Search
English Turkish Sentence Translations Page 178279
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Hello? | Hey? Alo? | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Am I the only one bowling? Adam? | Bovling oynayan tek kişi ben miyim? Adam? Burada bowling oynayan bir ben mi varım? | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| (Woman): Owner of a blue Dodge Durango... Jim, is that your truck? | Mavi Dodge Durango'nun sahibi Jim, o senin kamyonetin mi? Mavi Dodge Durango'nun sahibi. Senin kamyonet mi Jim? | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| License plate RQ... Yeah, yeah, hell, that is me. | Plakası RQ Evet, evet benim. Plakası RQ.. Hadi be, evet benim ki. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Your lights are on. You know what? | Farlarınız açık kalmış. Ben de seninle geleyim, Farlarınız açık. Biliyor musun? | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| I'll go with you. I'm jonesing for a smoke. | sigara içmek istiyorum. Seninle geleceğim. Canım sigara çekti. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Don't whine if I got a strike on the board when you come back. | Geldiğinde strike* yapmışsam mızmızlanma. Döndüğünüzde "strike"(*) yapmışsam şikayet etmeyin. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Yeah, in your dreams, brother. | Anca rüyanda görürsün, kardeşim. Rüyanda görürsün anca birader. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Just saying. | Uyardım sadece. Ben söyleyeyim de. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Was I wrong? | Yanlış mıydım? Yanılmış mıyım? | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Good guy, right? | İyi adam, değil mi? İyi bir adam, değil mi? | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Yeah, he's a great guy, | Evet, çok iyi biri. Ya, gerçekten kafa bir herif, | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| and he seems to really like you. | Ve seni gerçekten seviyor. ve senden de gerçekten hoşlanıyor gibi. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| You sound surprised. | Şaşırmış gibisin. Şaşırdın mı? | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| No, I'm not. | Hayır, değilim. Hayır. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| I'm happy for you. You made a really good life here. | Hayır, senin adına sevindim. Burada iyi bir hayat kurmuşsun. Senin için mutluyum. Burada gerçekten güzel bir hayat kurdun. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Al: We got two officers shot! | İki polis memuru vuruldu! | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Call a 13! | 13 çağrısı yapın. 13 çağrısı yap! | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| I'm okay. Just help Kelly. | Ben iyiyim, Kelly'ye yardım edin. Ben iyiyim, Kelly'e yardım edin hemen. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Al's with him. Kelly's gonna be fine, okay? | Al onunla ilgileniyor. Kelly iyi olacak, tamam mı? Al yanında. Kelly iyi olacak, tamam mı? | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Oh, God, Jim. | Tanrım! Jim. Tanrım, Jim. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Hold on. Oh, God! | Dayan. Tanrım! Dayan. Tanrım! | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Did anyone see the shooter?! | Ateş edeni gören oldu mu? Vuranı gören var mı? | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| We'll get you some help. | Sana yardım getireceğiz. Yardım geliyor. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Just breathe. Focus on breathing. | Sadece nefes al. Nefes almaya odaklan. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Somebody get him a damn car! | Birisi lanet bir araba getirsin. Biriniz araba bulun be! | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Oh, hey. Chaplain called their wives. They're on their way. | Chaplain karılarını aradı, yoldalar. Hey, rahip eşlerini aradı. Yoldalar. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| They're stabilizing Moyer. The bullet lodged in the shoulder. | Moyer'ı dengeliyorlar. Mermi omzunda takılmış. Moyer'in durumu düzene giriyor. Mermi omuzda kalmış. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| (Sighs) Al's in with him now. | Al onun yanında. Al yanında şimdi. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| It doesn't look good. | Pek iyi görünmüyor. Pek iyi durmuyor. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Carrie, is Al okay? | Carrie, Al iyi mi? | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Al's okay. He's fine. | Al iyi. Al iyi. Birşeyi yok. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| It's a couple of detectives from the 116, Kelly and Moyer. | 116'dan bir kaç dedektif. Kelly ve Moyer. 116.mıntıkadan iki detektif vuruldu. Kelly ve Moyer. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Jim Kelly? | Jim Kelly mi? | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| We just had dinner with them. | Onlarla yeni yemek yemiştik. Daha yeni yemek yemiştik onunla. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Elaine: Al... | Al... | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| I can run to your place and get you a new shirt. | Evine gidip sana yeni bir tişört getirebilirim. Bir koşu evine gidip sana yeni gömlek getireyim. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| It's okay. Stay with Sue. | Sorun değil, Sue'yla kal. Sorun değil. Sue ile kal. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| I should be with her, but knowing you are... | Ben yanında olmalıyım ama senin olman da Onunla ben kalmalıyım ama senin burada... | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| No, I can stay with her. | Ben kalırım. Ben kalırım onunla. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| I should get on this. | Bunu yapmalıyım. Bununla ilgilenmem lazım. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| I know. Go. | Biliyorum, git. Biliyorum. Git. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| There's no way this was random. This was a hit. | Bu rastgele değildi. Bir saldırıydı. Bunun rastlantı olması mümkün değil. Planlanmıştı. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Kelly's car lights, they weren't on. | Kelly'nin farları açık değildi. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| That was just a lie to get him out into the parking lot. | Onu park yerine çıkarmak için bir yalandı. Onu otoparka çekmek için söylenmiş bir yalandı. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Have Roe follow up with the bowling alley. | Roe bovling salonunu araştırsın. Roe Bowling salonunu incelesin. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| We need to I.D. the person who phoned it in. How's Moyer? | Arayan kişiyi tespit etmemiz lazım. Moyer nasıl? Far konusunu haber vereni bulmalıyız. Moyer nasılmış? | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| He's still in surgery. We won't be able to talk to him for a few hours. | Hala ameliyatta. Bir kaç saat daha onunla konuşamayız. Hala ameliyatta. Bir kaç saat konuşamayacağız onunla. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| I'll run Kelly's case file. | Kelly'nin dava dosyalarına bakarım. Ben de Kelly'nin davalarına bakayım. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| See if anybody was recently paroled or had a beef with him. | Hapisten çıkan ya da onunla düşmanlığı olan biri var mı bakarım. Yakın zamanda şartlı tahliye ile çıkan yada ona garezi olan var mı? | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Maybe he was working on our shooter for another crime. | Belki de onu vuran adamı başka bir suçtan arıyordu. Belki de saldırganı başka bir suçtan araştırıyordu. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Mike, it's the only case we're working on till I say different. | Mike, ben aksini söyleyene kadar sadece bu davada çalışacağız. Mike, ben aksini söyleyene kadar üzerinde çalıştığımız tek konu bu. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| We'll find 'em, Al. | Bul onları, Al. Onları bulacağız Al. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Carrie, if there's anything else you can remember... | Carrie, hatırladığın başka bir şey olursa... Carrie, hatırlayabildiğin başka bir şey varsa... | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Yeah, no, of course. Absolutely. | Evet, tabi, kesinlikle. Tabii. Kesinlikle. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| All right, so we got paint residue off the car they clipped. | Kırptıkları arabadan resim artıklarını aldık. Pekala, sürttükleri arabada boya kalıntısı var. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| The shooters were driving a silver something. | Nişancılar gümüş rengi bir şey sürüyormuş. Saldırganlar gümüş renkli bir şey kullanıyordu. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| So all I need from you is a vehicle type. | Senden istediğim tek şey bir araç türü. Sizden tek istediğim aracın modeli. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| The guy who reported Kelly's lights were on | Kelly'nin farlarının açık olduğunu söyleyen... Kelly'nin farlarını bara gidip | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| called it in to the snack bar. | ...adam büfedeymiş. söylemiş herif. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Girl there couldn't make age or ethnicity. | Oradaki kız yaş ya da etnik köken tahmini yapamadı. Oradaki kız yaş ya da etnik köken veremiyor. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Okay, so let's call Mike. | Pekala, Mike'ı arayalım. Peki, Mike'ı arayalım. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Get an emergency dump on the phone. Got it! | Telefonun acil dökümünü al. Buldum. Acil bir telefon dökümü alın. Yakaladım. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| It's the right taillight from a 2009 Escalade. | 2009 model bir Escalade'in sağ stop lambası. 2009 bir Cadillac Escalade'nin sağ arka sinyali. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Yes. All right, let's get an APB out on the car. | Pekala, arabayla ilgili suç duyurusu yapın. Peki. Araba için bir arama emri çıkaralım. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Carrie: For what it's worth, that SUV | Ne olursa olsun, o arazi aracı... İşe yarar mı bilmem ama, Al ve ben bowling salonuna | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| was not at the bowling alley when Al and I arrived. | ...Al ve ben geldiğimizde bovling salonunda değildi. geldiğimizde o jip orada değildi. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| I don't care where he worked! | Nerede çalıştığım umurumda değil! Nerede çalıştığı umurumda değil! | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| It falls under our jurisdiction! | Bizim yetki sınırlarımız içerisinde! Bizim yetki bölgemize giriyor. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Al's never gonna give up this case. | Al bu davayı asla bırakmaz. Al bu davayı kesinlikle bırakmayacak. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| You know, Kelly saved his life. | Kelly onun hayatını kurtarmıştı. Biliyor musun, Kelly hayatını kurtarmıştı onun. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| And back when they were partners, | Partner olduğu zamanlarda... Ortaklarken bir gün biraz | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| they wanted to get a little pizza. | ...canları pizza çekmiş ve... pizza yemek istemişler. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| So Al goes in to get a couple slices | ...Al bir kaç dilim almak için içeri girmiş... Al'ın iki dilim almak için girdiği dükkan | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| just as the place is being held up. | ...tam o sırada soygun varmış. o sırada soyuluyormuş. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Perp gets the drop on Al, but Kelly was right behind him. | Fail Al'den hızlı davranmış ama Kelly tam arkasındaymış. Soyguncu Al'ı haklıyormuş, ama Kelly tam arkasındaymış. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Boom. | Bum. Bam! | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| We're keeping the case. | Dava bizde kalıyor. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| That's great. Listen, you need | Güzel. Dinle, üstünü... Çok iyi. Dinle, | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| to change your shirt. | ...değiştirmen lazım. gömleğini değiştirmen gerek. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| I will. | Değiştireceğim. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| No, you need to do it now. You're freaking people out. | Hayır, şimdi yapmalısın. İnsanları korkutuyorsun. Hayır, şimdi değişeceksin. İnsanları korkutuyorsun. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Patrol found the SUV. | Devriye arazi aracını bulmuş. Devriyeler jipi bulmuş. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Okay, plates come back to an address in Yonkers. | Plakalar Yonkers'daki bir adrese ait. Tamam, plaka Yonkers'da bir adrese çıkıyor. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Owner reported it this stolen two days ago. | Sahibi çalındığını iki gün önce ihbar etmiş. Araç sahibi iki gün önce çalıntı ihbarı yapmış. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| You getting any prints? | Parmak izi buldunuz mu? Parmak izi çıkıyor mu? | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| None of value. | Pek sayılmaz. İşe yarar bir şey yok. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Looks like the shooter wiped it down. | Görünüşe göre nişancı izleri silmiş. Saldırgan silmiş gibi. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Could've been more than one perp. | Bir failden fazlası olabilir. Birden fazla kişi olabilir. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Yeah, except CSU found shell casings from only one gun. | Evet ama sadece bir silahtan kovanlar bulundu. Evet ama olay yeri incelemenin bulduğu kovanlar tek bir silahtan. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| No, the gunshots and tire screeches were simultaneous. | Hayır, tekerlek izi sesleri ve silah sesleri eş zamanlıydı. Hayır, lastik cayırtıları ve silah sesleri eşzamanlıydı. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Hard to drive that fast and shoot at the same time. | O kadar hızlı sürüp de ateş etmesi çok zor. Aynı anda hızla sürüp ateş etmek çok zordur. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Our shooter, he had a driver. | Nişancımızın bir de şoförü vardı. Saldırganın şöförü vardı. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| So we're looking for two killers. | Yani iki katil arıyoruz. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| Hey, maybe they used that to wipe it down. | Hey, belki de şunu kullanarak silmişlerdir. Hey, belki de şunu izleri silmekte kullandılar. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| These are from the snack bar at the bowling alley, | Bovling salonundaki büfedenler ve fişe göre... Bunlar bowling salonunun barından, | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| and the receipt says they're from last night. | ...dün gece alınmışlar. fiş de dün geceden kalma. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| If they had that in the car, then... | Eğer arabada yedilerse Eğer şu arabadaysa, | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| It means one of our killers came inside. | Demektir ki katillerden en az biri içeri girmiş. katillerimizden biri içeri girmiş demektir. | Unforgettable With Honor-1 | 2011 | |
| "Order 197." | 197 numaralı sipariş. "Sipariş 197" | Unforgettable With Honor-1 | 2011 |