Search
English Turkish Sentence Translations Page 165053
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
I can't believe you guys are acting this way. | Bu şekilde davrandığınıza inanamıyorum. Nasıl yani? Böyle yapmanıza inanamıyorum. Böyle yapmamıza mı? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
What way, Ray Ray? | Ne şekilde, Ray Ray? Nasıl, Ray Ray? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Don't tell me he's gonna cry again. | Yine ağlayacağını söylemeyin sakın. Bana tekrar ağlayacağını söyleme. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Fuck! | Siktir! Hayda! | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Face it. Bruce was a jerk. | İtiraf edin. Bruce adinin biriydi. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Okay? He's dead. It's over. Let's not fucking dwell on it. | Tamam mı? Herif öldü. Bitti artık. Uzatmanın alemi yok. Tamam mı? Öldü. Bitti gitti. Konuyu kapatalım. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I can't believe you guys don't fucking give a shit. | Bunu hiç siklemediğinize inanamıyorum. Umursamadığınıza inanamıyorum. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
You seem like you don't give a shit. | Hiç sikinize bile takmıyor gibisiniz. Umursamıyor görünüyorsunuz. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Look, Raymond, there's nothing we can do, okay? | Dinle, Raymond. Yapabileceğimiz hiçbir şey yok, tamam mı? Bak Raymond, yapabileceğimiz bir şey yok, tamam mı? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
It happened. It's over. It's time to move on. | Oldu ve bitti işte. Artık bunu aşma zamanı. Oldubitti. Harekete geçme zamanı geldi. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
He's right, Raymond. It's already been a week. | Adam haklı, Raymond. Bir hafta geçti bile. O haklı, Raymond. Bir hafta oldu. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Okay. Bruce... | Tamam. Bruce... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Bruce was a... | Bruce... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
A cool guy. | ...harika bir adamdı. ...harika biriydi. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
What else can I tell you, Raymond? I'm sorry it happened. | Sana daha ne diyebilirim ki, Raymond? Böyle bir şey olduğu için üzgünüm. Sana başka ne diyebilirim, Raymond? Olaydan dolayı üzgünüm. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
"Bruce was a cool guy"? Really, Graham? | "Bruce harika bir adamdı" mı? Harbiden mi, Graham? Bruce harika biri miydi? Ciddi misin Graham? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Okay, what does that even mean, "Cool"? | Tamam, şu "harika" da ne demek oluyor? Tamam, "harika" ne demek? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Especially after that shit he pulled with Christie. | Özellikle Christie'yle karıştırdığı şu boktan sonra. Özellikle Christie ile yaptığı pislikten sonra. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Martin, what the fuck are you doing? What shit did he pull with Christie? | Martin, sen ne bok yiyorsun? Christie'yle ne bok karıştırmış ki? Martin, ne yapıyorsun? Christie ile ne pisliği yaptı? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Martin. Bruce was fucking her behind your back. | Martin. Bruce senin yüzüne gülüp hatunu düzüyordu. Martin. Bruce senden gizli onu beceriyordu. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
What, like, you all knew about this? | Ne yani, hepinizin bundan haberi var mıydı? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Graham, you always say that you're not that serious about Christie. | Graham, Christie konusunda o kadar da ciddi olmadığını söyleyip duruyorsun. Graham, Christie hakkında devamlı ciddi olmadığını söylüyorsun. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
And it's not like you haven't fucked around. | Sanki sen de önüne gelenle yatmıyormuş gibi konuşuyorsun. Ve sanki buralarda hiç takılmıyorsun gibi. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
You know, you're never gonna win Boyfriend of the Year. | Yani, "Yılın Sevgilisi" ödülünü asla kazanamayacaksın. Yılın Erkek Arkadaşı ödülünü asla kazanamayacağını biliyorsun. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
She's my girlfriend, Martin. Look, who even knows if it's true? | O benim kız arkadaşım, Martin. Bunun doğru olduğunu kim biliyor ki? O kız arkadaşım, Martin. Bak, doğru olup olmadığını kim bilir? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
It's just something Bruce told us and that he bragged about. | Bu sadece Bruce'un söyleyip hava attığı bir şey işte. Sadece Bruce'un bize söylediği ve övündüğü bir şey. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Hey, does anybody want to go to a movie? | Aranızda sinemaya gitmek isteyen yok mu? Sinemaya gitmek isteyen var mı? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Sure, what's playing? | Olur tabi, ne oynuyor? Tabi ki, gösterimde ne var? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I can't believe you guys are gonna go see a fucking movie. | Sinemaya gideceğinize inanamıyorum amına koyayım. Sinemaya gideceğinize inanamıyorum. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
What the... | Hay... Bu ne ya... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I can't believe you don't give a shit, man. | Senin bile siklemediğine inanmıyorum dostum. Umursamadığına inanamıyorum, dostum. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I was there, you asshole. Hey, come on! | Oradaydım seni puşt herif. Yapma ama! Ben oradaydım, adi herif. Yapmayın! | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I watched him fucking bleed to death just like you did, | Senin gibi ben de onun kan kaybından öldüğünü seyrettim... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
so don't give me this shit about how I don't care. | ...yani nasıl umursamıyorsun diye saçmalayıp durma. ...o yüzden bana umursamıyorum ayağı çekme. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I had his blood all over my face. Fuck. | Yüzüm gözüm onun kanına bulandı. Siktir git lan. Bütün yüzüme onun kanı bulaştı. Defol. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Someone should go talk to him. | Birinin gidip onunla konuşması lazım. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Tim, Bruce thought Raymond was an asshole. | Tim, Bruce Raymond için götün teki diyordu. Tim, Bruce Raymond'un adi biri olduğunu düşündü. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
He fucking loathed the dude, okay? And what the fuck does it even matter? | Adamdan hayvan gibi tiksinirdi, tamam mı? Adamdan nefret etti, tamam mı? Ne önemi var ki? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
We're having a fucking wake at the Beverly Hilton. | Beverly Hilton’da boktan bir taziyedeyiz şimdi. Beverly Hilton'da uyanıyoruz. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I mean, come on, do you get it? | Yani hadi ama, anlamıyor musunuz artık? Yani, anlıyor musunuz? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Come on. Get up. | Hadi. Kalk ayağa. Hadi. Kalk. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Bruce wouldn't want to see you like this. | Bruce seni böyle görmek istemezdi. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
He was my friend, right? | O benim dostumdu, değil mi? O benim arkadaşımdı, değil mi? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Yeah. He was your friend. | Evet. Dostundu. Evet. Arkadaşındı. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Are you lying to me, Graham? | Bana yalan mı söylüyorsun Graham? Bana yalan mı söylüyorsun, Graham? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I'm telling you the truth. | Sana gerçeği söylüyorum. Doğruyu söylüyorum. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I have a full slate of movies that are testing really high. | Elimde çok ses getirecek bir ton film projesi var. Kontrolü çok önemli olan bir yığın aday film listem var. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
There's one you might really like. Yeah? What's that? | Bir tanesi var ki çok hoşuna gidebilir. Öyle mi? Neymiş? Hoşuna gidebilecek bir tane var. Öyle mi? Neymiş o? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
It's a movie about this 12 year old boy who becomes the president. | 12 yaşında başkan olan bir çocuk hakkında bir film. 12 yaşında başkan olan çocukla ilgili bir film. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
The president of what? | Neyin başkanı? Ne başkanı? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
The United States. | Birleşik Devletler'in. ABD'nin. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Sounds better than the one about the talking car. | Konuşan araba hakkında olandan daha makul geliyor. Konuşan arabayla ilgili olandan daha iyi gibi. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
How's Graham? | Graham nasıl? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Well, you know your brother. He's a little hard to reach. | Kardeşini bilirsin işte. Ulaşılması biraz zor biridir. Kardeşini tanırsın. Ona ulaşmak biraz zor. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
But I'm sure he's upset about his friend's death, | Ama eminim ki arkadaşının ölümünden dolayı üzgündür... Ama eminim arkadaşının ölümüne üzülmüştür... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
so, you know, it's tough. | ...yani, bilirsin işte. Zor bir durum. ...zor biliyorsun. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
When I saw him at the memorial, he seemed fine, though. | Anma töreninde gördüğümde gayet iyi görünüyordu gerçi. Gerçi onu cenazede gördüğümde, iyi görünüyordu. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
He seemed fine at Bruce's memorial? | Bruce'un anma töreninde iyi mi görünüyordu? Bruce'un cenaze töreninde iyi mi görünüyordu? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
So how's Cheryl, by the way? | Bu arada, Cheryl nasıl? Bu arada Cherly nasıl? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I'm not seeing Cheryl anymore. | Artık Cheryl ile görüşmüyorum. Artık Cherly ile görüşmüyorum. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
What? When did this happen? | Nasıl yani? Ne zaman oldu bu? Ne? Ne zaman oldu bu? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
That's something I wanted to talk to you about, actually. | Aslında, seninle konuşmak istediğim bir meseleydi bu. Aslında seninle bunu konuşmak istiyordum. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
You talk to your mom lately? We talk. | Yakınlarda annenle konuştun mu? Konuşuyoruz. Son zamanlarda annenle konuşuyor musun? Konuşuyoruz. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
You know, when she's coherent, which is rarely. Why? | Yani tutarlı davrandığı zamanlarda. Ki bu da çok nadiren oluyor. Neden? Mantıklı olduğunda ki bu da nadirdir. Neden sordun? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Well, Mom and l are moving back in together. | Şey, annenle ben tekrardan aynı eve taşınıyoruz. Annenle tekrar bir araya geliyoruz. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
We're going to live together again. | Yine birlikte yaşayacağız. Tekrar birlikte yaşayacağız. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
She didn't tell me that. | Bana bundan bahsetmemişti. Bana söylemedi. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
How do you feel about that? Great. | Bu konuda sen ne düşünüyorsun? Harika. Ne diyorsun? Harika. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Great. This is a really good move. Yeah. Really good. | Harika. Gerçekten güzel bir davranış. Evet. Çok iyi. Harika. Bu iyi bir hareket. Evet. Gerçekten iyi. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Seriously? I mean, you really think it's great? | Cidden mi? Yani gerçekten harika olduğunu mu düşünüyorsun? Cidden mi? Yani, harika olduğunu mu düşünüyorsun? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Well, to be honest, it hasn't totally hit me that you might actually be serious. | Aslında, ciddiyetinden şüphe ettiğimden, bunu duymak beni pek de sarsmadı. Aslına bakarsan, ciddi olabilmen beni ırgalamaz. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
We're going to be a family again. | Tekrar bir aile olacağız. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Graham and I aren't moving back in, Dad. We're not gonna be a family. | Graham ve ben taşınmayacağız baba. Aile falan olmayacağız. Graham'la yeniden birleşmeyeceğiz, Baba. Biz bir aile olmayacağız. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
You and Mom are gonna be a couple again, but we're not gonna be a family. | Sen ve annem tekrar bir çift olacaksınız ama biz aile olmayacağız. Annemle sen tekrar bir çift olacaksınız, ama biz bir aile olmayacağız. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
You can't call the house anymore. | Artık evi arayamazsın. Artık eve telefon edemezsin. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Why? Is there someone here who cares? | Neden? Bunu gerçekten umursayan biri mi var burada? Neden? Umursayan biri mi var burada? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
You just can't come over here anymore. | Artık buraya gelemezsin işte. Artık buraya gelemezsin. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
No. Are you going to tell me why? | Hayır. Bana nedenini söyleyecek misin? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
William is moving back in. | William tekrar buraya taşınıyor. William yeniden buraya taşınıyor. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Are you telling me he dumped the newscaster chick? | Haber spikeri olan şu yavruyu terk ettiğini mi söylüyorsun? Haber spikeri fıstığı bıraktı mı diyorsun? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
So... | Demek öyle... Yani... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Big Bad William is moving back in. | Kötü adam William buraya taşınıyormuş. Büyük Kötü William geri dönüyor. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
So the fuck what? Unless you wanna shell out for a room at the Bel Air... | Ne olmuş yani? Bel Air'de bir oda için para bayılmak istediğin sürece... Yani ne olacak? Bel Air'de bir odaya para ödemeyi istemekten başka... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
No, Martin. Martin, you don't understand. | Hayır, Martin. Martin, anlamıyorsun. Hayır, Martin. Martin anlamıyorsun. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
We can't do this anymore. We can't do it. It's over. | Artık bunu yapamayız. Yapamayız. Bitti. Bunu artık yapamayız. Yapamayız. Bitti. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Right. | Tabii ya. Doğru. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Just like it was over the last time? | Tıpkı geçen sefer bittiği gibi mi? Geçen sefer bittiği gibi mi? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Martin, don't. | Martin, yapma. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Baby. | Bebeğim. Hayatım. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Well, could I at least | Şey, hiç olmazsa... En azından... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
borrow 60 bucks? | ...60 papel borç alabilir miyim? ...60 dolar borç alabilir miyim? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I have to pay this guy for these Billy ldol tickets. | Billy Idol biletleri için şu herife ödeme yapmam gerekiyor. Billy Idol biletleri için adama para vermem gerekiyor. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
And I forgot to go to the lnsta Teller and, you know... | Ayrıca para çekmeyi unutmuşum ve... Ayrıca Insta Teller'a gitmeyi unuttum ve biliyorsun ki... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
You know, it's just really a massive hassle, so... | Bilirsin işte, çok can sıkıyor, o yüzden... Bu büyük bir sıkıntı... | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
What can I do for you, Mr. Metro? | Sizin için ne yapabilirim, Bay Metro? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Can you just get these kids out of here, man? | Şu çocukları buradan çıkartır mısın dostum? Şu çocukları buradan götürebilir misin, dostum? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Hey! What are you doing? Come on. All right. Time to go. | Ne yapıyorsunuz! Hadi ama! Pekâlâ. Gitme zamanı. Hey! Ne yapıyorsunuz? Hadi ama. Pekâlâ. Gitme vakti. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
Hey, Jackson. How's it hanging? | Selam, Jackson. Nasıl gidiyor? Selam Jackson. Nasıl gidiyor? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
What the fuck are you doing here? | Sen burada ne bok yiyorsun? Ne işin var burada? | The Informers-1 | 2008 | ![]() |
I told you I was coming. | Geleceğimi sana söylemiştim. Sana geleceğimi söyledim. | The Informers-1 | 2008 | ![]() |