Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178307
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Professor Bressler! Sir, please. | Tam orada! İşte Liz! | Unknown-2 | 2011 | |
| He knows me. He can confirm who I am. | Ben de... | Unknown-2 | 2011 | |
| If you will be patient, sir, no problem. I'm being very patient. | Dışarıda olmalıyım. Hatırlayamıyorum. | Unknown-2 | 2011 | |
| Thank God. There she is. That's my wife, over there by the buffet table. | Gördüğünüz üzere kayıtlarda yoksunuz. | Unknown-2 | 2011 | |
| I have been missing for four days and she has no idea what happened to me... | Aldığım bilgiye göre Bayan Harris 20 Kasım saat 7:40 gibi otele giriş yapmış. Evet. | Unknown-2 | 2011 | |
| ...so I need you to take me to her right now. | Saat 8:50 gibi odasına giriş yapmış... | Unknown-2 | 2011 | |
| Okay. Thank you. | ...eşi Dr. Harris de saat 15:00 gibi gelmiş. | Unknown-2 | 2011 | |
| The lady in the dark dress. Okay. | Ne? Teşekkürler. | Unknown-2 | 2011 | |
| Excuse me, madam. | O Martin Harris değil. Dr. Martin Harris benim! | Unknown-2 | 2011 | |
| Your husband is here. | Yukarıdaki adam benmişim gibi davranıyor. | Unknown-2 | 2011 | |
| Liz. Oh, Jesus. | Bu düzenbaz aynı zamanda karınızı da mı çaldı yani? | Unknown-2 | 2011 | |
| Excuse me. Do I know you? | Onu buna zorluyor olmalı. Ama neden? Söyleyin bana neden? | Unknown-2 | 2011 | |
| But, Liz What's wrong? | Tanrı aşkına! İnternette arayın! | Unknown-2 | 2011 | |
| I'm sorry. | Sadece Amerika'da 400 tane Martin Harris var efendim! | Unknown-2 | 2011 | |
| I was in an accident. I was in a coma. They didn't know who I was. | Çoktan kontrol ettik bile. | Unknown-2 | 2011 | |
| I said I'm sorry. | Rod! Rodney Cole. Langmoore, Amerika'dan bir meslektaşım. | Unknown-2 | 2011 | |
| Oh, you must have me confused with someone else. | Yakın arkadaşımdır. Kim olduğumu doğrulayacaktır. | Unknown-2 | 2011 | |
| Liz. | Arayın lütfen. Numara: 001 508 146 2595. | Unknown-2 | 2011 | |
| It's me, Martin. | Ben Dr. Cole, şu an telefona ceva Üzgünüm, telesekreter. | Unknown-2 | 2011 | |
| Your husband. | Profesör Bressler ile konuşun. Berlin'e onun için geldim. | Unknown-2 | 2011 | |
| This is a misunderstanding. I don't know this man. | Tezimi sunmam için beni bu konferansa o davet etti... | Unknown-2 | 2011 | |
| Okay. Martin. | Profesör Bressler'i tanıyor musunuz? Evet. | Unknown-2 | 2011 | |
| This is my husband. | Şahsen tanışmadık ama telefonda konuştuk, pek çok kez e mailleştik... | Unknown-2 | 2011 | |
| You are Dr. Martin Harris? | Neden onu tutuklamıyorsunuz? Hangi sebeple? | Unknown-2 | 2011 | |
| Last time I looked. | Ülkeye yasal olarak girip... | Unknown-2 | 2011 | |
| Yep, still me. | ...gerekli tüm belgeleri bize sunup eşiyle birlikte otelde kaldığı için mi? | Unknown-2 | 2011 | |
| What's going on here? Is this some kind of a joke? | Özür dilerim... Sizin eşinizle birlikte! | Unknown-2 | 2011 | |
| Joke about what? | O benim karım! | Unknown-2 | 2011 | |
| Because it's not very funny. | Bay Strauss? Langmoore Üniversitesi'nde bir Martin Harris buldum. | Unknown-2 | 2011 | |
| Do you know this man? No. | Evet, teşekkürler! Ben de bundan bahsediyor... | Unknown-2 | 2011 | |
| Who the hell are you? | Pekâlâ... | Unknown-2 | 2011 | |
| I'm her husband. | Durun lütfen... | Unknown-2 | 2011 | |
| Okay. Okay. | Beni gözaltına alacaksanız elçiliğimle görüşmek istiyorum. | Unknown-2 | 2011 | |
| Would you mind just getting him away from us, please? | Ne yazık ki Şükran Günündeyiz. Elçilik pazartesiye kadar kapalı. | Unknown-2 | 2011 | |
| Liz. Liz, stop this. Hey. | Bay Strauss, biraz konuşabilir miyiz lütfen? Pekâlâ. | Unknown-2 | 2011 | |
| Gentlemen, please, please, please. Get your hands off me. | Dinleyin... | Unknown-2 | 2011 | |
| Back off. What's going on? | Haklı olabilirsiniz. Kaza yüzünden... | Unknown-2 | 2011 | |
| Tell me. Back off! | ...her şeyi doğru bir şekilde hatırlayamıyorum. Kafam karışık. | Unknown-2 | 2011 | |
| What's this all about? Why don't you take a walk? | Bu numara Berlin'deki doktorumun... | Unknown-2 | 2011 | |
| Gentlemen, please. | Böyle şeyler olabileceği konusunda beni uyarmıştı. | Unknown-2 | 2011 | |
| Don't touch me. Come on, come on! | Oraya geri dönmem gerekiyor. Çok mahçubum. | Unknown-2 | 2011 | |
| If you don't leave now, we have to call the police. | Yani artık Dr. Martin Harris olmadığınızı mı söylüyorsunuz? | Unknown-2 | 2011 | |
| Call the police! Call the goddamn army! That's a good idea! | Bilmiyorum. | Unknown-2 | 2011 | |
| What's happening? You're embarrassing me. Please. | Lütfen şu adrese götürün. | Unknown-2 | 2011 | |
| Get him out of here. Liz! | Durun! Fikrimi değiştirdim. | Unknown-2 | 2011 | |
| I must apologize. Have a nice evening. I was hurt! | Kimlik lütfen. Pasaport? Lütfen... | Unknown-2 | 2011 | |
| Liz! Why are you doing this to me? You okay? | Polis... Çok kötüdür... | Unknown-2 | 2011 | |
| Can you believe this? | Ben Dr. Cole. Şu anda ofiste değilim. Lütfen mesaj bırakın. | Unknown-2 | 2011 | |
| Right there. | Rodney, benim Martin. Konferans için Berlin'deyim. | Unknown-2 | 2011 | |
| That's Liz. And I am.... | Sorun Liz... Ne yapmaya çalışıyor anlamıyorum. | Unknown-2 | 2011 | |
| I must've been outside. I can't remember. | Başka bir adam var ve o... | Unknown-2 | 2011 | |
| Well, as you can see, you are not there. | Başım dertte Rod. | Unknown-2 | 2011 | |
| Immigration confirms the arrival of a Dr. and Mrs. Harris... | Kapıyı tutun! | Unknown-2 | 2011 | |
| ... on November the 20th at 7:40 a. m. Yes. | Hayatını kurtarması umurunda değilmiş. | Unknown-2 | 2011 | |
| At 8:50, she checked into their suite at the hotel... | O kaltak bana 20.000 Euro'ya mâl oldu diyor! | Unknown-2 | 2011 | |
| ...followed by Dr. Harris at 3 in the afternoon. | Çalışma izni olmadığı için sigorta masrafları ödemiyor. | Unknown-2 | 2011 | |
| What? Danke. | Yasa dışı göçmenlerin Alman toplumunu mahvettiğini söylüyor. | Unknown-2 | 2011 | |
| Wait. He's He's not Martin Harris. | Anladığım kadarıyla nerede olduğunu bilmiyor. Kimse nerede olduğunu bilmiyor. | Unknown-2 | 2011 | |
| I am Dr. Martin Harris. | Zaman ayırdığınız için teşekkürler. | Unknown-2 | 2011 | |
| The man upstairs is pretending to be me. | Affedersin. Amerikalı, sana yardım edemediğimiz için üzgünüm. | Unknown-2 | 2011 | |
| And this impostor, did he also steal your wife? | Nerede olduğunu biliyorsun bence. Sadece ona teşekkür etmek istiyorum. Hayatımı kurtardı. | Unknown-2 | 2011 | |
| He must be forcing her or something. | Ona biraz para vermeyi düşünüyordum. Sadece teşekkür etmek istiyorum. | Unknown-2 | 2011 | |
| Well, why? Help me. Why? | Lütfen. | Unknown-2 | 2011 | |
| For God's sake, just do an internet search. | Beni hatırlıyor musun? Taksine binmiştim. | Unknown-2 | 2011 | |
| There are over 400 Martin Harrises in the United States, sir. | Taksi sürücüsü değilim. | Unknown-2 | 2011 | |
| We already checked. | Taksindeydim. Kaza yaptık. Beni nereden aldığını öğrenmem gerekiyor. | Unknown-2 | 2011 | |
| Rod. Rodney Cole, a colleague at Langemore in the States. | Nereye gidiyordum? Beni nasıl buldun? | Unknown-2 | 2011 | |
| A dear friend. He can verify who I am. | Arkadaşın söyledi. | Unknown-2 | 2011 | |
| Please, call him. It's 001... | Beni rahat bırak. | Unknown-2 | 2011 | |
| ...508 146 2595. | Lütfen, yardım et bana. Beni rahat bırak. | Unknown-2 | 2011 | |
| This is Dr. Cole. I'm having an.... | Beni kurtardığın için teşekkür ederim. | Unknown-2 | 2011 | |
| Sorry, answering machine. | Affedersiniz. Profesör Bressler'ın laboratuarını bulmam gerekiyor. | Unknown-2 | 2011 | |
| Please, leave a message. | 12:30'da bir görüşmemiz var. Adınız lütfen? | Unknown-2 | 2011 | |
| Professor Bressler. Talk to him. He's the reason I'm in Berlin. | Dr. Martin Harris. | Unknown-2 | 2011 | |
| He invited me over to the summit to discuss my thesis. | Burada bekleyin lütfen. Profesör kim olduğumu biliyor. | Unknown-2 | 2011 | |
| You know Professor Bressler? Yes. | Görüşmeyi haftalar öncesinden ayarlamıştık. | Unknown-2 | 2011 | |
| Well, we haven't actually met, but we've been speaking on the phone... | Burada ne işiniz var? | Unknown-2 | 2011 | |
| ...e mailing, dozens of times. | Profesör Bressler... Bu laboratuara erişim yasaktır. Kimsiniz siz? | Unknown-2 | 2011 | |
| Why don't you arrest him? For what? | Bu adam Martin Harris değil! Dr. Martin Harris benim! | Unknown-2 | 2011 | |
| Entering the country legally? | Nedir bu? İki tane mi Martin Harris var? Hayır, izin verin açıklayayım. | Unknown-2 | 2011 | |
| Presenting all the correct documentation and sharing a hotel suite with his wife? | Bu adam dün gece otelime gelip ben olduğunu iddia etti. | Unknown-2 | 2011 | |
| Excuse me. With your wife. | Polisi arattırdım... Polisi ben arattırdım seni piç kurusu! | Unknown-2 | 2011 | |
| She is my wife. | Hastaneden çıkış belgeleri vardı. Bir kaza geçirmiş sanırım... | Unknown-2 | 2011 | |
| Herr Strauss? I found a Dr. Martin Harris at Langemore University. | Profesör... Profesör, polisi arayayım mı? | Unknown-2 | 2011 | |
| Yes. Thank you. That's what I've been trying.... | Evet, teşekkür ederim. | Unknown-2 | 2011 | |
| Okay. | Sizinle telefonda konuştuk! | Unknown-2 | 2011 | |
| Wait, please, wait. | Alternatif üreme sistemleri hakkında konuşmuştuk. | Unknown-2 | 2011 | |
| You're going to arrest me? I demand to speak to my embassy. | Babamdan bahsetmiştim, bir okul öğretmeninin bilime olan tutkusundan. | Unknown-2 | 2011 | |
| Unfortunately, it's your Thanksgiving. The embassy's closed until Monday. | Çocuklarınız hakkında konuştuk... | Unknown-2 | 2011 | |
| Herr Strauss, can I have a quiet word, please? | ...eşinizi kaybettiğinizden beri onlarla ne kadar çok zaman geçirdiğinizi. | Unknown-2 | 2011 | |
| Okay. | İki kızınız var, değil mi? | Unknown-2 | 2011 | |
| Listen... | Bana isimlerini söylediniz, ben de... | Unknown-2 | 2011 | |
| ...you're probably right. I | Biliyorum! Biliyorum! | Unknown-2 | 2011 | |
| The accident. | Laurel... Ve Lily. İkizler. 10 yaşlarındalar. | Unknown-2 | 2011 | |
| I, uh | Babama botanist olmak istediğimi söylediğimde ben de o yaştaydım. | Unknown-2 | 2011 | |
| I haven't been remembering things very well. I'm confused. | Hatırlıyor musunuz profesör? Telefonda konuşmuştuk. | Unknown-2 | 2011 | |
| This is my doctor at the hospital here in Berlin. | Babamı daha önce böylesine mutlu görmediğimi söylemiştim? | Unknown-2 | 2011 | |
| He warned me that this sort of thing, this was gonna happen. | Hayır sen değildin! Eşlerimizin ne kadar da cesur olduklarından bahsetmiştik... | Unknown-2 | 2011 | |
| I need to go back there now. | ...bilim adamlarıyla evlendikleri için. Balayımızdan bahsettik... Paris'teki! | Unknown-2 | 2011 | |
| I'm so embarrassed. | Ben ve eşimin! | Unknown-2 | 2011 |