Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178550
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| He died at once. The doctor says... | Doktorun dediğine göre de, anında ölmüş... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| He wouldn't even have felt any pain. | Hiç acı çekmemiş olmalı. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| That might not be the best idea... | Bu pek iyi bir fikir olmayabilir... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I want tn say my farewells. | Onunla vedalaşmak isterdim. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Evidence is still being collected. | Hala daha delilleri toplamaya devam ediyoruz. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Besides, it's not a pleasant sight. | Üstelik, pek de iyi bir görüntü değil. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| As you wish. | Peki, öyle olsun. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| May I go now? Of course. | Gidebilir miyim? Tabii. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| But we'll have to talk. Would you come and see me, please? | Ancak, konuşmamız gerekebilir. Beni görmeye gelebilir misiniz? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| How about tomorrow? Around noon? | Yarın öğleden sonra mesela. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| And the body? | Peki ya ceset? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| There'll have to be an autopsy. | Otopsiye gidecek. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| But the funeral home will be able to collect him on Thursday. | Cenazeci Perşembe günü naaşı alabilir. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Here's the number to a support center... | Cinayete kurban gitmiş aileler için... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| For the families of crime victims. | bir destek merkezimiz var, bu da onun telefon numarası. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Will they bring back my husband? Knwnacki, drive Mrs. Telak... | Kocamı geri getirebilirler mi? Kownacki, Bayan Telak'ı istediği yere götür... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| No, thank you. I've got the spare keys. | Teşekkürler, gerek yok. Bende yedek anahtar var. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Odd... as if she really hasn't taken it in. | Garip... Hiç üzülmemiş gibi görünüyor. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| My wife wouldn't take it in either. | Benim karım da öyle görünürdü. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| She was laughing even at the divorce hearing. | Hatta kahkahalarla gülebilirdi bile. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| So why did you marry her? | Öyleyse onunla niye evlendin? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| For her sense of humor. | Mizah anlayışı için. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| And you... did you get married? | Ya sen... Sen de evlendin mi? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Hi! Got anything for me? Nothing for the jackals. | Benim için bir şey var mı? Çakallara verecek bir şeyimiz yok. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| No politicians and no celebrities involved. | Ne politikacılara, ne de onların manken sevgililerine. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Are you new in town, ma'am? I am. | Şehre yeni mi geldiniz? Evet, öyle. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Tip me oh' when you get anything. | Bir şeyler bulursan, haberim olsun. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Szacka? | Szacka? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Get on with interviewing the witnesses, ok? | Şahidin ifadesini almaya devam edin, tamam mı? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Want to arrest someone? Right now, I don't have cause, do I? | Birini tutuklayacak mısın? Şimdi mi? Herhangi bir gerekçem yok ki. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Put them through the wringer. Find the killer, I'll lock him up. | Hepsini merdaneden geçir, katili bul ben de onu hapse tıkayım. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| They can't like you much at the prosecutor's office. | Eminim o savcılık bürosunda seni pek sevmiyorlardır. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Not if they land you with a case like this. | Hele elinde böyle çapraşık bir dava varken. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Is this going to take long, lieutenant? | Bu çok üzün sürer mi, Teğmenim? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| It's rather inconvenient. We've already been here 3 hours. | Oldukça can sıkıcı bir durum ve 3 saattir buradayız. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I understand your irritation. If it's any consolation, | Kızgınlığınızı anlayabiliyorum ama biraz teselli olacaksa, | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| you're still in a better situation than the deceased. | kurbandan çok daha iyi bir durumdasınız. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Bad joke. | Çok kötü bir espri bu. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| It's not a joke, it's the truth, doctor. | Espri değil doktor, gerçek bu. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I have to question you. And then we'll decide what next. | Önce sizi sorgulamam gerekiyor. Devamına sonra karar veririz. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| What next? You're not going to arrest us, are you? | Devamına mı, bizi tutuklayacak değilsiniz, herhalde? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Now that, I'm afraid, I can't promise. | Korkarım ki buna pek söz vermemem. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| You're not going to believe who I met today. | Bugün kiminle karşılaştığımı hayattta bulamazsın. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| It doesn't mailer_. | Önemli değil. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Who? | Kimle, dedim? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I love this. First of all you want to tell me something, | Buna bayılıyorum. Önce bana bir şey söylemek istiyorsun, | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| then you decide you don't want to talk about it. | sonra da bu konuda hiç bir şey konuşmamaya karar veriyorsun. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| It'd be better if you didn't start at all. | Hiç sormasan çok daha mutlu olacağım. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Who did you meet? | Kimle karşılaştın? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I think I'll put Agnieszka down for ice skating. | Sanırım Agnieszka'yı buz patenine yazdırmamız gerekecek. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| She's got such inborn grace... | Doğuştan yetenekli... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Agata, are you finally going to tell me who you met today? | Agata, sonunda bugün kiminle karşılaştığını söyleyecek misin? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| You don't tell me everything, ehher. | Zaten bana herşeyi söylemezsin ki. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| You're a prosecutor, after all... | Sonuçta, savcı olan sensin... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| How about my shoelaces, too? | Ayakkabı bağcıklarımı da çıkarayım mı? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| And what've I got there? A kalashnikov? | Ne saklayabilirim ki orada, Kalaşnikof mu? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I don't know. We'll see. | Bilmiyorum, göreceğiz. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Can't you hurry it up? I'm sure we can. | Acele edemez misiniz? Sanırım edebiliriz. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Yes? Hello? | Alo? Evet? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Ifs Igor. | Ben Igor. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Go on. I have some bad news, sir. | Dinliyorum. Haberler kötü, efendim. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Hen/yk's dead. What happened to him? | Henryk ölmüş. Nasıl olmuş? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I'm afraid it was an unfortunate accident. | Sanırım talihsiz bir kaza olmuş. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Come to the airport. | Hemen havaalanına gel. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| We're going back. What? | Geri dönüyoruz, tatlım. Ne? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Grab all that, honey, grab it. | Topla hepsini, topla. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Just what are you doing, sir? Can't you see? I'm through. | Beyefendi, ne yapıyorsunuz? Görmüyor musun, geri dönüyorum. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| If this is how you treat passengers, | Eğer yolculara böyle davranmaya devam edereniz | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| nubudy'll bother tn fly at all! | kimse uçağa binmeye cesaret edemiyecek! | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| The weather's breaking, mr chairman. | Başkanım, hava bozuyor gibi, | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| I just don't get it. Why've we come back... | Anlamıyorum, niye geri döndük ki... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Take it easy, babe. Go with the driver. | Boş ver bebeğim, sen şöförle git. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Maybe it's a good thing you turned us back. | Aslında dönmemiz iyi oldu herhalde. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| A week with her and I'd probably have gone crazy. | Şu kızla bir hafta geçirsen herhalde kafayı yerdin. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Henryk was murdered... | Henryk öldürülmüş... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Nn Saturday night. At przegurzaly castle. | Cumartesi gecesi Przegorzaly Otelinde. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| What the fuck was he doing there? Group therapy. | Orada ne işi varmış ki? Grup terapisi. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| One of the others in the group could have killed him, | Gruptakilerden biri onu öldürmüş olabilir, | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| or someone who knew he was going to be there. | ya da onun orada olduğunu bilen biri. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Or a burglar, like the police are claiming. | Ya da, polisin iddia ettiği gibi, bir hırsız. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Bullshit, not burglars. | Saçma, hırsız olamaz. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| They always say when they want to get the press oh their backs. | Basını atlatmak için hep aynı yalana sığınırlar. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| The initial procedure's already been set in motion. | Başlangıç prosedürü işlemeye başladı zaten. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| That'll do for now. Are you sure, sir? | Bu şimdilik yeterli olur. Emin misiniz, efendim? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| The person who killed him won't get far. | Onu öldüren, fazla uzağa gidemez. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Who's running the investigation? | Soruşturmayı kim yürütüyor? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Smolar at police hq and Szacka at the d_a_ 's oh'ice_. | Polis tarafında Smolar, savcılıkta Szacka. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Smolar___. | Smolar... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| And who's this Szacka? New. No experience. | Kim bu Szacka? Yeni. Tecrübesiz. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| That shouldn't be a problem then. | Öyleyse sorun olmaz. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Nothing's also something. What am I supposed to make of that? | Hiçbirşey de birşeydir. Bundan ne ders çıkarmalyım? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Nobody saw anything, nobody knows anything, | Kimse bir şey görmemiş, kimse bir şey bilmiyor, | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| nobody has any suspicions. | şüpheli kimse yok. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| The whole group had been in therapy for a week. | Bütün gurup bir haftadır terapideymiş. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Before that, they didn't know each other. | Öncesinde de, birbirlerini hiç tanımıyorlar. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| They say that Telak was deeply depressed... | Telak'ın çok baskı altında olduğunu söylüyorlar... | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| And they're so convincing I almost believe he committed suicide. | O kadar da inandırıcılar ki, neredeyse adamın intihar ettiğine inanacağım. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| And your impression? | Senin izlenimin ne? | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Nice. Nice. | İyi. Güzel. | Uwiklanie-1 | 2011 | |
| Nobody was unnaturally composed. Or agitated. | Kimse zorlanmamış, ya da kışkırtılmamış. | Uwiklanie-1 | 2011 |