• tr flag Türkçe
    • en flag İngilizce

Ara

İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 251

İngilizce Türkçe Film Adı Film Yılı Ayrıntılar
Tell her she's not allergic to gluten, she's just masking an eating disorder. Glütene alerjisi olmadığını, yalnızca yeme bozukluğuna kılıf uydurduğunu söyle. Glütene alerjisi olmadığını, yalnızca yeme bozukluğuna kılıf uydurduğunu söyle. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Look alive, people. Club sandwich, burger medium, Canlanın millet, kulüp sandviç, orta boy burger, Canlanın millet, kulüp sandviç, orta boy burger, 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
and a shrimp salad for the gamblin' man. ...ve kumarbaz için de karides salatası. ...ve kumarbaz için de karides salatası. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I asked for salt and pepper. Ben tuzluk ve biber istemiştim. Ben tuzluk ve biber istemiştim. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I wanted mayonnaise and mustard. Ben de mayonez ve hardal istemiştim. Ben de mayonez ve hardal istemiştim. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
You forgot my diet soda. 1 Benim de diyet sodamı unutmuşsun.. 1 Benim de diyet sodamı unutmuşsun.. 1 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Oh, I'm sorry, I'll be right back with Özür dilerim, hemen getiriyo Özür dilerim, hemen getiriyo 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Oh, what? Ah, o da ne? Ah, o da ne? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Never doubt me. Bizde yanlış olmaz! Bizde yanlış olmaz! 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Here's my last check, Earl. Bu da son adisyon, Earl. Bu da son adisyon, Earl. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Look here, Max. That lady just slipped me her number. Şuna bak, Max. Bu bayan bana gizlice numarasını bırakmış. ...ve kahrolası hayatına devam et. Şuna bak, Max. Bu bayan bana gizlice numarasını bırakmış. ...ve kahrolası hayatına devam et. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Like I need another menopausal white woman Sanki kızışmış kedi gibi penceremi eşeleyen... Sanki kızışmış kedi gibi penceremi eşeleyen... 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
scratchin' at my window like a cat in heat. ...başka bir menopozdaki beyaz kadına ihtiyacım varmış gibi de. ...başka bir menopozdaki beyaz kadına ihtiyacım varmış gibi de. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
God, I love money. Tanrım! Parayı seviyorum. Tanrım! Parayı seviyorum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I know, I'm so sorry it broke up with you. Biliyorum, senden ayrıldığı için çok üzgünüm. Biliyorum, senden ayrıldığı için çok üzgünüm. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Look! This week's new iPad just came out. Baksanıza! Bu hafta yeni bir iPad çıkmış. Baksanıza! Bu hafta yeni bir iPad çıkmış. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Spread the words. Duymayan kalmadan. Duymayan kalmadan. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Word. Kalmasın. Kalmasın. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Word! Kalmasın! Kalmasın! 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I saw that on The Wire. Bunu The Wire*da görmüştüm. Bunu The Wire*da görmüştüm. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Max, three weeks in a row Max, üç hafta geçmesine rağmen... Max, üç hafta geçmesine rağmen... 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
you have not yet accepted my request to be a Facebook friend. ...Facebook'daki arkadaşlık talebimi hâlâ kabul etmemişsin. ...Facebook'daki arkadaşlık talebimi hâlâ kabul etmemişsin. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Max? I am talking to you. Max? Sana diyorum. Max? Sana diyorum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Oh, I didn't hear you, I have my earbuds in. Ah, seni duymadım, kulaklığım takılı da. Ah, seni duymadım, kulaklığım takılı da. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
What are these? Bunlar ne peki? Bunlar ne peki? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Okay, you had to bust a move, and get "the truth" on my ass? İyi, illa ısrar edip gerçeği öğreneceksin değil mi? İyi, illa ısrar edip gerçeği öğreneceksin değil mi? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Fine, let's go there. Han, Peki, tamam o zaman. Han,.. Peki, tamam o zaman. Han,.. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I'm never gonna be your Facebook friend. ...hiçbir zaman senin Facebook arkadaşın olmayacağım. ...hiçbir zaman senin Facebook arkadaşın olmayacağım. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Oof! Hard to hear. Bunu duymak kalbimi incitti. Bunu duymak kalbimi incitti. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Well, I accepted you, Han. Ben kabul ettim, Han. Ben kabul ettim, Han. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Yes, thank you. You make my heart sing. Evet, teşekkür ederim. Kalbimde bir melodi estirdin. Evet, teşekkür ederim. Kalbimde bir melodi estirdin. Artık kendim bile yapmıyorum ki. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Oof. Hurt me still. Hâlâ inciniyor. Hâlâ inciniyor. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
That was like watching someone club a baby seal. Birinin yavru bir foku sopayla dövüşünü izlemek gibiydi. Birinin yavru bir foku sopayla dövüşünü izlemek gibiydi. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Why wouldn't you just say yes to his friend request? Neden arkadaşlık isteğini kabul edeceğini söylemedin? Neden arkadaşlık isteğini kabul edeceğini söylemedin? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Because I never check Facebook, why would I? Çünkü Facebook'a hiç girmiyorum, neden gireyim ki hem? Çünkü Facebook'a hiç girmiyorum, neden gireyim ki hem? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
So some girl I worked at a movie theater with in 2005 2005 yılında bir sinemada beraber çalıştığım kızın biri bana... 2005 yılında bir sinemada beraber çalıştığım kızın biri bana... 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
can tell me it's raining and she's "totes bummed?" ...orada yağmur yağdığını ve ne kadar mutsuz olduğunu söyleyebilsin diye mi? ...orada yağmur yağdığını ve ne kadar mutsuz olduğunu söyleyebilsin diye mi? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Caroline! Better check Facebook page. Caroline! Facebook sayfanı kontrol etsen iyi edersin. Caroline! Facebook sayfanı kontrol etsen iyi edersin. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Maybe someone just post on your wall. Belki az önce biri duvarına bir şey göndermiştir. Belki az önce biri duvarına bir şey göndermiştir. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
"Han Lee has tagged you in 25 photos?" "Han Lee sizi 25 fotoğrafta etiketledi.' mi? "Han Lee sizi 25 fotoğrafta etiketledi.' mi? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Want to borrow my seal club yet? Benim fok sopamı ödünç almak ister misin? Benim fok sopamı ödünç almak ister misin? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Oh, that stings. I've lost like 300 Facebook friends Bu çok acı. Babam tutuklandığından beri... Bu çok acı. Babam tutuklandığından beri... 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
since my father was arrested. ...300 kadar Facebook arkadaşımı kaybetmişim. ...300 kadar Facebook arkadaşımı kaybetmişim. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
made that many new friends in prison, ...hapiste bir sürü yeni arkadaş edinmiştir, ...hapiste bir sürü yeni arkadaş edinmiştir, 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
so it all evens out. ...yani birbirini dengeler. ...yani birbirini dengeler. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Okay, ready to go? Pekâlâ, hazır mısın? Pekâlâ, hazır mısın? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Do we have to? Gitmek zorunda mıyız? Gitmek zorunda mıyız? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
It's so hot outside. When did heat get so hot? Dışarısı çok sıcak. Hareket edince daha da ısınıyor. Dışarısı çok sıcak. Hareket edince daha da ısınıyor. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Stop fighting it, just give in to it. Direnmeyi bırak, kendini teslim et gitsin. Direnmeyi bırak, kendini teslim et gitsin. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I don't know why I'm quoting a rapist. Neden bir tecavüzcüden alıntı yaptığımı bilmiyorum. Neden bir tecavüzcüden alıntı yaptığımı bilmiyorum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Can't we just stay a little bit longer? Birazcık daha kalamaz mıyız? Birazcık daha kalamaz mıyız? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
We don't have any A.C. at home. Evde hiç klimamız yok. Evde hiç klimamız yok. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I have an A.C. you girls can use. Bende kullanabileceğiniz bir klima var kızlar. Bende kullanabileceğiniz bir klima var kızlar. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
You have an air conditioner that works? Çalışan bir kliman mı var? Çalışan bir kliman mı var? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Oh, it works. Hem de nasıl. Hem de nasıl. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
That's like an A.C. that just had salami. Tıpkı klima gibiymiş fakat biraz salamlısı. Tıpkı klima gibiymiş fakat biraz salamlısı. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
There's more salami where that came from. Geldiği yerde çok daha fazla salam var. Geldiği yerde çok daha fazla salam var. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
And my feet hurt. Ve ayaklarım da acıyor. Ve ayaklarım da acıyor. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Well, you gotta stop wearing those stilts, Bu cambaz ayakkabılarını giymeyi bırakıp, Bu cambaz ayakkabılarını giymeyi bırakıp, 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
and get a pair of Skechers, like normal broke ass waitresses. ...normal fakir garsonları gibi, senin de bir çift Skechers alman gerek. ...normal fakir garsonları gibi, senin de bir çift Skechers alman gerek. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Skechers? How dare you. Skechers mı? Bu ne cüret? Skechers mı? Bu ne cüret? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Besides, I can't afford new shoes. Ayrıca, yeni ayakkabılara para yetiremem. Ayrıca, yeni ayakkabılara para yetiremem. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
These cost $900. Bunların maliyeti 900 dolar. Bunların maliyeti 900 dolar. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Well, then that's not pain, that's karma. Öyleyse bunun adı acı değil, kader bu. Öyleyse bunun adı acı değil, kader bu. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Look, I will help you out, okay? Bak, bu sorununa yardım edeceğim, tamam mı? Bak, bu sorununa yardım edeceğim, tamam mı? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I know a place we can go Uygun fiyatlardan,.. Uygun fiyatlardan,.. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
that has designer things at good prices. ...marka eşyalar alabileceğimiz bir yer biliyorum. ...marka eşyalar alabileceğimiz bir yer biliyorum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Like a Barney's warehouse? Barney'nin toptan satış mağazası gibi mi? Barney'nin toptan satış mağazası gibi mi? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Kind of. Sayılır. Sayılır. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
The Goodwill? The Goodwill mi? The Goodwill mi? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Welcome to my place! Benim yerime hoş geldin! Benim yerime hoş geldin! 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
We're shopping at the Goodwill? Goodwill'den mi alışveriş yapacağız? Goodwill'den mi alışveriş yapacağız? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
You led me to believe we were real shopping. Gerçek alışveriş yapacağımızı sanmama neden oldun. Gerçek alışveriş yapacağımızı sanmama neden oldun. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I know. Biliyorum. Biliyorum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Do the face again. Bir daha yap. Bir daha yap. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I love it! Bayıldım! Bayıldım! 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Okay, what's that smell? Tamam, bu koku ne peki? Tamam, bu koku ne peki? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
It's gonna be your smell from now on. Şu andan itibaren bu senin kokun olacak. Şu andan itibaren bu senin kokun olacak. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Now, pay attention, I know where the good stuff is. Dikkatini ver şimdi, iyi malların nerede olduğunu biliyorum. Dikkatini ver şimdi, iyi malların nerede olduğunu biliyorum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
I know where the good stuff is. İyi malların yerini ben de biliyorum. İyi malların yerini ben de biliyorum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Madison and 57th. Madison meydanı ve 57'nci cadde'de. Madison meydanı ve 57'nci cadde'de. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Follow me. Beni izle. Beni izle. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Clever bitches hide stuff they want to come back and buy, Zeki sürtükler, daha sonra gelip almak istedikleri malları saklarlar. Zeki sürtükler, daha sonra gelip almak istedikleri malları saklarlar. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
'cause sometimes they don't have $3 to buy it at the time. Çünkü bazen o sırada yanlarında o malı almak için 3 dolarları olmaya biliyor. Çünkü bazen o sırada yanlarında o malı almak için 3 dolarları olmaya biliyor. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Who doesn't have $3? Kimin 3 doları da olmaz ki? Kimin 3 doları da olmaz ki? 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
You. Senin. Senin. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Last week I hid a dope vintage blazer Geçen hafta komidin'in birine çok kaliteli bir... Geçen hafta komidin'in birine çok kaliteli bir... 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
in the back of a nightstand, and here it is! ...spor ceket sakladım. Ve işte burada! ...spor ceket sakladım. Ve işte burada! 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Six bucks, clever bitch. Bang, bang! 6 dolar, zeki sürtük. Olay budur! 6 dolar, zeki sürtük. Olay budur! 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
All right, well, we're here. I'm gonna make the best of it, Tamam, peki, madem buradayız. Yapabildiğimin en iyisini yapacağım, Tamam, peki, madem buradayız. Yapabildiğimin en iyisini yapacağım, 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
but first I need a basket without a sno cone in it. ...ama ilk önce içinde dondurma olmayan bir sepete ihtiyacım var. ...ama ilk önce içinde dondurma olmayan bir sepete ihtiyacım var. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Hey, Trish. Hey, Trish.* Hey, Trish.* 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Not for day to day, but at the country club. Günlük kıyafet değil, ama golf Kulübü’nde giyilir. 1 Günlük kıyafet değil, ama golf Kulübü’nde giyilir. 1 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
You're kidding, but you're right. 1 Dalga geçiyorsun, ama haklısın. Dalga geçiyorsun, ama haklısın. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Hey, when you find something, check the pockets for pills. Bir şeyler bulduğunda ceplerinde uyku hapı var mı diye kontrol et. Bir şeyler bulduğunda ceplerinde uyku hapı var mı diye kontrol et. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
At a thrift store downtown I found a purple one once, Bir keresinde şehir merkezindeki ucuzluk yerinde mor bir tane bulmuştum, Bir keresinde şehir merkezindeki ucuzluk yerinde mor bir tane bulmuştum, 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
and took it. Fell asleep for eight hours. Hayır. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
That was my vacation that year. Stant bile kuruyoruz. İşte o benim geçen yılki tatilimdi. Stant bile kuruyoruz. İşte o benim geçen yılki tatilimdi. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Yay, shoes! Oley, ayakkabılar! Oley, ayakkabılar! 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
Oh, I can't believe I just said, "yay," in Goodwill. Goodwill'de 'oley' dediğime inanamıyorum. Goodwill'de 'oley' dediğime inanamıyorum. 2 Broke Girls-1 2011 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 246
  • 247
  • 248
  • 249
  • 250
  • 251
  • 252
  • 253
  • 254
  • 255
  • …
  • »
  • »»
Kısıtlı Mod:   
  • Katkıda Bulun
  • Hakkımızda
  • Sorumluluk Reddi
  • İletişim