Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 164229
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| NEIGHBOUR: Shut the fuck up! | Kesin gürültüyü! | The Guru-1 | 2002 | |
| RAMU: I know it's been a while, but.... The penthouse is beautiful. | Geleli epey oldu, biliyorum, ama... Çatı katı çok güzel. | The Guru-1 | 2002 | |
| Vijay's doing really well. | Vijay'in hali vakti iyi. | The Guru-1 | 2002 | |
| No, New York is great. | Hayır, New York harika bir yer. | The Guru-1 | 2002 | |
| Cook says your samosas are getting cold. | Aşçı samosa'lar soğumasın diyor. | The Guru-1 | 2002 | |
| That was the butler. My samosas are getting cold. | Uşak geldi de. Samosa'larım soğuyormuş. | The Guru-1 | 2002 | |
| I better go, Na.nima.. Na.ma.ste. | Artık kapatmalıyım nineciğim. Namaste. | The Guru-1 | 2002 | |
| PATRON: The guy's totally lame. | Herif zavallının teki. | The Guru-1 | 2002 | |
| How long can that guy go for the "working late" crap? | ''Fazla mesai'' saçmalığını daha ne kadar yutacak? | The Guru-1 | 2002 | |
| What is this? I ordered the chicken tikka masala. | Ne bu? Ben tavuklu tikka masala istemiştim. | The Guru-1 | 2002 | |
| That is chicken tikka masala, sir. | Bu tavuklu tikka masala efendim. | The Guru-1 | 2002 | |
| (Mimicking accent) That is not chicken tikka masala, sir. | Bu tavuklu tikka masala değil efendim. | The Guru-1 | 2002 | |
| That is definitely chicken tikka masala. | Kesinlikle tavuklu tikka masala. | The Guru-1 | 2002 | |
| Dude, I know chicken fucking tikka masala, and that's not it. | Tavuklu tikka masala'yı bilirim ahbap, bu o değil. | The Guru-1 | 2002 | |
| So how about taking your skinny brown ass back to the kitchen and get me some? | Şimdi o cılız, esmer kıçını kıpırdatıp mutfağa git ve istediğim şeyi getir. | The Guru-1 | 2002 | |
| Yes, sir. I'm sorry, dude. | Peki efendim. Kusura bakma ahbap. | The Guru-1 | 2002 | |
| WOMAN: Oh, my God. | Aman tanrım. | The Guru-1 | 2002 | |
| I even told him you got 10 kids and your wife's in a wheelchair. | Ona 10 çocuğun olduğunu ve karının kötürüm olduğunu bile söyledim. | The Guru-1 | 2002 | |
| I don't care. I don't want that stupid job back. | Umurumda değil. O berbat işe dönmek istemiyorum. | The Guru-1 | 2002 | |
| Come on, man. You got a roof over your head... | Hadi ama. Başının üstünde bir damın... | The Guru-1 | 2002 | |
| and food in your belly. What more do you want? | karnını doyuracak aşın var. Daha ne olsun? | The Guru-1 | 2002 | |
| I want what you promised me in your letters. | Mektuplarında bana vaat ettiğin şeyi istiyorum. | The Guru-1 | 2002 | |
| So did you, Vij. | Bunu yaptın Vij. | The Guru-1 | 2002 | |
| The penthouse, the Mercedes. | Çatı katını, Mercedes'i. | The Guru-1 | 2002 | |
| So what happened to your business empire? | Kurduğun ticaret imparatorluğuna ne oldu? | The Guru-1 | 2002 | |
| RAMU: Huh? VIJAY: It's not that easy. | Ne oldu, ha? O kadar kolay değil. | The Guru-1 | 2002 | |
| I don't want it to be easy. I just want my chance. | Kolay olsun demiyorum. Sadece bir şans istiyorum. | The Guru-1 | 2002 | |
| Maybe I'm not good enough. | Belki yeterince iyi değilim. | The Guru-1 | 2002 | |
| Maybe all I can do is be a waiter, but I want my chance to find out. | Belki garsonluktan öteye gidemem, ama bunu anlamak için bir şansım olsun. | The Guru-1 | 2002 | |
| Isn't that the American dream? You're a fool. | Amerikan rüyası da bu değil midir? Sen bir aptalsın. | The Guru-1 | 2002 | |
| Do you know why they call it the American dream? | Neden Amerikan rüyası diyorlar, biliyor musun? | The Guru-1 | 2002 | |
| Because it only happens when you're asleep. | Çünkü onu sadece uykunda görürsün. | The Guru-1 | 2002 | |
| DWAIN: Next! | Sıradaki! | The Guru-1 | 2002 | |
| I'm here for the audition. Ramu Gupta. | Deneme için geldim. Adım Ramu Gupta. | The Guru-1 | 2002 | |
| My mother comes from Hyderabad. | Annem Haydarabatlıdır. | The Guru-1 | 2002 | |
| My father wanted to marry a Muslim girl, but his family wouldn't let him. | Babam Müslüman bir kızla evlenmek istemiş, ama ailesi izin vermemiş. | The Guru-1 | 2002 | |
| Everybody's a comedian. | Her önüne gelen komedyenlik yapıyor. | The Guru-1 | 2002 | |
| DWAIN: What'd you say your name was? RAMU: Ram Chandra Gupta. | Adın neydi? Ram Chandra Gupta. | The Guru-1 | 2002 | |
| Actor. | Oyuncuyum. | The Guru-1 | 2002 | |
| Dancer. | Dans ederim. | The Guru-1 | 2002 | |
| Okay, Rammy, what would you say your specialty is? | Pekala Rammy, herhangi bir özelliğin var mı? | The Guru-1 | 2002 | |
| Well, I move smooth. | Yumuşak hareket ederim. | The Guru-1 | 2002 | |
| I take instruction easily. I'm not afraid to try new things. | Kolay öğrenirim. Yeni şeyler denemekten korkmam. | The Guru-1 | 2002 | |
| Good. We like that. | Güzel. Bunu severiz. | The Guru-1 | 2002 | |
| How big are you hard? | Yeterince büyük mü? | The Guru-1 | 2002 | |
| Yes, I work very hard. | Evet, çalışma arzum çok büyük. | The Guru-1 | 2002 | |
| No. Your johnson. | Belki Broadway'de bir tiyatro kiralarız. Broadway mi? Hayır. Kuşun. | The Guru-1 | 2002 | |
| How big is your johnson? | Kuşun büyük müdür? | The Guru-1 | 2002 | |
| RAMU: Johnson? DWAIN: Your wand. | Kuş mu? Kamışın. | The Guru-1 | 2002 | |
| Your pork sword. Your baloney pony. | Aletin. Takım taklavatın. | The Guru-1 | 2002 | |
| Would you like to see my Macarena? | Macarena'mı görmek ister misiniz? | The Guru-1 | 2002 | |
| Is that what you call it in your part of the world? | Sizin oralarda öyle mi deniyor? | The Guru-1 | 2002 | |
| Let me see your Macarena. | Göster bakalım Macarena'nı. | The Guru-1 | 2002 | |
| Hey, Ma.ca.rena.! | Hey, Macarena! | The Guru-1 | 2002 | |
| All right, you wanna lose the pants? | Pekala, pantolonunu çıkaracak mısın? | The Guru-1 | 2002 | |
| Is that part of the movie? | Filmde böyle bir sahne mi var? | The Guru-1 | 2002 | |
| Like Tom Cruise in Risky Business? | Risky Business'daki Tom Cruise gibi mi? | The Guru-1 | 2002 | |
| DWAIN: All right! | Pekala! | The Guru-1 | 2002 | |
| You know you could be big. | Çok büyük bir şey olabilir. | The Guru-1 | 2002 | |
| Oh, yes, sir, very big. | Evet efendim, çok büyük. | The Guru-1 | 2002 | |
| I must say, most guys come in here, they wax the dolphin. | Şunu söylemeliyim ki, gelenlerin çoğu çavuşu tokatlar. | The Guru-1 | 2002 | |
| That's it. It's over. | Hepsi bu. İş biter. | The Guru-1 | 2002 | |
| You dance. I like that. | Sen dans ediyorsun. Beğendim. | The Guru-1 | 2002 | |
| Plus you got this really interesting look. It's kind of an Oriental cabana boy thing. | Ayrıca ilginç bir tipin var. Doğulu içoğlanları gibi. | The Guru-1 | 2002 | |
| You're unique, Rammy. You could be a big star. | Sen eşsizsin Rammy. Büyük bir yıldız olabilirsin. | The Guru-1 | 2002 | |
| Yes, sir. I know. | Evet efendim. Biliyorum. | The Guru-1 | 2002 | |
| I'm telling you. I'm the star, like John Travolta. | Dedim ya. Ben yıldızım, tıpkı John Travolta gibi. | The Guru-1 | 2002 | |
| "Pulp Fiction" Travolta or "Urba.n Cowboy" Travolta? | Pulp Fiction'daki Travolta mı, Urban Cowboy'daki mi? | The Guru-1 | 2002 | |
| "Grea.se" Travolta. | Grease'deki Travolta. | The Guru-1 | 2002 | |
| How many lines do you have? I haven't seen the script yet. | Repliğin çok mu? Daha senaryoyu görmedim. | The Guru-1 | 2002 | |
| I know your lines, just like your lines in the restaurant. | Ben senin repliğini biliyorum, restorandaki gibi. | The Guru-1 | 2002 | |
| "Would you like chutney with your chapatis or poppadums with your paneer?" | ''Çapati'nin yanına sos veya taze peynirle mercimek yufkası ister misiniz?'' | The Guru-1 | 2002 | |
| "Do you want nachos with your Big Gulp?" Piss off, man. | ''Sodanızla mısır cipsi ister misiniz?'' Kesin be. | The Guru-1 | 2002 | |
| Oh, I'm sorry. Good for you, ya.a.r. | Özür dilerim. Senin için sevindim dostum. | The Guru-1 | 2002 | |
| Come on, so tell us about it. What role are you playing? | Bugün hava çok güzel. Biraz yürüyelim. Hadi, anlatsana. Hangi rolde oynuyorsun? | The Guru-1 | 2002 | |
| SANJIV: Man in turban working in gas station. | Benzincide çalışan sarıklı adam rolü. | The Guru-1 | 2002 | |
| You guys joke all you want, but this is a real movie and I am the star. | İstediğiniz kadar alay edin, bu gerçek bir film ve başrol benim. | The Guru-1 | 2002 | |
| CAMERAMAN: Clock's ticking. Come on. | Pekala, vakit nakittir. Hadi. | The Guru-1 | 2002 | |
| DWAIN: Okey dokey pokey. Actors on the set. | Pekala. Oyuncular sete! | The Guru-1 | 2002 | |
| DWAIN: Walk away. Okay? Grab that. | Hadi çekilin. Tamam mı? Tut şunu. | The Guru-1 | 2002 | |
| For a starring role, I don't have a lot of lines. | Başrollerden biri benim, ama fazla repliğim yok. | The Guru-1 | 2002 | |
| What are you doing? Giving Mr. Happy a shine. | Ne yapıyorsun? Hacı babayı yağlıyorum. | The Guru-1 | 2002 | |
| He gets more screen time than your face does. | Suratından çok o gözükecek. | The Guru-1 | 2002 | |
| RAMU: What? DWAIN: Any sign of our Mr. Rammy? | Ne? Rammy beyimizden haber var mı? | The Guru-1 | 2002 | |
| Okay, now, no time for nerves. | Pekala, gerilmenin zamanı değil. | The Guru-1 | 2002 | |
| You gotta get out there. Don't you want to be in the movie? | Çık oraya. Filmde oynamak istemiyor musun? | The Guru-1 | 2002 | |
| But a real movie, not... | Ama gerçek film olmalı... | The Guru-1 | 2002 | |
| pornography. Sugar, please. | porno değil. Tatlım, lütfen. | The Guru-1 | 2002 | |
| PEACHES: Everybody has to start somewhere. | Bir yerden başlamak gerek. | The Guru-1 | 2002 | |
| DWAIN: So it's one, two, and the inserts and we're done. | Bir, iki, sonra yakın çekimler ve işimiz bitecek. | The Guru-1 | 2002 | |
| There's my Ja.ne. Now where's my Ta.rza.n? | Jane burada. Tarzan'ım nerede? | The Guru-1 | 2002 | |
| Hey, there's the Ra.m. | Hey, işte koçum buradaymış. | The Guru-1 | 2002 | |
| Everyone meet Rammy. | Rammy'yle tanışın. | The Guru-1 | 2002 | |
| DWAIN: Meet your co star Sharrona. | Rol arkadaşın Sharrona'yla tanış. | The Guru-1 | 2002 | |
| All right, let's rock. Come on. | Pekala, işe koyulalım. Hadi. | The Guru-1 | 2002 | |
| DWAIN: Welcome to Fantasy lsland. | Fantezi adasına hoş geldiniz. | The Guru-1 | 2002 | |
| Okay, Rammy, you live on this desert island, obviously. | Pekala Rammy, görüldüğü gibi bu ıssız adada yaşıyorsun. | The Guru-1 | 2002 | |
| And you've basically been in the bushes beating your meat your whole life. | Hayatın boyunca otuzbir çekmişsin. | The Guru-1 | 2002 | |
| One day you're skipping along the beach, you see this... | Günlerden bir gün kumsalda gezinirken... | The Guru-1 | 2002 | |
| hot power suited mama, and you just wanna... | bu seksi fıstıkla karşılaşıyorsun ve ona... | The Guru-1 | 2002 |