Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 177984
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| I don't want to seII it, | Bunu satmak istemiyorum. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| but I spent too much here. | Ama burada çok para harcadım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| What about the watch? | Saat hakkında ne düşüyorsun? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| It's a very pretty watch. | Oldukça güzel bir saat. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I bought it in the south. | Güneyde satın almıştım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I was in the navy stationed in Borneo. | Borneu'da, ordudaydım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I was in Indochina. I was Iucky. | Ben Çinhindi'deydim. Şanslıymışım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I have been Iooking for a watch Iike this for a Iong time. | Uzun süredir seninki gibi iyi bir saat arıyordum. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| It works weII. | Güzel çalışıyor. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| A watchmaker wouId give you Iess than 5,000 yens. | Saatçilerı en fazla sana 5,000 yen verir. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| It is a good status symboI. | İyi bir statü sembolü olur. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| You know somebody? | Birini biliyor musun? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I will buy it for 10,000 yens. | 10,000 yene satın alacağım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I Iike the watch. What do you say? | Saat çok hoşuma gitti. Sen ne dersin? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| It's a deaI. Very weII. Market cIosed. | Anlaştık. Pekala, teklifler kapandı. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| O Sei! | O Sei! | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Bring us a bottIe of sake. | Bize bir şişe sake getir. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Are you a painter? | Ressam mısın? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| No. The wood business. | Hayır. Kereste işindeyim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Ah, you were a civiI empIoyee. | Özel sektörde çalışıyorsun. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I had a job at the fish market in Tokyo. | Tokyo'da balık marketim vardı. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| But my new wife does not Iike the fish. | Ama yeni karım balık işinden hoşlanmıyor. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| We're going to have a drink. | Hadi içelim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| The truth is that she couId be my daughter. | Şimdi bir kızım olabilirdi. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I beIieve that one must respect destiny. | ...inanmak ve boyun eğmek gerekli. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| We can't go in his against. | Ona karşı gelemeyiz. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| We are going to cIose. You can go home. | Kapatıyoruz. Evlerinize gidebilirsiniz. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I have been toId I have two or three days more. | İki yada üç gün daha burada kalabiliriz. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| That's good news. | Bu, güzel haber. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| It has been destiny, to come here and seII the watch. | ...buraya gelmek ve saati satmak kaderde vardı. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| CIearIy. | Şüphesiz. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I have brought appIes, | Size elma, mandalina... | Ukigumo-1 | 1955 | |
| mandarins, cakes, let's see... | ...portakal, kek getirdim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| ...peanuts. What wouId you Iike? | İster misiniz? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| We must, it is New Year! | Hadi ama, yeni yıla girdik! | Ukigumo-1 | 1955 | |
| It is destiny. | Kader. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| We aIso want to return to Tokyo soon. | Yakında Tokyo'ya dönmek istiyoruz. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| We cannot go against destiny. | Kadere karşı çıkamayız. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| You tried the durian? | Durian'ı denediniz mi? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| And mangoes? | Peki mangoyu? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| A gIass, please. | Bir bardak lütfen. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Please. Thanks! | Lütfen. Teşekkürler! | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I want to have a bath. | Banyo yapmak istiyorum. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I will show you the way. | Size yolu göstereyim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Very well. And you? | İyi olur. Ya siz? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| No, thanks. | Hayır. Sağ olun. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I bathed twice today. It is sufficient. | Alışkanlık işte, günde iki defa banyo yaparım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| The toweI? | Havlu var mı? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Mind the step. | Merdivenlere dikkat edin. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| We used the bath from a tavern. | Banyo olarak burayı kullanıyoruz. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| How Iong have you been here? | Ne zamandır buradasınız? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| NearIy Two years. | Yaklaşık olarak iki yıl oldu. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| But I want to Ieave. | Ama ayrılmak istiyorum. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I want to Iive in Tokyo. | Tokyo'da yaşamayı düşünüyorum. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Business is bad? | İşler kötü mü? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Dying. This is a summer town. | Kışları burası ölü. Bu şehir yazın hareketli oluyor. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| He wants to seII fish in Tokyo again. | Kocam da tekrar Tokyo'da balık satmak istiyor. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I don't Iike the idea at all. I want to be dancer. | Bu fikirden hoşlanmıyorum. Dansçı almak istiyorum. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| That geisha that we knew... | Tanıdığım bir geyşa bana dans etmesini öğretecekti. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| But Papa doesn't Iike it. Papa? | Ama Papa bundan hoşlanmadı. Papa da kim? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Are you going for a bath? | Banyoya mı gidiyorsunuz? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| HoId on, I will go with you. | Bekleyin, sizinle geleyim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| You are going to the baths? Yes. | Banyoya mı gireceksin? Evet. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I will come with you. | Seninle geleceğim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I will stay here then. | O zaman ben burada kalayım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Did you notice she is enamored with you? | Fark etmedin mi? Sana asılıyor. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| You aIways pretend not to notice. | Sen daima fark etmemiş gibi yaparsın. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| The truth is you never miss an opportunity. | Gerçek olan şu ki, sen hiçbir fırsatı kaçırmazsın. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| When a woman Iooks at you, you Iose your sense. | Ne zaman bir kadın sana baksa, kendini kaybediyorsun. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Don't say stupid things! | Böyle aptalca şeyler söyleme! | Ukigumo-1 | 1955 | |
| But you Iike her, right? | Ama ondan hoşlanıyorsun, değil mi? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| No, I do not Iike her. Don't deny it. | Ondan hoşlanmadım. Hadi canım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| You are a good seducer. Despite what you say. | Ne söylersen söyle, sen çok çapkınsın. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| ShaII we stay here for a IittIe Ionger? | Biraz daha kalabilir miyiz burada? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I wonder what brought you back to Iife. | Seni hayata neyin döndüreceğini merak ediyorum. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I don't know what it is. | Ben bilemem. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| In addition, you have new underpants. | Bir de, yeni bir külotun var herhalde. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Where they are the oId ones? | Eskileri nerede? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| You are aIways suspicious. | Sen, çok şüpheci birisin. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Let's go for a waIk. | Hadi yürüyelim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| No, it's too coId. | Hayır, çok soğuk. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I am nervous. | Gerginim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| I feeI so empty, bored. | Kendimi çok boş hissediyorum. Sıkıldım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Perhaps, I shouId go away. | Belki de gitmeliyim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| We will go away together. | Beraber gideceğiz. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Let's forget it. It doesn't matter. | Hadi olanları unutalım. Sorun değil. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Goodbye. So Iong! | Hoşça kal. Şimdilik tabi! | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Is there no more sake? | Sake kalmadı mı? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| You are stiII depressed. | Hala moralin bozuk. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| This here is my one true Iove. | İşte benim gerçek aşkım. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| You onIy Iove yourseIf. | Yalnızca kendini seversin. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| For this reason, I want to Iive. | Bu yüzden yaşamak istiyorum. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| You need to be worth something. I have no vaIue. | Sen benden daha iyilerine layıksın. Ben beş para etmez herifin tekiyim. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| You are impossibIe. | Çok zor birisin. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| But peopIe stiII Iike you. | Ama insanlar senden hala hoşlanıyor. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| But you are a fake, | Sen korkak ve aslında var olmaması gereken birisin. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| ActuaIly, you are a simpIe drunkard. | Alkoliğin tekisin. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| Any more to add? | Ekleyeceğin bir şey kaldı mı? | Ukigumo-1 | 1955 | |
| You're a very inteIIigent man. | Sen çok zeki bir adamsın. | Ukigumo-1 | 1955 | |
| But you don't have any idea how to run a business. | Ama işleri nasıl yöneteceğine dair hiçbir fikrin yok. | Ukigumo-1 | 1955 |