Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 177868
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Mud Sir? | Çamur mu efendim? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Yes... Blue mud... | Evet... Mavi çamur... | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Yesterday during the funeral... | Dün cenazede... | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| the coffin of my twin brother was flooded by a blue mud the same color as my mark | ...ikizimin tabutu, lekelerim gibi mavi olan çamura gömüldü. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| You had a nightmare sir | Kabus görmüşsünüz efendim. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| My twin is not dead? | İkizim ölmedi mi? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Yes he's dead So... | Evet, öldü. Ee... | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Your mark is looking well | Lekeleriniz iyi görünüyor. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Is it getting bigger? No sir | Büyüyorlar sanki? Hayır, efendim. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Quiet Napoleon | Sessiz ol Napolyon! | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Is it smaller? No Sir | Küçülmüşler mi? Hayır, efendim. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Please measure it | Ölçüsünü al lütfen. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Everything is perfect. It hasn't changed a bit | Mükemmel. Hiç büyümemişler. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Then I am right | O zaman haklıyım. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| What doesn't move outside Gets bigger inside | Dışa değil, içe doğru büyüyen şeyler gibi... | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Here� This mark is like bugs digging unseen underground tunnels | Lekem, böceklerin yeraltında kazdıkları görünmeyen tüneller gibi ilerliyor. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| It wants me killed | Beni öldürmek istiyor. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| But I am formally forbidding it Of course Sir | Ama buna şeklen engel oluyorum. Tabii ki efendim. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| I will make a blood test A blood test? | Kan testi yapacağım. Kan testi mi? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| You must analyse and measure | Analiz edip, ölçüsünü almalısınız. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| The song? | Şarkı? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Miss? Yes Sir | Bayan? Evet, efendim. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Is it painful to die? | Ölüm acı çektirir mi? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Anikst Soloko? | Anikst Soloko? Sanırım bu size bir şeyler hatırlatır. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Don't think so | Sanmıyorum. Saklayın. Belki sonra hatırlarsınız. Kendine dikkat et. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Tykho Moon is alive | Tykho Moon yaşıyor. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| You hear me! | Duydunuz! | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| This abjection | Bu alçaklıktır. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| "Tykho Moon or the second life" | "Tykho Moon yada ikinci yaşam" | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Was published everywhere. Down there | her yer de yayımlanmış. Güneyde... | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| In America, in Finland, in Ethiopia, in the Balkans... | ...Amerika'da, Finlandiya'da, Etiyopya'da, Balkanlar'da... | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| ...and even in France | ...ve hatta Fransa'da bile. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| In french | Fransa'da? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| What does it mean | Ne demek oluyor bu? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| They are speaking about him... | Ölmüş olmasına rağmen... | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| and he's dead And not about me even if I am the one alive | ...onun hakkında konuşuyorlar. Yaşayan benim, ama beni konuşmuyorlar. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| I want a biography too | Bende biyografi istiyorum. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| We don't have a biographer Sir | Biyografçımız yok efendim. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| A ressurection is much better than a biography | Dirilmek, biyografiden daha dikkat çekicidir efendim. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| I don't think that you trully understand | Beni tam olarak anladığınızı sanmıyorum. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| We are talking about your donor | Donörünüzden bahsediyoruz. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Your donor� You remember | Donörünüzden… Hatırlarsınız. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| My donor, Tykho moon� | Donörüm, Tykho Moon… | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| So I was cheated | Öyleyse aldatıldım. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Who cheated on me? | Kim aldattı beni? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Who's fooling me since twenty years | 20 yıldır beni aptal yerine koyan kim? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Sir, these documents prove nothing | Efendim, bu dokümanlar hiçbir şey kanıtlamaz. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| And especially that he's alive | Özellikle de yaşadığını. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| If my donor is alive, | Eğer donörüm yaşıyorsa... | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| he must be healthy | ...sağlıklı olmalı. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| And if he is healthy, so I will be again | Ve eğer o sağlıklıysa, bende sağlığıma tekrar kavuşabilirim. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Gentlemen� | Beyler… | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| The ressurection of Tykho Moon... | Tykho Moon'un dirilişi... | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| ...is a politico economic matter | ...politik ekonomik bir meseledir. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| And surgical | Ve tabii ki cerrahi. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| The surgery of my body is a geopolitic matter | Bedenimin ameliyat edilmesi jeopolitik bir meseledir. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| We must verify the information | İddiaları soruşturmak zorundayız. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| It looks like a provocation of the new United Nations | Birleşmiş Milletler ve Uluslararası Ortaklığın... | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| And the International Community | ...provokasyonuna benziyor. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| I don't care about the International Community | Uluslararası Ortaklık umurumda değil! | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Do I meddle with Democraties? | Ben Demokratlara karışıyor muyum? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| My donor is alive | Donörüm yaşıyor. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Your donor is dead | Donörünüz öldü. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| And you will not be able to find him with this picture | Ayrıca onu bu fotoğrafı ile bulamazsınız. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Yes I will, amplify the researches | Bulurum, araştırmalarınızı genişletin... | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| look everywhere! | ...her yeri arayın! | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| There is in fact a trace, but we need time to explore it | Bir iz yakaladık, ama bulmamız için zamana ihtiyacımız var. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| A little | Fazla sürmez. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Is this all? | Hepsi bu kadar mı? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Maybe a little more | Belki uzun sürebilir. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Maybe a little less? It is going to be difficult | Daha kısa sürede olmaz mı? Gittikçe güçleşiyor. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Try it anyway | Her yolu deneyin. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| The trace of the donor is his histological identity | Ona ait tek kanıt, tıbbi geçmiş kayıtları. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Genetical� | Genetik kimliği… | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| We have this identity, and it is flawless | elimizde ve kusursuz. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| It is our only chance to find him | Onu bulabilmemiz için tek şansımız bu. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| What are the odds? | Şansımız nedir? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Excuse me sir? What are the odds? | Affedersiniz efendim? Şansımız nedir? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Between Fifteen and Twenty? | 15 ile 20 arasında? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| I take it | Dayanırım. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Fire� Fire! | Yangın… Yangın! | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| What is this all about? Who is this Tykho Moon? | Bunlar ne anlama geliyor? Kim bu Tykho Moon? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Take it easy Alvin I am talking to your mother | Sakin ol Alvin. Annenle konuşuyorum. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Exactly | Ciddi misin? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Who is this Tykho Moon? | Kim bu Tykho Moon? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Gobelski will answer you� | Gobelski sana anlatır… | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| This Tykho Moon, was he an opponent? | Tykho Moon, düşmanımız mı? | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| We can put it that way. | Öyle de diyebiliriz. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| But he was especially the donor who saved your father's life | Ama O babanın hayatını kurtaran kanı veren adam. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| We took cerebral cells from him | Ondan beyin hücreleri naklettik... | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| and it stopped the illness for twenty years | ...ve babanın hastalığı 20 yıl boyunca ilerlemedi. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| According to surgeons, he could be a stockpile... | Ameliyatlar ayarlanmıştı, kaynak olarak kullanılacaktı... | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| ...for organs� blood� cells | ...organları… kanı… hücreleri... | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| For every Mac Bee | ...bütün Mac Bee'ler için. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| The operation went quite well | Ameliyat oldukça iyi geçmişti. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| But a few days later... | Ama birkaç gün sonra... | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| ...the hospital was burned to the ground | ...hastahane yandı. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| We found nothing but desintegrated bodies | Paramparça olmuş bedenler haricinde hiçbir şey bulamadık. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Nothing else | Başka hiçbir şey yoktu. | Tykho Moon-1 | 1996 | |
| Your father was safe, because we brought him back to the palace | Baban güvendeydi, çünkü onu saraya getirmiştik. | Tykho Moon-1 | 1996 |