Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 123
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| 'cause you don't think about stuff. | Çünkü ne olduğunu düşünmezsin. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| But you're thinking now, right? | Ama şimdi düşünüyorsun, değil mi? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Remember when Dad used a studded belt on me? | Babamın bana karşı kullandığı çivili kemeri hatırlıyor musun? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Yeah. I remember other things, too. | Evet. Başka şeyler de hatırlıyorum. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| I remember how he used to dote on you when you were little. | Sen küçükken nasıl üzerine titrediğini de hatırlıyorum. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| No, I don't remember when I was little! | Hayır, ben küçüklüğümü hatırlamıyorum! | 13 Sins-1 | 2014 | |
| I remember when I was eight and he hit me with a tennis racket. | Ben sekiz yaşındayken tenis raketiyle bana vurduğunu hatırlıyorum. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| So you're gonna shoot him? | Yani, onu vuracak mısın? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Michael. Michael, he hit me, too. | Michael. Michael, o bana da vurdu. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Remember when I scratched the car? | Arabayı çizdiğim zaman, hatırlıyor musun? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| It warms my heart a little to see the two of you showing some initiative. | İkinizin de biraz girişkenlik gösterdiğinizi görmek kalbime dokundu. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Did you tell him? Of course not. | Ona söyledin mi? Tabii ki hayır. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| The Game's not what it was in my day, I'll tell you that. | Benim zamanlarımda Oyun böyle değildi, size bunu söyleyebilirim. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Drafting idiots like you. | Sizin gibi salakları almazlardı. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| They turned it into a freak show. | Bunu bir ucube gösterisine dönüştürdüler. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Jesus. You played The Game? | Yüce İsa. Sen Oyun'u mu oynadın? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| I won. | Kazandım. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| You did all 13? | On üçünü de yaptın mı? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Thirteen is the tough one. Bit of a leap there. | On üç en zor olanıydı. Bir sıçramaydı. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Who did you kill? | Kimi öldürdün? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| She was the only softness in me. | Bana karşı yumuşak davranan bir tek oydu. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Jesus! What is he saying, Elliot? | Yüce İsa! O ne diyor, Elliot? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| I'm saying your mother never wore a seat belt. | Annenin hiçbir zaman emniyet kemeri takmadığını söylüyorum. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Michael, wait in the other room. | Michael, diğer odada bekle. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Elliot? Just wait in the other room. | Elliot? Sadece diğer odada bekle. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| For real? | Gerçekten mi? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| That game ruined me. | Bu oyun beni mahvetti. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| I had everything before and nothing after. | Öncesinde her şeyim vardı, ama sonrasında hiçbir şeyim kalmadı. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| It poisoned me. | Beni zehirledi. O günden bu güne her hücremi. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| But the thing is, I know | Ama bildiğim şey şudur ki... | 13 Sins-1 | 2014 | |
| that even if I'd had somebody telling me these things then, | ...eğer birisi bana bunların olacağını önceden söyleseydi... | 13 Sins-1 | 2014 | |
| it wouldn't have mattered because I wouldn't have listened | ...bir önemi olmazdı çünkü senin şu an dinlediğinden... | 13 Sins-1 | 2014 | |
| any more than you're listening now. | ...daha fazla dinlemezdim. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| But there is one thing I can do for you. | Ama senin için yapabileceğim bir şey var. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Yeah? | Evet? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| I can keep you from winning. How are you gonna do that? | Seni kazanmaktan alıkoyabilirim. Bunu nasıl yapacaksın? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| What... What do we do now? | Şimdi ne yapacağız? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| I... I did some things. | Ben... bazı şeyler yaptım. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Yeah, me, too. | Evet, ben de. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| How do I know that you won't do something to me? | Bana bir şey yapmayacağını nereden bileyim? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Why would I do something to you? | Neden sana bir şey yapayım? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| You're my family member, I'm yours. | Sen benim ailemdensin, ben de senin. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| So... | Bu yüzden... | 13 Sins-1 | 2014 | |
| One of us could still win, if we wanted to. | Eğer istersek, birimiz hâlâ kazanabilir. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Do you want to? | Sen istiyor musun? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| What are you doing? Just getting my bag. | Ne yapıyorsun? Sadece çantamı alıyorum. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Mike, you just leave it. I have to get my pills. | Mike, bırak onu. İlaçlarımı almak zorundayım. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Why are you doing that? Just have to get them. | Bunu neden yapıyorsun? Sadece onları almak zorundayım. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Just zip it up. | Kapat fermuarı. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Mike! Jesus Christ! | Mike! Yüce İsa! | 13 Sins-1 | 2014 | |
| You're gonna be OK. | İyileşeceksin. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Press really hard right there. Press right here. | Buraya sıkıca bastır. Tam buraya bastır. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| They said I could buy you a wedding present if I had the money. | Bana kazanırsam size düğün hediyesi alabileceğimi söylediler. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| If I had the money I could... | Eğer parayı kazansaydım... | 13 Sins-1 | 2014 | |
| I just want to win. | Ben sadece kazanmak istiyorum. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| One time I want to win. | Bir kez olsun kazanmak istiyorum. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| I understand. I'm sorry. | Anlıyorum. Özür dilerim. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| It's OK. I'm so sorry! | Tamam. Çok üzgünüm! | 13 Sins-1 | 2014 | |
| I want to win. | Kazanmak istiyorum. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Yeah, the evidence trail is taken care of. | Evet, deliller halledildi. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| My colleagues have nothing. | Meslektaşlarımın elinde bir şey yok. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Nah, it's pretty much Hamlet in here. | Hayır, burada daha çok Hamlet oynanmış gibi. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| This is a violation of the terms of the agreement. | Bu anlaşmanın şartlarının ihlalidir. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| You are forbidden to interfere with or seek out the origins of The Game. | Oyun'a müdahale etmen ya da kökenlerini araştırman yasak. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| That was explained to you. | Bu sana izah edildi. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Everything's been fixed. No one is after you. | Her şey ayarlandı. Peşinde kimse yok. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Now, if you'll just back away, | Şimdi, arkanı dönüp çıkarsan... | 13 Sins-1 | 2014 | |
| you can still go home a winner. | ...eve hâlâ kazanan olarak gidebilirsin. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| They'll take the money away. | Parayı geri alırlar. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| I'm just an employee. I'm nothing. | Ben sadece bir elemanım. Ben bir hiçim. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| You're here. | Buradasın. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Elliot! My God! Where are you? Did they release you? | Elliot! Tanrım! Nerdesin? Seni serbest bıraktılar mı? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Daddy said they were still waiting to hear about bail, | Babam hala kefaleti beklediklerini söyledi... | 13 Sins-1 | 2014 | |
| but when I went to the station, they didn't have any record of your arrest! | ...ama merkeze gittiğimde senin hakkında ellerinde hiç bir kayıt yoktu. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| What's going on? | Neler oluyor? Yoldayım, eve geliyorum. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Everything's been straightened out. I just... | Her şey yoluna girdi. Ben sadece... | 13 Sins-1 | 2014 | |
| I wanted to hear your voice. | ...sesini duymak istedim. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| My God. I don't have anything to say. | Tanrım. Söyleyecek hiçbir şeyim yok. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| As if things weren't insane enough, somebody called | Tüm bunlar yeterince çılgınca değilmiş gibi, birisi aradı... | 13 Sins-1 | 2014 | |
| and offered me $6,000 to eat a fly. | ...ve bir sinek yemem için bana 6,000$ teklif etti. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| What did you say? | Sen ne dedin? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| What did I say? | Ne mi dedim? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Are you kidding? | Dalga mı geçiyorsun? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| I said fuck off! That's vile. | "S.ktir git!" dedim! İğrenç | 13 Sins-1 | 2014 | |
| I mean, could you imagine? | Yani, düşünebiliyor musun? | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Anyway, I better get a move on. | Neyse, gitsem iyi olur. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Oh, and of course there's already another detour we're gonna have to make. | Tabi ki yapmamız gereken başka bir şey daha var. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| We have to stop at my Uncle Louis's and pick up his camera | Amcam Louis'i durdurup kamerasını almamız gerekiyor. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| because my father, who's so proud of his photography, | Çünkü fotoğrafçılığıyla gurur duyan babam kamerasını düşürdü. | 13 Sins-1 | 2014 | |
| Don't make fun. You know how he gets... | Gülme. Babamı biliyorsun... | 13 Sins-1 | 2014 | |
| So let's look at the statistics. | İstatistiklere bakalım. | 13th-1 | 2016 | |
| The United States is home to 5% of the world's population... | Amerika Birleşik Devletleri dünyadaki nüfusun %5'ine... | 13th-1 | 2016 | |
| Think about that. | Bunu bir düşünün. | 13th-1 | 2016 | |
| A little country with 5% of the world's population | Dünya nüfusunun %5'ine sahip küçük bir ülke | 13th-1 | 2016 | |
| having 25% of the world's prisoners? | dünyadaki mahkumların %25'ini mi barındırıyor? | 13th-1 | 2016 | |
| One out of four? | Dört mahkûmdan birini mi? | 13th-1 | 2016 | |
| One out of four human beings with their hands on bars, shackled, | Elleri parmaklılarda, zincirlenmiş her dört insandan biri | 13th-1 | 2016 | |
| in the world are locked up here, in the land of the free. 1 | özgürlükler ülkesinde hapsedilmiş durumda. 1 | 13th-1 | 2016 | |
| We had a prison population of 300,000 in 1972. | 1972 senesinde hapishane nüfusu 200.000 kişiydi. | 13th-1 | 2016 | |
| Today, we have a prison population of 2.3 million. | Bugün ise 2,3 milyona yükseldi. | 13th-1 | 2016 |