Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 15499
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Hop in. MOVE. | Atla. Kay kenara. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Tim, Tim... | Tim, Tim... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I don't think you're a very nice person, Tim. | Bence sen çok kötü bir insansın Tim. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I can't help but think this is partially my fault. | Yardım edemiyorum ama galiba bu işin bir kısmı benim suçum. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Hello, Therman. You win. | Merhaba Therman. Sen kazandım. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
You can eat my pudding. | Pudingimi yiyebilirsin. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I don't even know who he is anymore. it's like I'm having a bad dream. | Artık onu hiç tanıyamıyorum. Kötü bir kabustaymış gibiyim. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I mean, am I crazy? Am I completely delusional, here? | Deliriyor muyum yoksa ben? Kuruntu mu yapıyorum acaba? | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I don't even know what's going on anymore. | Artık neler olduğunu bile bilmiyorum. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I'm sorry. I shouldn't be unloading this. | Affedersin. Bu şekilde çözülmemeliydim. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
You're so raw, so wonderfully visible. So beautiful. | Çok saf, çok harika bir görüntün var. Muhteşemsin. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
This is weird, Kieran. I don't think we should... | Tuhaf bir durum bu Kieran. Bence bizim bu... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I don't know. I mean, I just... | Bilemiyorum. Yani ben... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I just always thought that there was this decent... | Onun hep naif, düzgün bir kişi olarak düşünmüşümdür. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
You'd think that you would know someone after two years. | Geçen iki yıldan sonra insan tanıdığını sanıyor. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
But, no. That's bad. | Ama hayır. Çok kötü. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
He's such a smooth talker. So convincing. | Öyle tatlı bir dili var ki. Çok ikna edici. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I don't even know if anything he's ever said to me is true. | Bana söylediği her şeyin doğru olup olmadığını bile bilmiyorum artık. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
This is crazy! No! Don't light it, It's art. | Saçmalık bu! Hayır! Karşı koyma! Sanat yapıyoruz. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Julie, there's something I need to tell you. | Julie, sana söylemem gereken bir şey var. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
No, you can't. Yes, you can, Tim. | Hayır kapamazsın. Evet kapabilirsin Tim. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I got gonorrhea from my wife, who got it from a bus seat. | Karımdan geçti bana, ona da otobüs koltuğundan. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
And no one should sleep with me. | O yüzden hiç kimse benimle yatmamalı. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Tim, you have to tell her what's in your heart, | Tim ona tüm kalbini açmalısın... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
you have to be honest with her. Yeah. | ...ona karşı dürüst olmalısın. Evet. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
That's what I did with Martha, and that did not work. | Ben de Martha için öyle yapmıştım, işe yaramadı ama. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Have you ever just spent five months | Onlardan birisiymiş gibi... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
living with a herd of goats, as one of them? | ...bir keçi sürüsünün içinde beş ay boyunca yaşadın mı hiç? | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
That surprises me. | Hayret. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
A goat will eat anything. A goat could probably eat a bike. | Keçiler her şeyi yerler. Hatta bir bisikleti bile yiyebilirler. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I'm just a goat... | Ben de bir keçiyim... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
,who's halfway through eating itself. | ...kendini yemeye ramak kalmış bir keçi. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Just to be clear, what exactly are we talking about? | Pardon, yanlış anlama olmasın, biz tam olarak neyden bahsediyoruz? | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Everything. | Her şeyden. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I had no idea. It happened one night three years ago, before we ever met. | Hiç bilmiyordum. Bir gecelik bir şeydi, 3 sene önce, seninle tanışmamıştık henüz. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
So she just popped back up into your life, like that? | Yani bir anda hayatına yeniden giriverdi öyle mi? | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
She tried to get in touch with me and Barry intercepted the message. | Benimle görüşmeye çalışmış, Barry de onun mesajını görmüş. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
So it's all Barry's fault? Barry is... He's a sweet guy, | Yani hepsi Barry'nin suçu mu? Barry...Tatlı bir adam... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Barry. Barry! | Barry. Barry! | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I'm gonna go to San Francisco tonight. | Yarın akşam San Francisco'ya gidiyorum. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
And... I'll come by to pack around eight. | Saat sekiz gibi eşyalarımı toplamak için uğrarım. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I never really knew what Martha thought of me | Arkamdan konuşurken duyduğum ana kadar... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
until I heard her talking behind my back. | ...Martha'nın benim için ne düşündüğünü hiç bilmiyordum. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
"How do I get ahead in business? How do I get ahead? Oh, I know... | Bu işte nasıl ilerleyebilirim? Nasıl ilerleyebilirim? Buldum... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I'll ind a great taxidermist and I'll hit him with my car. | ...Harika bir tahnitçi bulur ve arabamla ona çarparım. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
And then I'll invite him to dinner. That'll do it." | Sonra da onu yemeğe çağırırım. Bu işe yarar. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Well, somebody forgot to tell you there is no "me" in "mean." | Birileri sana duygusuzluğu öğretmiş ama duyguyu öğretmemiş. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Well, there is a bit of a happy ending. | Az da olsa mutlu bir son oldu. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
World's smallest violin, and it's playing just for you. | Dünyanın en küçük kemanı, senin için çalıyor. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Sorry. What? | Affedersin. Ne? | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I'm sorry. Oh, OK. Whatever. | Özür dilerim. Tamam. Neyse. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Hello? Tim! | Alo? Tim! | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I heard you had an interesting brunch this morning. | Bu sabah çok enteresan bir branç yaşadığınızı duydum. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Sir, I can explain. | Efendim açıklayabilirim. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
You might want to explain it to Mn Mueller | Bunu Bay Mueller'e kendin açıkla istersen. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
You should have told me Barry was your fool. | Barry'nin senin salağın olduğunu söylemeliydin bana. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Where are you? Dinners about to start. | Neredesin sen? Yemek başlamak üzere. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
There's been a complication. | Bir karışıklık oldu. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Tim, for Christ sake, we're running on fumes. | Tim Allah aşkına, topu dikmek üzereyiz. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
If we don't make this deal tonight, there is no Fender Financial. | Bu akşam bu anlaşmayı yapmazsak, Fender Finans diye bir şey kalmaz. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
My guys a lock. You know what I'm saying? Mueller's gonna love him. | Benim adamım tam bir bomba. Mueller ona bayılacak. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Now, he might be a little late. | Biraz gecikebilirmiş. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
He's on his way, but... Tim! | Yola çıkmış ama... Tim! | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Sir, I've run into a little bit of a problem. | Efendim, bir sorun yaşadım. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Caldwell's been telling me I made a mistake. | ...Caldwell hata ettiğimi söylüyor. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Really? Caldwell is full of shit. | Gerçekten mi? Caldwell hıyarın teki. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Well, I try to look at the bright side. | Ben işe iyi tarafından bakıyorum. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
You could say I'm an eternal optometrist, | Kendimi bildim bileli hep gözlüklüyümdür. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
When life gives you lemons, you make lemonade. | Hayat size limon verirse, limonata yaparsınız. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Unless you don't have any water or sugar. | Ama ya suyunuz ve şekeriniz yoksa. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
And then, then you just eat the lemons. | O zaman da sade limonları yersiniz. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
And the rind will give you diarrhea. So, mama mia, papa pia, | Kenarları da mideni bulandırır. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Mr. Conrad! You have been missing all the fun. | Bay Conrad! Bütün eğlenceyi kaçırdınız. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Barry... you're here. | Barry...gelmişsin. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Tim, I'd like to introduce my friend, Lewis, | Tim, sana arkadaşım Lewis'i tanıştırayım... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Honey, please. Honey, please. You're so pathetic! | Tatlım lütfen. Tatlım lütfenmiş. Acınası haldesin! | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
My God, it's raining men. I don't know who's more gorgeous. | Tanrım ortalık erkek kaynıyor. Hepsi de birbirinden şahane. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
...you could have flawless skin and still be very ugly. | ...pürüzsüz bir cildiniz olsa da çok çirkin olabilirsiniz. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Because your bones are just... gross. | Çünkü kemikleriniz...iğrençtir. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Lewis, Diane, there's someone I'd like you to meet. | Lewis, Diane, tanışmanızı istediğim kişiler var. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I think you're drunk. | Sarhoş olmuşsun sen. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Not drunk enough to do you. | Seni gebertecek kadar değil. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Tim, when you said this was a dinner for extraordinary people, | Tim, bu yemeğin sıra dışı insanlar için olduğunu söylemiştin ama... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I had no idea. Look at that. | ...böylesini hiç beklemiyordum. Şuraya baksana. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Come on. | Al bakalım. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
OK... her. You know what she does? | Tamam. Kadına bak. O ne yapıyordur sence? | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Lorenzo's mother wants to talk to him. | Lorenzo'nun annesi onunla konuşmak istiyor. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
OK, that guy? Right there? 2002 National Beard Champion. | Tamam bak şu adam. Şuradaki var ya? 2002 Ulusal Sakal Şampiyonu. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I'm telling you, these people are amazing. | Bunların hepsi inanılmaz insanlar. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I am so not in their league. Barry, what are you... | Ben hiç onlar gibi değilim. Barry, senin ne işin... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Why are you here? Because that's what friends do. | Neden buradasın? Çünkü arkadaşlar bunun içindir. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I know, I know. You chose some words carelessly. | Biliyorum, biliyorum. Bazı sözlerini umarsızca seçiyorsun. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
I know you are in a dark place, but I also know | Sıkıntılı bir dönemindesin biliyorum, ama şunu da biliyorum ki... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
that you need to show your boss that you are friends with a winner. | ...patronuna arkadaşının bir şampiyon olduğunu göstermek istiyorsun. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
In my book, you're a winner, too. | Bana göre sen de bir şampiyonsun. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Ladies and gentlemen! Dinner is served. | Bayanlar ve baylar! Yemek hazır. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Remove them and the others become incredibly sensitive. | Onları çıkarırsanız, diğerleri inanılmaz ölçüde hassaslaşır. | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
But some people still ask: | Ama bazı insanlar hâlâ soruyor... | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
How can a blind man compete at the Olympic Games as fencer? | Kör bir adam bir eskrimci olarak Olimpik Oyunlara nasıl katılabilir? | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |
Absolutely tremendous! | Tek kelimeyle muazzam! | Dinner for Schmucks-1 | 2010 | ![]() |