Search
English Turkish Sentence Translations Page 18861
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I just wanna be with you for one night. | Bir geceliğine burada seninle olmak istiyorum. Bir geceliğine burada seninle olmak istiyorum. Bir geceliğine burada seninle olmak istiyorum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I mean, you know, with Tommy and... | Yani seninle ve Tommy ile... Yani seninle ve Tommy ile... Yani seninle ve Tommy ile... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Just one night. | Sadece bir geceliğine. Sadece bir geceliğine. Sadece bir geceliğine. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Brother, put down that bottle. | Kardeşim, bırak o şişeyi. Kardeşim, bırak o şişeyi. Kardeşim, bırak o şişeyi. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Put down that cocaine, that methamphetamine. | Bırak o kokaini, o metamfetamini. Bırak o kokaini, o metamfetamini. Bırak o kokaini, o metamfetamini. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Put down that.45, that.38 and that.357 Magnum. | Bırak o 45'lik, 38'lik ve 357'lik Magnum'u. Bırak o 45'lik, 38'lik ve 357'lik Magnum'u. Bırak o 45'lik, 38'lik ve 357'lik Magnum'u. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
So precious to each one of us. | Her birimiz için çok değerli. Her birimiz için çok değerli. Her birimiz için çok değerli. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Why? | Neden? Neden? Neden? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
The night is far gone, | Gece çok uzakta... Gece çok uzakta... Gece çok uzakta... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
the day is at hand. | ...gündüz ise yakınımızda. ...gündüz ise yakınımızda. ...gündüz ise yakınımızda. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Those that live by the sword will die by the sword, | Silahla yaşayan silahla ölür... Silahla yaşayan silahla ölür... Silahla yaşayan silahla ölür... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
unless they learn to forgive. | ...tabii affetmeyi öğrenmedikçe. ...tabii affetmeyi öğrenmedikçe. ...tabii affetmeyi öğrenmedikçe. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
God made life so fragile and so precious for each one of us. | Tanrı hayatı her birimiz için çok değerli ve çok kırılgan yapmış. Tanrı hayatı her birimiz için çok değerli ve çok kırılgan yapmış. Tanrı hayatı her birimiz için çok değerli ve çok kırılgan yapmış. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
You will never truly be free unless you learn to... | Asla gerçek anlamda özgür olmayacaksın, ancak... Asla gerçek anlamda özgür olmayacaksın, ancak... Asla gerçek anlamda özgür olmayacaksın, ancak... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Yo, I gotta take a leak. I'll be right back. | Ben küçük bir mola veriyorum, birazdan dönerim. Ben küçük bir mola veriyorum, birazdan dönerim. Ben küçük bir mola veriyorum, birazdan dönerim. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Hold up, big man, I gotta check you. Arms up. | Dur bakalım koca adam. Üzerini aramalıyım. Kolları kaldır. Dur bakalım koca adam. Üzerini aramalıyım. Kolları kaldır. Dur bakalım koca adam. Üzerini aramalıyım. Kolları kaldır. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Got any weapons on you besides these guns here? | Bu kollardan başka bir silahın var mı? Bu kollardan başka bir silahın var mı? Bu kollardan başka bir silahın var mı? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I'm only kidding, man. Go on, have a good time. | Şaka yapıyorum dostum. Gir içeri, iyi eğlenceler. Şaka yapıyorum dostum. Gir içeri, iyi eğlenceler. Şaka yapıyorum dostum. Gir içeri, iyi eğlenceler. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Welcome to the gentlemen's club. | Beyler Kulübü'ne hoş geldiniz. Beyler Kulübü'ne hoş geldiniz. Beyler Kulübü'ne hoş geldiniz. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
It's a two drink minimum tonight, baby. | Bu gece en az iki içki mecburiyeti var, bebeğim. Bu gece en az iki içki mecburiyeti var, bebeğim. Bu gece en az iki içki mecburiyeti var, bebeğim. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
My man. | N'aber dostum? N'aber dostum? N'aber dostum? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Hey, what's up, big dog? | N'aber patron? N'aber patron? N'aber patron? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Wake up, Joe. Huh? | Uyan Joe. Uyan Joe. Uyan Joe. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I've been expecting you. | Ben de seni bekliyordum. Ben de seni bekliyordum. Ben de seni bekliyordum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Joe. | Joe. Joe. Joe. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Joe. Huh? | Joe! Joe! Joe! | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Oh, Shelly. | Shelly. Shelly. Shelly. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Go outside and watch the door. | Dışarı çık ve kapıda bekle. Dışarı çık ve kapıda bekle. Dışarı çık ve kapıda bekle. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Only one of us is gonna make it out of here. | İkimizden sadece biri dışarı çıkabilecek. İkimizden sadece biri dışarı çıkabilecek. İkimizden sadece biri dışarı çıkabilecek. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
No matter who it is, Joe, you didn't see a damn thing. | Kim olursa olsun Joe, hiçbir şey görmedin. Kim olursa olsun Joe, hiçbir şey görmedin. Kim olursa olsun Joe, hiçbir şey görmedin. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Go on. | İkile. İkile. İkile. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
All right, then. | Hadi bakalım. Hadi bakalım. Hadi bakalım. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I got a son. | Bir oğlum var. Bir oğlum var. Bir oğlum var. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Tell him I said I'm sorry. | Ona üzgün olduğumu söyle. Ona üzgün olduğumu söyle. Ona üzgün olduğumu söyle. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I'm begging you. | Yalvarıyorum. Yalvarıyorum. Yalvarıyorum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
He's speed dial number three. | Üç numaralı hızlı aramada. Üç numaralı hızlı aramada. Üç numaralı hızlı aramada. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I'm sorry. He made us take you down. | Üzgünüm. Bize seni o vurdurttu. Üzgünüm. Bize seni o vurdurttu. Üzgünüm. Bize seni o vurdurttu. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Hello? Hello? | Alo? Alo? Alo? Alo? Alo? Alo? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Your father's sorry. | Baban üzgün olduğunu söyledi. Baban üzgün olduğunu söyledi. Baban üzgün olduğunu söyledi. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Who is this? Is he okay? | Kimsiniz? Babam iyi mi? Kimsiniz? Babam iyi mi? Kimsiniz? Babam iyi mi? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Did something happen? | Bir şey mi oldu? Bir şey mi oldu? Bir şey mi oldu? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Something happened. | Bir şey oldu. Bir şey oldu. Bir şey oldu. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I thought you said you were done. | Bitirdiğini söylediğini sanıyordum. Bitirdiğini söylediğini sanıyordum. Bitirdiğini söylediğini sanıyordum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I have to finish this one first. | Önce bu işi bitirmeliyim bebeğim. Önce bu işi bitirmeliyim bebeğim. Önce bu işi bitirmeliyim bebeğim. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
You promised me you were quitting. And I will. I will quit. | Bırakacağına söz vermiştin. Bırakacağım. Bırakacağım. Bırakacağına söz vermiştin. Bırakacağım. Bırakacağım. Bırakacağına söz vermiştin. Bırakacağım. Bırakacağım. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
But after this one. | Ama bundan sonra. Ama bundan sonra. Ama bundan sonra. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
No, this isn't fair. | Hayır, bu adil değil. Hayır, bu adil değil. Hayır, bu adil değil. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I didn't ask you to marry me. | Benimle evlenmeni istemedim. Benimle evlenmeni istemedim. Benimle evlenmeni istemedim. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I'm sorry. You're sorry? | Üzgünüm. Üzgün müsün? Üzgünüm. Üzgün müsün? Üzgünüm. Üzgün müsün? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
What if I told you you had to choose? Don't. | Seçmek zorunda olduğunu söylesem ne yapardın? Sakın böyle bir şey söyleme. Seçmek zorunda olduğunu söylesem ne yapardın? Sakın böyle bir şey söyleme. Seçmek zorunda olduğunu söylesem ne yapardın? Sakın böyle bir şey söyleme. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
You used to be attracted to what I do. | Eskiden yaptığım işten hoşlanırdın. Eskiden yaptığım işten hoşlanırdın. Eskiden yaptığım işten hoşlanırdın. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I'm your wife now. | Artık senin karınım. Artık senin karınım. Artık senin karınım. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
What if he kills you? Lily. | Ya seni öldürürse? Lily. Ya seni öldürürse? Lily. Ya seni öldürürse? Lily. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Daddy? | Baba? Baba? Baba? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Yeah? | Efendim? Efendim? Efendim? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I know I suck at baseball. You don't have to pretend like I'm good. | Beyzbolda ne kadar kötü olduğumu biliyorum. Beyzbolda ne kadar kötü olduğumu biliyorum. Beyzbolda ne kadar kötü olduğumu biliyorum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
You'll get better. | Daha iyi olacaksın. Daha iyi olacaksın. Daha iyi olacaksın. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
You just need to practice. | Sadece biraz çalışmaya ihtiyacın var. Sadece biraz çalışmaya ihtiyacın var. Sadece biraz çalışmaya ihtiyacın var. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Maybe you and I can throw the ball around one day. How's that? | Belki bir gün seninle top atma işini çalışırız. Nasıl olur? Belki bir gün seninle top atma işini çalışırız. Nasıl olur? Belki bir gün seninle top atma işini çalışırız. Nasıl olur? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Okay. I gotta tell you a secret first, though. | Tamam. Ama önce sana bir sır vermeliyim. Tamam. Ama önce sana bir sır vermeliyim. Tamam. Ama önce sana bir sır vermeliyim. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
What, Daddy? I suck at baseball too. | Neymiş o baba? Ben de beyzbolda kötüyüm. Neymiş o baba? Ben de beyzbolda kötüyüm. Neymiş o baba? Ben de beyzbolda kötüyüm. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
You go to sleep, okay? I'll be back. | Uyuman gerek, tamam mı? Birazdan dönerim. Uyuman gerek, tamam mı? Birazdan dönerim. Uyuman gerek, tamam mı? Birazdan dönerim. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Jesus Christ. | Yüce Tanrım. Yüce Tanrım. Yüce Tanrım. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Oh, Jesus. | Tanrım. Tanrım. Tanrım. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Are you okay? Look at me, look at me. Why did you do this? | İyi misin? Bana bak, bana bak. Bunu neden yaptın? İyi misin? Bana bak, bana bak. Bunu neden yaptın? İyi misin? Bana bak, bana bak. Bunu neden yaptın? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I'm afraid. | Korkuyorum. Korkuyorum. Korkuyorum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
What are you afraid of, honey? | Neyden korkuyorsun tatlım? Neyden korkuyorsun tatlım? Neyden korkuyorsun tatlım? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
We're going to hell for what we did. | Yaptığımız şey yüzünden cehenneme gideceğiz. Yaptığımız şey yüzünden cehenneme gideceğiz. Yaptığımız şey yüzünden cehenneme gideceğiz. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Do you know what hell is? | Cehennemi biliyor musun? Cehennemi biliyor musun? Cehennemi biliyor musun? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
It's not fire and devils. | Ateşler ve iblisler değil. Ateşler ve iblisler değil. Ateşler ve iblisler değil. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
All that stuff they taught you when you was little. | Sana küçüklüğünden öğretilen tüm o şeyler. Sana küçüklüğünden öğretilen tüm o şeyler. Sana küçüklüğünden öğretilen tüm o şeyler. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
We make our heaven and our hell while we're alive, | Kendi cennet ve cehennemimizi hayattayken yaratırız. Kendi cennet ve cehennemimizi hayattayken yaratırız. Kendi cennet ve cehennemimizi hayattayken yaratırız. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Every time we cause pain, | Daima acıya neden oluruz. Daima acıya neden oluruz. Daima acıya neden oluruz. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
every time we cause suffering. | Daima sıkıntıya sebep oluruz. Daima sıkıntıya sebep oluruz. Daima sıkıntıya sebep oluruz. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Cicero. Hey, it's me. Did I wake you up? | Cicero. Benim. Uyandırdım mı? Cicero. Benim. Uyandırdım mı? Cicero. Benim. Uyandırdım mı? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
You said on your message to give you a call, so... | Mesajında aramamı söylemiştin... Mesajında aramamı söylemiştin... Mesajında aramamı söylemiştin... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Okay, here's the deal. | Tamam, olay şu. Tamam, olay şu. Tamam, olay şu. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Both of our victims were informants. | Kurbanlarımızın ikisi de muhbirmiş. Kurbanlarımızın ikisi de muhbirmiş. Kurbanlarımızın ikisi de muhbirmiş. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Could be something there, right? Yeah, could be. | Bağlantıları olmalı, değil mi? Evet, olabilir. Bağlantıları olmalı, değil mi? Evet, olabilir. Bağlantıları olmalı, değil mi? Evet, olabilir. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Nice work. | Bravo. Bravo. Bravo. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Okay, I need you to follow up on it. | Bu işin üzerine gitmeni istiyorum. Bu işin üzerine gitmeni istiyorum. Bu işin üzerine gitmeni istiyorum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I gotta be in court, but I really think we're getting close. | Bütün gün mahkemede olacağım ama işin sonuna yaklaştığımızı düşünüyorum. Bütün gün mahkemede olacağım ama işin sonuna yaklaştığımızı düşünüyorum. Bütün gün mahkemede olacağım ama işin sonuna yaklaştığımızı düşünüyorum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
It's gotta have something to do with how they got set up. | Tuzağı kurmalarının bir bağlantısı olmalı. Pusuyu diyorum yani. Tuzağı kurmalarının bir bağlantısı olmalı. Pusuyu diyorum yani. Tuzağı kurmalarının bir bağlantısı olmalı. Pusuyu diyorum yani. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Did you hear about that stabbing in Henderson? | Dün gece Henderson'daki bıçaklama olayını duydun mu? Dün gece Henderson'daki bıçaklama olayını duydun mu? Dün gece Henderson'daki bıçaklama olayını duydun mu? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
It's not his m.o. Our guy's a shooter, not a stabber. | Hayır bu onun tarzı değil. Bizimki tetikçi, bıçak kullanmaz. Hayır bu onun tarzı değil. Bizimki tetikçi, bıçak kullanmaz. Hayır bu onun tarzı değil. Bizimki tetikçi, bıçak kullanmaz. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Like I said, I got a hunch. Yeah, so did Quasimodo. | İçimden bir ses dedim zaten. Evet, Quasimodo da öyle diyordu. İçimden bir ses dedim zaten. Evet, Quasimodo da öyle diyordu. İçimden bir ses dedim zaten. Evet, Quasimodo da öyle diyordu. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Look where it got him. I'm gonna go ask a few questions. | Bak kendini nerede buldu. Gidip birkaç soru soracağım. Bak kendini nerede buldu. Gidip birkaç soru soracağım. Bak kendini nerede buldu. Gidip birkaç soru soracağım. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
After you do the follow up, right? | Bağlantının izini sürdükten sonra, değil mi? Bağlantının izini sürdükten sonra, değil mi? Bağlantının izini sürdükten sonra, değil mi? | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Got it cleared with the Henderson IC. I'm headed up there now. | Henderson muhbirinin yerini öğrendim. Şu an oraya gidiyorum. Henderson muhbirinin yerini öğrendim. Şu an oraya gidiyorum. Henderson muhbirinin yerini öğrendim. Şu an oraya gidiyorum. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I have to be in court all day. I am asking you to do this. It's my case. | Tamam. Beni dinle. Bütün gün mahkemede olmalıyım. Tamam. Beni dinle. Bütün gün mahkemede olmalıyım. Tamam. Beni dinle. Bütün gün mahkemede olmalıyım. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
bring us nothing but the same politics as usual. | Bize her zamanki gibi aynı politikadan başka bir şey getirmedi. Bize her zamanki gibi aynı politikadan başka bir şey getirmedi. Bize her zamanki gibi aynı politikadan başka bir şey getirmedi. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
I have fought to keep government honest, | Paranızı biriktirmek ve vergileri düşürmek için... Paranızı biriktirmek ve vergileri düşürmek için... Paranızı biriktirmek ve vergileri düşürmek için... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
save you money and to lower your taxes. | ...hükümetle dürüstlük mücadeleme devam ettim. ...hükümetle dürüstlük mücadeleme devam ettim. ...hükümetle dürüstlük mücadeleme devam ettim. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Above all, I will be someone who listens to you. | Hepsinden öte, ben sizi dinleyen biri olacağım. Hepsinden öte, ben sizi dinleyen biri olacağım. Hepsinden öte, ben sizi dinleyen biri olacağım. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
The choice is simple, vote Margie Pageant. | Seçim çok basit, oylarınız Margie Pageant'a. Seçim çok basit, oylarınız Margie Pageant'a. Seçim çok basit, oylarınız Margie Pageant'a. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
In local news, a Henderson man is fighting for his life | Yerel haberler, bu sabah Henderson'lu bir adam yerel erkekler kulübünde... Yerel haberler, bu sabah Henderson'lu bir adam yerel erkekler kulübünde... Yerel haberler, bu sabah Henderson'lu bir adam yerel erkekler kulübünde... | Faster-1 | 2010 | ![]() |
after being brutally attacked at a gentlemen's club. | ...vahşice bir saldırıya uğradıktan sonra yaşam savaşı verdi. ...vahşice bir saldırıya uğradıktan sonra yaşam savaşı verdi. ...vahşice bir saldırıya uğradıktan sonra yaşam savaşı verdi. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
The man is suffering from stab wounds. | Kurban birçok bıçak yarasından dolayı acı çekiyor. Kurban birçok bıçak yarasından dolayı acı çekiyor. Kurban birçok bıçak yarasından dolayı acı çekiyor. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Doctors describe his condition as critical. | Clarck County Hastanesi doktorlarının söylediğine göre, hastanın durumu kritikmiş. Clarck County Hastanesi doktorlarının söylediğine göre, hastanın durumu kritikmiş. Clarck County Hastanesi doktorlarının söylediğine göre, hastanın durumu kritikmiş. | Faster-1 | 2010 | ![]() |
Sponge. Sponge. | Sünger. Sünger. Sünger. Sünger. Sünger. Sünger. | Faster-1 | 2010 | ![]() |