Search
English Turkish Sentence Translations Page 18538
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Hey, you guys, bring anything you want extra... | Başka ne istiyorsanız getirin. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Mom! Mom! What? | Anne! Ne var? | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Can I bring the bow and arrow? Yes, yes. | Ok ve yayı da getirebilir miyim? Evet. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
John, what... | John, hayrola? | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
We have a usable enzyme that's ready for clinical trials. | Klinik denemelerde kullanıma hazır bir enzimimiz var. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
When? When will it be ready? | Ne zaman hazır olacak? | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Megs and Patrick start their infusions before the end of this month. | Megs ve Patrick'e ay sonundan önce ilaç verilmeye başlanacak. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Oh, my God. | Yüce Tanrım. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Hey, John, Daddy's here. | Babam gelmiş. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Oh, hi, guys. JOHN JR.: Hey, Dad. | Selam millet. Selam baba. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Why is Mommy sad? | Annem niye üzgün? | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Not sad, baby, so happy. | Üzgün değilim yavrum. Çok mutluyum. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
So happy. | Çok mutlu. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Why is Mommy being so weird? | Neden annem tuhaf davranıyor? | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Well, it's because we got the special medicine | Çünkü ikiniz için de ilacımız var. Yakında kullanmaya başlayacağız. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
JOHN: Megs, Patrick, you ready? | Megs, Patrick, hazır mısınız? | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
When will we know if it's working? | İşe yarayıp yaramadığını ne zaman öğreneceğiz? | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
It'll be a while, honey. | Biraz zaman alacak canım. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
It's not pink. | Pembe değil. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
I don't know. | Kim bilmiyorum. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
You can go back if you like. | İsterseniz geçebilirsiniz. Peki. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
John. Uncle Bobby. | John. Bobby amca. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
They wouldn't let me in unless I was family. | Aileden olmayana izin vermiyorlar da. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Some things for the kids. | Çocuklar için ufak bir şeyler. Teşekkürler. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Sleeping, huh? | Uyuyorlar ha? | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Hey, thanks for coming. | Geldiğin için sağ ol. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
I'm a scientist. Gotta track the experiment. | Bilim adamıyım ben. Deney sonuçlarını izlemem lazım. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
JOHN: I wish your enzyme was the one that passed the test. | Keşke başarıya ulaşan senin enzimin olsaydı. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
But the one the kids are getting, | Ama çocuklara iyi gelen doğru olandır, değil mi? Yani... | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Yeah, you guys have done everything humanly possible. | Evet. Siz elden gelen her şeyi yaptınız. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
We just have to see what the tests show. | Bakalım tahliller ne gösterecek. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
JOHN: You and I have had our differences, | Seninle farklılıklarımız var. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
and I just want you to know something. | Bir şeyi bilmeni isterim. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
I want you to know that... | Şunu demek istiyorum | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Yeah. Don't interrupt. | Anladım. Lafımı kesme. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
I want you to know that I appreciate everything | Megs ve Patrick için yaptığın her şeye minnettarım. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
and I'm never gonna forget it for the rest of my life. | Hayatım boyunca unutmayacağım. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Not gonna kiss me, is he? | Beni öpmez değil mi? | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
I will restrain him. | Niyetlenirse engellerim. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Don't tempt me. | Kışkırtma beni. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
PATRICK: Daddy loves SpongeBob, Daddy loves SpongeBob. | Babam Sünger Bob'u seviyor. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
(CHUCKLES) What's going on? | Ne oluyor? | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
What are you laughing at? | Neye gülüyorsunuz? | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Sugar. | Şeker. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
It's a sugar high. | Şeker sarhoşu oldular. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
The enzyme's breaking down the sugar in their muscles. | Enzim kaslarındaki şekeri parçalıyor. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
The medicine's working? | İlaç işe yarıyor mu? Evet. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
Bye! Have fun. | Güle güle. İyi eğlenceler. Güle güle. | Extraordinary Measures-1 | 2010 | ![]() |
It's my job to market this drug for Bristol Myers, and I'm telling you, | Bu ilaçları Bristol Myers için satmam gerekiyor, fakat inan bana... Bristol Myers adına bu ilacı pazarlamak benim işim ancak tadı... 1 | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Mr. Crowley, you're late. All right. Thank you. Bye. | Bay Crowley, geç kalacaksınız. Pekâlâ, teşekkürler. Görüşmek üzere. Bay Crowley, geç kalıyorsunuz. Pekâlâ, teşekkür ederim. Görüşürüz. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
"Everyone just walked by. | Herkes hiç bakmadan gitmiş. Herkes yanlarından geçip gidiyordu. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
"'W hy won't anyone buy our newspaper?' SpongeBob wondered aloud. 1 | "Neden kimse bizim gazetemizi almıyor?" diye bağırmış Sünger Bob. "Neden kimse bizim gazetemizi almıyor?" diye bağırdı Sünger Bob. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
"'T hey must be rock haters,' said Patrick." | "Rock'tan nefret ediyor olmalılar." dedi Patrick. "Rock düşmanları oldukları için." dedi Patrick. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
John! Give it back to me! She's mine now! | John! Hemen ver şunu! Artık benim oldu! John! Ver şunu bana! O artık benim! | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Give me a minute, okay? Give it back to me, John! | Bana bir dakika ver, tamam mı? Ver şunu, John! Bana bir dakika izin ver, olur mu? Ver şunu bana John! | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
You save our spot. Got it? | Nerede kaldığımızı unutma. Olur mu? Kaldığımız yeri unutma, tamam mı? | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Help me! She's trying to kill me! I'm gonna get you! | Yardım et! Beni öldürmeye çalışıyor! Yakalayacağım seni. Yardım et! Beni öldürmeye çalışıyor! Seni yakalayacağım! | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
You can't escape! No! Mom, help me! | Kaçamazsın! Hayır! Anne, yardım et! Hiçbir yere kaçamazsın! Olamaz! Anne, yardım et! | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Just give it back to me. | Ver artık şunu bana. Ver şunu bana da kurtul. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Mom! She's trying to kill me! Megan Kathryn Crowley. | Anne! Beni öldürmeye çalışıyor! Megan Kathryn Crowley. Anne! Beni öldürmeye çalışıyor! Megan Kathryn Crowley. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
We've got to get moving on the product launch. | Ürün işlemlerine bir an önce başlamalıyız. Ürünü bir an önce piyasaya sürmemiz gerek. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
I'm just waiting on legal, John. | Ben işimi yasal olarak görmek istiyorum, John. Yasal sürenin dolmasını bekliyorum John. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
John, we're loading up the van right now. Come on! | John, kamyoneti yüklüyoruz! Hadi! John, minibüse biniyoruz. Acele et! | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Okay, we ready to roll, Kate? My name is Jane. | Pekâlâ, gitmeye hazır mıyız Kate? Adım, Jane. Pekâlâ, gitmeye hazır mıyız Kate? Benim adım Jane. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Kate was yesterday, Mom. I am so sorry. | Kate dünküydü, anne. Çok özür dilerim. Kate dünkünün adıydı anne. Çok affedersin. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
...a pain, that's why. Wait, I gotta catch a cab. | Taksiye binmem gerek. Buraya gel. Hey! Sağır mısın? Az bekle, şu taksiyi yakalamam gerek. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Daddy's meeting us there, right? Absolutely. | Babam bizimle buluşacak, değil mi? Kesinlikle. Babam da orada olacak, değil mi? Kesinlikle. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
You need a hand? | Yardım edeyim mi? Yardım ister misin? | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Come on, come on, come on, come on, come on, come on. | Hadi, hadi, hadi, hadi. Hadi, hadi, hadi, hadi. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Yes! | Evet! İşte oldu. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Hi, guys. | Merhaba millet. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
I don't wanna hear it. I don't wanna hear it. Go, go, go. | Duymak istemiyorum. Hadi, hadi. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Yay! Yay! | Oley! Oley! | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
I do! I do! | Ben isterim! Ben! Ben istiyorum! Ben istiyorum! | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
All right, how many do we have? I'm first! Me first! | Pekâlâ, kaç kişi var bakalım. İlk ben! İlk ben! Pekâlâ, kaç kişiyiz? İlk ben! İlk ben! | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
No, I'm the big guy. Back to the end of the line. | Hayır, en büyüğünüz benim. Arkaya geç! Ben büyüğüm ama. Olmaz, en arkaya geç. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
I'm eight, Daddy. I'm not a baby anymore. | Sekiz yaşıma girdim, baba. Artık bebek değilim. Sekiz yaşına geldim baba. Artık bebek değilim. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Really? That's pretty far away. | Öyle mi? Epey uzağa gidiyormuş. Cidden mi? Orası epey uzak ama. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Haven't you ever heard of adventure? Yeah. | Hiç "macera" diye bir şey duymadın mı? Duydum. Macera diye bir şey duymadın mı sen hiç? Duydum. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
It's gonna take her years. | Bu macera, yıllarını alacak. Oraya gitmek yıllarını alacak. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
I would take a suitcase. | ...yanıma mutlaka bir bavul alırdım. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
That's 'cause you're a businessman. That's right. I am. | İş adamı olduğun için alırdın. Haklısın, bir iş adamıyım. Çünkü sen bir iş adamısın. Haklısın, öyleyim. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
And you're eight years old. And happy birthday. And I love you. | Sen de sekiz yaşındasın. Mutlu yıllar ve seni seviyorum. Ve sen de sekiz yaşındasın. İyi ki doğdun tatlım, seni seviyorum. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Good night. See you in the morning. Good night. | İyi geceler. Sabah görüşürüz. İyi geceler. İyi geceler, sabaha görüşürüz. Sana da iyi geceler. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Hello? Hello, Dr. Stonehill? | Alo? Alo, Dr. Stonehill? Alo? Alo, Dr. Stonehill'le mi görüşüyorum? | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Are you there? Hello? Yeah. | Orada mısınız? Alo? Buyurun. Orada mısınız? Alo? Buradayım. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
This is John Crowley. I don't know if you've gotten any of my messages. | Ben John Crowley. Mesajlarımı aldınız mı bilmiyorum. Ben John Crowley. Bıraktığım mesajlar size ulaştı mı bilmiyorum. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
I'm interested in speaking with you. I understand from many researchers... | Sizinle konuşmak istiyorum. Tüm araştırmacıların söylediğine göre Sizinle konuşmak istiyordum. Birçok araştırmacıdan duyduğum kadarıyla | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
...having a conversation with you if that's convenient. | Müsaitseniz konuşmak istiyorum. ...eğer uygunsa sizinle bir görüşmek isterim. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Asshole. "Asshole?" | Hıyar herif. Hıyar mı? Göt herif! Göt herif mi? | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
The night nurse just left. | Gece bakıcısı biraz önce gitti. Gece bakıcısı şimdi çıktı. Gece bakıcısı şimdi çıktı. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
This is pathetic. I'm still dressed. 1 | Ağlanacak haldeyim. Hâlâ takım elbisem üzerimde. Şu hâlime bak. Daha üstümü bile çıkarmamışım. Şu hâlime bak. Daha üstümü bile çıkarmamışım. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
I could help you with that. | Çıkarmana yardım edebilirim. Bana uyar. Bu konuda yardımcı olabilirim. Bu konuda yardımcı olabilirim. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Oh my... Kate! Hi! You're early. | Tanrım! Kate! Merhaba! Erken geldin! Aman Tan Kate! Merhaba! Erkencisin bugün. Aman Tan Kate! Merhaba! Erkencisin bugün. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
6:00. | Sabahın 6'sı. Saat 6. Saat 6. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Have you met... I'm John Crowley. | Şeyle tanıştın mı Ben John Crowley. Sizi tanıştırmış mıy Ben John Crowley. Sizi tanıştırmış mıy Ben John Crowley. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
John is my husband. | John kocam olur. John benim kocam. John benim kocam. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Glad to hear it. | Aman ne iyi. Öyle olduğuna sevindim. Öyle olduğuna sevindim. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
Yeah, let's up her breathing treatments today. | Bugün nefes alma ilaçlarını biraz artıralım. Tamam, bugünlük solunum tedavisinin dozunu artıralım. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |
What's going on? Just a cold. She's awfully congested. | Ne oluyor? Grip oldu herhalde. Neler oluyor? Üşütmüş sadece. Nefes alması zorlaşmış. | Extraordinary Measures-2 | 2010 | ![]() |