Search
English Turkish Sentence Translations Page 19724
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
You can use that. | Şunu kullanabilirsin. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Shit, we need a Benny... | Püf, bir tane Benny'e ihtiyacımız var. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Don't you have a cute brother? He's away. | Tatlı bir erkek kardeşin yok mu? Var ama uzakta. Tatlı bir erkek kardeşin yok mu? Var ama uzakta. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Aren't there any other guys around? There's Ola. | Etrafta hiç erkek yok mu? Var tabi Ola. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
What's the matter with you? | Seninle bir ilgisi var mı? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
This is how I'm going to do it. | Nasıl yaptığıma baksana bir. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Oh my God... you can'tjust lip synch. | Aman Allahım... Karaoke bile yapamıyorsun. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Work it, show some charisma. | Yapmayı dene, biraz kendini ver. Yapmayı dene, biraz kendini ver. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Buy some glittery make up. I don't have any money. | Biraz parlatıcı satın al. Param yok ama. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Hello, would you like to buy some lottery tickets? | Merhaba, piyango bileti satın almak ister misiniz? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
A lottery? Sure, come on in. Thanks. | Piyango? Olur, içeri girin. Teşekkürler. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Whip out your wallets, boys. It's a lottery. | Cüzdanlarınızı çıkarın çocuklar. Piyango var! | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Isn't this a nice surprise? | Hoş bir sürpriz olmadı mı? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
How much are they? One krona a piece. | Biletler ne kadar? Tanesi bir kron. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
That's reasonable. | Fiyatı makulmuş. Fiyatı makulmuş. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Let's see what we've got. Number 18. | Bakalım elimizde neler var. 18 Numara. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Sorry, you drew a blank. | Üzgünüm, boş çektiniz. Üzgünüm, boş çektiniz. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
32. No prize. | 32. Ödül yok. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
24. No prize. | 24. Bu da kazanamadı. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I have a winner: 16. Sorry. | Ama benim numaram kazandı: 16. Üzgünüm o da değil. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Not a single prize. That's too bad. | Şansa bak. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
You know what, I'll buy the whole lot. How much? | Biliyor musun, hepsini almak istiyorum, ne kadar? Biliyor musun, hepsini almak istiyorum, ne kadar? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
48 kronor. You'll have to take it all. | 48 kron. Bunların hepsini alın o zaman. 48 kron. Bunların hepsini alın o zaman. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
8. Sorry. | 8. Üzgünüm. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
33. Sorry. | 33. Malesef.. 33. Malesef.. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
27. Another blank. | 27. Bunda da yok. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
44. Another blank. | 44. Bunda da. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
The last ticket, 3. | Son bilet, 3. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
No prize. | Bunda da ödül yok. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Aren't there any prizes at all? | Hiç ödül çıkmıyor mu bu biletlere? Hiç ödül çıkmıyor mu bu biletlere? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Yes... | Evet çıkıyor... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I can't see any. | Ama tüm biletleri aldık, hiç kazanamadık. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
They're at home. | Geri kalanlar evde. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
All right... Give each and every one of us a kiss, | Pekala... Hepimize birer öpücük verin... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
and we'll forget all about this trickery. | ...biz de bu yaptığınız, küçük dolandırıcılığı unutalım. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
It's not too much to ask for, when you swindled us like that. | Bunu yapmak zorunda olmayabilirsiniz. İsterseniz parayı geriverebilirsiniz de. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Fraud, that's what it is. Financial crime... | Fraud, işte bu şudur; Finansal kriz... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
...if you've ever heard of that. Come on. | ...hadi ama bunu daha önce hiç duymadınız mı? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
You do it. | Duydunuz pek tabi. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Well? Go on! | Ee? Hadi! | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
That's what happens... | İşte bu da sonucu... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
There... That's that. | Evet... Güzel.. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
You can't blame anyone else. I mean, it was your idea. | Kimseyi suçlayamazsın. Demek istediğim, bu senin fikrindi. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Man, I have the worst blisters! | Çok küçük düşürücüydü! | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
It's not like jumping into water, you know... | Biliyorsun, bu suya atlamak gibi birşey değil... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
You don't go deeper than you can see. | Görebildiğinden derinine gidemezsin... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
It's fun! | Bu çok eğlenceli! | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Do you see any? No... | Hiç gördün mü? Hayır... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Yes... I caught one. A frog. | Evet... Bir tane yakaladım. Bir kurbağa | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Is it in the bucket? Yeah. | Kovada mı? Evet. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Now don't fall... | Şimdi dikkat et düşme... Şimdi dikkat et düşme... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Where's your aunt? Out shopping. | Teyzen nerde? Alışverişe çıktı. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Some food... | Biraz yiyecek alacak. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
What's he doing here? Nothing. | Çocuk burda ne yapıyor? Hiç. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
What are you doing? Nothing. | Sen ne yapıyorsun peki? Hiç. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Doesn't look like that. | Şöyle bakmayı bırak. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
How far do we have to go anyway? | Daha ne kadar böyle gideceğiz? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Gisela, is that Teddy guy your boyfriend? | Gisela, o çocuk senin sevgilin mi? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I see him at parties and stuff. We're not exactly married. | Onu partilerde falan görmüştüm. Aslında evli değiliz. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
We had sex last Saturday. What? | Geçen cumartesi yattık. Ne? Geçen cumartesi yattık. Ne? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
He told me I was good, but not that deep. | Bana iyi olduğumu söyledi, hem fazla da derine inmedi. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Deep? When you get a boyfriend, you'll know. | Derine? Ne zaman bir erkek arkadaşın olur, o zaman öğrenirsin. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Like you have a boyfriend! I do, too... | Senin gibi bir erkek arkadaşım olduğunda! Aynen öyle... Senin gibi bir erkek arkadaşım olduğunda! Aynen öyle... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
We're keeping it a secret, that's all. But he's really good looking. | Bizim bir sırrımız var hepsi bu. Ama o, çok iyi görünüyor. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Aren't you too little? I'm not little. | Çok küçük değil misin? Ben küçük değilim! | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I'm young. | Gencim. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
This is it. | Geldik işte. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Being young is more passionate. | Genç olmak daha ateşli birşey. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Do you know what passionate means? | Ateşlinin ne demeki biliyor musun? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I'm not sure, but it's like love. | Emin değilim ama aşk sanırım. Emin değilim ama aşk sanırım. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Right, but not ordinary love. What do you mean, ordinary? | Doğru ama, monoton bir aşk değil. Monoton ne demek ki? Doğru ama, monoton bir aşk değil. Monoton ne demek ki? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Ordinary boring love. Like parents have. | Monoton sıkıcı ilişkidir. Tıpkı anne babaların olduğu gibi. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I read that you can love somebody because you're used to them. | Bunu bir yerde okumuştum, birini seversin çünkü onları kullanırsın. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
I'm not used to Christer Sandelin, but I sure love him anyway! | Christer Sandelin'i kullanmıyorum, onu çok seviyorum! | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Do you think you'd feel the same way if you actually met him? | Onu gerçekten tanıdığında da hislerinin aynı olacağını düşünüyor musun? Onu gerçekten tanıdığında da hislerinin aynı olacağını düşünüyor musun? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Ever dry humped a girl, Ola? | Hiç bir kıza sürtündün mü, Ola? Hiç bir kıza sürtündün mü, Ola? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Who would you like to do it with? | Bunu onunla kim yapar ki? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
What? Dry humping. | Ne? Sürtünme işte anlarsın ya. Ne? Sürtünme işte anlarsın ya. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Nobody. | Hayır, hiç yapmadım. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
How old are you anyway? Like five? | Kaç yaşındasın sen? Beş? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
No, I'm ten. Then why are you such a baby? | Hayır, on yaşındayım. O zaman neden bebek gibi davranıyorsun? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Isn't he a baby? I don't know, it doesn't matter. | Bebek değil mi zaten? Bilmiyorum, bunun bir önemi yok. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
You've got to prove you're not chicken. | Bunu ispatlamak zorundasın. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Take your clothes off. | Üstünü çıkar. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
What? No... | Ne!? Hayır... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Okay. Let's take a vote. | Tamam. Oylama yapalım. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Do it! | Elini kaldır! | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Strip, Ola! | Soyun, Ola! | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
No, I don't want to... | Hayır bunu yapmak istemiyorum... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Look at that dinky thing! It's pathetic... | Şu ufaklığa bakın! Acınası... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Shit, is he ever ugly... | Hep böyle çirkin miydi? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Hey, don't drink straight from the tap. | Musluğa ağzınızı dayayıp içmeyin. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Go clean up your room, Elisabeth says it's a mess. | Yukarı çık ve odanı temizle, Elisabeth odanın karmakarışık olduğunu söyledi. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Not so fast... | Dur bakalım... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Show me. | Oyunumuzu göster bakalım. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Nisse would a sailor be And set off for Jamaica... | Nisse denizci olacaktı, Jamaika'ya yelken... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Mom, you've got to come. Right now. What is it? | Anne hemen buraya gelmelisin. Ne oldu? | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Can't you manage to poop? No... | Gaz çıkaramıyor musun? Hayır... | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
Goodbye. | Dışarıda dur. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |
There... Bend over. | Sonuna kadar eğil bakalım. | Flickan-1 | 2009 | ![]() |