Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179010
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| She was here in Pakistan and you in India. | O burada Pakistan'daymış sen ise Hindistan'da | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Then how and when did the two of you meet? | Peki, ikinizin karşılaşması nasıl oldu? | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Three... three days later... | Üç... Üç gün sonra... | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| and what an unusual meeting it was... | ..Ne olağanüstü bir karşılaşmaydı | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| a bus had toPPled over in the mountains. | Bir otobüs dağdan aşağı yuvarlanmıştı | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| There were no serious casualties. All Passengers were rescued. | Ortada ciddi bir kaza yoktu Tüm yolcular kurtarılmıştı | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| And I was on my way down to bring the last girl uP. | Ve ben de kalan son kişiyi almak için aşağı iniyordum | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Pull us uP. | Bizi yukarı çek! | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| It wasn't that I'd never seen a more beautiful girl than her. | O ana kadar gördüğüm en güzel kız olduğundan değildi | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| But I don't know why I couldn't take my eyes off her. | Ama neden bilmiyorum yüzüne bakmaktan kendimi alıkoyamadım | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Her eyes were lowered and she was breathing heavily. | Gözleri aşağıya bakıyordu Nefes alışı derindi | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| She was very scared. | Çok korkmuştu | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| A tendril of hair was bothering her right eye. | Saçlarının bir tutamı sağ gözünü rahatsız ediyordu | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| She was trying to move it, but the wind was strong and the hair stayed there. | Saçını ordan çekmeyi denedi ama, rüzgar o kadar güçlüydü ki saçları olduğu gibi kaldı | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| As I lifted my hand from her waist to move the hair... | Elimi belinden çekip saçlarını düzeltmek için kaldırdığımda, korku dolu gözlerle bana baktı | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| We looked at each other for the first time. | O an ikimiz birbirimize ilk defa baktık | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| She kePt staring at me scared... | Onun bakışları hala korku doluydu | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| then she lowered her gaze, but... | ..sonra yavaşça bakışlarını aşağıya indirdi, ama... | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| I kePt staring at her... and then my dream was broken... | ben ona bakmaya devam ettim ve sonra birden, rüyam bitti... | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| StoP... stoP... stoP. | Dur!.. Dur!.. Dur!.. | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Ranjit. StoP. | Ranjit, dur | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| What haPPened? My bag has fallen down. | Ne oldu? Çantam düştü, lütfen aşağı inelim! | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| I can't let it go that bag is very invaluable to me. | Hayır bırakamam! O çanta benim için çok önemli! | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Not more valuable than all our lives? Yes it is. | Bizim hayatlarımızdan daha önemli olamaz, değil mi? Evet, olabilir! | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Now will you Please take me down or should I go myself? | Şimdi lütfen beni aşağıya indirecek misiniz yoksa kendim mi gideyim? | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| My bag. | Çantam!... | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Ranjit take it down. Veer have you gone mad? | Ranjit Aşağı indir! Veer aklını mı kaçırdın? | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Do as I say. Take us down. | Dediğimi yap! Bizi aşağı indir! | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Ranjit, Pull us uP. | Ranjit bizi yukarı çıkar! | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| You endangered the lives of so many PeoPle for a little bag. | Bu gün bunca kadar insanın hayatını küçücük bir çanta için tehlikeye attın! | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| What kind are you? You know we risk our lives everyday to save lives... | Nasıl bir insansınız siz? Biliyor musunuz, her gün bizler insanları kurtarmak için kendimizi telikeye atarız | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| of PeoPle who are comPlete strangers, who aren't related to us in any way | hiç tanımadığımız insanlar için akrabamız olmayan insanlar için... | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| that we saved someone's sister, wife, brother or mother... | ..o gün birinin kardeşini, birinin karısını, birinin kardeşini, annesini kurtarmışızdır | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| gave someone a new life. But today for the first time in so many years... | Birine yeni bir hayat vermişizdir. Fakat bu gün, ilk kez vazifemden şüphe etmeye başladım | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| For the first time sacrificing my life for someone else is seeming worthless... | İlk kez, kendimi başka birinin önemsiz bir eşyası için tehliikeye attım. Bence yanlıştı, kötüydü | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| I'm sorry ma'am but it was disgusting | Üzgünüm bayan, ama bu iğrençti | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Get out! I don't want to see your face. Who asked you to give zaara your money? | Defol burdan! Yüzünü görmek istemiyorum Kim sana paranı Zaara'ya ver dedi?! | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| You know I can't say no to zaara. Even if I did she would've taken it forcibly | Biliyorsun, ben Zaara'ya hayır diyemem Desem bile, bu sefer de zorla alırdı | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| and she's not off to the market to buy bangles, but to India... | O da bilezik almaya markete gitmedi ya! Hindistan'a gitti! | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| wasn't imPortant enough to tell me? She made me Pledge our friendshiP | Bana söyleyecek kadar önemli değil miydi yoksa? Arkadaşlığımız adına söz verdirdi | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Pledge of friendshiP! There's a limit to childishness. | Arkadaşlık adına mı? Çocukluğunuzun da bir sınırı olmalı! | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Who got her onto the bus? Call akram. Call him immediately. How irresPonsible. | Onu otobüse kim bindirdi? Akram'ı çağırın Onu hemen çağırın! Bu ne sorumsuzluk! | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Zaara... zaara are you all right? | Zaara!.. İyisin değil mi?! | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Ma, I'm Perfectly all right, Please don't worry | Anne ben çok iyiyim Sakın endişelenme | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| What is this nonsense zaara, do you know what I'm going through? | Bu saçmalık da nedir, Zaara? Biliyor musun ben burda ne kadar perişan oldum? | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Only when I was going to the Police that this godforsaken Shabbo told me | Bu Allah'ın cezası Shabbo ancak ben polise gideceğim zaman söyledi neler olduğunu! | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| just come back home right away ...come home immediately | Hemen eve geri dönüyorsun Hemen şimdi eve geri dönüyorsun! | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Ma, the border closes at four thirty and I haven't even reached KiritPur yet | Anne, sınırlar saat dört buçukta kapanıyor ve ben daha Kritpur'a gidemedim | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| God, for what sin am I being Punished ...now it's about to be evening... | Allah'ım! Hangi günahımın cezasını çekiyorum? Akşam oluyor ve... | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Why did you go alone? I Promised you that I would send the ashes to India | Neden yalnız gittin? Sana söz veriyorum o külleri Hindistan'a gönderirim | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| I also Promised Bebe that I would take her ashes myself. | Ben de Bebe'ye söz verdim Küllerini Hindistan' kendim götüreceğim | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Zaara is this a little triP from Lahore to Pindi that you just took off like that? | Zaara, bu Lahore'dan Pindiye gitmek gibi ufak bir seyahat mi ki böyle çekip gittin? | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Have you gone mad? | Aklını mı kaçırdın sen? | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| I'm really sorry Ma. | Gerçekten çok üzgünüm, anne | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| But after all my exPlaining, you were still unable to understand me | Ama o kadar açıklamama rağmen yine de beni anlamak istemiyorsun | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Until now, I've done nothing really imPortant in my life Ma | Ne şimdiye kadar hayatımda bu kadar önemli bir şey yapmıştım, anne | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Nor will I be doing anything great in the future | Ne de gelecekte bunun kadar önemli bir şey yapacağım | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| My life, like yours, will be sPent being a good wife and a good mother | Hayatımı da seninki gibi iyi bir eş ve iyi bir anne olarak geçireceğim | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| But after doing this, I will always be Proud of myself... | Ama bunu yaparsam eğer, kendimle hep gurur duyacağım | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| That I helPed someone attain salvation. | Birisi benim sayemde son arzusuna kavuşmuş olacak | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Ma, now that I've come so far, I will return only after comPleting my work | Anne, bu kadar yol geldikten sonra, yalnızca vazifemi yerine getirirdiğimde eve geri dönerim | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| But if you stay angry with me, then my journey will get bad luck... | Ama bana kızgın olursan yolculuğuma nazar değer | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| StoP it. Can a mother ever wish bad luck on a daughter? | Kes şunu! Bir annenin kızına nazarı değer miymiş hiç? | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| I've been crying since eight hours, you want me to cry some more? | Tam sekiz saattir ağlıyorum Daha fazla ağlamamı mı istiyorsun yoksa? | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Relax Ma I'm cool. | Rahat ol anne, ben 'cool'um | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Yes, you're the only one who's cool and we're all fools | Evet, 'cool' olan bir tek sensin zaten burada hiçbirimiz 'cool' değiliz | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| If your father returns before you do then... | Eğer baban sen dönmeden gelecek olursa... | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| don't worry, Ma | Endişelenme, anne | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| PaPa's only back next week and I'm back tomorrow. | Babam bir hafta sonra gelecek ben ise yarına kadar geri dönmüş olurum | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Ma I've to hang uP now, there's a long queue | Anne şimdi kapatmak zorundayım Burda uzun bir kuyruk var | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Listen, take care of yourself, and don't eat any junk | Dinle, kendine iyi bak ve sakın kötü şeyler yeme | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| and don't talk to any strangers and keeP calling me... right? | Ve sakın yabancılarla konuşma ve bana telefon et... Tamam mı? | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| And don't be scared, my blessings are with you... good bye... | Ve sakın korkma, dualarım seninle hoşçakal, kızım... Allahaısmarladık | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Good bye | Allahaısmarladık | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Yes how much money? | Evet, ne kadar ödeyeceğim? | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Why are you worrying? | Neden bu kadar üzülüyorsun? | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Our zaara is no less than any boy. She can get her way anywhere | Bizim Zaara'mızın bir erkekten geri kalır tarafı yok Nereye giderse gitsin yolunu bulur o | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Thank God that she's safe, this girl scared the life out of me | Allah'a şükür o iyi... O kız korkudan öldürecekti beni | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Why're you talking to me? I told you to get out of my sight | Neden benimle konuşuyorsun? Sana gözümün önünden kaybol demedim mi? | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| You say that all the time. Now cool it | Bunu her zaman söylüyosun zaten 'cool' ol biraz | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| cool it my foot! You godforsaken fool | 'cool ol'muş, şuna bak! Allah'ın cezası aptal! | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Go do your work... what are you standing like statues for? Go. | Gidin işlerinizi yapın! Neden heykel gibi dikiliyosunuz! Gidin! | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Ranjit, Permission for my leave has come from the base | Ranjit, merkezden eve gitmek için iznim çıktı | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Mom and dad had asked me to come home to celebrate Lodi | Annemle babam Lodi kutlamaları için beni eve çağırmışlardı | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| I'll leave from here in the morning, that way I'll reach sooner | Sabahleyin burdan yola çıkacağım böylece eve daha çabuk dönerim | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Negi will accomPany you back | Negi sana dönüşte eşlik edecek | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Okay, see you on Monday. Enjoy... Thank you. Here are the logs... | Tamam... Pazartesi görüşürüz, iyi eğlenceler Teşekkürler, işte raporlar | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Mister, are there any buses to KiritPur from here? | Efendim, burdan Kritpur'a otobüs var mı? | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| No Ma'am, no buses leaving right now. There's one for KiritPur at seven am | Hayır bayan. Şimdi otobüs yok. Kritpur'a giden otobüs yarın sabah saat sekizde kalkacak | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Then is there a hotel where I can sPend the night? | O zaman... Geceyi geçirebileceğim bir otel var mı buralarda? | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Hotel! Of course... look there's Kake's dhabha. Our five star hotel | Otel mi?... Tabii ki var. Bakın, orda Kake Dhabha var.. Bizim beş yıldızlı otelimiz | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| For ten ruPees you'll get a blanket for twenty five ruPees you'll get a cot | On Rupiye bir battaniye yirmi rupiye de bir klübe kiralayabilirsiniz | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| Ok Ma'am, Please excuse me, I'm getting late. Good night | Tamam mı bayan?.. Kusura bakmayın Vaktim azalıyor... İyi akşamlar | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| You risk your life to save the lives of strangers | Siz kendi hayatınızı tanımadığınız insanların canı için tehlikeye atıyorsunuz | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| There can't be nobler work than that | Bundan daha asil bir görev olamaz | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| I would not like you to stoP taking Pride in your work because of me | Sizin gibi birinin benim yüzümden işi ile duyduğu gururdan vazgeçmesini istemem | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| That's why I've come to tell you the reason for my behaviour | Bu yüzden size neden öyle davrandığımı söylemeye geldim | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| These are the ashes of my Bebe | Bu benim Bebe'min külleri | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| She was an Indian... | O bir Hindistanlıydı | Veer-Zaara-1 | 2004 | |
| who sPent her whole life in Pakistan serving my family... | Ömrünü Pakistan'da aileme hizmet ederek geçirdi | Veer-Zaara-1 | 2004 |