Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15418
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
I may lack morals, gentlemen, | Ahlak yoksunu, beyfendi biri olmayabilirim ama katil değilim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
There's dirt on these hands, in more ways than one, | Bu eller bir sürü yolsuzluk ve kire bulaştı ama kan arıyorsanız, boşa bakıyorsunuz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I wanted to give you going away gift. | Sana yol hediyesi vermek istiyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Avram, I don't bite. | Avram ısırmam. Biliyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Just that. | Buymuş. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Your ride is almost here. | Aracın birazdan burada olur. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I wake you? | Uyandırdım mı? Bir önemi var mı? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Can I come in? | Gelebilir miyim? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You okay? I'm... great. | İyi misin? Muhteşemim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I need a warrant to search the Jerusalem Heritage Center, | Sana bahsettiğim şu Jerusalem Miras Merkezi için... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
the place I told you about. | ...arama emrine ihtiyacım var. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I'm pretty sure they're linked with Yussef Khalid | Yussef Khalid'in Vicki'nin öldürülmesiyle ile ilgili bir bağlantısı olduğuna eminim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Emma. | Emma'nın. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Got Emma killed. | Emma'nın öldürülmesi. Senin içim bir fark yok, değil mi? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I know what you're thinking... | Ne düşündüğünü biliyorum... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I don't think you know what I'm thinking at all. | Ne düşündüğümü bildiğini hiç sanmıyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Sitting in a hospital bed, | Bir hastahane yatağında oturup... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
wondering if you're gonna show up... | ...gelecek mi diye beklemek için kâbul etmedim bu işi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Lynn... | Lynn... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You thought about coming by. | Gelmeyi düşündün. Düşünmüş olmak da sayılır. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Maybe. I don't know. | Belki. Bilmiyorum. Bildiğini ikimiz de biliyoruz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
We're both to blame for this... | İkimizde suçluyuz, bu yaşadığımız her neyse. İlişki diyemeyeceğim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
It's too romantic, but whatever it... | Bu çok romantik olur, ama her neyse... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
this is never should have gone past the hotel lobby. | ...asla otel odasında olmamalıydı. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
What about, uh, Nadav? How's he doing? | Nadav'dan haber var mı? Nasıl durumu? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
He died in surgery. | Ameliyatta öldü. Bir saat önce aradılar. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Look, have a good night, okay? | İyi geceler tamam mı? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
You found it. | Sonunda buldun. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Your sense of entitlement intact, I hope? | Umarım olayın tamamem bilincindesindir? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Avram. | Avram. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
What can I say? | Ne söyleyebilirim? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Next year, in Jerusalem. | Seneye, Jerusalem'de görüşürüz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Let this be the last year | Bırakalım da bunu bir daha söylemek zorunda kalacağımız son yıl olsun. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
my part is done. | ...benim işim bitti. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
There is one more job, Yussef. | Bir iş daha var Yussef. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
How easily we can lose sight of... | Tapınağı ne için tekrar... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
why we strive to rebuild the temper: | ...inşa etmeyi istediğimizi ne kadar kolay unutuyoruz; | Dig-1 | 2015 | ![]() |
to honor God | Tanrının onuru ve... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
and make atonement | ...hatalarımızın telafilerine kurban vermek için. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The manhunt you have caused | Adamların peşine düşmesi onca sıkı çalışmadan sonra... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
to achieve. | ...risk teşkil ediyor. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I want Josh back. | Josh'ı geri istiyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
By this time tomorrow. | Yarına kadar. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The other two? | Diğer ikisini? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Any liabilities are to be... | Debbie ve sevgilisini yok etmek için elinizden geleni yapın. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Anyone who has laid eyes on that boy. | O çocuğa göz koyan herkes için. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Previously, on Dig... Don't touch her! | Dig'de daha önce... Ona dokunmayın! Dig'de daha önce... Ona dokunmayın! | Dig-1 | 2015 | ![]() |
This Yussef Khalid, he took some kind of stone? | Yussef Khalid bir çeşit taş almış, sanırım? Yussef Khalid bir çeşit taş almış, sanırım? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Any idea what that's about? | Ne olduğu hakkında bir fikrimiz var mı? Hayır. Ne olduğu hakkında bir fikrimiz var mı? Hayır. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Any liabilities are to be eliminated. | Onları yok etmek için elinizden geleni yapın. Onları yok etmek için elinizden geleni yapın. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
This affair never should have gone past the hotel lobby. | Bu ilişki otel odasından ileri gitmemeliydi. Bu ilişki otel odasından ileri gitmemeliydi. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Did I have an affair with Emma Wilson? 1 | Emma Wilson ile bir ilişkim var mıydı? Evet vardı. Emma Wilson ile bir ilişkim var mıydı? Evet vardı. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Did I kill her? No. | Onu öldürmek mi? Hayır. Onu öldürmek mi? Hayır. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
This is tunnel seven... we got too close to the Temple Mount. | Burası 7.'nci tünel... Tapınak Dağına çok yakınız. 1 Burası 7.'nci tünel... Tapınak Dağına çok yakınız. 1 | Dig-1 | 2015 | ![]() |
No one's allowed to dig near there. | Kimsenin burada kazma izni yok. Kimsenin burada kazma izni yok. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
There is no greater assurance of life than sacrificial death. | Bu işte kendi hayatını feda etmekten daha büyük bir teminat olamaz. Bu işte kendi hayatını feda etmekten daha büyük bir teminat olamaz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Ceketinde bir pasaport bulduk. Ceketinde bir pasaport bulduk. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Adamın adı... Gerek yok. Adamın adı... Gerek yok. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Kim olduğunu biliyorum. Kim olduğunu biliyorum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Barut izleri var. İntahar. Barut izleri var. İntahar. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Bu ne? Bu ne? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Numara. Neyin numarası? Numara. Neyin numarası? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Dijital zaman kartı. O da ne? Dijital zaman kartı. O da ne? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
İş yerlerinde çalışanların çalışma saatlerini kaydetmek için kullanılır. İş yerlerinde çalışanların çalışma saatlerini kaydetmek için kullanılır. Şanslı gününde olmalısın. Ne anlatıyor? İçinde ne var? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
İzlenebilir mi? Evet. İzlenebilir mi? Evet. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
Golan. | Golan. Golan. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Gola... | Gola... Gola... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Bu da ne be. Bu da ne be. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
|
I'm still on parole. This is so messed up. | Hâlâ şartlı tahliyedeyim. Bu iş iyice karıştı. Hâlâ şartlı tahliyedeyim. Bu iş iyice karıştı. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Well, now's as good a Goddamn time as any to let me know. | Şuan tam da bana anlatabileceğin en uygun zaman. Şuan tam da bana anlatabileceğin en uygun zaman. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
It's all about the end of days. | Hepsi günlerin sonuyla alâkalı. Neyle dedin? Hepsi günlerin sonuyla alâkalı. Neyle dedin? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Armageddon. | Armageddon. Kendinden Geçme. Armageddon. Kendinden Geçme. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
In order to bring about the Second Coming, | İkinci Dönem'in getirilmesi için... İkinci Dönem'in getirilmesi için... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
the Temple in Jerusalem needs to be rebuilt. | ...Jerusalem'daki Tapınağın yeniden inşa edilmesi gerekiyor. ...Jerusalem'daki Tapınağın yeniden inşa edilmesi gerekiyor. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
They need a high priest to do that. | Bunu yapmak içinde bir baş rahibe ihtiyaçları var. Bunu yapmak içinde bir baş rahibe ihtiyaçları var. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
So that's why they need Josh. | Josh'a bu yüzden ihtiyaçları var. Ne? Josh'a bu yüzden ihtiyaçları var. Ne? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
That kid? A high priest? | O çocuk mu? Bir baş rahip mi? O çocuk mu? Bir baş rahip mi? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
What's that, like, some kind of superhero, or something? | Ne bu, bir tür süper kahraman ya da onun gibi bir şey mi? Ne bu, bir tür süper kahraman ya da onun gibi bir şey mi? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I believed them. | Onlara inandım. Onlara inandım. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I just didn't think they'd go this far. | Sadece bu kadar ileri gidebileceklerini düşünmedim. Sadece bu kadar ileri gidebileceklerini düşünmedim. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I mean, they killed the other one. | Mesela, diğerini öldürdüler. Mesela, diğerini öldürdüler. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Are you clean? | Temiz misin? Tabii ki! Temiz misin? Tabii ki! | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Okay, look. | Tamam bak. Tamam bak. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
We'll sleep here for a few hours, | Burada birkaç saat uyuyup sonra Albuquerque'ye süreceğiz. Burada birkaç saat uyuyup sonra Albuquerque'ye süreceğiz. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
We'll go there tomorrow morning and tell them everything. | Yarın sabah oraya gidip her şeyi onlara anlatırız. Tamam mı? Yarın sabah oraya gidip her şeyi onlara anlatırız. Tamam mı? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Maybe it's some kind of an architectural blueprint. | Belki de bir tür yapının mimari çizimi falandır. Belki de bir tür yapının mimari çizimi falandır. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, this could be a room with a tunnel | Evet bu odaya açılan bir tür tünel olabilir. Evet bu odaya açılan bir tür tünel olabilir. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Or the whole thing's a symbol, or a mark, or something. | Ya da hepsi bir sembol veya işaret gibi bir şeydir. Ya da hepsi bir sembol veya işaret gibi bir şeydir. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Run it through the FBI and Interpol databases. | Bunları FBI ve İnterpol'ün sunucularına gir. Bunları FBI ve İnterpol'ün sunucularına gir. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Something I should know about? | Bilmem gereken bir şey var mı? Hayır yok. Bilmem gereken bir şey var mı? Hayır yok. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
It's a symbol I saw in Emma Wilson's journal, | Emma Wilson'ın günlüğünde bulduğum bir sembol... Emma Wilson'ın günlüğünde bulduğum bir sembol... | Dig-1 | 2015 | ![]() |
and I saw it again, last night, at the dig site. | ...ve dün kazı alanında da gördüm. ...ve dün kazı alanında da gördüm. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Wait, are you in possession of the victim's journal? | Bekle, elinde kurbana ait bir günlük mü var? Hayır. Bekle, elinde kurbana ait bir günlük mü var? Hayır. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I was. I handed it over. | Vardı. Teslim ettim. Protokollere uydum. Vardı. Teslim ettim. Protokollere uydum. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
The whole case just took a turn. | Tüm davanın yönü değişti. Ne? Tüm davanın yönü değişti. Ne? | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Two kids found Yussef Khalid's body in the woods this morning. | Bu sabah iki çocuk ormanda Yussef Khalid'in cesedini bulmuş. Bu sabah iki çocuk ormanda Yussef Khalid'in cesedini bulmuş. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Apparently, he did us all a favor | Görünüşe göre, hepimize bir iyilik yapıp kendini öldürmüş. Görünüşe göre, hepimize bir iyilik yapıp kendini öldürmüş. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
It still doesn't tell us who killed Emma Wilson. | Hâlâ Emma Wilson'ın katilini bilmiyoruz. Bırakalım da yerel polis ilgilensin. Hâlâ Emma Wilson'ın katilini bilmiyoruz. Bırakalım da yerel polis ilgilensin. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
I need you to stop what you're doing, | Bu yaptıklarını yapmaman lazım. Vites değiştir. Ve biraz perspektif kazan. Bu yaptıklarını yapmaman lazım. Vites değiştir. Ve biraz perspektif kazan. | Dig-1 | 2015 | ![]() |
Or risk compromising your position here. | Yoksa buradaki konumunu riske atacaksın. Yoksa buradaki konumunu riske atacaksın. | Dig-1 | 2015 | ![]() |