Search
English Turkish Sentence Translations Page 178595
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| I believe we have some friends in common | Sanırım bazı ortak dostlarımız var. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Fifth Column. | Beşinci Kol. | V Fruition-1 | 2010 | |
| We've spoken on the comms device. | İletişim cihazıyla görüşüyorduk. | V Fruition-1 | 2010 | |
| It's nice to see your face. | Yüzünü görmek güzel. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Is it safe to talk? | Konuşmamız güvenli mi? | V Fruition-1 | 2010 | |
| For a moment. | Kısa bir süre için. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Listen to me carefully. | Beni dikkatli dinleyin. | V Fruition-1 | 2010 | |
| The two men Lisa identified as her assailants are innocent. | Lisa'nın saldırgan olarak tespit ettiği iki kişi, suçsuz. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Anna did this to her. | Bunu ona Anna yaptı. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Anna did this to her own daughter? | Kendi kızına bunu Anna mı yaptı? | V Fruition-1 | 2010 | |
| But the two men she identified have answers. | Ama cevaplar, Lisa'nın tespit ettiği iki adamda. | V Fruition-1 | 2010 | |
| You need to find them before Anna does. | Onları Anna'dan önce bulmalısınız. | V Fruition-1 | 2010 | |
| I didn't mean the things that I said to you yesterday, | Dün seninle görüşmek istemiyorum derken ciddi değildim. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Then why did you say them? | Peki neden öyle dedin? | V Fruition-1 | 2010 | |
| I was confused | Kafam karışıktı... | V Fruition-1 | 2010 | |
| and scared. | ...ve korkmuştum. | V Fruition-1 | 2010 | |
| I've never had feelings like this for someone before. | Daha önce kimseye karşı bu tarz duygular beslememiştim. | V Fruition-1 | 2010 | |
| My son is in love with her daughter. | Oğlum, Anna'nın kızına aşık. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Is he in danger? | Tehlikede mi? | V Fruition-1 | 2010 | |
| At first, Tyler was just an assignment. | Başlarda Tyler sadece onun göreviydi. | V Fruition-1 | 2010 | |
| But now I believe | Ama artık ona karşı olan duygularının gerçek olduğunu düşünüyorum. | V Fruition-1 | 2010 | |
| I don't think that she'd hurt him. | Ona zarar vereceğini sanmam. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Lisa, it's time. | Lisa, gitme vakti. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Marcus. Hey, Marcus. | Marcus. Hey, Marcus. | V Fruition-1 | 2010 | |
| What's going on? Why can't I reach Anna? | Neler oluyor? Neden Anna'ya ulaşamıyorum? | V Fruition-1 | 2010 | |
| I'm sorry, Mr. Decker. She's been indisposed. | Üzgünüm, Bay Decker. Anna çok rahatsız. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Indisposed? | Rahatsız mı? | V Fruition-1 | 2010 | |
| A visitor being attacked is a delicate story. | Bir Ziyaretçinin saldırıya uğraması hassas bir haber. | V Fruition-1 | 2010 | |
| You're going to need my help to control it. | Durumu kontrol altında tutmak için yardımıma ihtiyacınız olacak. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Thank you, Mr. Decker, but we already have it under control. | Teşekkürler, Bay Decker. Ama durum zaten kontrolümüz altında. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Don't look at the cameras. | Kameralara bakma. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Don't make eye contact with anyone. | Kimseyle göz teması kurma. | V Fruition-1 | 2010 | |
| The less you give them, the more they want. | Onlara ne kadar az şey verirsen, o kadar fazlasını isterler. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Why are we cutting Mr. Decker off from us? | Neden Bay Decker'la ilişkimizi koparıyoruz? | V Fruition-1 | 2010 | |
| We'll bring him back when the timing is right. | Doğru zaman geldiğinde onu tekrar aramıza alacağız. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Hey. Anna. | Hey! Anna. | V Fruition-1 | 2010 | |
| I come to you today with a heavy heart. | Bugün karşınıza kederli bir şekilde çıkıyorum. | V Fruition-1 | 2010 | |
| A terrible hate crime | Halkıma karşı... | V Fruition-1 | 2010 | |
| has been committed against one of my people. | ...korkunç bir nefret suçu işlendi. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Members of a terrorist group, the Fifth Column, | Bir terörist grubun, Beşinci Kol'un üyeleri... | V Fruition-1 | 2010 | |
| have brutally assaulted a member of my family | ...ailemin bir ferdine, kızım Lisa'ya... | V Fruition-1 | 2010 | |
| my own daughter Lisa. | ...vahşice saldırdı. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Despite our best efforts | İnsan ırkına verdiğimiz değeri... | V Fruition-1 | 2010 | |
| to demonstrate our care and concern for the human race, | ...ve duyduğumuz ilgiyi en iyi şekilde göstermek... | V Fruition-1 | 2010 | |
| to improve life on your planet, | ...gezegeninizdeki yaşamı iyileştirmek... | V Fruition-1 | 2010 | |
| to share our resources and technology, | ...kaynak ve teknolojimizi paylaşmak konusundaki çabalarımıza... | V Fruition-1 | 2010 | |
| asking for nothing in return, | ...ve karşılığında hiçbir şey beklemememize rağmen... | V Fruition-1 | 2010 | |
| there are those among you who wish to harm us. | ...aranızda bize zarar vermek isteyenler var. | V Fruition-1 | 2010 | |
| In the wake of yesterday's shuttle disaster | Dünkü mekik faciasının ve... | V Fruition-1 | 2010 | |
| and this brutal assault on my daughter, | ...kızıma yapılan bu vahşice saldırının ardından... | V Fruition-1 | 2010 | |
| my people no longer feel safe here. | ...halkım kendini burada emniyette hissetmiyor artık. | V Fruition-1 | 2010 | |
| So I have come to a decision. | O yüzden bir karar verdim. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Anna's lying. They're never leaving. | Anna yalan söylüyor. Gittikleri falan yok. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Then why make the announcement? | Öyleyse neden böyle bir açıklama yapıyor? | V Fruition-1 | 2010 | |
| No, it's theater. You know, the boo ho | Hayır, tiyatro çeviriyor. Vah vah, prensese... | V Fruition-1 | 2010 | |
| the attack on the princess? She's putting on a show. | ...saldırı yapılmış. Şov yapıyor işte. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Hobbes is right. | Hobbes haklı. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Anna could have healed Lisa's wounds, | Anna Lisa'nın yaralarını iyileştirebilirdi... | V Fruition-1 | 2010 | |
| but instead, she left them for the world to see. | ...ama bunun yerine, tüm dünya görsün diye onları öyle bıraktı. | V Fruition-1 | 2010 | |
| The question is why? | Esas soru: Neden? | V Fruition-1 | 2010 | |
| What is her interest in you and Parker? | Senden ve Parker'dan ne istiyor? | V Fruition-1 | 2010 | |
| Well, we need to find out. Joshua said that Anna is | Bunu öğrenmemiz lazım. Joshua, Lisa'yı dövenin... | V Fruition-1 | 2010 | |
| the one who beat Lisa, slashed her face. | ...ve yüzünü kesenin Anna olduğunu söyledi. | V Fruition-1 | 2010 | |
| She broke her legs. Wait. Anna did that? | Bacaklarını kırmış. Bir saniye. Bunu Anna mı yapmış? | V Fruition-1 | 2010 | |
| Yes. How could she do that to her own daughter? | Evet. Bunu kendi kızına nasıl yapar? | V Fruition-1 | 2010 | |
| Because she's not a human. She's a visitor. | Çünkü o insan değil, bir Ziyaretçi. | V Fruition-1 | 2010 | |
| There's nothing that she won't do to get what she wants. | İstediğini elde etmek için yapmayacağı şey yoktur. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Whatever Parker knows is | Parker'ın bildiği şey... | V Fruition-1 | 2010 | |
| important enough to Anna that she would hurt her own child | ...Anna için sempatimizi kazansın diye kendi çocuğuna... | V Fruition-1 | 2010 | |
| to engage our sympathies. | ...zarar verecek kadar önemli. | V Fruition-1 | 2010 | |
| And also get the FBI to help find them. | Ayrıca FBI onları bulmalarına yardım etsin diye. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Yeah. We want answers, we find Parker. | Evet. Yanıt istiyorsak, Parker'ı bulacağız. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Or we could ask your son. | Ya da oğluna sorabiliriz. | V Fruition-1 | 2010 | |
| I mean, you said they have a thing going. | Aralarında bir şeyler olduğunu söyledin. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Maybe the lizard princess told him | Belki de kertenkele prenses ona... | V Fruition-1 | 2010 | |
| something that could help us. | ...bize yardımcı olacak bir şeyler söylemiştir. | V Fruition-1 | 2010 | |
| I will not bring Tyler into this. I will not use him. | Tyler'ı bu işe karıştırmayacağım. Onu kullanmayacağım. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Reconsider this, Erica. | Bunu bir daha düşün Erica. | V Fruition-1 | 2010 | |
| I kept the truth from val, and look where it's got me. | Ben Val'den gerçeği gizledim ama bak şimdi ne haldeyim. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Anna's already using Tyler in this war. | Anna Tyler'ı bu savaşta zaten kullanıyor. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Bringing him in may be the best way to protect him. | Onu bu işe karıştırmak belki de onu korumanın en iyi yoludur. | V Fruition-1 | 2010 | |
| You saw what she did to her kid. Now if she's capable of that, | Çocuğuna ne yaptığını gördün. Bunu yapabilen birinin... | V Fruition-1 | 2010 | |
| imagine what she could do to your son. | ...oğluna neler yapabileceğini sen düşün. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Use your contacts to find Parker. | Parker'ı bulmak için irtibatlarını kullan. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Ryan and jack will follow up on your leads. | Ryan ve Jack de ipuçlarını takip etsin. | V Fruition-1 | 2010 | |
| You're public enemy number one, Hobbes. | Sen bir numaralı devlet düşmanısın Hobbes. | V Fruition-1 | 2010 | |
| You got cojones showing your face around here. | İnsan içine çıkabilmen için epey yürekli olman lazım. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Frame me once, shame on you. | Bana bir kez komplo kurarsan, bu senin ayıbındır. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Frame me twice, shame on me. | İki kez kurarsan da benim. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Four weeks ago, someone hired me to kill Parker. | Dört hafta önce biri beni Parker'ı öldürmem için tuttu. | V Fruition-1 | 2010 | |
| My employer didn't check out. | İşverenim testi geçemedi. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Fake name, fake social, didn't pass the smell test. | Sahte isim ve sahte sosyal güvelik kodu. Gözüm tutmadı. | V Fruition-1 | 2010 | |
| I figured something wasn't kosher. Yeah, you were right. | Temiz olmadığını fark ettim. Evet, haklıydın. | V Fruition-1 | 2010 | |
| I tried to track down the guy who hired you, but I couldn't. | Seni kiralayan adamın izini sürmeye çalıştım ama yapamadım. | V Fruition-1 | 2010 | |
| I was luckier with Parker. He's been holed up | Parker konusunda daha şanslıydım. | V Fruition-1 | 2010 | |
| You were able to find out what he was working on | Dorset Sistem'de ne üzerinde çalıştığını... | V Fruition-1 | 2010 | |
| at dorset systems? No. No luck. | ...bulabildin mi? Hayır, bulamadım. | V Fruition-1 | 2010 | |
| Well, whatever it is, | Her neyse... | V Fruition-1 | 2010 | |
| the visitors, the fbi they want it bad, | ...Ziyaretçiler ve FBI bunu çok istiyor. | V Fruition-1 | 2010 | |
| and now they're framing us for the assault on Anna's kid. | Şimdi de Anna'nın çocuğuna yapılan saldırı konusunda suçu bize atıyorlar. | V Fruition-1 | 2010 |