Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178048
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| We can't end the night on that. | Bu gece böyle bitmemeli. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| It's over. | Sanırım bitti. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| No. I want to dance. | Hayır. Ben dans edeceğim. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Yvonne's right. Dance with her. | Yvonne haklı. Danset onunla. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I want to forget the war, forget your brother and party. | Haydi gel! Partiye devam, savaşı, kardeşini unutalım. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I'll just watch. If I don't fall asleep. | Uykuya yenilmezsem, devredeceğim. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I don't want this to stop. Ever. | Asla bitmesin. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I can't love anyone but you. | Senden başkasını sevemem. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Don't be silly, Yvonne. | Deli olma Yvonne. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| If only you wanted to. | Sadece sen istersen. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I'd be yours. | Senin olacağım. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I'd give you children. | Senin çocuklarını doğuracağım. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| What? Who else will? Philippe? | Ne? Kim sana verebilir? Philippe' mi? | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I'd do it for you. | Senin için yapabilirim. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I'd give you a son. | Çocuk yapabilirim. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I'm not angry, because you're drunk, Sara. | Sana kızamam, çünkü sarhoşsun, Sara. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Sadly drunk. | Oldukça sarhoş. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I hope you've a good reason for waking me up. | Umarım uyandırmak için mantıklı bir sebebiniz vardır. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Good God, a favor! | Tanrım, yardım! | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Now what is it? | Beni bu defa niçin uyandırdın? | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Perfume for a dolly bird? A dress while we're at it? | Bir bebek için parfüm mü? Herhangi birine kıyafet mi? | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Arrest my brother. | Kardeşimi tutukla. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| But why? | Ne için? | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Because I'm asking. | Ben istiyorum. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I did a year without snitching. I deserve it. | Bir yıldır iyi hizmet veriyorum. Hak ettim sanırım. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I don't disagree. I just want to know why? | Reddetmedim. Sadece nedenini bilmek istiyorum. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I love rotten families. | Çürümüş aile hikayelerini severim. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Rotten through with secrets. | Sırların içinde çürümüş. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| And on what charge? | Hangi suçlamayla? | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Say you got a tip | Ona direnişçi olduğunu söylersin. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| that he's in the Resistance. It's hard to disprove. | İnkar etmesi zordur. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Release him the next day. | Ertesi gün serbest bırakırsın. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Bring him to the laundry. | Serbest kalınca çamaşırhaneye bırakırsın. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Tell him he's lucky his brother has contacts. | Kardeşinin çevresi sayesinde şanslı olduğunu söylersin. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Touching! | Dokunaklı! | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| The bad apple wants to be a hero. | Çürük elma kahraman olmak istiyor. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Like Greek tragedy. Right. | Yunan trajedisi gibi. Tamamen öyle. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| It'll cost you a wad of addresses. Tragedy's my wife's game. | Bu size bir çok yeni adrese malolur. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| He's at a friend's, but he'll go home before dawn. | Şu anda arkadaşının evinde şafaktan önce eve dönecektir. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| He passes the university. | Her zaman üniversitenin önünden geçer. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Agreed? I get him released. And don't hurt him. | Anlaşıldı mı? Onu ertesi gün serbest bırakıyorsun. Ve özellikle hırpalamıyorsun. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Don't worry. I'll just make the call. | Endişelenme. Telefonla haberdar ederim. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Watch it. The curfew's still on. | Dikkatli ol. Sokağa çıkma yasağı devam ediyor. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Happy birthday again. | Tekrar mutlu yıllar. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Can anybody hear me? | Sesimi duyan var mı? | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I've done nothing to the Germans. Shut it! Who asked you? | Almanlara karşı bir şey yapmadım. Kapa gaganı! Sana bir şey sormadık. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Call my home. Lavandier. | Evimi arayın. Lavandier Ailesi. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Turenne 24 36. They'll tell you I'm innocent. | Turenne 24 36. Size suçsuz olduğumu söyleyeceklerdir. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Speak when you're spoken to! U nderstand? | Sana konuş dendiği zaman konuşacaksın! Anlaşıldı mı? | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Easy. We're releasing him later. | Daha nazik. Sonra serbest bırakacağız. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Why arrest him then? I'll explain later. | Neden tutukladık o zaman? Sonra anlatırım. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| The reputation of the French Police depends on us. | Biliyorsun, Fransız Polisi' nin itibarı bize bağlı. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Well, ladies, a nice evening of cottaging? | Haydi gayler, güzel bir tatil akşamı? | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| A bit chilly? | Biraz serinlik? | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Your punter... Isn't that Jean Lavandier? | Senin müşteri... Jean Lavandier değil mi? | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Born 3rd October 1915, Paris 3rd district? | 3 Ekim 1915 doğumlu, Paris 3. cü bölgeden? | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| He's in the poof file. | İbne olarak fişlenmiş. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Cavorting with a Jerry officer. | Bir Alman memurla dans eden. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I've got a case against him. | Yeni bir suçlama. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I'm innocent! | Suçsuzum! Bok. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I'm innocent! | Suçsuzum! | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Your German cousin? | Bir Alman kuzen belki? | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Witnesses saw you feeling each other up at Graff's. | Graff' ta sizi sarmaş dolaş gören tanıklarımız var | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| It's no time to be a German officer's plaything. | Alman askerle oynaşma zamanı değil. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I'm not his plaything. I didn't sleep with him. | Onunla oynaşmıyordum. Onunla yatmadım. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| You're in the fag file! | Homoseksüeller dosyasındasın. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| You're the shame of the new France. | Yeni Fransa' nın yüzkarasısın. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| As you love Jerries so, you can get to know them better. | Alman domuzlarını seviyorsun madem, onları daha yakından görebilirsin. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| He's never been this late. | Hiç bu kadar geç kalmamıştı. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| God, I hope nothing's happened! | Tanrım, hiç bir şey olmamıştır umarım. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I could cover for Jean in the shop | Mağazaya bir göz atayım | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| and do the deliveries this afternoon. | bugünkü teslimatları halledeyim. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| When did you start caring? | Ne zaman endişe duyacaksın? | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I nspectors Maurier and Cazenaud. M and Mme Lavandier? | Polis Müfettişi Maurier ve Cazenaud. Bay ve Bayan Lavandier' mi? | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Is it about Jean? | Jean' a bir şey mi oldu? | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| He's being held for questioning. | Bizim serviste sorgulanıyor Bayan. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| What for? There's been a mistake. | Neyle itham ediyorsunuz? Bir yanlışlık olmalı. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I don't think so. He's the lover of a German officer. | Sanmıyorum. Bir Alman askerle aşk ilişkisi. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| What's with this German officer? | Bu Alman asker hikayeside nedir? | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| You were supposed to release Jean tonight! | Jean' ın bugün serbest kalması konusunda anlaşmıştık. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Don't mess this up! | Bu saçmalığı tırmandırma! | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Mess up? You played with fire and got burnt. | Saçmalık mı? Ateşe benzin döktün. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| You should've known he liked being occupied by the occupiers. | İşgalcilerle haşır neşir olmaktan hoşlandığını biliyordun. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| They'll occupy themselves with him now! | Şimdi onlar bizzat kendileriyle meşgul olacaklar! | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| How many addresses do you need? | Kaç adres istiyorsun? Pezevenk. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Not even a hundred will do. The Jerries don't care. | Yüzden aşağı olmasın. İbneler umurumda değil. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| But try hard and I'll put in a word. | Eğer sıkı çalışırsan, ondan haberdar etmeye uğraşırım. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| A lieutenant colonel in the German Army. | Alman Ordusu' nda bir Albay. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Johann Von Berg. | Johann Von Berg. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| You hit the jackpot. | Hiçbir şeyi geri çevirmemişsin. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Our French friends were most cooperative. | Fransız dostlarımız iyi birer işbirlikçi. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| You met him at Graff's on 30 August this year. | Bu yıl 30 Ağustos' ta sizi Graff' ta görmüşler. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| We want to know about your pillow talk. | Şu yatak arkadaşını anlatmanı istiyoruz. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Arsch fickers like you, dirty little bum bandits, | Senin gibi g.tten sik.şenlerle, sevişirken seviştikten sonra, | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| always talk during and after, right? | işlerini konuşurlar, değil mi? | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| Don't try to protect dear Johann. | Sevgili Johann' ı korumaya kalma. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| We know all about your obscene, unnatural tryst. | Senin müstehcen, ahlaksız randevularını, her şeyi biliyoruz. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I only met him once. | Sadece bir defa, bir defa. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| I didn't sleep with him. | Onunla bir defa yattım. | Un Amour a taire-1 | 2005 | |
| If it's a lie, | Bu yalan, | Un Amour a taire-1 | 2005 |