Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179674
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Bravo Kolotilov! | Bravo Kolotilov! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| You have a flair for the players! Genius, Mozart, and talent! | Oyuncuların çok becerikli! Dahi çocuklar, Mozart gibi yetenekli! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Only now you have lame tactics, behold, Study this. | sadece taktiklerin biraz zayıf, Tut... çalış buna. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Let's go, comrades, celebrate to victory. | Gidelim yoldaşlar, galibiyeti kutlayalım. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| I congratulate you, Vyacheslav Nikolayevich. | Tebrik ederim, Vyacheslav Nikolayevich. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| You'll get a raise finally, in December | Telefonunuz çalıyor, açsanıza... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Kolotusha when will you finally come? Here it is a complete madhouse, can not take it anymore. | Kolotusha ne zaman geliyorsun? Burası tamamen karıştı, daha fazla idare edemeyeceğim. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Nadyusha, something happened. What? | Nadyusha, şey oldu... Ne? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Can you imagine, even leaving from Palchiki ... | Tam Palchik'den ayrılmıştık ki ... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| and started to pass ... | tam sınırı geçerken... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| I. .. what? And there was ... | Ee... ne oldu? Şey oldu... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| major accident. | büyük bir trafik kazası. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| It did not make the news? | Haberlerde göstermedi mi? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| One truck in the oncoming lane ... | Tam üzerimize bir kamyon geliyordu... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| driving watermelons ... | karpuz yüklü bir kamyon... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Watermelons? Yeah. | Karpuz mu? Evet. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| And right against us. | Tam üzerimize geliyordu. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| The truck is stuck in the rock and we in the gap. | Kamyon kayalara çarptı, biz de yolun kenarına uçtuk. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Well, not exactly where. | Şey, aslında tam olarak.... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| I turned a few times fell on a tree and hung. | Birkaç defa yuvarlandım, bir ağaca asılıp kurtuldum. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Are you hurt? I ... not, one of the few, Nadyusha. | İyi misin? Evet, kurtulan az kişiden biriyim, Nadyusha. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Why did you not call me? | Beni neden aramadın? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| I missed your phone. And when it did not ring. | Telefonumu düşürdüm. Telefonu arayacak zamanım da yoktu. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| save people, children, dogs ... | insanları, çocukları, köpekleri... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| women in the fire ... | yangında kalan kadınları kurtarıyorduk... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| ... Transporting them to Palchiki to the hospital. | ... herkesi Palchik'deki hastaneye taşıdık. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| In Palchiki? | Palchik'e mi? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Yes, I'm in Palchiki. | Evet, hala Palchik'deyim. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| You know, if somebody had had told me this, I would have thought they were lying. | Biliyor musun? bunu başkası söylemiş olsaydı, yalan söylediğini düşünürdüm. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Nadyusha, above head | Nadyusha, biraz dayan, | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| I am afraid that will have to postpone it for another day. | Korkarım bir gün daha gecikeceğim. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| What? Hello, hello? | Ne? Alo, alo? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Slava is in an accident. | Slava'nın otobüsü bir kaza geçirmiş. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Has saved women and children. | Kadınları ve çocukları kurtarmış. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| And I toast to my ... for our hero. | Kahramanımız için kadeh kaldırmak istiyorum. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Nadia, he will not come. End with this circus. | Nadia, o gelmeyecek.Artık bu komediye bir son ver. Anne! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Tyoma, played it carefully. | Toma, dikkatli oyna. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Don't you get hot with that jacket? Before the third goal do not take it off. | Ceketle sıcak olmuyor mu? 3. golden önce çıkarmam. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Bad omen. How do you find them? From the street. Homeless. | Kötü şans getirir. Senin çocukları nereden buldun? Sokaklardan. Evsizler. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Shoot, teacher. | İyi bulmuşsun, hoca. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Homeless are just like that you can not beat them. | Evsizler topa böyle vuramaz. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| May, but no one has studied how to play football. | Onlara kimse futbol öğretmemişti. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Life has taught them. | Hayat öğretmiş. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Come on ... 4 vs. 11, come on. | Koş, koş, koş... 4'e karşı 11, haydi. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Here is a military tactic. | Bu askeri bir taktik. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Your ten, team captain scored all the goals. | Senin 10 numara, takım kaptanı olan, tüm golleri o atıyor. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Get him out, and lose. | Onu çıkarırsan, kaybedersin. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Wow, cool pictures. Yes, well arranged. | Vay, güzel fotoğraflar. Evet, iyi çıkmış. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| What newspaper are you from? | Hangi gazetedensin? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| From anyone. I have a blog on the Internet. | Ben gazeteden gelmiyorum. Internette blog sayfam var. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Blog? | Blog? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| A newspaper does not know? | Ne yani, gazetelerden hiçkimse yok mu? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| They will come to the final and shoot pictures of champions. | Onlar sadece final maçına gelip, şampiyon takımın fotoğraflarını çekerler. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| For the finale? | Sadece finalde mi? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| I take it you changed? | Onu başkasıyla değiştirsem mi? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Tryohgolovich not allowed. | Tryohgolovich izin vermez. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Get this. You'll find it in any pharmacy. | Tut şunu. Tüm eczanelerde bulabilirsin. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| SLABILIN | SLABİLİN | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Safe and tested means. | Güvenilirliği kanıtlanmıştır. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Since no one is upset died so far. Remember. | Şimdiye kadar kimse ölmedi. İsmini aklında tut. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Think about it, think, Kolotilov. Thanks. | Unutma, iyi düşün, Kolotilov. Teşekkürler. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| But that method, have the great sport. To give children laxatives. Clever. | Spordaki metoda bak, çocuklara müshil vermek. Düşünmek lazım. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Now it is clear why our national team is still falling. | Bizim milli takımın devamlı niye yenildiği şimdi anlaşıldı. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| No. For every child can to find an approach. | Yok. Her çocuk için ayrı bir yaklaşım çözümü bulunabilir. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Let explain to him and agree. It's important to explain. | Açıklamak ve anlaşmak. Önemli olan açıklayabilmek. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Enough talk, guys the fish is ready. | Muhabbeti kesin, millet balık hazır. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Chirica, give me a baked potato. | Chirica, biraz haşlanmış patates versene. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Kara, hello. Oh, coach. | Kara, selam. Ooo, Koç. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| We need to talk. Sit down. | Konuşmamız lazım. Otur. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Kara ... Oh, Sasha ... | Kara..., pardon, Sasha... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| You see, now are particularly ... | Baksana, şu anda çok özel bir durumla... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| situation. You ... | karşı karşıyayım. Bana... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| In a nutshell ... | yani genel olarak... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| In a nutshell, if you fall tomorrow, I ... | Yani yarın eğer kaybederseniz, Ben... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Do not worry, coach, there is no way to fall. | Merak etme Koç, artık bizi kimse yenemeyecek. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| With the boys, we should go to the final. But I have already told them. | Finale çıkmamız lazım. Herkese iyice anlattım. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| What have you told them? All tomorrow will fight no matter what. | Onlara ne söyledin? Yarın ne olursa olsun kazanacağız. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Will you fight? I will fight. | Kazanacak mısınız? Kazanacağız, merak etme. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Well. So, big sport wins. | Anlaşıldı. Spor, spordur. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Thank you. Sir! | Teşekkürler. Beyefendi! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Not more than 1 capsule per day otherwise frustration will be terrible. | Günde 1 tabletten fazla kullanmayın, yoksa çok kötü ishal olursunuz. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Really? Yes, will be scary. | Sahi mi? Evet, gerçekten çok kötü olursunuz. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| If you've been told, Nadia what happens in reality, | Gerçekte olanları Nadia'ya anlatsam, | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| certainly you would not believe me. Guys, to be strong before the match. | kesinlikle bana inanmaz. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Anyone can take a bottle. | Herkes bir şişe alsın. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Bravo Kolotilov, brought us some water! Come on. | Bravo, Kolotilov bize soda getirmiş! Hadi, hadi. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| This is for you. We drank. I do not want. | Bu senin için. İçtim. İstemiyorum. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| However. That your ... how was ... Shershavin. | Her neyse. Kimdi senin favorin... Shershavin. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Arshavin. He drinks 2 soda waters before the match. | Arshavin. Maçtan önce mutlaka 2 şişe soda içermiş. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Word? Sure. Cheer in. .. | Gerçekten mi? Tabii ki. Gazlı su... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| gives energy. Go. | sana enerji verir. Al. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| You know, Galina Alexandrovna I remember about our childhood with Nadia. | Biliyor musunuz, Galina Alexandrovna Son günlerde hep Nadia ile çocukluğumuz aklıma geliyor. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Remember? I remember. | Hatırlıyor musunuz? Hatırlıyorum. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| You are always together: in school and kindergarten. | Her zaman beraberdiniz: Okulda, çocuk yuvasında. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Nadia has always been a beauty just like her mother. | Nadia her zaman çok güzeldi, aynı annesi gibi. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| And I remember when she passed to study in England and went away. | Hatırlıyorum da, Nadia İngiltere'ye eğitim için giderken tüm sınıf uğurlamaya gelmiştiniz. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| You give her a bouquet of yellow rose in line with the dress. | Ona sarı güllerden bir buket vermiştin, aynı elbisesinin renginde. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| And I do not remember. | Bunu hatırlayamadım. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Remember your departure for London, May? | Hatırlıyor musun, sanırım Londra'ya gidiyordun? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| I came to the airport to send you. It was a yellow dress. | Seni uğurlamak için havaalanına gelmiştim Üzerinde sapsarı bir elbise vardı. | Vykrutasy-1 | 2011 |