English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 182906
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Your English is terrible. | İngilizce'n berbat. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 |  |
| Try to speak in full sentences. | Tam cümleler kurarak konuşmayı dene. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| That way you can improve your English. | Bu şekilde İngilizce'ni geliştirebilirsin. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Yes, no problem! | Evet, sorun yok! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Oh, now it's time for me to study. | Ah, benim için çalışma zamanı. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| We have piles of notices to send out. You can't go today! | Bir yığın evrak göndereceğiz. Bu gün gidemezsin! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Young Ju, you're going to class? | Young Ju, sınıfa mı gidiyorsun? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Es, sir! | Evet efendim! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| So we're neighbors but haven't seen each other for a while, right? | Öyleyse biz komşuyuz ama bir süredir görüşmedik değil mi? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| That's right. Say something to your neighbor. | Bu doğru. Komşuna bir şeyler söyle. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Hi. Yeah. | Selam. Evet. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| I'm so happy to see her that I don't know what to say. | Onu gördüğüme çok sevindim ne diyeceğimi bilemiyorum. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Just say anything. Candy, you go first. | Her hangi bir şey söyle. Candy, önce sen başla. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| My mobile phone number is 011 3... | Benim cep telefonu numaram 011 3... | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Oh, sorry. My e mail is w o... | Ah, üzgünüm. Emailim w o... | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Candy. That's enough. | Candy. Bu kadarı yeterli. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Tyson and Betty. Your turn. | Tyson ve Betty. Sıra sizde. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| What time is it now? Did you have lunch? | Saat kaç? Öğle yemeği yedin mi? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Tyson! You have to speak out your answers to improve your English. | Tyson! İngilizce'ni geliştirmek için cevapları konuşarak vermelisin. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| All right? | Sorun yok değil mi? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Yes. Cathy. | Evet. Cathy. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Yeah, go on. You don't need me. | Evet devam edin. Bana ihtiyacın yok mu. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Were you embarrassed back there? | Geride kalmak utandırıyor mu? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Sorry very much. | Üzgün çok fazla. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Candy. It's "Thank you very much." Not "Sorry very much". | Candy. "Çok teşekkür ederim." olacaktı "Üzgün çok fazla" değil. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| I mean, I'm not that good, but you're really not improving. | Demek istediğim ben bu işte iyi değilim ama sen hiç ilerliyemiyorsun. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| You have to admit my pronunciation got better, right? | Söylediklerime kulak versen daha iyi olur değil mi? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| I listen to CNN every night. Now I understand almost 90%. | Ben her gece CNN'i dinliyorum. Şimdi neredeyse %90 anlıyorum. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Do you understand any of it? | Herhangi bir şey anlıyor musun? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Understand, my ass. I have to watch my soap opera. | Popomu anlıyor. Çorba operamı izlemek zorundayım. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| She looks like she understands... | O anlıyor gibi görünüyor... | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| the way she's frowning and all. | sürekli kaşlarını çatıyor. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Hurry up. Get in here. | Acele et. İçeri gel. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Who is it? Give me that. | Arayan kim? Bana ver. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| It's Moon Young, isn't it? It sounds like her voice. | Telefondaki Moon Young, değil mi? Onun sesine benziyordu. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Can you speak English? Okay! | İngilizce konuşabiliyor musun? Tamam! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Good! It's only two weeks left. And... I miss you. I miss you! | İyi! Sadece 2 hafta kaldı. Ve... Seni özledim. Seni özledim! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| She say's she's "Miss Yoo". | O "Miss Yoo" diyor. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Anyway, it's nice to hear your voice... Can't you say something in English? | Herneyse, sesini duymak güzel... İngilizce konuşamıyor musun? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| I AM speaking in English. Okay? It's English, too! | BEN İngilizce konuşuyorum. Tamam mı? Bu da İngilizce! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| What do... how do? | Ne... nasıl? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| What is your Saturday movie? | Cumartesi günü filmin ne? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Can you hold? I'll get someone else. | Bekleyebilir misin? Başka birine vereceğim. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Hello? I'm Luna Kim. | Merhaba? Ben Luna Kim. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Victoria wants me to say hello to her mother. | Victoria annesine merhaba dememi istedi. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Why couldn't I remember "How do you do?" | Neden hatırlayamadım "Neler yapıyorsun?" | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| I'm not going to meet her. | Onunla görüşmeyeceğim. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| How could I look her in the eye? | Onun gözlerine nasıl bakacağım? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| What is it now? | Şimdi bu da ne demek? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| When your father ran off with another woman... | Baban başka bir kadınla kaçtığı zaman... | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| I wasn't sure I could raise you two by myself. | 2'inizi birlikte tek başıma yetiştirebileceğimden emin değildim. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| But the more I think about it, | Ama bu konuda çok düşündüm, | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| I should have raised you both, if I had been a good mother. | Eğer iyi bir anne olmak istiyorsam ikinizide yetiştirmeliydim. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Not again! | Yine başlama! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| I'm sick and tired of learning English, too. | İngilizce öğrenmekten yoruldum. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Good. We both could have made a huge mistake. | İyi. İkimizde büyük bir hata yaptık. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| You shouldn't have had her if you couldn't raise her. | Eğer onu yetiştiremeyeceksen ona sahip olmamalıydın. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| You shouldn't have looked for her if you were going to give her away. | Eğer onu uzağa göndereceksen ona kitlenmemeliydin. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| What is this! | Bu nedir! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| I would have thrown you away if I'd known you'd be like your father! | Eğer babana benzeyeceğini bilseydim seni uzağa gönderirdim! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Yeah, keep going. Take all my money while you're at it. | Evet, devam et. Bunu yaparken tüm paramı al. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Hello. This is Young Ju's cell phone. | Merhaba. Bu Young Ju'nun cep telefonu. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Who on earth is making crank calls at this hour? | Bu saatte arıyan kaçık da kim? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| What, Elvis? | Ne, Elvis mi? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| If you're Elvis, I'm Nam Jin. | Eğer sen Elvis'sen, Ben de Nam Jin. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Listen. "In a green field..." | Dinle. "Şeşil alanda..." | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| No! Not at all. | Hayır! Pek sayılmaz. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| I called too late, didn't I? | Çok geç aradım, değil mi? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| No, it's only one o'clock. | Hayır, saat sadece 1'di. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| I can't believe you came out just because I asked you to. | Aradığım için geldiğine inanamıyorum. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| I was dreaming about you. | Seninle ilgili rüya görüyordum. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| And then you called. Strange, isn't it? | Ve sen aradın. Tuhaf değil mi? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Why was I in your dream? | Neden senin rüyandaydım? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| It's not like I have nowhere to go. | Benim gideceğim bir yere benzemiyor. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| We were studying in class as usual. | Sınıfta çalışıyorduk. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| We're taking over this building. | Bu binayı alıyoruz. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Drop all your weapons. You're under arrest. | Silahlarınızı atın. Etrafınız sarıldı. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Shut up! We will now conduct a level test. | Kapa çeneni! Şimdi davranış seviye testi yapacağız. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Failure to answer will result in the gas chamber. Do you understand? | Yanlış cevap verenler gaz odasına gidecek. Anladınız mı? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| What kind of woman do you like? | Ne çeşit bir kadından hoşlanırsın? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| I like gorgeous woman! | Çok güzel kadınlardan hoşlanırım! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Passed! Stand up! | Geçti! Ayağa kalk! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| You! You talking to me? | Sen! Benimle konuş? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Shut up! Just answer me in English! | Kapa çeneni! İngilizce cevap ver! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| What is your favorite movie? | Favori filmin nedir? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Listen carefully! WHAT IS YOUR FAVORITE MO VIE? | Dikkatli dinle! FAVORİ FİL MİN NEDİR? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| M O V l E, MO VIE! | F İ L M, FİLM! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Oh~! Movie! | Ah~! Film! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Zero Zero Seven! | Sıfır Sıfır Yedi! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Double O Seven. You mean James Bond? | Çift sıfır yedi. James Bond mu demek istiyorsun? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Elvis! Help me! Elvis! | Elvis! Bana yardım et! Elvis! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Why did you pick that movie when you couldn't even explain? | Neden bu filmi seçtiğini açıklayamıyor musun? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Have you ever dreamt about me? | Hiç benimle ilgili rüya gördün mü? | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| You have, haven't you? You dreamt about me! | Gördün, değil mi? Benimle ilgili rüya gördün! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Just once. | Sadece 1 kez. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| I was so shocked because you were in it. | Çok şaşırmıştım çünkü rüyamdaydın. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| It was a beach in Miami, not Korea. | Miami plajındaydı, Kore'de değil. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| My Emmi Restaurant [(Mom's Sushi Bar)] | My Emmi Restoranı [(Anne'min Sushi Barı)] | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| No way. I don't wear bikinis. | Olamaz. Ben bikini giymem. | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
| Just listen. It's my dream! | Sadece dinle. Bu benim rüyam! | Yeongeo wanjeonjeongbok-1 | 2003 | |
