Search
English Turkish Sentence Translations Page 19834
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| l'll g0 wake him up. C0me in. Thank y0u. | Gidip onu uyandırayım.Gel içeri. Teşekkürler. | Flugten-2 | 2009 | |
| Nazir, we have c0mpany. | Nazir, bir arkadaşın geldi. | Flugten-2 | 2009 | |
| That's g00d. | İşte bu iyi. | Flugten-2 | 2009 | |
| ls he c0nsci0us? Yes. | Kendine geldi mi? Evet. | Flugten-2 | 2009 | |
| We've decided t0 keep him here f0r 24 h0urs. | Onu burda 24 saat tutmaya karar verdik. | Flugten-2 | 2009 | |
| l'll arrange a private r00m f0r him. | Ona özel bir oda ayarlayacağım. | Flugten-2 | 2009 | |
| l'm b0und by pr0fessi0nal secrecy, but there are 0ther d0ct0rs ... | Benim mesleki gizliliğim var ama başka doktorlar da var... | Flugten-2 | 2009 | |
| Okay. Thank y0u. | Peki. Teşekkürler. | Flugten-2 | 2009 | |
| l'll stay here and d0 what l can f0r Nazir. | Burda kalacağım, Nazir için bunu yapmalıyım. | Flugten-2 | 2009 | |
| l sh0uld pr0bably be getting h0me now. | Sanırım artık eve gitmeliyim. | Flugten-2 | 2009 | |
| Y0u've changed. | Değişmişsin. | Flugten-2 | 2009 | |
| Yes. l've grown up. | Evet. Olgunlaştım. | Flugten-2 | 2009 | |
| l liked y0u better bef0re. | Önceden seni daha çok severdim. | Flugten-2 | 2009 | |
| lt was different back then. N0t f0r me. | Eskiden çok farklıydı. Ben değildim. | Flugten-2 | 2009 | |
| We can't all act 22 and still believe we can save the w0rld. | Hala 22 yaşındaymışız gibi davranamayız, biz dünyayı kurtarabileceğimize inanıyoruz. | Flugten-2 | 2009 | |
| Oh, 0kay! What can we d0, then? | Oh, tamam! O halde,ne yapabiliriz? | Flugten-2 | 2009 | |
| Sit in a mansi0n with a tr0phy wife and tw0 bi0dynamic children? | Ganimet bir kadın ve iki biodinamik çocukla,malikanede oturmak mı? | Flugten-2 | 2009 | |
| And fuck an idealist like me 0n the side, h0ping it'll rub 0ff. | Ve benim gibi bir idealist, köşesine çekilip,silinip gitmeyi bekleyecek. | Flugten-2 | 2009 | |
| How dare y0u judge me! l struggle every single day! | Beni nasıl yargılayabilirsin! Ben her gün mücadele veriyorum! | Flugten-2 | 2009 | |
| l may n0t have had my fingers cut 0ff, but l sure as hell d0 what l can! | Parmaklarım kesilmemiş olabilir ama bunu yapabileceğimden de eminim! | Flugten-2 | 2009 | |
| You write a b00k based 0n a lie! And f0r what? | Bir yalan üzerine kitap yazıyorsun! Ve ne için? | Flugten-2 | 2009 | |
| F0r fame? 'ldealist'? Y0u're a fucking hyp0crite! | Şöhret için mi? İdealistlik mi? Sen lanet olası bir ikiyüzlüsün! | Flugten-2 | 2009 | |
| How w0nderful that we still have s0mething in c0mm0n! | Halen ortak bir yanımız var, bu ne kadar güzel! | Flugten-2 | 2009 | |
| l l0ve y0u. | Seni seviyorum. | Flugten-2 | 2009 | |
| There are taiIbacks on most freeways. | Çoğu otoyolda kuyruk var. | Flugten-2 | 2009 | |
| Cars are backed up aII the way... | Arabalar tüm yolu geri geri gitti... | Flugten-2 | 2009 | |
| The ppIice are searching aII cars because of the Nazircase. | Polis,Nazir olayı yüzünden bütün arabaları arıyor. | Flugten-2 | 2009 | |
| I ask you to listen with an open mind, | Açık fikirlilikle dinlemenizi istiyorum... | Fluke-1 | 1995 | |
| forgetting for a moment what you believe and don't believe. | ...inanıp, inanmadıklarınızı bir an için unutarak. | Fluke-1 | 1995 | |
| This is how it started. | Her şey böyle başladı. | Fluke-1 | 1995 | |
| On a night like this. | Böyle bir gecede. | Fluke-1 | 1995 | |
| On a two lane country road not far from here. | Buraya çok da uzak olmayan, çift şeritli kır yolunda. | Fluke-1 | 1995 | |
| Hey, Jeff! | Hey, Jeff! | Fluke-1 | 1995 | |
| It's that same mutt causing all the racket. | Gürültüye sebep olan, aynı kırma köpek. | Fluke-1 | 1995 | |
| He just barks since the other pups were adopted. | Diğer yavrular alınırlarken, o sadece havlıyor. 1 | Fluke-1 | 1995 | |
| Tomorrow you can put him to sleep. For now, put him in the can. | Yarın onu uyutursun. Şimdilik onu kutuya koy. | Fluke-1 | 1995 | |
| Come here, boy. Uncle Jerry's got a special treat for you today. | Buraya gel, evlat. Bugün Jerry Amcanın sana özel bir ikramı var. | Fluke-1 | 1995 | |
| Stop that dog! | Şu köpeği durdur! | Fluke-1 | 1995 | |
| Come here, little fellow. | Buraya gel, küçük dostum. | Fluke-1 | 1995 | |
| Come on. We'll keep each other warm. | Hadi. Birbirimizi ısıtırız. | Fluke-1 | 1995 | |
| (man) These two connecting circles. They mean forever. | Bu iki birleşik çember. Sonsuza dek demek. | Fluke-1 | 1995 | |
| Will you be with me forever? Yes, Tommy. | Sonsuza dek benimle olacak mısın? | Fluke-1 | 1995 | |
| "My fancies are fireflies." | "Hayallerim, ateşböcekleridir." | Fluke-1 | 1995 | |
| "Specks of living light, twinkling in the dark." | "Canlı ışığın zerreleri, karanlıkta göz kırpar." | Fluke-1 | 1995 | |
| Poetry is food for the soul, little puppy. | Şiir ruhun gıdasıdır, küçük köpek. | Fluke-1 | 1995 | |
| We've seen better days. | Daha iyi günler de görmüştük. | Fluke-1 | 1995 | |
| Oh, well. Here, let's play a little game. | Oh, pekala. İşte, küçük bir oyun oynayalım. | Fluke-1 | 1995 | |
| See, we have three walnut shells. | Üç ceviz kabuğumuz var. | Fluke-1 | 1995 | |
| One, two, three. Three walnut shells. | Bir, iki, üç. Üç ceviz kabuğu. | Fluke-1 | 1995 | |
| And we put the little jewel under one. | Ve bir tanesinin altına, küçük bir mücevher koyuyoruz. | Fluke-1 | 1995 | |
| We move 'em around. Move 'em around. | Etrafında çeviriyoruz. Etrafında çeviriyoruz. | Fluke-1 | 1995 | |
| There. Where is it? | Oldu. Nerede? | Fluke-1 | 1995 | |
| Where's the jewel? | Mücevher nerede? | Fluke-1 | 1995 | |
| Good puppy. Good puppy. | Cici köpek. Cici köpek. | Fluke-1 | 1995 | |
| OK. Here we go again. | Tamam. Tekrar başlıyoruz. | Fluke-1 | 1995 | |
| Now, where is it? Where is it? | Şimdi, nerede? Nerede? | Fluke-1 | 1995 | |
| Good puppy. | Cici köpek. | Fluke-1 | 1995 | |
| Good puppy. Good puppy! | Cici köpek. Cici köpek! | Fluke-1 | 1995 | |
| He's such a smart little guy. Thank you. | Ne akıllı bir köpek. Teşekkür ederim. | Fluke-1 | 1995 | |
| It was just a fluke. | Sadece şanstı. | Fluke-1 | 1995 | |
| He's my little fluke. | O benim şansım. | Fluke-1 | 1995 | |
| Fluke by nature, Fluke by name. | Doğadan Şanslı, İsimden Şanslı. | Fluke-1 | 1995 | |
| I... I don't feel very well, Fluke. | Çok iyi hissetmiyorum, Şanslı. | Fluke-1 | 1995 | |
| I think I'll take a nap before we go. | Sanırım gitmeden önce kestireceğim. | Fluke-1 | 1995 | |
| Rise and shine, squirt. Don't let 'em catch you sleeping. | Kalk ve ışılda, bücür. Seni uyurken yakalamasınlar. | Fluke-1 | 1995 | |
| That old dogcatcher gets up mighty early lookin' for easy targets just like you. | Şu yaşlı köpek yakalayıcısı, senin gibi basit hedefleri... | Fluke-1 | 1995 | |
| Did you run away, or did they pull that old "dump the pup" trick? | Kaçtın mı yoksa sana... | Fluke-1 | 1995 | |
| You can talk? | Konuşabiliyorsun? | Fluke-1 | 1995 | |
| Don't be goofy. I'm a dog, pal. | Saçmalama. Ben bir köpeğim, dostum. | Fluke-1 | 1995 | |
| But you're not barking. | Ama havlamıyorsun. | Fluke-1 | 1995 | |
| What you're saying to me are words. | Bana söylediklerin; kelimeler. | Fluke-1 | 1995 | |
| It's a mental thing. It's what I want you to know and what you want me to know. | Bu bir akıl olayı. Bilmeni istediklerim... | Fluke-1 | 1995 | |
| That's all it is. But... but... | Hepsi bu. Ama... ama... | Fluke-1 | 1995 | |
| You never met anyone who can communicate? | Hiç iletişim kuran biriyle karşılaşmadın mı? | Fluke-1 | 1995 | |
| No, never. Well, now you have. | Hayır, hiç. Pekala, şimdi karşılaştın. | Fluke-1 | 1995 | |
| They call me Rumbo. What about you? Fluke. | Ben Rumbo. Peki ya sen? Şanslı. | Fluke-1 | 1995 | |
| I smell hunger with a capital H. | Büyük A ile açlık kokusu alıyorum. | Fluke-1 | 1995 | |
| Whaddya say we get something to eat? What about Bella? | Yiyecek bir şeyler bulmaya ne dersin? Peki ya Bella? | Fluke-1 | 1995 | |
| I'm afraid Bella had to move on, my friend. | Korkarım, Bella yoluna devam etmeliydi, dostum. | Fluke-1 | 1995 | |
| You won't be seeing her any more. | Onu artık göremeyeceksin. | Fluke-1 | 1995 | |
| Hey, come on. It's chowtime. Let's roll. | Hey, hadi. Şov zamanı. Gidelim. | Fluke-1 | 1995 | |
| Rumbo, help! Help! | Rumbo, yardım et! Yardım et! | Fluke-1 | 1995 | |
| Hey, squirt, we're goin' to eat and you're takin' a bath. | Hey, bücür, yemeğe gidiyoruz ama sen duş alıyorsun. | Fluke-1 | 1995 | |
| Get outta there. Come on. | Çık oradan. Hadi. | Fluke-1 | 1995 | |
| Come on. You can do it. Come on. | Hadi. Yapabilirsin. Hadi. | Fluke-1 | 1995 | |
| Yeah. I'm OK. | Evet. İyiyim. | Fluke-1 | 1995 | |
| Well, that's one way of gettin' rid of your fleas. | Bu, pirelerinden kurtulmanın bir yoludur. | Fluke-1 | 1995 | |
| What's that... What's that smell? | Bu koku da ne? | Fluke-1 | 1995 | |
| I mean, I love it. I love it. | Yani, bunu sevdim. Sevdim. | Fluke-1 | 1995 | |
| Hey, hey! Be cool. Knock it off. Ow! | Hey, hey! Sakin ol. Yapma. | Fluke-1 | 1995 | |
| Come on back here. Come on. | Hadi buraya gel. Hadi. | Fluke-1 | 1995 | |
| It's taken me years to build this route and I'm not gonna let some rookie ruin it. | Bu rotayı inşa etmek yıllarımı aldı... | Fluke-1 | 1995 | |
| Now, you just sit there and watch the master. | Şimdi, buraya otur ve ustayı izle. | Fluke-1 | 1995 | |
| Hey, Rumbo. What's goin' on? 1 | Hey, Rumbo. Neler oluyor? | Fluke-1 | 1995 | |
| What'll it be? | Neler oluyor? | Fluke-1 | 1995 | |
| Coming right up, sir. | Hemen geliyor, efendim. | Fluke-1 | 1995 | |
| There you go. | İşte al. | Fluke-1 | 1995 | |
| Now, who is this? | Peki, bu da kim? | Fluke-1 | 1995 | |
| Listen, Rumbo, you know I can't be feeding all your buddies. | Dinle, Rumbo, tüm arkadaşlarını besleyemem. | Fluke-1 | 1995 | |
| (Rumbo) Just let me handle this. | Bırak, halledeyim. | Fluke-1 | 1995 |