Türkçe
İngilizceAra
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 18638
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| She was so convincing. | Çok ikna ediciydi. | Fake identity-1 | 2010 |  |
| How're we doing across the street? We're about to go in. | Sokağın karşısında durum nasıl? İçeri girmek üzereyiz. | Fake identity-1 | 2010 | |
| I've over seven hundred outlets. | 700'ün üzerinde şubem var. | Fake identity-1 | 2010 | |
| I would've more if the cartel increased my allotment. | Örgüt biraz daha destekleseydi daha fazlasına da sahip olabilirdim. | Fake identity-1 | 2010 | |
| The cartel has survived by using a simple strategy. | Örgüt basit bir strateji sayesinde ayakta kalıyor. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Control all 3 sides of the triangle mining, cutting...distribution. | Üçgenin her köşesini kontrol ediyor. Madencilik, üretim, dağıtım. | Fake identity-1 | 2010 | |
| In your case, Mr.Jacob, they control the last sides... distribution. | Sizin durumunuzda ise bay Jacob, sadece son kısım olan dağıtımı kontrol ediyorlar. | Fake identity-1 | 2010 | |
| In our case they strove to control the first two | Bizim durumumuzda ise, ilk ikisini, satabileceğimiz elmas... | Fake identity-1 | 2010 | |
| by limiting the number of diamonds we could sell. | ...sayısını sınırlayarak kontrol etmeye çabalıyorlar. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Our contract with the cartel expires next year. | Örgüt ile kontratımız gelecek yıl sona eriyor. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Tthree billion dollars of trade every year, | Her yıl 3 milyar dolar... | Fake identity-1 | 2010 | |
| they're desperate to ensure we renewed that contract. | Kontratı yenilemeye mahkumlar. | Fake identity-1 | 2010 | |
| I intend to create an alternative. | Ben ise yeni alternatifler peşindeyim. | Fake identity-1 | 2010 | |
| It can be you. | Bu, siz olabilirsiniz. | Fake identity-1 | 2010 | |
| To the first of many. | Bir çoğunun ilki. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Have you selected the place? Yes, I have. | Yeri seçtin mi? Evet, seçtim. | Fake identity-1 | 2010 | |
| It's halfway between the hotel and the embassy. | Otel ve elçilik arasında, tam ortada. | Fake identity-1 | 2010 | |
| There's a lot of statues there, which make it easy to find. | Burada çok fazla heykel var, bulmak çok kolay. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Davis, are you in position? Yes, I'm in position. | Davis, yerini aldın mı? Evet, yerimi aldım. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Where is the bathroom? | Tuvalet nerede? | Fake identity-1 | 2010 | |
| Has Greene come back? | Greene geri döndü mü? | Fake identity-1 | 2010 | |
| Leave Now!! | Derhal kaç! | Fake identity-1 | 2010 | |
| Well, may all our future transaction goes smoothly as that just did. | Gelecekteki tüm ilişkilerimiz umarım şu anda olduğu gibi yumuşak olur. | Fake identity-1 | 2010 | |
| That's called for a dessert. | Hadi tatlıyı alalım. | Fake identity-1 | 2010 | |
| I'll have an espresso. I'll be right back. | Ben bir espresso alacağım. Hemen dönerim. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Waiter, we'll order dessert. | Garson, tatlı sipariş etmek istiyoruz. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Where the hell does she thinks she's going? | Nereye gittiğini sanıyor? | Fake identity-1 | 2010 | |
| Maybe she's working for me now. | Belki de şu anda benim için çalışıyordur. | Fake identity-1 | 2010 | |
| I haven't hear the shooter. | Ateş edildiğini duymadım. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Davis, anything? | Davis, bir şey var mı? | Fake identity-1 | 2010 | |
| What happened? Get him in here. Somebody hit me in the back of the head. | Ne oldu? Onu buraya getirin. Biri kafama vurdu. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Get him some ice. | Ona buz getirin. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Who did this to you? I didn't see him. | Bunu sana kim yaptı? Onu görmedim. | Fake identity-1 | 2010 | |
| I regret to tell you that the exchange has not gone as plan. | Bunu söylediğim için üzgünüm ama değiş tokuş planlandığı gibi gitmedi. | Fake identity-1 | 2010 | |
| My men still has the diamonds. | Elmaslar hala adamlarımda. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Well Mr. Walther say he...he has got the diamonds. | Bay Walther, elmasların kendisinde olduğunu söyledi. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Fakes, no doubt. Then who...who has got my money? | Sahte olduklarına şüphe yok. O halde param kimde? | Fake identity-1 | 2010 | |
| Watch the Kargykistaan. | Kırgızlıdan gözünü ayırma. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Ludvik. He is my uncle. | Ludvik. O benim amcam. | Fake identity-1 | 2010 | |
| He'll help you. Wait here. | O sana yardım edecek. Burada bekle. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Your uncle is...excuse me the words, a very stubborn man. | Amcan çok, kelimeler için kusuruma bakma, inatçı biri. | Fake identity-1 | 2010 | |
| How could you do it? | Bunu nasıl yaparsın? | Fake identity-1 | 2010 | |
| You have me utterly confused... beyond my little Katrine. | Kafamı çok karıştırıyorsun, benim küçük Katrine'im. | Fake identity-1 | 2010 | |
| First of course, there was the betrayal. | İlk önce, ihanete uğradım. | Fake identity-1 | 2010 | |
| That was very painful. | Çok acı veriyordu. | Fake identity-1 | 2010 | |
| So, imagined how relieved I was as that feeling turn to admiration and then pride. | Sonra bu acının, takdir etmeye ve daha sonra onur duymaya dönüşmesiyle rahatladım. | Fake identity-1 | 2010 | |
| I watched your drama unfolding and admired your courage. | Oynadığın tiyatroyu çıplak gözle izledim ve cesaretini takdir ettim. | Fake identity-1 | 2010 | |
| No wonder I loved that woman. | O kadını sevdim ona hiç şüphe yok. | Fake identity-1 | 2010 | |
| But there is this the matter of the money, I want it. | Ama parayla alakalı bir problem var. Onu istiyorum. | Fake identity-1 | 2010 | |
| What a first rate actress you're. | 1. sınıf bir aktrissin. | Fake identity-1 | 2010 | |
| You don't realized it yet, but you'll take me to the money. | Şu anda farkında değilsin ama beni paraya götüreceksin. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Nick, look out. | Nick, dikkat et. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Go ahead! I'll be fine. | Sen devam et. Ben iyi olacağım. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Go with Tomas. Let's go. | Tomas ile git. Gidelim. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Helping complete strangers... | Yabancı insanlara yardım etmek... | Fake identity-1 | 2010 | |
| Take the ticket. Goodbye, Nicholas. | Bileti al. Hoşça kal, Nicholas. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Hospital in Sofia... three weeks later | Sofya'da bir Hastane. 3 hafta sonra. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Dr. Pinter, over here... | Dr. Pinter, bu tarafa. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Can you give me the name of the woman? Dr. Pinter... | Kadının ismini verebilir misiniz? Dr. Pinter. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Will you be returning to the United States? | Amerika'ya mı döneceksiniz? | Fake identity-1 | 2010 | |
| Dr.Pinter... Do you know who that woman was? | Dr. Pinter. Kadının kim olduğunu biliyor muydunuz? | Fake identity-1 | 2010 | |
| Dr.Pinter, are you co operating? | Dr. Pinter, işbirliği yapacak mısınız? | Fake identity-1 | 2010 | |
| Six months later. | 6 ay Sonra. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Dr. Nicholas Pinter M.D. Family Medical Care | 'Dr. Nicholas Pinter Aile Sağlığı Merkezi' | Fake identity-1 | 2010 | |
| Wish you were here! Love, Katrine. | Burada olmanı dilerdim! Sevgiler, Katrine. | Fake identity-1 | 2010 | |
| ARGENTINA | ARJANTİN. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Remember me? Hey, I was just thinking about you. | Beni hatırladın mı? Ben de tam seni düşünüyordum. | Fake identity-1 | 2010 | |
| I think you've got my post card. | Sanırım kartpostalımı aldın. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Yeah, I've got your post card. How is Argentina? | Evet kartpostalını aldım. Arjantin nasıl? | Fake identity-1 | 2010 | |
| A little lonely. Yeah. | Biraz yalnız. Evet. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Kind of wish I was in New York. Yeah, wish you were here too. | New York'ta olmayı dilerdim. Evet, keşke burada olsan. | Fake identity-1 | 2010 | |
| Wait...wait a minute! | Bekle, bekle bir dakika! | Fake identity-1 | 2010 | |
| Last season on Faking It... | Faking It'in geçen sezonun da... | Faking it-1 | 2014 | |
| You know how I've always wanted lesbian friends? | Neden daima bu kadar çok, lezbiyen arkadaş istediğimi biliyor musun? | Faking it-1 | 2014 | |
| They're perfect. | Onlar harika. | Faking it-1 | 2014 | |
| Let's elect them Homecoming Queens. | Onları mezuniyet kraliçeleri seçelim. | Faking it-1 | 2014 | |
| All hail the Queens! | Kraliçelere selam olsun! | Faking it-1 | 2014 | |
| Since we came out, everyone loves us. | Geldiğimizden beri herkes bizi seviyor. | Faking it-1 | 2014 | |
| Small problem, we're not gay. | Küçük bir sorun var, eşcinsel değiliz. | Faking it-1 | 2014 | |
| Way to sell it. | Yutturduk. | Faking it-1 | 2014 | |
| I am overflowing with joy. 1 | Sevinçten havalara uçuyorum. 1 | Faking it-1 | 2014 | |
| How did your mother take the news? | Annen nasıl karşıladı? | Faking it-1 | 2014 | |
| Lesbians? | Lezbiyenler mi? | Faking it-1 | 2014 | |
| Karma and I are faking being lesbians. | Karma ve ben lezbiyen taklidi yapıyoruz. | Faking it-1 | 2014 | |
| Karma is. I'm not so sure. | Karma lezbiyen. Ben değilim. | Faking it-1 | 2014 | |
| Guess who's having a sexy secret affair with Liam Booker. | Tahmin et, Liam Booker ile kimin gizli ve seks ilişkisi var? | Faking it-1 | 2014 | |
| Here's a clue, it's me. Are you kidding? | İşte ipucu, benim. Şaka mı yapıyorsun? | Faking it-1 | 2014 | |
| Amy is okay with this? 100%. | Amy bunu onaylıyor mu? %100. | Faking it-1 | 2014 | |
| Karma is in denial. | Karma inkar ediyor. | Faking it-1 | 2014 | |
| From now on, nothing but the truth. | Şu andan itibaren, artık sadece doğru söyleyeceğim. | Faking it-1 | 2014 | |
| Deal? I've got nothing to hide. | Anlaştık mı? Saklayacak bir şeyim yok. | Faking it-1 | 2014 | |
| all the time that you don't want anyone to see. | O zaman şu kullandığın ama kimsenin görmesini istemediğin haplarından bahset. | Faking it-1 | 2014 | |
| You've fallen in love with your best friend. | En iyi arkadaşına aşık oldun. | Faking it-1 | 2014 | |
| Why don't you just tell her how you feel? | Neden gidip ona hislerini söylemiyorsun? | Faking it-1 | 2014 | |
| I love you. I slept with Liam. | Seni seviyorum. Liam ile yattım. | Faking it-1 | 2014 | |
| I shared a secret with Tommy, and he dumped me. | Tommy ile sırrımı paylaştım ve o beni terk etti. | Faking it-1 | 2014 | |
| I should've told you a long time ago. | Sana uzun zaman önce söylemeliydim. | Faking it-1 | 2014 | |
| I never thought it would get this far. | Bu kadar ileri gideceğini düşünmemiştim. | Faking it-1 | 2014 | |
| Well, I told Amy about us, didn't go well. | Amy'e bunu söyledim, pek iyi gitmedi. | Faking it-1 | 2014 | |
| It must be hard to break up with your fake girlfriend. | Sahte kız arkadaşından ayrılmak zor olmalı. | Faking it-1 | 2014 | |
