Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 152700
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Trip? | Trip? (Üçünç: )). | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| My dad's Charles Tucker, and so was his dad. | Babamın adı Charles Tucker idi, onun babasının da. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| That makes me the third, so, triple... Trip. | Bu da beni üçüncü yapıyor, yani, tripleks gibi... Trip. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Thanks for your help today with our Vulcan friends, Trip. | Bugün Vulkan dostlarımızla ilgili yardımın için teşekkürler, Trip. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| My father would have appreciated it. | Babam çok minnettar kalırdı. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| I don't get it. It's like they want us to fail. | Anlamıyorum. Başarmamızı istemiyor gibiler. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| I gave up trying to figure out the Vulcans a long time ago. | Vulkanları anlamaya çalışmayı uzun zaman önce bıraktım. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Commodore. | Komodor. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| May I? | Müsaade var mı? | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Can I buy you a drink, sir? | Size bir içki ısmarlayabilir miyim komutanım? | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| It's the least you can do after that outburst today. | Bugünkü feveranından sonra o kadarcık bir şey yap bari. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| I'm sorry, sir. I didn't mean to... | Bağışlayın komutanım. Niyetim asla... | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| I'll have a beer, Mr Tucker. | Bir bira alırım Bay Tucker. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| It's been a while since I've been in here. | Uzun zamandır buradayım. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| I see it hasn't changed much. | Pek fazla değişmemiş. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Is there something on your mind, sir? | Aklınızda bir şey mi var komutanım? | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| I came here to tell you... | Buraya size Yıldız Filosu Komutanlığının... | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| at the urging of the Vulcan Advisory Council... | ...Vulkan Danışmanlık Konseyi'nin tavsiyesiyle... | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| that Starfleet Command has decided to put the NX Program on hold. | ...NX programını askıya aldığını söylemeye geldim. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| For how long? | Ne zamana kadarmış? | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| What do you mean, indefinitely? | Süresizden kasıt ne? | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| They want to go back to the drawing board, Jon... | Çizim tahtasına dönmek istiyorlar, Jon... | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| develop a new engine, from scratch. | ...sıfırdan yeni bir motor geliştirmek için. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| We have an engine that works now. | Zaten çalışan bir motorumuz var. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| If we start over, it'll be decades before we get into deep space. | Baştan başlarsak uzaya açılana kadar onlarca yıl geçer. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Starfleet's made its decision. | Yıldız Filosu kararını verdi. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Permission to speak freely, sir? | Açık konuşabilir miyim komutanım? | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| It's your father's engine, his life's work. | Bu babanın makinesi, hayatının çalışması. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| You can't let them do this. | Bunu yapmalarına izin veremezsiniz. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Bourbon, straight up. | Burbon, sek olsun. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| I suppose you heard. | Duydunuz herhalde. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| This is really going to throw a wrench in my career plans. | Bu benim kariyer planıma çomak sokmak demek. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Last call. Anything else? | Son içkiler. Bir şey isteyen? | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| I'll have another. | Bir tane daha. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Debriefing. After the flight surgeons were done with me... | Sorguda. Uçuş doktorlarının benimle işi bittikten sonra... | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| I got hauled in front of the Starfleet senior staff and the Vulcans. | ...Yıldız Filosu ileri gelenleri ve Vulkanların önünde azarlandım. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| What'd you tell them? What do you think? | Ne söylediniz onlara? Sence? | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| The subspace field destabilised at warp 2.2. | Altuzay alanı Hız 2,2'de dengesizleşti. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Primary flight controls failed, resulting in the loss of the vehicle. | Ana kontroller aracın kaybedilmesiyle sonuçlanacak şekilde çuvalladı. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Aren't you forgetting something? What? | Bir şey unutmuyor musun? Neymiş? | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| The possibility of pilot error. | Pilotaj hatası olasılığı. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| I'm not interested in your opinion, Lieutenant. | Fikriniz beni ilgilendirmez Teğmen. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| You should be. | İlgilendirmeli ama. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| The Vulcans have been leaning on Starfleet for years... | Vulkanlar yıllardan beri bu programı dizginlemek için... | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| to rein in this program. | ...Yıldız Filosu'na baskı yapıyorlar. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| You walked in, ruled out pilot error... | Sen kalkıp pilotaj hatasını ekarte ettin... | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| and told them what they wanted to hear: | ...ve onlara duymak istediklerini sundun: | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Our engine doesn't work. | Makinemiz çalışmıyor. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Sorry to be the bearer of bad news, but it doesn't work. | Kötü haberi veren ben olduğum için üzgünüm ama çalışmıyor işte. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| The engine's sound. We just need more time to balance the intermix. | Motorun sesi. Sadece karışımı dengelemek için zamana ihtiyacımız var. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| We need more than time. I agree. | Zamandan fazlasına ihtiyacımız var. Katılıyorum. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| We need a pilot who listens to orders. | Emirlere uyan bir pilota ihtiyacımız var. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| If you'd aborted, we'd still have a ship, and probably another chance. | İptal etseydin, hala bir gemimiz ve muhtemelen bir şansımız daha olurdu. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Another chance to get killed? | Ölmek için bir şans daha mı? | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| First sign of trouble, you should've throttled down. | Sorunun ilk göstergesi, öncelikle akışı kısmalıydın. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| It wouldn't have made any difference. | Hiç bir şey değişmezdi. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| We'll never find out. You weren't in that cockpit. | Hiç bilemeyeceğiz. Sen o kokpitte değildin. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Nothing's wrong with that ship! | O geminin hiçbir şeyi yoktu. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| There's plenty wrong. You refuse to see it. | Çok şey vardı. Görmek istemiyorsun. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| What's that supposed to mean? | Ne demek yani bu? | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Every time there's a problem with this project... | Ne zaman bu projeyle ilgili bir sorun çıksa... | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| you blame it on pilot error... | ...ya pilotu suçluyorsun... | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| or gravitational anomalies, or some technical malfunction. | ...ya da yerçekimsel anormallik veya teknik bir hata arıyorsun. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| You're going to have to face the truth... | Bu sefer gerçekle yüzleşmek zorundasın... | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| because there's nothing left to point a finger at. | ...çünkü parmak uzatacak başka bir şey kalmadı. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Your father designed a lousy engine. | Baban boktan bir motor tasarlamış. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Do something! | Bir şey yapsana. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Come on, break it up! Take it easy, you guys. | Hadi ayrılın artık. Lütfen sakinleşin beyler. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| You think this is gonna get either of you any closer to warp 5? | Bu yaptığınızın kimseyi Hız 5'e yaklaştıracağını mı sanıyorsunuz? | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| The fight was interrupted? | Kavgaya müdahale mi edildi? | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Not before I got two bruised ribs and a cracked molar. | Bir azı dişim ve iki kaburgam kırıldıktan sonra. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| I suppose we'll never know. Who would have won. | Kim kazanacaktı, bunu hiç bilemeyeceğiz. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Main power is fluctuating. | Ana güç kaynağı kararsızlaştı. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| It's all right. Auxiliary is kicking in. | Tamam. Yardımcı devreye giriyor. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| There was a surge in the EPS grid. | Kutupsal şebekede dalgalanma var. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| We must be getting close. | Yaklaşıyor olmamız lazım. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Trip said the dark matter might affect the shuttle's systems. | Trip karanlık maddenin mekiğin sistemlerini etkileyeceğini söylemişti. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| He'll be happy to hear he was right. | Haklı olduğunu duyduğuna sevinecektir. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| It's probably nothing more than a simple malfunction. | Muhtemelen küçük bir aksaklıktır. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Our pre launch checks were all fine. | Kalkış öncesi kontrollerinde bir şey yoktu. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Something else caused that surge. | Bu dalgalanmaya başka bir şey sebep olmalı. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| I'm not detecting any dark matter. | Hiç karanlık madde algılamıyorum. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Have a little faith, T'Pol. | Biraz inançlı ol, T'Pol. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Even if you're right, it may be dangerous to proceed. | Haklıysanız bile ilerlemek tehlikeli. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Another surge could disable life support. | Bir dalga daha olursa yaşam destek sistemi kapanabilir. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| One thing I learned from A.G. | A.G.'den öğrendiğim bir şey. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| You're never going to get anywhere without taking risks. | Risk almadan hiçbir yere varamayız. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| You obviously admired this man. | O adama saygı duyuyordunuz galiba. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| And yet he cracked your molar. | Azı dişinizi kırdığı halde. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Humans can have funny ways of forming friendships. | İnsanlar komik yollarla dostluk kurabilirler. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| To say the least. | Anlaşılan öyle. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| He would have loved it out here. | Burada olmak hoşuna giderdi. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| Too bad he never got the chance. | Ne yazık ki şansı yok artık. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| God knows he earned it. | Tanrı şahittir ki haketmişti. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| I thought you said he was responsible for nearly ending the program. | Programın bitmesinden sorumlu olduğunu düşündüğünüzü sanıyordum. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| He was also responsible for getting it back on course... | Aynı zamanda benim ve Trip'in yardımıyla... | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| with a little help from me and Trip. | ...yeniden yoluna girmesinden de sorumluydu. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| I see you're not losing any time. | Bakıyorum hiç zaman kaybetmiyorsun. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| We're done flying. No use hanging around. | Uçmak yok artık. Burada takılmaya gerek kalmadı. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 | |
| I'm not clearing out just yet. | Ben daha toparlanmıyorum. | Star Trek: Enterprise First Flight-1 | 2003 |