Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 172804
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
And you asked about the sex. | Cinsiyetini sormuştunuz. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
It's a girl. | Kız. Bir kız. Bir kız. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
It's got a really strong heartbeat. | Çok güçlü kalp atışları var. Kalp atışları çok güçlü. Kalp atışları çok güçlü. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
What about "Mia"? | Mia olsun mu? "Mia"ya ne dersin? "Mia"ya ne dersin? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
That's really pretty. | Çok hoş bir isim. Çok sevimli. Çok sevimli. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Where'd you get the book? | O kitabı nereden buldun? O kitabı nereden aldın? O kitabı nereden aldın? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
From Charisse. | Cherisse'den aldım. Charisse'den. Charisse'den. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
"Jane"? | Jane olsun mu? "Jane"? "Jane"? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
I used to name all my dolls Jane. | Bütün oyuncak bebeklerime Jane ismini verirdim. Eskiden bebeklerimin adına Jane koyardım. Eskiden bebeklerimin adına Jane koyardım. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
I'm not sure we should be talking names yet. | İsmi hakkında konuşmak için daha erken. İsim konusunu konuşmamız şuan doğru değil. İsim konusunu konuşmamız şuan doğru değil. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
I'm just getting some ideas. | Sadece birkaç fikir ediniyorum. Fikir yürütüyorum sadece. Fikir yürütüyorum sadece. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
GIRL: Look, there's a man in there. MAN 1: See that? | Bakın içeride bir adam var. Gördünüz mü? Bak, içeride bir adam var. Gördün mü? Bak, içeride bir adam var. Gördün mü? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
GIRL: Oh, yeah. Oh, look. BOY: Doesn't have any clothes on. | Evet, bak. Üzerinde kıyafeti bile yok. Evet, baksanıza. Üstünde hiçbir şey yok. Evet, baksanıza. Üstünde hiçbir şey yok. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
MAN 1: What is he doing in there? Shit. | Ne yapıyor orada öyle? Kahretsin! Ne yapıyor acaba? Kahretsin. Ne yapıyor acaba? Kahretsin. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
MAN 2: Check this out. GIRL 2: Wow, I don't believe that. | Şuna bir bakın. Buna inanamıyorum. Şuna bakın. Vay anasını. Buna inanmıyorum. Şuna bakın. Vay anasını. Buna inanmıyorum. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
What's he doing? GIRL 3: I don't know. | Ne yapıyor? Bilmiyorum. Ne yapıyor? Bilmiyorum ki. Ne yapıyor? Bilmiyorum ki. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
MAN: Come down this way. GIRL: But I wanna see the lion. | Bu tarafa gelin. Ama ben aslan görmek istiyorum. Bu tarafa gelin. Ama aslanı görmek istiyorum. Bu tarafa gelin. Ama aslanı görmek istiyorum. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Come on, let's go. | Hadi, gidelim. Haydi, gidelim. Haydi, gidelim. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
This is the first time we've ever met. How do you do? | Şu an, tanıştığımız ilk zaman. Şimdiye kadarki ilk buluşmamız. Nasılsın? Şimdiye kadarki ilk buluşmamız. Memnun oldum. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
How old are you? Ten. How about you? | Kaç yaşındasın? 10. Sen? Kaç yaşındasın? On. Ya sen? Kaç yaşındasın? On. Ya sen? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Thirty eight. | 38. Otuz sekiz. Otuz sekiz. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
So tell me about you. How's school? What are you learning? | Bana kendin anlat. Okul ne durumda? Neler öğreniyorsun? Kendinden bahset. Okul nasıl? Ne öğreniyorsun? Kendinden bahset. Okul nasıl? Ne öğreniyorsun? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Well, not much at school. But I read all the time. I read about Egypt. | Okulda pek bir şey öğrenmiyorum. Okulda fazla öğrenmiyorum. Ama çok okuyorum. Mısır'la ilgili okudum. Okulda fazla öğrenmiyorum. Ama çok okuyorum. Mısır'la ilgili okudum. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Mom and I are reading The Lord of the Rings. | Annem ve ben Yüzüklerin Efendisini okuyoruz. Annemle Yüzüklerin Efendisi'ni okuyoruz. Annemle Yüzüklerin Efendisi'ni okuyoruz. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
And Grandpa's teaching me the violin. | Büyük babam bana violin çalmasını öğretti. Dedem de keman çalmayı öğretiyor. Dedem de keman çalmayı öğretiyor. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
And I heard Grandma sing. | Büyük annemim şarkı söylemesini dinledim. Babaannem şarkıcıymış. Babaannem şarkıcıymış. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
It was beautiful. At the opera. Aida. | Çok güzeldi. Çok güzeldi. Operada. Aida operası. Çok güzeldi. Operada. Aida operası. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
What, you time traveled? Mom says you and I are exactly alike. | Zaman yolculuğu mu yapıyorsun? Yani, zamanda mı gezdin? Yani, zamanda mı gezdin? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Except Dr. Kendrick says I'm a prodigy. | Dr. Kendrick benim bir mucize olduğumu söylüyor. Doktor Kendrick'in mucize olduğumu söylemesi hariç. Doktor Kendrick'in mucize olduğumu söylemesi hariç. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Because sometimes I can choose where I go. | Çünkü bazen istediğim yere gidebiliyorum. Çünkü bazen belirlediğim yere gidebiliyorum. Çünkü bazen belirlediğim yere gidebiliyorum. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
You can control it? When you go and when you come back? | Kontrol edebiliyor musun? Kontrol mü edebiliyorsun? Gittiğin ve geleceğin zamanı? Kontrol mü edebiliyorsun? Gittiğin ve geleceğin zamanı? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
I saw you and Mom walking in the street before I was born. | Ben doğmadan önce annemle seni sokakta yürürken görmüştüm. Henüz doğmamışken annemle seni sokakta yürürken gördüm. Henüz doğmamışken annemle seni sokakta yürürken gördüm. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
You walked right by me. | Yanımdan geçip gitmiştiniz. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
You were arguing. I bet. | Tartışıyordunuz. Muhtemelen. Tartışıyordunuz. Kesin. Tartışıyordunuz. Kesin. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
It's so good to meet you, Alba. It's so good to see you. | Seninle tanıştığıma çok memnun oldum, Alba. Seninle karşılaşmak çok güzel, Alba. Seni görmek çok güzel. Seninle karşılaşmak çok güzel, Alba. Seni görmek çok güzel. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Me too, Daddy. Me too. | Ben de, Baba. Ben de. Seni de baba. Seni de. Seni de baba. Seni de. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
How long has it been? | Ne kadar zaman oldu? Ne kadar sürüyor? Ne kadar sürüyor? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
How old were you when I died? It's okay. | Ben öldüğümde sen kaç yaşındaydın? Söyleyebilirsin. Öldüğümde kaç yaşındaydın? Korkma, söyle. Öldüğümde kaç yaşındaydın? Korkma, söyle. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Five. | 5. Beş. Beş. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Five? I'm sorry, I shouldn't have told you. | 5 mi? Üzgünüm, sana söylememeliydim. Beş mi? Üzgünüm, bunu söylememeliydim. Beş mi? Üzgünüm, bunu söylememeliydim. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
No, no, it's okay. It's okay. I just.... | Hayır. Önemli değil. Yok, hayır. Önemli değil. Ben... Yok, hayır. Önemli değil. Ben... | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
I haven't traveled past my own life before. | Bundan önce, yaşamadığım bir zamana yolculuk yapmamıştım. Kendi hayatım üzerine geçmişe hiç yolculuk etmemiştim. Kendi hayatım üzerine geçmişe hiç yolculuk etmemiştim. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
How's your mom? She's okay. | Annen nasıl? İyi. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
TEACHER: Alba, what are you doing? | Alba, ne yapıyorsun? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
ALBA: That's my teacher. TEACHER: Get over here right now. | Öğretmenim. Hemen geri dön. O öğretmenim. Buradan git artık. O öğretmenim. Çabuk buraya gel. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
HENRY: You better go. I don't want you to get in trouble. | Gitsen iyi olur. Başını belaya sokmak istemiyorum. Gitsen iyi olur. Başının derde girmesini istemem. Gitsen iyi olur. Başının derde girmesini istemem. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
I love you, Daddy. I love you too, honey. | Seni seviyorum, Baba. Seni seviyorum baba. Ben de seni tatlım. Seni seviyorum baba. Ben de seni tatlım. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Alba? | Alba mı? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
We name her Alba. | İsmini Alba koyuyoruz. Kızımızın adını Alba koyuyoruz. Kızımızın adını Alba koyuyoruz. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
You met her? Yeah. | Onunla tanıştın mı? Tanıştın mı? Evet. Tanıştın mı? Evet. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
She's so beautiful. | Çok güzel... O kadar güzel ki. O kadar güzel ki. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
And so smart. | ...ve çok da zeki. Çok da akıllı. Çok da akıllı. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
You're gonna love her so much. | Onu çok seveceksin. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
So everything's gonna be okay? | Yani her şey yolunda mı gidiyor? Yani her şey rast mı gidecek? Yani her şey rast mı gidecek? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Everything's gonna be okay. | Her şey yolunda gidiyor. Her şey rast gidecek. Her şey rast gidecek. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Push. She's coming. DOCTOR: Deep breathing. | İtmeye devam et. Kızımız geliyor. Ikın. Geliyor. Derin nefes al. Ikın. Geliyor. Derin nefes al. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Push. Come on. Keep going. Come on. | İttir. Kızımız geliyor. Ikın. Haydi. Böyle devam et. Ikın. Haydi. Böyle devam et. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
DOCTOR: More. NURSE: There you go. | Hadi! İttir! Az daha gayret. İşte oldu. Az daha gayret. İşte oldu. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
DOCTOR: Good work. There you go. | İşte oldu. Aferin. İşte oldu. Aferin. İşte oldu. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Congratulations. She's beautiful. | Tebrikler. Çok güzel bir kızınız oldu. Kutlarız. Güzel bir kız. Kutlarız. Güzel bir kız. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Do you know who Alba's playing with? | Alba'nın oynadığı çocuğu tanıyor musun? Alba'nın kiminle oynadığını biliyor musun? Alba'nın kiminle oynadığını biliyor musun? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
That's Alba. ALBA: When? | Alba. Bu Alba. Bu Alba. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Yes, but who's she with? | İyi de yanındaki kim? Evet ama kiminle? Evet ama kiminle? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Your daughter. | Senin kızın. Kızınla. Kızınla. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
They're both your daughter. She's time traveling. | Onların ikisi de senin kızın. İkisi de senin kızların. Zamanda yolculuk ediyor. İkisi de senin kızların. Zamanda yolculuk ediyor. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
This year. | Bu yıl. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Is it too weird? | Çok mu tuhaf? Çok mu garip? Çok mu garip? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
No. I think it's kind of magical. | Hayır, sanki büyülü bir şey gibi. Hayır. Sanki sihir gibi. Hayır. Sanki sihir gibi. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
CLARE: Hey. Where's Alba? | Alba nerede? Hey. Alba nerede? Hey. Alba nerede? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Honey, you wanna talk about it? | Tatlım, bu konu hakında konuşmak ister misin? Tatlım, bundan konuşmak ister misin? Tatlım, bundan konuşmak ister misin? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Hey. Do you want a hand? Nope. | Yardım ister misin? Hayır, sağol. Yardım ister misin? Yok. Yardım ister misin? Yok. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
CHARISSE: That's right, sing: | Doğru, şarkıcı. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
CHARISSE: Come on. | Haydi. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
What was that about? | Ne hakkındaydı? Neydi deminki? Neydi deminki? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
What was what? | Nasıl yani ne? Ne neydi? Ne neydi? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Why is she so upset? | Neden bu kadar üzgün. Kız neden çok üzgün? Kız neden çok üzgün? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
She was just sad for a minute, I guess. | Bir anlığına üzgündü sadece, sanırım. Sanırım kısa süreliğine üzgündü. Sanırım kısa süreliğine üzgündü. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Okay, what does she know? | Pekala, Alba ne biliyor? Pekâlâ, ne biliyor? Pekâlâ, ne biliyor? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Tell me, or I'll imagine the worst. | Anlat bana, yoksa aklıma en kötüsünü getireceğim. Ya söylersin ya da en kötüsünü düşünürüm. Ya söylersin ya da en kötüsünü düşünürüm. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Go ahead and imagine it. I mean, you're gonna do it anyway. | Durma aklına en kötüsünü getir. Nasılsa öyle yapacaksın. Hiç durma, düşün. Bunu nasılsa yapacaksın zaten. Hiç durma, düşün. Bunu nasılsa yapacaksın zaten. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Thanks. | Sağol. Teşekkür ederim. Teşekkür ederim. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Did you have a nice birthday? | Doğum günün iyi geçti mi? Doğum günün güzel geçti mi? Doğum günün güzel geçti mi? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Honey, you know, if something's bothering you... | Tatlım, seni rahatsız eden bir şey varsa bil ki her zaman annene anlatabilirsin. Tatlım, eğer canını sıkan bir şey varsa... Tatlım, eğer canını sıkan bir şey varsa... | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
...you can always tell Mommy. | ...bunu anneciğine söyleyebilirsin. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
No, I can't. | Hayır, anlatamam. Hayır, söyleyemem. Hayır, söyleyemem. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Because Daddy told me not to. | Çünkü babam sana anlatmamamı söyledi. Babam söyleme dedi. Babam söyleme dedi. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
And you love Daddy. | Babanı seviyorsun. Babanı seviyorsun yani. Babanı seviyorsun yani. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
But sometimes Daddy can be wrong. | Ama bazen baban da hatalı olabilir. Ama bazen baban hatalı olabilir. Ama bazen baban hatalı olabilir. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
You wanna tell me what it is? It's okay if you do. | Neler olduğunu anlatmak ister misin? Sorun değil anlatabilirsin. Canını sıkan şeyi söylemek ister misin? Söylemende sakınca yok. Canını sıkan şeyi söylemek ister misin? Söylemende sakınca yok. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Daddy's going to die. | Babam ölecek. Babam ölecekmiş. Babam ölecekmiş. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Who told you that? | Bunu sana kim söyledi? Bunu kim söyledi? Bunu kim söyledi? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Alba told me. | Alba söyledi. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
She did? | O mu söyledi? Öyle mi? Öyle mi? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
She told me that Daddy would die when I was 5 years old. | Ben 5 yaşımdayken babamın öleceğini söyledi. Ben beş yaşıma girince babamın öleceğini söyledi. Ben beş yaşıma girince babamın öleceğini söyledi. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
Alba told me that you die when she's 5 years old. | Alba anlattı. O 5 yaşına geldiğinde sen ölüyormuşsun. Alba beş yaşına girince senin öleceğini söyledi. Alba beş yaşına girince senin öleceğini söyledi. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
The day that you landed in the hallway, you were shot. | Koridorda vurulmuş olarak belirdiğin gün. Koridora düştüğün gün, vuruldun. Koridora düştüğün gün, vurulmuştun. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
That's it, isn't it? | O gün değil mi? Bu o gün, değil mi? Böyle olacak, değil mi? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
You get shot. | Vurulmuştun. Vuruluyorsun. Vurulacaksın. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
I honestly don't know. I | Açıkçası ben de bilmiyorum. Açıkçası bilemiyorum. Açıkçası bilemiyorum. | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |
FUTURE ALBA: It's dead. ALBA: But why? | Ölü. Ama neden? O öldü. Ama neden? O öldü. Ama neden? | The Time Traveler's Wife-1 | 2009 | ![]() |