Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 170117
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Did you rip this page out of Cassie's Book of Shadows? | Bu sayfayı Cassie'nin Gölgeler Kitabı'ndan mı yırttın? Bu sayfayı Cassie'nin Gölgeler Kitabı'ndan mı yırttın? Bu sayfayı Cassie'nin gölgeler kitabından mı kopardın? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| There are a million pages in there. | İçinde milyonlarca sayfa var. İçinde milyonlarca sayfa var. Orada milyonlarca sayfa var. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| She'll never know. | Hayatta anlamaz. Asla anlamaz. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| The point is, whoever wrote down this spell | Burada asıl mesele bu büyüyü her kim yazmışsa... Burada asıl mesele bu büyüyü her kim yazmışsa... Önemli olan, bu büyüyü kim yazdıysa... | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| was practicing a different kind of magic than ours. | ...bizimkinden daha farklı bir büyüyü kullanıyormuş. ...bizimkinden daha farklı bir büyüyü kullanıyormuÅŸ. ...bizimkinden farklı bir büyü şekliyle uğraşıyormuş. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Maybe the kind that doesn't need | Belki de 5 kişinin el ele tutuşmasını gerektirmeyen bir türdür. Belki de 5 kiÅŸinin el ele tutuÅŸmasını gerektirmeyen bir türdür. Belki de beş kişinin el ele tutuşmasının gerekmediği bir büyü tarzı. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Well, I've never heard of any of these ingredients. | Ben bu bileşenlerden hiçbirini duymadım. Ben bu bileÅŸenlerden hiçbirini duymadım. Buradaki bileşenleri hiç duymadım. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| It's out of our realm of witchcraft. | Bizim cadılık alanımızın dışında. Bizim cadılık alanımızın dışında. Bizim cadıcılık alanının dışında kullanılan bileşenler. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Most of them are used in ancient voodoo practices. | Bunların çoğu eski voodoo büyülerinde kullanılıyormuş. Bunların çoÄŸu eski voodoo büyülerinde kullanılıyormuÅŸ. Çoğu eski voodoo büyülerinde kullanılıyormuş. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| And how are we supposed to find them? | Peki ya biz bunları nereden bulacağız? Peki ya biz bunları nereden bulacağız? Peki, biz bunları nasıl bulacağız? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I looked up voodoo Botanica | Voodoo Botanica'da Chance Harbor'un yakınındaki büyücüleri araştırdım... Voodoo Botanica'da Chance Harbor'un yakınındaki büyücüleri araÅŸtırdım... Voodoo Botanica'da Chance Harbor'un 100 km yakınındakileri büyücüleri, | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| and this is the only thing that popped up. | ...ve karşıma sadece bu çıktı. ...ve karşıma sadece bu çıktı. araştırdım ve karşıma bu çıktı. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| "Lee LaBeque. | Lee LaBeque. "Lee LaBeque. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Love spells, hexing spells, oils, herbs, snake handling." | Aşk büyüleri, nazar büyüleri, yağlar, şifalı bitkiler, yılan zehri. AÅŸk büyüleri, nazar büyüleri, yaÄŸlar, ÅŸifalı bitkiler, yılan zehri. Aşk büyüleri, nazar büyüleri, yağlar, şifalı bitkiler, yılan zehri." | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| This is ridiculous. I'm desperate. | Bu çok aptalca. Çaresiz durumdayım. Bu çok aptalca. Çaresiz durumdayım. Bu çok aptalca. Çaresizim. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| If anyone is supposed to have any power here, it's me. | Eğer güçleri olması gereken biri varsa o da benim. EÄŸer güçleri olması gereken biri varsa o da benim. Burada güç sahibi olması gereken biri var ise, o benim. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| And if I'm not born with it, | Ve eğer bu güçle doğmadıysam... Ve eÄŸer bu güçle doÄŸmadıysam... Ayrıca, eğer onunla doğmadıysam, başka bir yolu olmalı. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| there has to be another way. | ...başka bir yolu daha olmalı. ...baÅŸka bir yolu daha olmalı. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Are you sure this is Ok? | Sorun olmadığından emin misin? Sorun olmadığından emin misin? Bunun sorun olmayacağından emin misin? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| My grandmother will be thrilled to meet you. | Büyükannem seni gördüğüne çok sevinecektir. Büyükannem seni gördüğüne çok sevinecektir. Büyükannem seninle tanıştığı için mutlu olacak. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Meet who? | Kimi? Kiminle tanıştığım için? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Grandma Kate, this is my friend Cassie Blake. | Büyükanne Kate, bu arkadaşım Cassie Blake. Büyükanne Kate, bu arkadaşım Cassie Blake. Büyükanne Kate, bu benim arkadaşım Cassie Blake. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Hi. Amelia's daughter? | Merhaba. Amelia'nın kızı mısın? Merhaba. Amelia'nın kızı mısın? Merhaba, Amelia'nın kızı mısın? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Yes. Nice to meet you. | Evet. Tanıştığımıza memnun oldum. Evet. Tanıştığımıza memnun oldum. Evet, tanıştığımıza sevindim. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I'm sorry for your loss. | Başın sağ olsun. Başın saÄŸ olsun. Kaybın için üzgünüm. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Your mother was a wonderful and independent girl. | Annen harika bir kadındı. Annen harika bir kadındı. Annen çok iyi ve bağımsız bir kadındı. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Sounds a lot like Cassie. | Aynı Cassie gibi. Aynı Cassie gibi. Cassie'ye çok benziyor. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I'd like to think so. | Böyle düşünmeniz güzel. Böyle düşünmeniz güzel. Böyle düşünmeniz güzel. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Hey, Cassie. Welcome. | Merhaba Cassie. Hoş geldin. Merhaba Cassie. HoÅŸ geldin. Merhaba, Cassie. Hoş geldin. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Why don't you go in and sit down. | Siz içeri geçip oturun. Siz içeri geçip oturun. Neden içeri geçip oturmuyorsun. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| My mother has made dinner and it looks amazing. | Annem yemek yaptı ve harika görünüyor. Annem yemek yaptı ve harika görünüyor. Annem yemek yaptı ve harika gözüküyor. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Sounds great. Thank you. | Harika, teşekkürler. Harika, teÅŸekkürler. Harika. Teşekkür ederim. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| You expecting anyone? | Birini bekliyor muydun? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Dawn. Hi, honey. | Dawn. Merhaba tatlım. Dawn. Merhaba tatlım. Dawn. Merhaba, tatlım. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Mmm. I thought I'd join you all for dinner | Eğer mahsuru yoksa yemeğe katılayım dedim. EÄŸer mahsuru yoksa yemeÄŸe katılayım dedim. Size yemekte katılabileceğimi düşündüm, eğer sorun olmayacaksa. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| if that's all right. | Eğer mahsuru yoksa yemeğe katılayım dedim. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Brought a bottle of Pinot from France. | Fransa'dan gelme bir şişe Pinot getirdim. Fransa'dan gelme bir ÅŸiÅŸe Pinot getirdim. Bir şişe Fransız Pinot'u aldım. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I remember you saying that was your mother's favorite. | Annenin en sevdiği olduğunu söylemiştin, hatırladın mı? Annenin en sevdiÄŸi olduÄŸunu söylemiÅŸtin, hatırladın mı? Senin annenin en çok bunu sevdiğini söylediğini hatırlıyorum. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| How kind of you, Dawn. | Ne kadar incesin Dawn. Ne kadar düşüncelisin, Dawn. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| This is an excellent meal, | Yemek her zamanki gibi müthiş olmuş anne. Her zamanki gibi harika bir yemek olmuş, anne. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Cassie: Seriously, it's amazing. | Cidden, harika. Gerçekten, çok güzel olmuş. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| You need to teach me how to cook this, grandma. | Büyükanne bana bunun nasıl yapıldığını öğretmen gerek. Bunun nasıl yapıldığını bana öğretmen gerekiyor, Büyükanne. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| All right, I will. | Peki, öğretirim. Tamam, öğretirim. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| How's your grandmother, Cassie? | Büyükannen nasıl Cassie? Büyükannen nasıl, Cassie? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I talked to her tonight. She, uh, she sounded better. | Akşam konuştum. Sesi daha iyi geliyordu. Onunla bu gece konuştum. Sesi daha iyi geliyordu. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I'm hoping that she's just overworked and tired. | Sadece çok çalışmaktan yorulmuştur diye düşünüyorum. Sadece çok çalışmaktan yorulmuş olduğunu umuyorum. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I think losing Henry Chamberlain affected us all. | Henry Chamberlain'in ölümü hepimizi etkilediğini düşünüyorum. Bence Henry Chamberlain'i kaybetmek hepimizi etkiledi. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I don't really think we need to get into that | Yemek masasında bu konuya girmemize gerek olduğunu düşünmüyorum. Ben o konuya yemek masasında girmenin uygun olduğunu sanmıyorum. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Well, they're not children anymore, Charles. | Onlar artık çocuk değil Charles. Onlar artık çocuk değil, Charles. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Dawn? What? | Dawn? Efendim? Dawn? Ne? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Don't you want wine, Kate? | Şarap istemiyor musun Kate? Şarap istemiyor musun, Kate? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I'd love some. Thank you. | İsterim. Teşekkürler. Çok iyi olur. Teşekkür ederim. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| To Henry. | Henry'e. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| A very good friend. | Çok iyi bir dosta. Çok iyi bir arkadaşa. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| To Henry. | Henry. Henry'e. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Charles, what are you doing? | Charles, ne yapıyorsun? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I just thought I saw some cork in the bottle. | Bardağında mantar tıpanın bir parçasını gördüm de. Bardağında mantar tıpasının bir parçasını gördüğümü sandım. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I don't want you to choke. | Boğulmanı istemem. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I feel terrible about the cork. | Tıpa konusuna çok üzüldüm. Tıpa konusunda üzgünüm. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I apologize. We'll fix that. | Özür dilerim. Hemen halledelim. Özür dilerim, hemen halledelim. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Excuse me. | İzninizle. Üzgünüm. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| What is wrong with you? | Senin sorunun ne? Senin neyin var? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| You think I'm trying to poison your mother? | Anneni zehirlemeye çalıştığımı mı düşünüyorsun? Anneni zehirlediğimi mi sanıyorsun? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Based on the fact that a few hours ago | Birkaç saat önce onu öldürmeyi önerdiğini düşünürsek evet. Bir kaç saat önce onu öldürmeyi teklif ettiğini göz önüne alırsak, evet. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I'm here to keep an eye on her | Ben buraya ona göz kulak olmaya ve gözümün öyle... Ben buraya onu göz önünde tutmaya ve... | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| and to make sure she realizes I'm not easily intimidated. | ...kolay korkmadığını anlamasını sağlamaya geldim. ...öyle kolayca korkmadığımı hatırlatmaya geldim. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| You just wasted a very nice bottle of wine. | Az önce çok iyi bir şişe şarabı boşa harcadın. Daha demin çok güzel bir şişe şarabı boşa harcadın. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I can handle my mother. | Ben annemin üstesinden gelebilirim. Ben annemle ilgilenebilirim. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Can you? | Öyle mi? İlgilenebilir misin? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| It doesn't exactly scream House of voodoo, does it? | Ev öyle voodoo evine hiç benzemiyor, değil mi? Voodoo Eviyim diye bağırmıyor, değil mi? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| You sure this is it? | Buranın doğru yer olduğundan emin misin? Bu olduğuna emin misin? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| 32 MacMillan drive. | 32 MacMillan drive. 32 MacMillan yolu. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Come on, it's obviously an online scam. | Hadi ama, bunun bir internet dolandırması olduğu apaçık ortada. Hadi ama, internet dolandırıcılığı olduğu çok ortada. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Uh...We emailed. | E posta atmıştık. Mail atmıştık. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| About a consultation. | Bir konuyu danışmak için. Danışmak için. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I only deal in cash. | Sadece nakitle iş yaparım. Sadece nakit karşılığı iş yaparım. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| And I only deal with professionals, | Ben de sadece profesyonellerle iş yaparım. Bende sadece profesyoneller ile, | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| not kids who operate out of their parents' garage. | Ailesinin garajında iş yapan çocuklarla değil. ...ailesinin garajında iş çeviren çocuklarla değil. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| We need help with the spell. | Bir büyü için yardıma ihtiyacımız var. Bir büyü hakkında yardıma ihtiyacımız var. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Want to set the mean girls | Erkek arkadaşlarınızı çalan kötü kızları ateşe mi vermek istiyorsunuz? Erkek arkadaşınızı çalan kötü kızları ateşe vermemi mi istiyorsunuz? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| No, smartass. | Hayır ukala. Hayır, ukala. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| We are the mean girls. | Bizler o kötü kızlarız. Kötü kızlar bizleriz. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| This is an ancient voodoo power spell | Bu yeteneklerini artırmak için rahipler tarafından kullanılan eski bir voodo büyüsü. Bu rahipler tarafından güçlerini arttırmak için kullanılan eski bir voodoo büyüsü. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| This is a dangerous spell. | Bu tehlikeli bir büyü. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Are you sure you want to do it? | Yapmak istediğinizden emin misiniz? Yapmak istediğinize emin misiniz? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Are you sure you can? | Sen yapabileceğinden emin misin? | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Your grandmother's really sweet. | Büyükannen çok şeker biri. Büyükannen çok iyi biri. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Makes me miss mine. | Onu görünce benimkini özledim. Benimkini özlememe sebep oluyor. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Oh, she'll be back soon, I'm sure. | Eminim yakında döner. Eminim yakında dönecektir. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| [Clink] Yeah. | Evet. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| It's Adam. | Adam. Adam gelmiş. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Two rocks is code for "can I come up?" | 2 taş "yukarı gelebilir miyim" demek oluyor. İki taş, 'yukarı gelebilir miyim?' demek içi bir kod. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Complicated stuff. | Karmaşıkmış ha. Karışıkmış. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| He's been doing it since the sixth grade. | 6. sınıftan beri böyle yapıyor. 6. sınıftan beri bunu yapıyor. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I forgot how happy that sounds makes me. | O sesin beni ne kadar mutlu ettiğini unutmuşum. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I think he's here to see | Sanırım buraya aklımla seni kazara incittim mi diye bakmaya gelmiş. Sanırım sana yanlışlıkla beynimle zarar verdim mi diye bakmaya gelmiş. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| No. Um... | Hayır. Hayır... | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| I actually came to apologize. | Aslında özür dilemeye gelmiştim. Aslında özür dilemeye geldim. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Well, I came to apologize to Cassie. | Cassie'den özür dilemeye gelmiştim. Aslında, Cassie'den özür dilemek için. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 | |
| Oh. Ok. | Tamam. Pekala. | The Secret Circle Darkness-1 | 2012 |