Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 164874
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
"The 7th angel poured forth his bowl, and a voice cried out from Heaven..." | "7. melek çanagindakileri döktü ve göklerden bir çiglik yükseldi..." ve yedinci melek tasını havaya "7. melek çanağındakileri döktü ve göklerden bir çığlık yükseldi..." | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
"It is done". | "Bu is bitmistir." "Bu iş bitmiştir." | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
A man with your responsibilities reading about the end of the world. | Sizin gibi sorumluluklari olan biri kiyamet günüyle mi ilgileniyor? Sizin gibi sorumlulukları olan biri kıyamet günüyle mi ilgileniyor? | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
What's this? "I am become death, the destroyer of worlds". | Nedir bu? "Ben, ölüm olup dünyalari yok edecegim." Nedir bu? "Ben, ölüm olup dünyaları yok edeceğim." | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
It is an ancient Hindu text quoted by an American. | Bir Amerikalinin çözdügü eski bir Hindu yaziti. Antik bir Hindu yazıtı, Bir Amerikalının çözdüğü eski bir Hindu yazıtı. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
An American? He invented the atomic bomb. | Bir Amerikali mi? Atom bombasini bulan adam. Bir Amerikalı mı? Atom bombasını bulan adam. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
He was accused of being a communist. | Komünist olmakla suçlanmisti. Komünist olmakla suçlanmıştı. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
You wrote and underlined these passages. | Bu paragraflari siz mi yazip altlarini çizdiniz? Bu paragrafları siz mi yazıp altlarını çizdiniz? | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
This book belonged to my wife. I keep it for sentimental value. | O kitap esime aitti. Hatirasi oldugu için sakliyorum. O kitap eşime aitti. Hatırası olduğu için saklıyorum. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
I'm sorry. Your wife was a beautiful woman. | Afedersiniz. Esiniz harika bir kadindi. Affedersiniz. Eşiniz harika bir kadındı. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Her death was unfortunate. | Ölümü bir talihsizlikti. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
I am only doing my job. It is my responsibility. | Sadece isimi yapiyorum. Bu, benim sorumlulugum. Sadece işimi yapıyorum. Bu, benim sorumluluğum. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
How many KGB agents are aboard my boat? | Gemimde kaç KGB ajani bulunuyor? Gemimde kaç KGB ajanı bulunuyor? | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Your boat? This vessel belongs to the people of the Soviet Union. | Geminiz mi? Bu gemi Sovyetler Birligi halkina aittir. Geminiz mi? Bu gemi Sovyetler Birliği halkına aittir. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Besides, if the KGB or the GRU has agents aboard, | Ayrica, gemide KGB veya GRU ajanlari olsa bile, Ayrıca, gemide KGB veya GRU ajanları olsa bile, | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
I would be the last to know. | bunu bilecek en son kisi benim. bunu bilecek en son kişi benim. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
I suggest we open our orders. | Artik Görev Emrini açmaliyiz. Artık Görev Emrini açmalıyız. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Certainly, comrade. | Elbette yoldas. Elbette yoldaş. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
From Commander Strategic Forces Red Banner Northern Fleet. | Kuzey Donanmasi Stratejik Kuvvetler Komutanligindan. Kuzey Donanması Stratejik Kuvvetler Komutanlığından. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
We are to proceed north, to grid square 5490. | Kuzey yönünde ilerleyecegiz, 5490 bölgesine. Kuzey yönünde ilerleyeceğiz, 5490 bölgesine. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
We're to rendezvous with Konovalov, Capt. Tupolev's boat. | Konovalov'la bulusacagiz, Kaptan Tupolev'in gemisi. Konovalov'la buluşacağız, Kaptan Tupolev'in gemisi. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
You know Tupolev? I know he was your student. | Tupolev'i tanir misiniz? Ögrenciniz oldugunu biliyorum. Tupolev'i tanır mısınız? Öğrenciniz olduğunu biliyorum. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
It's rumoured he has a place in his heart for you. | Size karsi büyük bir sevgisi oldugu söyleniyor. Size karşı büyük bir sevgisi olduğu söyleniyor. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
There's little room in Tupolev's heart for anyone but Tupolev. | Tupolev'in yüreginde sadece Tupolev için sevgi vardir. Tupolev'in yüreğinde sadece Tupolev için sevgi vardır. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
We are to make contact and run tests. Tupolev will hunt our ship. | Temasa geçip denemeler yapacagiz. Tupolev bizi avlamaya çalisacak. Temasa geçip denemeler yapacağız. Tupolev bizi avlamaya çalışacak. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
We are to evaluate the readiness of the caterpillar drive. | Caterpillar sürücüsünün hazir oldugundan emin olmaliyiz. Caterpillar sürücüsünün hazır olduğundan emin olmalıyız. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
We return to Polijarny on or about the 16th of this month. | Polijarny'ye bu ayin 16'si civarinda dönecegiz. Polijarny'ye bu ayın 16'sı civarında döneceğiz. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
This is an historic moment. I should like to make a request. | Bu, tarihi bir an. Size bir önerim olacak. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Before you proceed... | Devam etmeden önce... | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Would you permit me to post the orders for the crew? | Emri mürettebata iletmeme izin verir misiniz? | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Where I am going, you cannot follow. | Benim gidecegim yere gelemezsin. Benim gideceğim yere gelemezsin. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Dr Petrov, report to my cabin. There's been a dreadful accident. | Doktor Petrov, kamarama gelin. Korkunç bir kaza oldu. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
There's no cradle underneath it. Get it over. | Orada korkuluk yok. Biraz dikkatli ol. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
You want to come up here and do it yourself? | Gelip bunu kendin yapmak ister misin? | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Ryan! Who let you in here? | Ryan! Seni buraya kim soktu? | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Have they got you playing with models now? | Artik sadece modellerle mi oynamana izin veriyorlar? Artık sadece modellerle mi oynamana izin veriyorlar? | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Damn it, Phil! Tell them to slow down. | Lanet olsun Phil! Söyle de biraz yavas olsunlar. Lanet olsun Phil! Söyle de biraz yavaş olsunlar. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
It's not a model. It's a DSRV. A rescue sub. | Bu model degil. Bu bir DSRV. Kurtarma denizaltisi. Bu model değil. Bu bir DSRV. Kurtarma denizaltısı. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
What are you doing with it? | Ne yapiyorsunuz bununla? Ne yapıyorsunuz bununla? | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
We're rigging it with a generic docking collar for other subs. | Üzerine, diger denizaltilarin yanasabilecegi bir zemin koyuyoruz. Üzerine, diğer denizaltıların yanaşabileceği bir zemin koyuyoruz. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
We can get it anywhere in the world in 24 hours. | 24 saat içinde dünyanin herhangi bir yerine ulasabilecek. 24 saat içinde dünyanın herhangi bir yerine ulaşabilecek. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
How's your back? It's fine. Have you got a minute? | Sirtin nasiI oldu? Iyi. Bir dakikan var mi? Sırtın nasıl oldu? İyi. Bir dakikan var mı? | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
It's bigger than a regular Typhoon. What are these doors? | Siradan bir Tayfun'dan büyük. Bu kapilar nedir? Sıradan bir Tayfun'dan büyük. Bu kapılar nedir? | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
You don't miss much. | Gözünden bir sey kaçmiyor. Gözünden bir şey kaçmıyor. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Those are too big to be torpedo tubes. | Torpido tüpü olamayacak kadar büyük bunlar. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Can you launch an ICBM horizontally? Why would you want to? | Yatay vurucular kurabilir misin? Bunu nerede kullanacaksin? Yatay vurucular kurabilir misin? Bunu nerede kullanacaksın? | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
They're symmetrical, right down the long axis of the sub. | Bu kapilar simetrik, denizalti gövdesi boyu ilerliyor. Bu kapılar simetrik, denizaltı gövdesi boyu ilerliyor. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
How about a towed sonar array? Too close to the screws. | Farkli bir sonar olabilir mi? Baglantilara çok yakin. Farklı bir sonar olabilir mi? Bağlantılara çok yakın. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
I'll be... | Inanamiyorum... Biraz vaktin var mı? İnanamıyorum... | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
This could be a caterpillar. | Bu bir caterpillar olabilir. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
A what? Magneto hydrodynamic propulsion. | Bir ne? Manyeto hidrodinamik iticiler. Bir ne? Bir ne? Manyeto hidrodinamik iticiler. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Do you follow? No. | Anladin mi? Hayir. Anladın mı? Hayır. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
It's like a jet engine for the water. | Suyun içindeki jet motoru gibi. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
It's got no moving parts, so it's very, very quiet. | Hiç hareketli parçasi yok, bu yüzden de çok sessiz. Hiç hareketli parçası yok, bu yüzden de çok sessiz. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
How quiet? Sonar wouldn't pick it up. | Ne kadar sessiz? Sonarin algilayamayacagi kadar. Ne kadar sessiz? Sonarın algılayamayacağı kadar. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Maybe as a seismic anomaly. It wouldn't sound like a submarine. | Bir sismik anomali gibi olmali. Denizalti sesine hiç benzemez. Bir sismik anomali gibi olmalı. Denizaltı sesine hiç benzemez. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
We messed with this a few years ago. Couldn't make it work. | Birkaç yiI önce üzerinde çalistik. Ama becerememistik. Birkaç yıl önce üzerinde çalıştık. Ama becerememiştik. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
They really built this? She put to sea this morning. | Bunu gerçekten yapmislar mi? Bu sabah denize açildi. Bunu gerçekten yapmışlar mı? Bu sabah denize açıldı. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
When I was twelve I helped my daddy build a bomb shelter in our basement, | Oniki yasimdayken babamin bodruma siginak yapmasina yardim etmistim Oniki yaşımdayken babamın bodruma sığınak yapmasına yardım etmiştim | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
because some fool parked a dozen warheads off the coast of Florida. | çünkü birileri Florida açiklarina savas basliklari yerlestirmislerdi. çünkü birileri Florida açıklarına savaş başlıkları yerleştirmişlerdi. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
This thing could park 200 warheads off Washington or New York | Bu denizalti, Washington ya da New York açiklarina binlerce Bu denizaltı, Washington ya da New York açıklarına binlerce | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
and no one would know anything about it until it was all over. | savas basligi yerlestirebilir ve bundan kimsenin haberi olmaz. ve bundan kimsenin haberi olmaz, savaş başlığı yerleştirebilir ve bundan kimsenin haberi olmaz. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Are you all right, Captain? Yes. | Iyi misiniz kaptan? Evet. İyi misiniz kaptan? Evet. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
It's just, to die from something as petty as slipping on tea... | Ama birinin yerdeki çaydan ölmesi biraz tuhaf... | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
It was an accident. You'll feel better when we put in. | Bu bir kazaydi. Kiyiya çikinca kendinizi daha iyi hissedersiniz. Bu bir kazaydı. Kıyıya çıkınca kendinizi daha iyi hissedersiniz. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Put in? Return to base. | Kiyiya çikinca mi? Üsse dönünce. Kıyıya çıkınca mı? Üsse dönünce. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
We have no political officer. This is a Soviet combat vessel. | Seyir subayimiz yok. Bu bir Sovyet savas gemisidir. Seyir subayımız yok. Bu bir Sovyet savaş gemisidir. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
We do not cancel operations because of accidents. | Kazalar yüzünden operasyonlarimizi iptal edemeyiz. Kazalar yüzünden operasyonlarımızı iptal edemeyiz. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Seaman, come here. Come here. | Denizci, buraya gel. Buraya gel. Dümen on derece sola rota 2 6 5'de sabit. Denizci, buraya gel. Buraya gel. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Your name? Cook's Assistant Loginov. | Adin ne? Yardimci asçi Loginov. Adın ne? Yardımcı aşçı Loginov. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
I want you and the doctor to witness this. | Doktordan ve senden buna taniklik etmenizi istiyorum. Doktordan ve senden buna tanıklık etmenizi istiyorum. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
I'm removing the Political Officer's missile key and keeping it myself. | Seyir subayinin anahtarini üzerime aliyorum. Seyir subayının anahtarını üzerime alıyorum. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
We should report this to Red Fleet Command. | Durumu KiziI Donanma Komutanligina bildirmeliyiz. Durumu Kızıl Donanma Komutanlığına bildirmeliyiz. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
That's impossible. Our orders are for radio silence. | Bu mümkün degil. Telsiz baglantisi kurmamiz yasak. Bu mümkün değil. Telsiz bağlantısı kurmamız yasak. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
That's all, Loginov. This is most unnerving. | Bu kadar Loginov. Sinir bozucu bir durum. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
The reason for having two missile keys is so that no one man may... | Füzelere ulasmak için iki anahtar kullaniliyor çünkü birileri... Füzelere ulaşmak için iki anahtar kullanılıyor çünkü birileri... | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
May what? May arm the missiles. | Birileri ne? Füzeleri ateslemesin isteniyor. Birileri ne? Füzeleri ateşlemesin isteniyor. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Perhaps I should keep the key. That'll be all, Doctor. | Belki de anahtar bende kalmali. Simdilik bu kadar Doktor. Belki de anahtar bende kalmalı. Şimdilik bu kadar Doktor. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
When I address the crew, then you will understand. | Mürettebatla konustugum zaman herseyi anlayacaksin. Mürettebatla konuştuğum zaman herşeyi anlayacaksın. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Petrov, I will try to forget your comments when I present my report. | Petrov, raporumu verirken bu söyledigini unutmaya çalisacagim. Petrov, raporumu verirken bu söylediğini unutmaya çalışacağım. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Thank you, sir. | Sagolun efendim. Sağolun efendim. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Holding steady on 310. 12 knots at about 20,000 yards. | 310'da sabit duruyor. 12 knot'ta, mesafe 20,000 yarda. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Have you got a make on it? The computer is chewing on it. | Ne oldugunu çikardin mi? Bilgisayar çikarmaya çalisiyor. Ne olduğunu çıkardın mı? Bilgisayar çıkarmaya çalışıyor. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
It sounds like a Typhoon. | Sesi bir Tayfun'a benziyor. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Did I miss something on the boards? Sub plant hasn't said anything. | Benim kaçirdigim bir sey mi var? Yeni bir denizalti bildirilmedi. Tommy, Bordada bir şey mi kaçırdım? Benim kaçırdığım bir şey mi var? Yeni bir denizaltı bildirilmedi. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
How many Typhoons are listed? Six. | Kaydi bulunan kaç tip var? Alti. Kaydı bulunan kaç tip var? Altı. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Call this guy Typhoon 7. Work in a little closer. | Buna Tayfun 7 adini verelim. Biraz daha yaklasalim. Buna Tayfun 7 adını verelim. Biraz daha yaklaşalım. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Won't he hear us? Not if we stay in his baffles. | Bizi duymaz mi? Belli bir seviyede kalmaliyiz. Bizi duymaz mı? Belli bir seviyede kalmalıyız. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Come in behind his propeller and he's deaf as a post. | Iticilerinin arkasinda kalirsak bizi asla farkedemez. İticilerinin arkasında kalırsak bizi asla fark edemez. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Any sonar contacts? No, the sonar is clear. | Sonarda görülen var mi? Hayir, sonar temiz. Sonarda görülen var mı? Hayır, sonar temiz. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Do we have any surface contacts? No, the scope is clear. | Yüzeyde görülen var mi? Hayir, periskop da temiz. Yüzeyde görülen var mı? Hayır, periskop da temiz. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Good. Then it's time I explain our orders to the crew. | Güzel. O halde mürettebata görevimizi açiklayabilirim. Güzel. O halde mürettebata görevimizi açıklayabilirim. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Comrades, this is your captain. | Yoldaslar, kaptaniniz konusuyor. Yoldaşlar, kaptanınız konuşuyor. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
It is an honour to speak to you | Sizlere ülkemizin en gelismis Sizlere ülkemizin en gelişmiş | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
While sailing in our motherland's most recent achievement. | teknesinden hitab etmekten gurur duyuyorum. teknesinden hitap etmekten gurur duyuyorum. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
Once more, we play our dangerous game. | Bir kez daha tehlikeli bir oyun oynamak üzereyiz. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
A game of chess, against our old adversary, the American Navy. | Düsmanimiz Amerikan Donanmasiyla satranç masasina oturacagiz. Düşmanımız Amerikan Donanmasıyla satranç masasına oturacağız. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
For 40 years, your fathers before you, you played this game well. | 40 yiI boyunca bizden öncekiler bu oyunu güzel oynadilar. 40 yıl boyunca bizden öncekiler bu oyunu güzel oynadılar. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
But today the game is different. We have the advantage. | Ancak bugün, oyun biraz farkli. Hamle avantaji bizde. Ama bugün, oyun farklı. Ancak bugün, oyun biraz farklı. Hamle avantajı bizde. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |
It reminds me of the heady days of Sputnik and Yuri Gagarin. | Bugün, bana Sputnik ve Yuri Gagarin dönemini hatirlatiyor. Bugün, bana Sputnik ve Yuri Gagarin dönemini hatırlatıyor. | The Hunt for Red October-1 | 1990 | ![]() |