• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 151135

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
MARCUS: Cheers. Şerefinize. Şerefe. Şerefinize. Şerefe. Şerefe. Something Borrowed-1 2011 info-icon
ALL: Cheers. MARCUS: Cheers, buddy. Şerefe. Şerefine ahbap. Şerefe. Şerefe dostum. Şerefe. Şerefine ahbap. Şerefe. Şerefe dostum. Şerefe. Şerefe dostum. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Cheers. Look in the eyes. Look in the eyes, everybody. In the eyes. Şerefinize. Gözlere bakın. Herkesin birbirinin gözlerinin içine baksın. Şerefe. Gözlerimize bakalım. Millet, gözgöze gelelim. Gözlerimize bakalım. Şerefinize. Gözlere bakın. Herkesin birbirinin gözlerinin içine baksın. Şerefe. Gözlerimize bakalım. Millet, gözgöze gelelim. Gözlerimize bakalım. Şerefe. Gözlerimize bakalım. Millet, gözgöze gelelim. Gözlerimize bakalım. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Bad luck if you don't do it. Eğer bakmazsanız kötü şans getirir. Eğer yapmazsak kötü şans peşimizi bırakmaz. Eğer bakmazsanız kötü şans getirir. Eğer yapmazsak kötü şans peşimizi bırakmaz. Eğer yapmazsak kötü şans peşimizi bırakmaz. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Dex, Rachel, look in each other's eyes. Dex, Rachel, birbirinizin gözlerinin içine bakın. Dex, Rachel, birbirinizin gözlerine bakın. Dex, Rachel, birbirinizin gözlerinin içine bakın. Dex, Rachel, birbirinizin gözlerine bakın. Dex, Rachel, birbirinizin gözlerine bakın. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Let's go out! Haydi dışarı çıkalım! Hadi gidelim! Haydi dışarı çıkalım! Hadi gidelim! Hadi gidelim! Something Borrowed-1 2011 info-icon
MARCUS: Let's go to the Jetty. Haydi Jetty'lere gidelim. Haydi iskeleye gidelim! Haydi Jetty'lere gidelim. Haydi iskeleye gidelim! Haydi iskeleye gidelim! Something Borrowed-1 2011 info-icon
ETHAN: You gotta stop staring. What? Onlara dik dik bakmayı kesmelisin. Ne? Oraları kesmekten vazgeçmelisin. Ne? Onlara dik dik bakmayı kesmelisin. Ne? Oraları kesmekten vazgeçmelisin. Ne? Oraları kesmekten vazgeçmelisin. Ne? Something Borrowed-1 2011 info-icon
I wasn't. Hiç de dik dik bakmıyordum. Bakmıyordum. Hiç de dik dik bakmıyordum. Bakmıyordum. Bakmıyordum. Something Borrowed-1 2011 info-icon
What? I'm talking about cuckoo bird over there. Ne diyorsun? Ben şuradaki guguk kuşundan bahsediyorum. Ne diyorsun sen? Ben oradaki guguk kuşundan bahsediyordum. Ne diyorsun? Ben şuradaki guguk kuşundan bahsediyorum. Ne diyorsun sen? Ben oradaki guguk kuşundan bahsediyordum. Ne diyorsun sen? Ben oradaki guguk kuşundan bahsediyordum. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Look at her. She's just a little gremlin. Baksana ona. Küçük bir cin gibi. Ona bir baksana. Minik bir cine benziyor. Baksana ona. Küçük bir cin gibi. Ona bir baksana. Minik bir cine benziyor. Ona bir baksana. Minik bir cine benziyor. Something Borrowed-1 2011 info-icon
She's like some weird animal. Garip bir hayvan gibi. Garip bir hayvana benziyor. Garip bir hayvan gibi. Garip bir hayvana benziyor. Garip bir hayvana benziyor. Something Borrowed-1 2011 info-icon
She's like a freaking circus animal. Bir sirk hayvanı gibi. Azdırılmış bir sirk hayvanına benziyor. Bir sirk hayvanı gibi. Azdırılmış bir sirk hayvanına benziyor. Azdırılmış bir sirk hayvanına benziyor. Something Borrowed-1 2011 info-icon
What is that? Oh, just stop it. Bu ne ya? Böyle demeyi bırak. Bu da ne böyle? Yeter artık, kes şunu. Bu ne ya? Böyle demeyi bırak. Bu da ne böyle? Yeter artık, kes şunu. Bu da ne böyle? Yeter artık, kes şunu. Something Borrowed-1 2011 info-icon
She's a perfectly normal woman who made the great mistake... O, bir erkek onunla sadece seks yapmayı istediği zaman... O gerçekten de tek isteği seks olan bir erkeği arzulamak suretiyle... O, bir erkek onunla sadece seks yapmayı istediği zaman... O gerçekten de tek isteği seks olan bir erkeği arzulamak suretiyle... O gerçekten de tek isteği seks olan bir erkeği arzulamak suretiyle... Something Borrowed-1 2011 info-icon
...of thinking some man wanted her when all he wanted was sex. ...onu istediğini sanarak büyük bir hata yapan gayet normal bir kadın. ...büyük bir hata yapmış olan normal bir kadın. ...onu istediğini sanarak büyük bir hata yapan gayet normal bir kadın. ...büyük bir hata yapmış olan normal bir kadın. ...büyük bir hata yapmış olan normal bir kadın. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Thanks, Oprah. I don't need... Just go talk to her. Teşekkürler, Oprah. İhtiyacım yok... Git konuş onunla. Sağol, Oprah. Benim bu tür... Git de konuş artık. Teşekkürler, Oprah. İhtiyacım yok... Git konuş onunla. Sağol, Oprah. Benim bu tür... Git de konuş artık. Sağol, Oprah. Benim bu tür... Git de konuş artık. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Okay. I should totally do that. Kesinlikle yapmalıyım. Pekala. Bunu yapmam gerekiyor. Kesinlikle yapmalıyım. Pekala. Bunu yapmam gerekiyor. Pekala. Bunu yapmam gerekiyor. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Not now, I'm not. Ama şimdi değil. Şimdi olmaz ama. Ama şimdi değil. Şimdi olmaz ama. Şimdi olmaz ama. Something Borrowed-1 2011 info-icon
What's up? How you doing? N'aber? NasıI gidiyor? Nasılsın? Nasıl gidiyor? N'aber? NasıI gidiyor? Nasılsın? Nasıl gidiyor? Nasılsın? Nasıl gidiyor? Something Borrowed-1 2011 info-icon
Ooh! Hey! Too much? Too much? All right. Fazla mı oldu? Tamam. Çok mu ileri gittim? Tamam o zaman. Fazla mı oldu? Tamam. Çok mu ileri gittim? Tamam o zaman. Çok mu ileri gittim? Tamam o zaman. Something Borrowed-1 2011 info-icon
How you doing? NasıI gidiyor? Nasıl gidiyor? NasıI gidiyor? Nasıl gidiyor? Nasıl gidiyor? Something Borrowed-1 2011 info-icon
Could I get a Maker's on the rocks, please? Thank you. Maker's on the rocks içkisinden alabilir miyim Lütfen? Teşekkürler. Uçuran Maker'dan bir tane alabilir miyim? Teşekkürler. Maker's on the rocks içkisinden alabilir miyim Lütfen? Teşekkürler. Uçuran Maker'dan bir tane alabilir miyim? Teşekkürler. Uçuran Maker'dan bir tane alabilir miyim? Teşekkürler. Something Borrowed-1 2011 info-icon
You're like a shark. Köpekbalığına benziyorsun. Something Borrowed-1 2011 info-icon
That kind of hurts my feelings a little bit. Duygularım incindi. Bu biraz duygularımı incitti. Duygularım incindi. Bu biraz duygularımı incitti. Bu biraz duygularımı incitti. Something Borrowed-1 2011 info-icon
I'm actually a pretty sensitive guy. Aslında çok hassas biriyimdir. Aslında ben çok duygusal bir adamımdır. Aslında çok hassas biriyimdir. Aslında ben çok duygusal bir adamımdır. Aslında ben çok duygusal bir adamımdır. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Oh, really? Once, when I was 9 years old... Öyle demek? Dokuz yaşımdayken... Gerçekten mi? Bir keresinde, 9 yaşındayken... Öyle demek? Dokuz yaşımdayken... Gerçekten mi? Bir keresinde, 9 yaşındayken... Gerçekten mi? Bir keresinde, 9 yaşındayken... Something Borrowed-1 2011 info-icon
...I saved the life of a chipmunk. ...bir sincabın hayatını kurtarmıştım. ...bir sincapın hayatını kurtarmıştım. ...bir sincabın hayatını kurtarmıştım. ...bir sincapın hayatını kurtarmıştım. ...bir sincapın hayatını kurtarmıştım. Something Borrowed-1 2011 info-icon
A chipmunk. Bir sincap demek. Sincap mı? Bir sincap demek. Sincap mı? Sincap mı? Something Borrowed-1 2011 info-icon
He fell out of our tree and almost died. He didn't know what to do. Bizim ağaçtan düşüyordu ve az daha ölmek üzereydi. Ne yaptığının farkında değildi. Bir ağacın tepesinden düşüp ölümden döndü. Ne yapması gerektiğini bile bilmiyordu. Bizim ağaçtan düşüyordu ve az daha ölmek üzereydi. Ne yaptığının farkında değildi. Bir ağacın tepesinden düşüp ölümden döndü. Ne yapması gerektiğini bile bilmiyordu. Bir ağacın tepesinden düşüp ölümden döndü. Ne yapması gerektiğini bile bilmiyordu. Something Borrowed-1 2011 info-icon
He couldn't move his legs. Bacaklarını oynatamıyordu. Something Borrowed-1 2011 info-icon
So I built a tiny little splint for his tiny, little broken leg. Sonra ben de ufacık kırık bacağı için ufacık bir değnek yaptım. Ben de onun kırık küçük bacağına küçük bir sargı yapıverdim. Sonra ben de ufacık kırık bacağı için ufacık bir değnek yaptım. Ben de onun kırık küçük bacağına küçük bir sargı yapıverdim. Ben de onun kırık küçük bacağına küçük bir sargı yapıverdim. Something Borrowed-1 2011 info-icon
And I carried him around in a BabyBjorn. Ve onu BabyBjörn'e taşıdım. Ve onu etrafta bir bebek arabasıyla dolaştırıyordum. Ve onu BabyBjörn'e taşıdım. Ve onu etrafta bir bebek arabasıyla dolaştırıyordum. Ve onu etrafta bir bebek arabasıyla dolaştırıyordum. Something Borrowed-1 2011 info-icon
And all the kids in my neighborhood, they laughed. They made fun of me. Bütün komşu çocukları güldüler. Benimle dalga geçtiler. Mahalledeki bütün çocuklar bana gülmüştü. Benimle alay ediyorlardı. Bütün komşu çocukları güldüler. Benimle dalga geçtiler. Mahalledeki bütün çocuklar bana gülmüştü. Benimle alay ediyorlardı. Mahalledeki bütün çocuklar bana gülmüştü. Benimle alay ediyorlardı. Something Borrowed-1 2011 info-icon
They threw rocks at me. But I didn't care. Bana taş attılar. Bense umursamadım. Bana taş atıyorlardı. Ama onları hiç önemsemedim. Bana taş attılar. Bense umursamadım. Bana taş atıyorlardı. Ama onları hiç önemsemedim. Bana taş atıyorlardı. Ama onları hiç önemsemedim. Something Borrowed-1 2011 info-icon
You know why? Why? Nedenini biliyor musun? Neden? Something Borrowed-1 2011 info-icon
Because all I saw was this little fur ball that needed love. Çünkü sevgiye ihtiyacı olan o küçük tüy yumağını görmüştüm. Çünkü gördüğüm tek şey tüylerle kaplı, sevgiye muhtaç olan bir ufaklıktı. Çünkü sevgiye ihtiyacı olan o küçük tüy yumağını görmüştüm. Çünkü gördüğüm tek şey tüylerle kaplı, sevgiye muhtaç olan bir ufaklıktı. Çünkü gördüğüm tek şey tüylerle kaplı, sevgiye muhtaç olan bir ufaklıktı. Something Borrowed-1 2011 info-icon
That's really sweet. Cidden hoşmuş. Bu gerçekten çok tatlı. Cidden hoşmuş. Bu gerçekten çok tatlı. Bu gerçekten çok tatlı. Something Borrowed-1 2011 info-icon
So next time you wanna call somebody a shark, just remember the chipmunk. Bir dahaki seferi bana köpekbalığı demeden önce, sincabı hatırla. Bir dahaki sefere birisini köpekbalığına benzetmeden önce, sincabı hatırla. Bir dahaki seferi bana köpekbalığı demeden önce, sincabı hatırla. Bir dahaki sefere birisini köpekbalığına benzetmeden önce, sincabı hatırla. Bir dahaki sefere birisini köpekbalığına benzetmeden önce, sincabı hatırla. Something Borrowed-1 2011 info-icon
How about we go outside and get a little fresh air? What? Peki dışarı çıkıp temiz hava almamıza ne dersin? Dışarı çıkıp biraz hava almaya ne dersin? Peki dışarı çıkıp temiz hava almamıza ne dersin? Dışarı çıkıp biraz hava almaya ne dersin? Dışarı çıkıp biraz hava almaya ne dersin? Something Borrowed-1 2011 info-icon
No. Sorry. Not my thing. Ha ha ha. Olmaz. Özür dilerim. Öyle şeyler yapmam ben. Hayır. Üzgünüm. Bu benim olayım değil. Olmaz. Özür dilerim. Öyle şeyler yapmam ben. Hayır. Üzgünüm. Bu benim olayım değil. Hayır. Üzgünüm. Bu benim olayım değil. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Not your thing? Not my thing. Öyle şeyler yapmaz mısın?! Yapmam. Senin olayın değil mi? Hayır, değil. Öyle şeyler yapmaz mısın?! Yapmam. Senin olayın değil mi? Hayır, değil. Senin olayın değil mi? Hayır, değil. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Okay. Tamam o zaman. Pekala. Tamam o zaman. Pekala. Pekala. Something Borrowed-1 2011 info-icon
You know what? Why not? Düşündüm de neden olmasın? Baksana, neden olmasın ki? Düşündüm de neden olmasın? Baksana, neden olmasın ki? Baksana, neden olmasın ki? Something Borrowed-1 2011 info-icon
God, I'm good. Bu işleri iyi beceriyorum. Tanrım, çok iyiyim ya. Bu işleri iyi beceriyorum. Tanrım, çok iyiyim ya. Tanrım, çok iyiyim ya. Something Borrowed-1 2011 info-icon
MARCUS: I don't know what you're talking about. Ne hakkında konuştuğun hakkında hiçbir fikrim yok. Neden bahsettiğini bilmiyorum. Ne hakkında konuştuğun hakkında hiçbir fikrim yok. Neden bahsettiğini bilmiyorum. Neden bahsettiğini bilmiyorum. Something Borrowed-1 2011 info-icon
But where did the guy end up? We never spoke to him again. Adamla sonunuz ne oldu? Onunla bir daha hiç konuşmadık. İyi de en son onu nerede gördünüz? Bir daha onunla hiç konuşmadık. Adamla sonunuz ne oldu? Onunla bir daha hiç konuşmadık. İyi de en son onu nerede gördünüz? Bir daha onunla hiç konuşmadık. İyi de en son onu nerede gördünüz? Bir daha onunla hiç konuşmadık. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Bedtime, baby. Uyku zamanı, aşkım. Uyku zamanı, hayatım. Uyku zamanı, aşkım. Uyku zamanı, hayatım. Uyku zamanı, hayatım. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Yeah, you two should go. İkiniz gitmelisiniz. Evet, siz ikiniz artık gidebilirsiniz. İkiniz gitmelisiniz. Evet, siz ikiniz artık gidebilirsiniz. Evet, siz ikiniz artık gidebilirsiniz. Something Borrowed-1 2011 info-icon
You know what, hon? I'm actually not that tired. Aslında o kadar da yorgun değilim, aşkım. Hayatım, aslına bakarsan ben o kadar da yorgun değilim. Aslında o kadar da yorgun değilim, aşkım. Hayatım, aslına bakarsan ben o kadar da yorgun değilim. Hayatım, aslına bakarsan ben o kadar da yorgun değilim. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Good. İyi o zaman. Güzel. İyi o zaman. Güzel. Güzel. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Yeah, well, good night, man. İyi geceler, dostum. Pekala. İyi geceler, dostum. İyi geceler, dostum. Pekala. İyi geceler, dostum. Pekala. İyi geceler, dostum. Something Borrowed-1 2011 info-icon
What a great day, huh? Ne güzel gündü, değil mi? Ne güzel bir gündü, ha? Ne güzel gündü, değil mi? Ne güzel bir gündü, ha? Ne güzel bir gündü, ha? Something Borrowed-1 2011 info-icon
Come here. Love you. Gel buraya, seni seviyorum. Gel bakalım. Seviyorum seni. Gel buraya, seni seviyorum. Gel bakalım. Seviyorum seni. Gel bakalım. Seviyorum seni. Something Borrowed-1 2011 info-icon
[MOUTHS] Come on. Haydi. Hadi ama. Haydi. Hadi ama. Hadi ama. Something Borrowed-1 2011 info-icon
[MOUTHS] So hot. DEX: Good night, Marcus. Çok ateşli. İyi geceler, Marcus. Çok seksi. İyi geceler, Marcus. Çok ateşli. İyi geceler, Marcus. Çok seksi. İyi geceler, Marcus. Çok seksi. İyi geceler, Marcus. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Night, you two. İkinize iyi geceler. Siz ikinize iyi geceler. İkinize iyi geceler. Siz ikinize iyi geceler. Siz ikinize iyi geceler. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Have fun. Good night. Eğlenin. İyi geceler. İyi eğlenin. İyi geceler. Eğlenin. İyi geceler. İyi eğlenin. İyi geceler. İyi eğlenin. İyi geceler. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Alone at last. Sonunda yalnız kalabildik. Sonunda yalnız kaldık. Sonunda yalnız kalabildik. Sonunda yalnız kaldık. Sonunda yalnız kaldık. Something Borrowed-1 2011 info-icon
MARCUS: Here we go. Yeah. İşte başIıyoruz. İşte başlıyoruz. Evet. İşte başIıyoruz. İşte başlıyoruz. Evet. İşte başlıyoruz. Evet. Something Borrowed-1 2011 info-icon
DARCY: Oh, Dex. Dex. Ah, Dex. Dex. Ah, Dex. Ah, Dex. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Dex. Dex. Pekala. Anlayışın için teşekkür ederim. Dex. Dex. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Is that...? It's a cat. O bir...? Bir kedi. Bu da ne? Kedidir. O bir...? Bir kedi. Bu da ne? Kedidir. Bu da ne? Kedidir. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Oh, that was no cat. Kedi falan yok. Hayır, kedi falan değildi. Kedi falan yok. Hayır, kedi falan değildi. Hayır, kedi falan değildi. Something Borrowed-1 2011 info-icon
I'm really digging the ambience in this house. Bu evin ambiyansını çok seviyorum. Bu evdeki ambiyansı gerçekten çok seviyorum. Bu evin ambiyansını çok seviyorum. Bu evdeki ambiyansı gerçekten çok seviyorum. Bu evdeki ambiyansı gerçekten çok seviyorum. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Hey. Hey. Oh. Selam. Hey, hey. Selam. Hey, hey. Hey, hey. Something Borrowed-1 2011 info-icon
It's so, like, crazy out there. Is it? Dışarısı çok çıIgınca. Öyle mi? İçeride havalar biraz ısınmış gibi sanki. Öyle mi? Dışarısı çok çıIgınca. Öyle mi? İçeride havalar biraz ısınmış gibi sanki. Öyle mi? İçeride havalar biraz ısınmış gibi sanki. Öyle mi? Something Borrowed-1 2011 info-icon
Um, do you think maybe I could, uh, could sleep in here? In this room? Burada yatabilir miyim? Bu odada? Düşünüyordum da, belki de burada yatmama müsaade edebilirsin? Bu odada. Burada yatabilir miyim? Bu odada? Düşünüyordum da, belki de burada yatmama müsaade edebilirsin? Bu odada. Düşünüyordum da, belki de burada yatmama müsaade edebilirsin? Bu odada. Something Borrowed-1 2011 info-icon
No. Nope. Nope. Olmaz. Hayır. Yok. Yok. Olmaz. Hayır. Yok. Yok. Hayır. Yok. Yok. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Claire, I'm... Claire, ben... Something Borrowed-1 2011 info-icon
I'm really sorry. I should've talked to you about this before. Ben çok üzgünüm. Bu konu hakkında seninle çok önce konuşmalıydım. Gerçekten üzgünüm. Seninle bu konuyu daha önceden konuşmam gerekirdi. Ben çok üzgünüm. Bu konu hakkında seninle çok önce konuşmalıydım. Gerçekten üzgünüm. Seninle bu konuyu daha önceden konuşmam gerekirdi. Gerçekten üzgünüm. Seninle bu konuyu daha önceden konuşmam gerekirdi. Something Borrowed-1 2011 info-icon
I'm just... I can tell you from in there. Sen oradayken de konuşabilirim. Konu şey... Böyle iyi, buradan da konuşabiliriz. Sen oradayken de konuşabilirim. Konu şey... Böyle iyi, buradan da konuşabiliriz. Konu şey... Böyle iyi, buradan da konuşabiliriz. Something Borrowed-1 2011 info-icon
I think I'm gay. Sanırım homoseksüelim. Sanırım ben eşcinselim. Sanırım homoseksüelim. Sanırım ben eşcinselim. Sanırım ben eşcinselim. Something Borrowed-1 2011 info-icon
That came out wrong. I'm definitely gay. Pardon, yanlış söyledim. Kesinlikle homoseksüelim. Bu tam doğru bir ifade olmadı. Ben harbiden eşcinselim. Pardon, yanlış söyledim. Kesinlikle homoseksüelim. Bu tam doğru bir ifade olmadı. Ben harbiden eşcinselim. Bu tam doğru bir ifade olmadı. Ben harbiden eşcinselim. Something Borrowed-1 2011 info-icon
I'm really gay. I'm just figuring it out. Cidden homoseksüelim. Daha yeni fark ettim. Gerçekten eşcinselim. Bunu yeni yeni anlamaya başladım. Cidden homoseksüelim. Daha yeni fark ettim. Gerçekten eşcinselim. Bunu yeni yeni anlamaya başladım. Gerçekten eşcinselim. Bunu yeni yeni anlamaya başladım. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Oh, my God. This weekend's been a lot. Aman tanrım. Bu hafta sonu çok şey oldu. Aman Tanrım. Bu haftasonu gerçekten... Aman tanrım. Bu hafta sonu çok şey oldu. Aman Tanrım. Bu haftasonu gerçekten... Aman Tanrım. Bu haftasonu gerçekten... Something Borrowed-1 2011 info-icon
I'm a little... Feeling vulnerable, excited, liberated. Things... Savunmasız, heyecanlı ve arınmış hissettim. ...savunmasız, heyecanlı ve arınmış hissettim. Savunmasız, heyecanlı ve arınmış hissettim. ...savunmasız, heyecanlı ve arınmış hissettim. ...savunmasız, heyecanlı ve arınmış hissettim. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Phew. Got a lot going on. Baya olay oldu. Yapacak çok şey var. Baya olay oldu. Yapacak çok şey var. Yapacak çok şey var. Something Borrowed-1 2011 info-icon
All these things I'm dealing with, it's just... Bu uğraştığım şeyler sadece... Uğraştığım onca şey... Sadece... Bu uğraştığım şeyler sadece... Uğraştığım onca şey... Sadece... Uğraştığım onca şey... Sadece... Something Borrowed-1 2011 info-icon
There's not enough room for all of it and you. Bütün bunlar ve senin için yeteri kadar oda yok. Seninle birlikte yatağa girmeyi kapsamıyor. Anlıyor musun? Bütün bunlar ve senin için yeteri kadar oda yok. Seninle birlikte yatağa girmeyi kapsamıyor. Anlıyor musun? Seninle birlikte yatağa girmeyi kapsamıyor. Anlıyor musun? Something Borrowed-1 2011 info-icon
Okay. You know? Tamam. Anladın demek. Pekala. Anladın mı? Tamam. Anladın demek. Pekala. Anladın mı? Pekala. Anladın mı? Something Borrowed-1 2011 info-icon
So... Okay. Yani... Tamam. O zaman... Tamam. Yani... Tamam. O zaman... Tamam. O zaman... Tamam. Something Borrowed-1 2011 info-icon
All right. Thanks for being cool with it. Anlayışla karşıladığın için teşekkür ederim. Pekala. Anlayışla karşıladığın için teşekkür ederim. Anlayışla karşıladığın için teşekkür ederim. Pekala. Anlayışla karşıladığın için teşekkür ederim. Pekala. Anlayışla karşıladığın için teşekkür ederim. Something Borrowed-1 2011 info-icon
You accept what now? I accept the challenge. Neyi kabul ediyorsun? İddiayı kabul ediyorum. Neyi kabul ediyorsun? Mücadeleyi. Neyi kabul ediyorsun? İddiayı kabul ediyorum. Neyi kabul ediyorsun? Mücadeleyi. Neyi kabul ediyorsun? Mücadeleyi. Something Borrowed-1 2011 info-icon
I accept the challenge of being your partner in this journey. Bu yolculuğunda senin sevgilin olmaya devam etme iddiasını kabul ediyorum. Bu yolculukta senin partnerin olma görevini kabul ediyorum. Bu yolculuğunda senin sevgilin olmaya devam etme iddiasını kabul ediyorum. Bu yolculukta senin partnerin olma görevini kabul ediyorum. Bu yolculukta senin partnerin olma görevini kabul ediyorum. Something Borrowed-1 2011 info-icon
No. You're not getting it. I don't need you as a partner. Olmaz. Sana sevgili olarak ihtiyacım yok. Hayır. Bunu yapmayacaksın. Partnerim olmana ihtiyacım yok. Olmaz. Sana sevgili olarak ihtiyacım yok. Hayır. Bunu yapmayacaksın. Partnerim olmana ihtiyacım yok. Hayır. Bunu yapmayacaksın. Partnerim olmana ihtiyacım yok. Something Borrowed-1 2011 info-icon
I need another partner. I need, like, a guy partner. Başka tür bir sevgiliye ihtiyacım var. Erkek bir sevgiliye. Daha değişik partnerler lazım bana. Mesela erkek bir partner. Başka tür bir sevgiliye ihtiyacım var. Erkek bir sevgiliye. Daha değişik partnerler lazım bana. Mesela erkek bir partner. Daha değişik partnerler lazım bana. Mesela erkek bir partner. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Like, dudes, maybe a lot of them. Erkekler, belki birden fazlası. Evet, bir erkek partner. Belki de birden fazla. Erkekler, belki birden fazlası. Evet, bir erkek partner. Belki de birden fazla. Evet, bir erkek partner. Belki de birden fazla. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Yes. We're gonna work through this. Bunun üstünde çalışacağız. Evet. Bunun üstesinden geleceğiz. Bunun üstünde çalışacağız. Evet. Bunun üstesinden geleceğiz. Evet. Bunun üstesinden geleceğiz. Something Borrowed-1 2011 info-icon
There's no working through it. It's not a curable thing. Gerek yok. Bu çözülebilir bir sorun değil. Üstesinden geleceğimiz falan yok. Bu tedavi edilebilir bir şey değil. Gerek yok. Bu çözülebilir bir sorun değil. Üstesinden geleceğimiz falan yok. Bu tedavi edilebilir bir şey değil. Üstesinden geleceğimiz falan yok. Bu tedavi edilebilir bir şey değil. Something Borrowed-1 2011 info-icon
This I got. Benim yapabileceğim bu. Ben anladım. Benim yapabileceğim bu. Ben anladım. Ben anladım. Something Borrowed-1 2011 info-icon
We start tomorrow. We're not... What are we starting? Yarın başIıyoruz. Başlamıyoruz... Yarın neye başIıyoruz ki? Yarın başlayacağız. Hayır... Neye başlıyoruz ya? Yarın başIıyoruz. Başlamıyoruz... Yarın neye başIıyoruz ki? Yarın başlayacağız. Hayır... Neye başlıyoruz ya? Yarın başlayacağız. Hayır... Neye başlıyoruz ya? Something Borrowed-1 2011 info-icon
Yeah. What? Claire. Claire! Ne diyorsun? Claire. Claire! Evetç Ne? Claire. Claire! Ne diyorsun? Claire. Claire! Evetç Ne? Claire. Claire! Evetç Ne? Claire. Claire! Something Borrowed-1 2011 info-icon
DARCY: Yeah. Evet. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Well, I'm out of here. DARCY: What? Ben gidiyorum. Ne? Pekala, ben gidiyorum. Ne? Ben gidiyorum. Ne? Pekala, ben gidiyorum. Ne? Pekala, ben gidiyorum. Ne? Something Borrowed-1 2011 info-icon
No. My boss called. I have to go in. Olmaz. Patronum aradı. Oraya gitmeliyim. Hayır. Patronum aradı. Gitmem gerekiyor. Olmaz. Patronum aradı. Oraya gitmeliyim. Hayır. Patronum aradı. Gitmem gerekiyor. Hayır. Patronum aradı. Gitmem gerekiyor. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Tell him you can't. What an ass. Ben ona gidemeyeceğini söylerim. Şerefsize bak. Gidemeyeceğini söyle. Şerefsize bak. Ben ona gidemeyeceğini söylerim. Şerefsize bak. Gidemeyeceğini söyle. Şerefsize bak. Gidemeyeceğini söyle. Şerefsize bak. Something Borrowed-1 2011 info-icon
Ass face. Tam bir şerefsiz. Şerefsiz herif. Tam bir şerefsiz. Şerefsiz herif. Şerefsiz herif. Something Borrowed-1 2011 info-icon
I know. Will you make her stay? Bilmez miyim. Kalmasını sağlayamaz mısın? Biliyorum. Kalmasını sağlayabilir misin? Bilmez miyim. Kalmasını sağlayamaz mısın? Biliyorum. Kalmasını sağlayabilir misin? Biliyorum. Kalmasını sağlayabilir misin? Something Borrowed-1 2011 info-icon
Rachel, you really should stay. Rachel, kesinlikle kalmalısın. Rachel, gerçekten kalman gerekiyor. Rachel, kesinlikle kalmalısın. Rachel, gerçekten kalman gerekiyor. Rachel, gerçekten kalman gerekiyor. Something Borrowed-1 2011 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 151130
  • 151131
  • 151132
  • 151133
  • 151134
  • 151135
  • 151136
  • 151137
  • 151138
  • 151139
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim