAVE IT? | Sende mi? | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
GIVE ME. | Parayı ver. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
NOT UNTIL I SEE IT. | Onu görene kadar olmaz. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
NOW. I HAVE TO...GET RID OF IT. | Åimdi. Ben...Ondan kurtulmalıyım. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
I'VE MET TOO MANY CHARLATANS SINCE OUR ARRIVAL HERE, | Buraya geldiğimizden beri, birçok şarlatanla ve... | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
AND MANY KNIGHTS HAVE BEEN TRICKED | S ...sahte kutsal emanetleri Roma'ya götüren... | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
INTO TAKING FALSE RELICS TO THE HOLY SEE. | ...birçok kandırılmış şövalye ile tanıştım. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
I WON'T BE ONE OF THEM. 1 | Onlardan biri olmuyacağım. 1 | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
STAY HERE, SIR RAYMOND. STAND GUARD. | Burada kal, Sir Raymond. Burayı koru. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
YES, SIR. | Emredersiniz efendim. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
IT'S IN THERE. | Onun içinde. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
IF THIS IS A GENUINE PIECE OF THE CROSS, | Eğer bu gerçek Haç'ın parçasıysa... | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
THEN IT IS NOT FOR US TO TOUCH. | ...ona dokunmamalıyız. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
COULD IT BE? | O olabilir mi? | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
VENI, VENI SANCTE SPIRITUS... | Veni, Veni Sancte Spiritus... | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
[speaking Latin] ...AMEN. | ...Amen. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
THE BLOOD OF CHRIST! | İsa'nın kanı! | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
WE HAVE A DEAL. GOOD. | Anlaştık. Güzel. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
TAKE IT AWAY. QUICK. | Çabuk götürün. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
BLESS YOU, MY SON. | Tanrı seni kutsasın, oğlum. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
WELL, IS IT? | Peki, O mu? | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
IT IS A TRUE RELIC. | Gerçek kutsal emanet. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
A REAL PIECE OF THE LORD'S CROSS. | Lordun Haç'ının gerçek parçası. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
YOU COULD FEEL THE HOLY SPIRIT POURING FROM IT. | Ondan saçılan Kutsallığı hissedebilirsin. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
WE HAVE FINALLY SOMETHING | Sonunda bu haçlı seferlerine değecek... | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
TO MAKE THIS CRUSADE WORTH THE FIGHT. | ...birşeylere sahibiz. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
[Gothic style music] | KUTSAL EMANET | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
WORD HAS SPREAD ABOUT OUR FIND, SIR GREGORY. | Bulduğumuz şey hakkındaki söylentiler yayıldı, Sir Gregory. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
AND THEY SAY A PIECE OF THE CRUCIFIX | Haç'ın parçasının... | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
IS AS PRECIOUS AS THE HOLY GRAIL. | ...kutsal kase kadar değerli olduğunu söylüyorlar. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
I SAW SOME RED FACES IN TANCRED'S COURT | O haberleri aldığında, Tancred'in avlusunda... | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
WHEN HE HEARD THE NEWS. | ...kırmızı suratlar gördüm. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
HE FEELS HE WAS BEATEN TO THE ULTIMATE PRIZE. | O büyük ödülü kaybetmiş gibi hissediyor. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
WELL, AS WELL HE MIGHT. | Olabilir de. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
WHEN WE BRING THIS BEFORE THE HOLY SEE, | Bunu Roma'ya götürdüğümüz zaman... | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
THERE'LL BE PRAISE INDEED. YOU'LL BE A HERO. | ...orada gerçekten çok fazla övgü olacak. Bir kahraman olcaksın. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
A HERO? | Bir kahraman? | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
I'M MORE CONCERNED AT HOW THESE NIGHTS GROW COLDER. | Ben daha çok geceleri soğuğun artmasından endişeleniyorum. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
THE WEATHER IS TURNING. | Hava değişiyor. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |
PERHAPS NOW IS THE BEST TIME FOR US TO LEAVE. | Belki, şimdi ayrılmamız için en iyi zamandır. | Dark Relic-1 | 2010 | ![]() |