• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 164900

English Turkish Film Name Film Year Details
Twenty five meters. Roger that. You are now in the kill zone. 25 metre anlaşıldı. Şimdi ölüm bölgesindesin. Yirmi beş metre, anlaşıldı. Ölümcül alana girdin. Yirmi beş metre, anlaşıldı. Ölümcül alana girdin. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Thanks for reminding me. Hatırlattığın için sağ ol. Hatırlattığın için teşekkürler. Hatırlattığın için teşekkürler. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
That's what I'm here for, baby. Bunun için buradayım, bebek. Bunun için buradayım, bebeğim... Bunun için buradayım, bebeğim... The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Okay Tamamdır. Tamam. Tamam. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
The debts look good. Kasa iyi görünüyor. Taşıyıcı sağlam. Taşıyıcı sağlam. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
I'm laying on the charge. Patlayıcıları yerleştiriyorum. Patlayıcıyı yerleştiriyorum. Patlayıcıyı yerleştiriyorum. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Nice and sweet. Hoş ve kibarca. Yumuşak ve nazikçe. Yumuşak ve nazikçe. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
We're good to go. İşlem tamam . İşleme hazırız. İşleme hazırız. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
I'm coming back. Geri geliyorum. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Five meters out. Five meters, Roger that. 50 metre kaldı. 50 metre, anlaşıldı. Beş metre uzaklıktayım. Beş metre, anlaşıldı. Beş metre uzaklıktayım. Beş metre, anlaşıldı. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Hey, Sanborn Hey, Sanborn. Sanborn! Sanborn! The Hurt Locker-1 2008 info-icon
You know what this place needs? I'm listening. Buranın ihtiyacı ne biliyor musun? Seni dinliyorum. Buranın neye ihtiyacı var biliyor musun? Dinliyorum. Buranın neye ihtiyacı var biliyor musun? Dinliyorum. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Needs grass. Çayıra, çimene ihtiyacı var. Çimene ihtiyacı var. Çimene ihtiyacı var. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
We gonna start our grass business? Çimen işine mi başlasak? Şimdi de çim ticaretine mi gireceğiz? Şimdi de çim ticaretine mi gireceğiz? The Hurt Locker-1 2008 info-icon
That's right, man Aynen öyle, adamım. Evet, adamım. Evet, adamım. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
I'm going to sell the grass, you're going to cut it. Ben çimleri satarım, sen de biçersin. Ben çim satacağım, sen de onları biçeceksin. Ben çim satacağım, sen de onları biçeceksin. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
It's going to be called "Sanborn and Sons". Böyle çağırırlar; "Sanborn ve Oğulları" Adı da "Sanborn ve Oğulları" olacak. Adı da "Sanborn ve Oğulları" olacak. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
We'll be rich. Zengin oluruz. Zengin olacağız. Zengin olacağız. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
I like that, Crabgass. St. Augustine, man. Beğendim. Kahrolası çimler. Bu hoşuma gitti, yabani otlar, St. Augustine, dostum. Bu hoşuma gitti, yabani otlar, St. Augustine, dostum. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
I'm a scholar on this shit. Bu bokun okulunu okudum. Bu konuda eğitimliyim. Bu konuda eğitimliyim. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
How about this? You sell it. I fertilize it. Peki bu nasıl? Sen sat, ben gübrelerim. Sen sat, ben de gübreliyim, buna ne dersin? Sen sat, ben de gübreliyim, buna ne dersin? The Hurt Locker-1 2008 info-icon
25. 25 meters. Roger that. 25. 25 metre, anlaşıldı. Yirmi beş. Yirmi beş metre, anlaşıldı. Yirmi beş. Yirmi beş metre, anlaşıldı. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Sanborn! Sanborn! The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Butcher shop, 2:00, dude has a phone! Saat 2:00 yönünde kasapta, telefonu var ahbap. Kasap dükkânı, iki yönünde, adamın elinde telefon var! Kasap dükkânı, iki yönünde, adamın elinde telefon var! The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Why is Eldridge running? Eldridge neden koşuyor? The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Make him put it down! Put down the phone! At telefonu! Bırak telefonu! Telefonu atmasını sağla! Telefonu yere bırak! Telefonu atmasını sağla! Telefonu yere bırak! The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Come on, guys. Talk to me. Çocuklar, konuşun benimle. Hadi ama beyler, konuşsanıza... Hadi ama beyler, konuşsanıza... The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Drop the phone! Drop your phone! Telefonu bırak! Telefonunu bırak! At telefonu, at telefonu! At telefonu, at telefonu! The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Hey, burn him, Eldridge. Burn him! Vur onu Eldridge, Vur! Vur onu, Eldridge, vur onu! Vur onu, Eldridge, vur onu! The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Put down the cell phone! Eldridge, burn him! Cep telefonunu at! Eldridge, vur onu! Telefonu bırak! Eldridge, vur onu! Telefonu bırak! Eldridge, vur onu! The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Get out of the way. Drop your phone! Yoldan çekil. Telefonu at! Yoldan çık hemen! At telefonu! Yoldan çık hemen! At telefonu! The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Make him put it down! Go get it! Dediğini yap! Çekil oradan! İndir adamı! Vur hemen! İndir adamı! Vur hemen! The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Come on, Eldridge! I can't get him in sight! Hadi, Eldridge! Görüş alanımda değil! Hadi, Eldridge! Tam nişan alamıyorum! Hadi, Eldridge! Tam nişan alamıyorum! The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Thompson! Thompson! The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Anywhere's good. Koy, bir yere gitsin. Her yer iyidir... Her yer iyidir... The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Is that everything? Yeah. Hepsi bu mu? Evet. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Come in, Girin. İçeri gel. İçeri gel. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Sergeant James. Çavuş James. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
JT Sanborn, my man. JT Sanborn, adamım. JT Sanborn, adamım... JT Sanborn, adamım... The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Hey. Hi, how are you? Will. I'm Will. Hey, nasılsın? Will, adım Will. Selam, nasılsın? Ben Will... Selam, nasılsın? Ben Will... The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Welcome to Bravo Company; welcome to Camp Victory. Bravo Birliğine hoş geldiniz; Zafer Kampına hoş geldiniz. Zafer Taburu, Bravo Bölüğüne hoş geldin. Zafer Taburu, Bravo Bölüğüne hoş geldin. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Camp Victory? I thought this was Camp Liberty. Zafer Kampı? Ben "özgürlük" diye biliyordum. Zafer Taburu mu? Özgürlük Taburu sanıyordum. Zafer Taburu mu? Özgürlük Taburu sanıyordum. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Oh, no. They changed that about a week ago. Hayır. Bir hafta önce değiştirildi. Hayır, bir hafta kadar önce değiştirdiler. Hayır, bir hafta kadar önce değiştirdiler. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Victory sounds better. "Zafer" daha hoş geliyor. Zafer kulağa daha hoş geliyor. Zafer kulağa daha hoş geliyor. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
All right. Well, at least I'm in the right place, right? Yeah. Pekâlâ, en azından kamptayım. Evet. Neyse, en azından doğru yerdeyim, değil mi? Evet... Neyse, en azından doğru yerdeyim, değil mi? Evet... The Hurt Locker-1 2008 info-icon
While you're here, can you help me move this thing real quick? Hazır buradayken, bir şeyde yardım etsen? Hazır buradayken, şunları taşımama yardımcı olur musun? Hazır buradayken, şunları taşımama yardımcı olur musun? The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Yeah, no problem. Evet, tabii olur. Evet, tabii ki. Evet, tabii ki. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Maybe you shouldn't take this down. Belki de öyle bırakmalısın. Belki onu çıkarmasan daha iyi olur. Belki onu çıkarmasan daha iyi olur. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
We get a lot of mortars at night. Geceleri bolca havan topu atarız. Geceleri çok havan topu saldırısı oluyor... Geceleri çok havan topu saldırısı oluyor... The Hurt Locker-1 2008 info-icon
The plywood on the windows help with the lateral fray coming through. Bu tahta onlar için koyuldu. Gelebilecek ölümcül şarapnel parçalarını önlemeye yardımcı oluyor... Gelebilecek ölümcül şarapnel parçalarını önlemeye yardımcı oluyor... The Hurt Locker-1 2008 info-icon
That's why it's up there. Bu nedenle o kadar yüksek. Bunun için suntayı cama yerleştirdik. Bunun için suntayı cama yerleştirdik. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Yeah, well, it's not going to stop a mortar round Gelecekse, çatıdan da... Çatıdan gelebilecek bir havan mermisini... Çatıdan gelebilecek bir havan mermisini... The Hurt Locker-1 2008 info-icon
from coming in through the roof, you know. ...gelebilir biliyorsun. ...durdurabileceğini zannetmiyorum... ...durdurabileceğini zannetmiyorum... The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Besides, I like the sunshine. Ayrıca güneş ışığına bayılıyorum. ...ayrıca güneşi de severim. ...ayrıca güneşi de severim. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Hey, I'm sorry to hear about Thompson. Thompson için üzüldüm. Thompson'a olanlara üzüldüm. Thompson'a olanlara üzüldüm. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
I know he was a good tech. Yeah, he was. Biliyordum, iyi bir teknikerdi. Evet, öyleydi. İyi bir teknisyendi. Evet, öyleydi. İyi bir teknisyendi. Evet, öyleydi. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
He was a great team leader too. Mükemmel takım lideriydi. Aynı zamanda iyi bir takım komutanıydı. Aynı zamanda iyi bir takım komutanıydı. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Yeah, I'm not trying to fill his shoes or anything. Evet. Ben onun yerini doldurmayı falan denemiyorum. Onun boşluğunu doldurmaya çalışmıyorum... Onun boşluğunu doldurmaya çalışmıyorum... The Hurt Locker-1 2008 info-icon
I'm just... I'm just going to do my best. Sadece... Sadece en iyiyi yapmaya çalışıyorum. Elimden gelenin en iyisini yapacağım. Elimden gelenin en iyisini yapacağım. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Appreciate it. All right. Takdir ettim. Pekâlâ. Buna sevinirim. Tamam. Buna sevinirim. Tamam. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Cool. Harika. Güzel. Güzel. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Home sweet home, right? "Evim güzel evim", değil mi? Ev gibisi yoktur, değil mi? Ev gibisi yoktur, değil mi? The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Aren't you glad the Army has all these tanks parked here? Ordunun bütün tanklarını buraya park etmesini nasıl buluyorsunuz? Bütün bu tankların burada olması hoşuna gitmiyor mu? Bütün bu tankların burada olması hoşuna gitmiyor mu? The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Just in case the Russians come we have to have a big tank battle. Rusya ile savaşırsak diye, büyük tanklara sahibiz. Her an Ruslar gelebilir, büyük bir tank savaşı yapabiliriz. Her an Ruslar gelebilir, büyük bir tank savaşı yapabiliriz. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
I'd rather be on the side with the tanks, just in case, rather than not have them. Tankların yanında olmaktansa, onlara sahip olmayı isterdim. Tanksız olmaktansa, tankla savaşmayı tercih ederim. Tanksız olmaktansa, tankla savaşmayı tercih ederim. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Yeah, but they don't do anything. Evet ama bir şey yapamazsın. Evet ama hiçbir işe yaramıyorlar. Evet ama hiçbir işe yaramıyorlar. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Anyone comes alongside a Humvee we're dead. Herhangi bir Humvee gelirse öldük demektir. Humvee'nin yanına biri gelirse ölürüz. Humvee'nin yanına biri gelirse ölürüz. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Anybody even looks at you funny we're dead. Ölürsek, bazılarının hoşuna gider. Biri sana sırıtırsa ölürüz. Biri sana sırıtırsa ölürüz. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Pretty much the bottom line is if you're in Iraq, you're dead. Hemen, hemen Irak sınırsında ölü sayılırsın. Irak'taysan başlık genelde ölü olmandır. Irak'taysan başlık genelde ölü olmandır. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
How's a fuckin' tank supposed to stop that? Lanet tankı nasıl, durdurmak gerekiyordu? Boktan bir tank bunu nasıl engelleyebilir ki? Boktan bir tank bunu nasıl engelleyebilir ki? The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Would you shut up, Owen? Sorry. Susacak mısın, Owen? Üzgünüm. Çeneni kapar mısın, Owen? Özür dilerim. Çeneni kapar mısın, Owen? Özür dilerim. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Just trying to scare the new guy. Sadece yeni elemanı korkutuyorum. Yeni çocuğu biraz korkutmaya çalışıyorum. Yeni çocuğu biraz korkutmaya çalışıyorum. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
I saw a little bit in Afghanistan too. Afganistan'da ben de biraz gördüm. Afganistan'da da biraz yaşadım. Afganistan'da da biraz yaşadım. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Get your eyes on the road, Eldridge. Copy that. Gözlerin yol da olsun, Eldridge. Anlaşıldı. Gözlerini yoldan ayırma, Eldridge. Anlaşıldı. Gözlerini yoldan ayırma, Eldridge. Anlaşıldı. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Move. Çekil. Çekilin. Çekilin. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Move! Çekil! Çekilin! Çekilin! The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Blaster One, this is Victory Main. Patlatıcı 1, Ben, Esas Zafer. Fünye Bir, burası Tabur Merkez... Fünye Bir, burası Tabur Merkez... The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Have you reached your 10 20, yet? Over. 10 20 metre kalmış olması gerek. Ulaştınız mı? Tamam. ...10 20 bölgesine ulaştınız mı, tamam? ...10 20 bölgesine ulaştınız mı, tamam? The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Where the hell are the guys who called this in? Neredeyiz çocuklar. Bizi kim çağırdı? Bizi çağıran herifler nereye kaybolmuşlar? Bizi çağıran herifler nereye kaybolmuşlar? The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Victory Main. Victory Main. this is Blaster Mike. Esas Zafer, Esas Zafer. Ben Patlatıcıdan Mike, Tabur Merkez, Tabur Merkez, burası Fünye Mike... Tabur Merkez, Tabur Merkez, burası Fünye Mike... The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Interrogative, do you have an update on position? Over. Mevkiimiz güncellendi mi? Tamam. Yer ile ilgili bir güncelleme var mı? Tamam. Yer ile ilgili bir güncelleme var mı? Tamam. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Victory Main, figures to follow. Three four five three is your grid. Esas Zafer; şekilleri takip edin. Üç dört beş üç senin şebeken. Tabur Merkez, gideceğiniz yer: 3 4 5 3 koordinatları. Tabur Merkez, gideceğiniz yer: 3 4 5 3 koordinatları. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Well, that's exactly where the hell I am and I don't see anybody in fatigues. Aslına bakarsan yoruldum. Tam anlamıyla nerede göremiyorum? Peki ama zaten oradayım ve kışladan kimseyi göremiyorum. Peki ama zaten oradayım ve kışladan kimseyi göremiyorum. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Give us a second to confirm. Doğrulamak için 2 saniye verin. Onay almamız için biraz bekle. Onay almamız için biraz bekle. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Watch your feet. Ayağına dikkat et. Adımlarına dikkat edin. Adımlarına dikkat edin. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Set visual is three four five three. Görüşünü düzelt. Üç dört beş üç. 3 4 5 3'de görsel temas kuracaksınız. 3 4 5 3'de görsel temas kuracaksınız. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Got the Humvee. Humvee'i bulduk. Humvee'yi gördüm. Humvee'yi gördüm. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Friendly! Arkadaşlar! Dost birlik! Dost birlik! The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Friendly. Arkadaşlar. Dost birlik! Dost birlik! The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Ah, here we go. Gidelim, bakalım. Başlıyoruz... Başlıyoruz... The Hurt Locker-1 2008 info-icon
They abandoned their vehicle. Aracı terk etmişler. Araçlarını terk etmişler. Araçlarını terk etmişler. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
We got an empty Humvee over here, James. Burada boş Humvee bulduk James. Burada boş bir Humvee var, James. Burada boş bir Humvee var, James. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Yeah, I got it. Evet. Anladım. Evet, anladım. Evet, anladım. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Morning, boys. Sir. Günaydın çocuklar. Komutanım. Günaydın beyler, komutanım. Günaydın beyler, komutanım. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Don't tell me the bomb's in here with you guys. Bombanın nerede olduğunu göster bakalım. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Step out and I'll show you what's going on. All right. Çıkalım da neler olduğunu göstereyim. Pekâlâ. Dışarı çıkarsan sana burada neler olduğunu gösteririm. Tamam. Dışarı çıkarsan sana burada neler olduğunu gösteririm. Tamam. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
Down on that block 20 meters, 200 metre aşağıda... Muhbirimiz, 20 metre aşağıdaki bloklarda... Muhbirimiz, 20 metre aşağıdaki bloklarda... The Hurt Locker-1 2008 info-icon
this side of the mosque, east side of the street, ...cami'nin köşesi, caddenin doğu tarafı. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
our informant says he saw a pair of wires Bizim muhbir, molozun içinde... The Hurt Locker-1 2008 info-icon
going into a rubble pile. ...kablolar gördüğünü söyledi. The Hurt Locker-1 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 164895
  • 164896
  • 164897
  • 164898
  • 164899
  • 164900
  • 164901
  • 164902
  • 164903
  • 164904
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact