Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178551
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| None of them gave anything away about themselves. | Kimse kendisi hakkında fazla bir şey söylemiyor. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Henryk Telak was the first of the group to be the subject... | Henryk Telak, aile burcu yönteminin gurup içindeki | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Of the family constellation method. | özne kişiymiş. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| And what's that? | Aile burcu da ne? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Look it up on the Internet. Hellinger's method is lust a way... | İnternette bulursun. Doktor Hellinger'in | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Of bullshihing people out of their money. | hastalarından para sızdırma yöntemi... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Interview everyone who was around. | Orada bulunan herkesle görüş. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Someone might have seen something. | Biri bir şey görmüş olmalı. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| The windows and the door are barred. | Pencereler ve kapı kilitliydi. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| The Porter could have dozed oh? | Bekçi uyutulmuş olabilir. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I really can't lock all four of them up. | Dördünü de içeri tıkamam. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Prohibit them from leaving the fold. | O zaman şehri terketmelerine engel ol. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Pardon? Take their passports. | Nasıl? Pasaportlarına el koy. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| These days, one travels on one's id, you know? | Pasaportları yoktur ki. İnsanlar artık kimlikleriyle seyahat ediyor. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| In your opinion, what kind of man was henryk Telak? | Sizce bu Henryk Telak nasıl bir insandı? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| very unhappy. | bir kere, çok mutsuz. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Anyone who goes into psychotherapy is kinda' nuts, | psikoterapiye giden herkes zaten biraz üşütüktür, | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| but he'd had exceptionally bad luck. | ama o ayrıca çok da talihsiz biriydi. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| You know, his daughter committed suicide. | Kızı intihar etmişti. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| And six months after her funeral, | Kızının ölümünden altı ay sonra da, | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| he found out about his son's illness. A congenital defect. | oğlunun amansız bir hastalığa yakalandığını öğrenmişti. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| You found the body, right? | Cesedi siz buldunuz, değil mi? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| It was before nine. | Saat dokuza geliyordu. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I ran oh' the terrace into the dining room... | Balkondan yemek odasına geçmiştim... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I found the body there, | Cesedi orada buldum, | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| with that skewer in its eye. | Gözüne bir şiş saplanmıştı. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| That's it. I started screaming. | Çığlık atmaya başladığımı hatırlıyorum. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Who arrived first? | Yanınıza ilk kim geldi? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Ms jarczyk_ then dr rudzki... | Bayan Jarczyk. Sonra Doktor Rudzki... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| And finally, Kaim. | en son da, Kaim. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| The doctor yelled that nobody should touch anything... | Doktor da, polis gelene kadar kimse bir şeyi ellemesin | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Until police arrives... | diye bağırıp duruyordu... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| And to get out because we were trampling on the evidence. | Bir yandan da, delillere basıyoruz diye bizi odadan dışarı sürüklüyordu. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Which one of your group could have murdered Telak? | Guruptan hanginiz Telak'ı öldürmüş olabilir? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I don't know. I have no idea. | Bilmiyorum. Hiç bir fikrim yok. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| But if you had to take a guess, name one person, ___ | Bir tahminde bulunun, kim olabilir... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| then who would it be? Kaim, perhaps. | ...isim verecek olursam, Kaim, olabilir. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| He played the role of lvlrtelak's son in the session. | Terapilerde Telak'ın oğlu rolünü o oynardı. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| You could see that his father had wronged him badly. So... | Babanın oğluna nasıl kötü davrandığını görebiliyorduk | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I thought perhaps it was he... Out of revenge on his father... | Babadan intikam almak için yapmış olabilir... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| That he'd had no love, well, and generally... | Gerçekten de, aralarında hiç sevgi yoktu... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Yes, I felt hatred toward him. | Evet, Ona karşı derin bir nefret duyuyordum. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| And did you kill him? | Peki, onu öldürdünüz mü? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| No. And did you want to? | Hayır. İstediniz mi? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| No. Honest to God, no. | Hayır. Yemin ederim ki istemedim. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| And what do you think? Who killed him? | Peki, sizce onu kim öldürmüş olabilir? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| How would I know that? The papers said it was a burglar. | Nereden bilebilirim ki? Gazeteler hırsızdan bahsediyordu. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| An adult guy's supposed to kill... | Yetişkin biri... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Some other guy... | bir diğerini öldürüyor... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Because during a session... | Çünkü bir terapi sırasında... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| He pretended to be his unloved son, right? | o, sevilmeyen oğlanı oynuyordu, değil mi? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I did say that I don't know. | Bilmediğimi söyledim ya. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I was taking part in a constellation for the first time... | Böyle bir gurupta ilk kez bulunuyordum... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| And it's an experience close to losing consciousness. | Bu öyle bir tecrübe ki, bilinç kaybı yaşayabiliyorsunuz. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| The longerl stood there, | Orada olduğum sürece, | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| the worse I felt and the less like myself. | bir yandan kendimi kötü hissediyor bir yandan da kendimi daha az seviyordum. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Ok, so now you're looking at me as if I've lost the plot, | Şimdi siz bana olaydan kopmuşum gibi bakıyorsunuz ama, | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| but I'll finish anyway. | bırakın sözlerimi tamamlayayım. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I wasn't pretending to be his son. | Oğlu olduğum konusunda rol yapmıyordum. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I was clearly becoming him. | Gerçekten de oğlu gibi hissediyordum. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| And please don't ask me how that's possible. | Ne olur bana bunun nasıl mümkün olabileceğini sormayın. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Nobody, of course. | Hiçbirimiz, tabii ki. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| You surely can't be thinking that one of us is a murderer? | İçimizden birinin katil olduğunu düşünemezsiniz. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| You'll vouch for people you've only lust met? | Yeni tanıştığınız insanlara kefil olabiliyorsunuz, yani? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Well, no... | Aslında, hayır... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| But, I mean, they're normal people, | Söylemek istediğim, hepsi normal insanlar, | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I've heard their life stories. It must've been some thug. | Onların hayat hikayelerini dinlemiştim. Bence bir hırsız olmalı. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Since they're normal, how come they're having psychotherapy? | Madem normal insanlar, niye psikolojik tedavi görüyorlar? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| No, that's not fair. | Yoo, bu hiç adil değil. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| All of us have problems of some kind, | Hepimizin bazı sorunları olabilir, | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| but not everyone can cope with them on their own. | ve bazılarımız kendi kendine bunların üstesinden gelemiyebilir. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Hania? Why? | Hania. Neden? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| The daughter commihed suicide at the age of filleen___ | Kızı onbeş yaşındayken intihar etmiş... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I'll bet my life he molested her when she was a kid. | Eminim o herif, o küçük kıza tacizde de bulunmuştur. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Hania sensed that and she could have killed him. | Hania bunu anladıysa, onu öldürmüş olabilir. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Like, in some kind of sleepwalking state, for example. | Hani uyurgezer gibi bir durumdayken, mesela, | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| No, it's not right to throw accusations around. | Yoo, hayır, böyle asılsız suçlamalarda bulunmak pek doğru gelmiyor. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| It also came out during the therapy that... | Terapiler sırasında bir şey daha açığa çıkmıştı... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Lvlrtelak's wife hated him... | Telak'ın karısı da ondan nefret ediyordu... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| And ivis Jarczyk played that hatred so evocativelym | ve Bayan Jarczyk de o nefreti harika canlandırıyordu... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I don't know myself. | Ben kendimi bilemiyorum. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| And what did you feel when you saw mr Telak's body? | Peki, Telak'ın cesedini gördüğünüzde ne hissettiniz? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| First of all I was terrified. And when I calmed down, | Önce dehşete kapıldım, sonra biraz sakinleşince, | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I felt a sense of relief. | kendimi çok rahatlamış hissettim. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I've never met anyone as wretched as him. | Hayatımda onun kadar sefil birine rastlamamıştım. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| So I thought that perhaps somebody had done him a kindness. | Yani, aslında birisi ona iyilik yapmış diye düşündüm. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| There couldn't be any world where he'd be worse oh'___ | Onun için bu dünya kadar kötü | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| than he was here... | başka bir yer olamazdı... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Lvly apologies. But in my current state... | Özür dilerim ama ne yazık ki | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I couldn't make it tn your office. | büronuza gelebilecek durumda değildim. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| At least I didn't miss the view. | En azından manzarayı kaçırmamış oldum. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Impressive, isn't it? You should come and visit me once it's dark. | Etkileyici, değil mi? Bir de geceleyin görseniz. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Let's begin, otherwise I really will be here till nighh'all_. | Bence başlayalım, yoksa geceyarısına kadar burada kalabilirim. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Seme coffee er tea? | Çay mı, kahve mi? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| A glass of water will be fine, thank you. | Teşekkürler, bir bardak su yeterli. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| When did you meet mr Telak? | Telak ile ne zaman tanıştınız? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I was organizing an international psychotherapists' conference. | Uluslararası bir psikoterapi kongresi tertiplemiştim. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Looking for a printer for the publication of the papers, | Elimdeki yazılı malzemeleri basacak bir matbaa arıyordum, | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I came across his company, polgrafex_. | Onun şirketi çıktı karşıma, Polgrafex. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| He was intrigued by the contents of the publication. | Basılanların içeriğiyle bayağı bir ilgilenmişti. | Uwiklanie-1 | 2011 |