• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 158247

English Turkish Film Name Film Year Details
Which room's Kim's?. What happened?. Kim'in odası hangisi? Ne oldu? Kim'in odası hangisi? Neler olduğunu bilmek istiyorum. Kim'in odası hangisi? Neler olduğunu bilmek istiyorum. Taken-19 2008 info-icon
I got a call from her. There were people in the apartment. She was taken. Telefonda konuşuyorduk. Daireye birileri girdi. Kaçırıldı. Bana telefon etti. Dairede bazı yabancılar vardı. Sonra da kaçırıldı. Bana telefon etti. Dairede bazı yabancılar vardı. Sonra da kaçırıldı. Taken-19 2008 info-icon
Oh, God. Which one?. Tanrım. Hangisi? Tanrım! Hangisi? Tanrım! Hangisi? Taken-19 2008 info-icon
That one. Şu. Şu oda. Şu oda. Taken-19 2008 info-icon
Is there something I should be doing?. Yapmam gereken bir şey var mı? Benim yapabileceğim bir şey var mı? Benim yapabileceğim bir şey var mı? Taken-19 2008 info-icon
You have a lease agreement with NetJet through your company. Şirketinin NetJet ile bir kira anlaşması var. Bahamalar'daki şirketinin NetJet uçuş firmasıyla kira sözleşmesi vardı. Bahamalar'daki şirketinin NetJet uçuş firmasıyla kira sözleşmesi vardı. Taken-19 2008 info-icon
Get me a plane to Paris. For when?. Paris'e gitmem için bir uçak ayarla. Ne zaman? Benim için Paris'e bir uçuş ayarla. Ne zamana? Benim için Paris'e bir uçuş ayarla. Ne zamana? Taken-19 2008 info-icon
An hour ago. Bir saat önceye. Bir saat öncesine. Bir saat öncesine. Taken-19 2008 info-icon
I'm gonna make the call. You all right?. Yeah, yeah. I'm okay. Ben gidip telefon açayım. İyi misin? Evet, evet. İyiyim. Telefon açacağım. Sen iyi misin? Evet, evet. İyiyim. Telefon açacağım. Sen iyi misin? Evet, evet. İyiyim. Taken-19 2008 info-icon
Would you please get her back to me, Bryan?. Kızımı bana geri getir lütfen Bryan. Kızımı bana geri getir lütfen, Bryan. Kızımı bana geri getir lütfen, Bryan. Taken-19 2008 info-icon
First I have to find her. Önce onu bulmam gerek. Öncelikle nerede olduğunu bulmam gerekiyor. Öncelikle nerede olduğunu bulmam gerekiyor. Taken-19 2008 info-icon
Sam, what have you got?. Sam, ne buldun? Taken-19 2008 info-icon
They're speaking Albanian. Arnavutça konuşuyorlar. "Arnavutça konuşuyorlar." "Arnavutça konuşuyorlar." Taken-19 2008 info-icon
Based on their accents and dialects, they must be from Tropoja. Aksan ve lehçelerine bakılırsa, Tropoja'dan olmalılar. Aksanlarına ve lehçelerine bakılacak olursa, Tropoja'lı oldukları anlaşılıyor. Aksanlarına ve lehçelerine bakılacak olursa, Tropoja'lı oldukları anlaşılıyor. Taken-19 2008 info-icon
The place is ground zero for scummers. Burası, bu pisliklerin yuvası. "Her türlü pisliğin uğrak noktası." "Her türlü pisliğin uğrak noktası." Taken-19 2008 info-icon
Even the Russians give these guys a wide berth. Ruslar bile bu adamlara büyük bir serbestlik tanıyor. "Ruslar bile bu heriflere bulaşmama yolunu seçiyor." "Ruslar bile bu heriflere bulaşmama yolunu seçiyor." Taken-19 2008 info-icon
The one you spoke to, his name is Marko. Konuştuğun adam, adı Marko. Senin konuştuğun kişinin adı Marko. Senin konuştuğun kişinin adı Marko. Taken-19 2008 info-icon
We have information that a mobster boss... Elimizde Marko Hoxha adında bir... Elimizde Marko Hoxha adındaki bir mafya liderinin... Elimizde Marko Hoxha adındaki bir mafya liderinin... Taken-19 2008 info-icon
... by the name of Marko Hoxha moved to Paris about six months ago. ...çete liderinin altı ay önce Paris'e taşındığı bilgisi var. ...altı ay önce Paris'e yerleştiğine dair bir bilgi var. ...altı ay önce Paris'e yerleştiğine dair bir bilgi var. Taken-19 2008 info-icon
If he's the one, he's a big fish. The tattoo, by the way, is a group ID. Eğer oysa, büyük balık o. Bu arada, dövme, grup simgesi. "Konuştuğun kişi oysa, ağına büyük balık takıldı demektir." "Konuştuğun kişi oysa, ağına büyük balık takıldı demektir." Taken-19 2008 info-icon
Am I on speaker or are you by yourself? Lenore is here. Hoparlöre mi verdin, yalnız mısın? Lenore de burada. "Sesim hoparlöre mi veriliyor, yoksa yalnız başına mısın?" "Sesim hoparlöre mi veriliyor, yoksa yalnız başına mısın?" Taken-19 2008 info-icon
Hey, Lennie. Hello, Sam. Merhaba Lennie. Merhaba Sam. " Merhaba, Lennie." Merhaba, Sam. " Merhaba, Lennie." Merhaba, Sam. Taken-19 2008 info-icon
She needs to hear it, Sam. Onun da duyması gerek Sam. Onun da duyması gerekiyor, Sam. Onun da duyması gerekiyor, Sam. Taken-19 2008 info-icon
The specialty of the groups coming out of this area is trafficking in women. O bölgeden çıkan grupların genel özelliği kadın pazarlamaları. Bu bölgedeki grupların uzmanlık alanı kadın kaçakçılığı. Bu bölgedeki grupların uzmanlık alanı kadın kaçakçılığı. Taken-19 2008 info-icon
Keep going. Okay. Devam et. Tamam. Taken-19 2008 info-icon
Their previous m.o. was to offer women from emerging East European countries... Daha önceki hareket tarzları, Yugoslavya, Romanya, Bulgaristan gibi Doğu Avrupa... Eski yöntemleri, Yugoslavya, Romanya, Bulgaristan gibi... Eski yöntemleri, Yugoslavya, Romanya, Bulgaristan gibi... Taken-19 2008 info-icon
...Iike Yugoslavia, Romania, Bulgaria, jobs in the West as maids and nannies. ...ülkelerindeki kadınlara batıda hizmetçilik, bakıcılık işleri önermekmiş. "...Doğu Avrupa ülkelerindeki kadınları..." "...Doğu Avrupa ülkelerindeki kadınları..." Taken-19 2008 info-icon
Once smuggled in, they'd addict them to drugs and turn them into prostitutes. Ülkeye soktuktan sonra, onları uyuşturucu bağımlısı yapıp fahişe yapıyorlarmış. Ülkeden kaçırdıktan sonra onları uyuşturucuya... Ülkeden kaçırdıktan sonra onları uyuşturucuya... Taken-19 2008 info-icon
Lately, however, they've decided that it's more economical... Sonradan, yolculuk yapan yalnız ve genç kadınları kaçırmanın daha... Son zamanlarda ise, seyahat eden genç kadınları kaçırmanın... Son zamanlarda ise, seyahat eden genç kadınları kaçırmanın... Taken-19 2008 info-icon
...just to kidnap traveling young women. Saves on transportation costs. ...ekonomik olduğuna karar vermişler. Ulaşım masrafından tasarruf. ...daha ekonomik olduğuna karar verdiler. "Taşıma bedelinden tasarruf ediyorlar." ...daha ekonomik olduğuna karar verdiler. "Taşıma bedelinden tasarruf ediyorlar." Taken-19 2008 info-icon
Oh, my little baby. Benim küçük bebeğim. Canım yavrum benim. Canım yavrum benim. Taken-19 2008 info-icon
What else?. Başka ne var? Başka ne buldun? Başka ne buldun? Taken-19 2008 info-icon
Based on the way these groups operate, our analyst says... Bu grupların hareket tarzlarına bakarak, analistimiz... Analistimize göre, bu grupların çalışma şekli dikkate alındığında,... Analistimize göre, bu grupların çalışma şekli dikkate alındığında,... Taken-19 2008 info-icon
...you have a 96 hour window from the time she was grabbed. ...kaçırıldıktan sonra 96 saatinin olduğunu söylüyor. ...kızın kaçırıldığı andan itibaren başlamak üzere... ...kızın kaçırıldığı andan itibaren başlamak üzere... Taken-19 2008 info-icon
To what?. To never finding her. Neye kadar? Onu tamamen kaybedene kadar. Ne için? Onu bir daha görebilmek için. Ne için? Onu bir daha görebilmek için. Taken-19 2008 info-icon
No, no, no. Hayır, hayır! Hayır, hayır, hayır! Hayır, hayır, hayır! Taken-19 2008 info-icon
Daddy! Baba! "Baba!" "Baba!" Taken-19 2008 info-icon
Mustache. Six feet. Tattoo on right hand, moon and star. Sakallı. 1.80. Sağ elinde dövme var, ay ve yıldız. "Sakalı var. 1.80 boylarında. Sağ elinde ay ve yıldız dövmesi var." "Sakalı var. 1.80 boylarında. Sağ elinde ay ve yıldız dövmesi var." Taken-19 2008 info-icon
Da Bab Taken-19 2008 info-icon
Oh, my God. Aman Tanrım. "Aman Tanrım." "Aman Tanrım." Taken-19 2008 info-icon
Dad, they got Amanda. Baba, Amanda'yı yakaladılar. "Baba, Amanda'yı yakaladılar." "Baba, Amanda'yı yakaladılar." Taken-19 2008 info-icon
Oh, God. Tanrım. "Tanrım." "Tanrım." Taken-19 2008 info-icon
Dad, they got her. Baba onu götürdüler. "Baba, onu götürüyorlar." "Baba, onu götürüyorlar." Taken-19 2008 info-icon
They took her. Onu götürdüler. "Onu götürdüler." "Onu götürdüler." Taken-19 2008 info-icon
Go to the next bedroom. Get under the bed. En yakın yatak odasına geç. Yatağın altına gir. "Yan taraftaki yatak odasına geç. Yatağın altına gir." "Yan taraftaki yatak odasına geç. Yatağın altına gir." Taken-19 2008 info-icon
Tell me when you're there. I'm here. Girdiğin zaman bana haber ver. Yatağın altındayım. "Hazır olduğunda bana haber ver. Hazırım." "Hazır olduğunda bana haber ver. Hazırım." Taken-19 2008 info-icon
Stay focused, baby. Leave the phone on the floor. Odaklan, bebeğim. Telefonu yere bırak. "Dikkatini topla, bebeğim. Telefonu yere bırak." "Dikkatini topla, bebeğim. Telefonu yere bırak." Taken-19 2008 info-icon
Concentrate. Shout out everything you see about them. Konsantre ol. Onlarda ne görüyorsan bağırarak söyle. "Konsantre ol. Onlarla ilgili görebildiğin her şeyi haykır." "Konsantre ol. Onlarla ilgili görebildiğin her şeyi haykır." Taken-19 2008 info-icon
Hair color, eye color, tall, short, scars. Anything you see. You understand? Saç rengi, göz rengi, uzun, kısa, yarası. Ne görürsen. Anladın mı? "Saç rengi, göz rengi, uzun boylu, kısa boylu, yara izi." "Saç rengi, göz rengi, uzun boylu, kısa boylu, yara izi." Taken-19 2008 info-icon
They're there. I can hear them. Remember, concentrate. Geldiler. Onları duyabiliyorum. Unutma, konsantre ol. "Geldiler. Onları duyabiliyorum. Konsantre olmayı unutma." "Geldiler. Onları duyabiliyorum. Konsantre olmayı unutma." Taken-19 2008 info-icon
They're leaving. Daddy! Gidiyorlar. Baba! "Gidiyorlar. Baba!" "Gidiyorlar. Baba!" Taken-19 2008 info-icon
Dad! Baba! "Baba!" "Baba!" Taken-19 2008 info-icon
Beard. Six feet. Tattoo right hand, moon and star. Sakallı. 1.80. Sağ elinde dövme var, ay ve yıldız. Sakalı var. 1.80 boylarında. Sağ elinde ay ve yıldız dövmesi var. Sakalı var. 1.80 boylarında. Sağ elinde ay ve yıldız dövmesi var. Taken-19 2008 info-icon
I ' m Peter. I ' m lngrid. Ben Peter. Ben de Ingrid. Adım Peter. Ben de Ingrid. Adım Peter. Ben de Ingrid. Taken-19 2008 info-icon
On holidays?. Yes. Tatile mi geldin? Evet. Taken-19 2008 info-icon
Me too. Cool. Ben de. Ne güzel. Ben de. İyi yapmışsın. Ben de. İyi yapmışsın. Taken-19 2008 info-icon
Cabs here are so damned expensive. Want to share?. Taksiler burada çok pahalı. Beraber binelim mi? Kahrolası taksiler çok pahalı. Birlikte binelim mi? Kahrolası taksiler çok pahalı. Birlikte binelim mi? Taken-19 2008 info-icon
Sure. Why not?. Great. Tabii, neden olmasın. Harika. Tabii. Neden olmasın? Süper. Tabii. Neden olmasın? Süper. Taken-19 2008 info-icon
Excuse me. Hey. Affedersiniz. Hey. Affedersiniz. Affedersiniz. Taken-19 2008 info-icon
Hey. Drive. Hey. Sür. Sür arabayı. Sür arabayı. Taken-19 2008 info-icon
The two American girls from yesterday?. I don't know. Dünkü iki Amerikalı kız? Bilmiyorum. Dün gelen iki Amerikalı kız vardı. Görmedim. Dün gelen iki Amerikalı kız vardı. Görmedim. Taken-19 2008 info-icon
The next rib drives into your lungs. The two American girls, where are they?. Bir dahaki yumruğum ciğerlerine gelecek. O iki Amerikalı kız, neredeler? Bir sonraki kaburga akciğerlerinin oradan geçiyor. Bir sonraki kaburga akciğerlerinin oradan geçiyor. Taken-19 2008 info-icon
Just like the old days. Would you have it any other way?. Tıpkı eski günlerdeki gibi. Başka bir şekilde mi olsun isterdin? Tıpkı eski günlerdeki gibi. Başka türlü olmasını mı tercih ederdin? Tıpkı eski günlerdeki gibi. Başka türlü olmasını mı tercih ederdin? Taken-19 2008 info-icon
Between you and me?. No. İkimiz mi? Hayır... Aramızda kalsın ama istemezdim. Aramızda kalsın ama istemezdim. Taken-19 2008 info-icon
But now that I sit behind a desk, the world looks different. ...ama artık bir masanın arkasında oturunca, dünya farklı görünüyor. Masa başında çalışınca dünya daha farklı görünüyor. Masa başında çalışınca dünya daha farklı görünüyor. Taken-19 2008 info-icon
You mean, looks boring. I mean different. Sıkıcı demek istedin herhâlde. Farklı. Sıkıcı demek istedin herhâlde. Farklı demek istedim. Sıkıcı demek istedin herhâlde. Farklı demek istedim. Taken-19 2008 info-icon
Okay, a little boring. But is being retired any more interesting?. Tamam, biraz sıkıcı ama emekli olmak çok mu hareketli? Tamam, birazcık sıkıcı olabilir. Emekli olmak daha mı ilgi çekici sanki? Tamam, birazcık sıkıcı olabilir. Emekli olmak daha mı ilgi çekici sanki? Taken-19 2008 info-icon
It wasn't. Until my daughter disappeared in Paris yesterday. Değildi. Kızım dün Paris'te kaybolana kadar. Değildi. Ta ki, kızım dün Paris'te kayboluncaya kadar. Değildi. Ta ki, kızım dün Paris'te kayboluncaya kadar. Taken-19 2008 info-icon
She and her friend were marked by a spotter at the airport. Albanians took her. Yanındaki kız arkadaşıyla, havaalanında bir gözcünün hedefi olmuşlar. Arkadaşıyla birlikte havaalanındaki bir gözcü tarafından işaretlendi. Arkadaşıyla birlikte havaalanındaki bir gözcü tarafından işaretlendi. Taken-19 2008 info-icon
How do you know this?. I'm retired, not dead. Bunu nereden biliyorsun? Emekli olduk dediysek öldük demedik. Taken-19 2008 info-icon
And I assume you don't want to go to the police. Sanırım polise gitmeye de niyetin yok. Polise gitmek gibi bir niyetin yok diye tahmin ediyorum. Polise gitmek gibi bir niyetin yok diye tahmin ediyorum. Taken-19 2008 info-icon
I was told I have 96 hours. That was 1 6 hours ago. 96 saatimin olduğunu söylediler, 16 saat önce. 96 saatim olduğu söylendi. Bunun üzerinden ise tam 16 saat geçti. 96 saatim olduğu söylendi. Bunun üzerinden ise tam 16 saat geçti. Taken-19 2008 info-icon
Okay, first, we should find the spotter. I found him, he's dead. Tamam, önce gözcüyü bulmalıyız. Ben buldum, adam ölü. Pekâlâ, öncelikle gözcüyü bulmalıyız. Onu çoktan buldum. Öldü. Pekâlâ, öncelikle gözcüyü bulmalıyız. Onu çoktan buldum. Öldü. Taken-19 2008 info-icon
You found him that way?. Onu ölmüş hâlde mi buldun? Sen onu bulduğunda da ölü müydü? Sen onu bulduğunda da ölü müydü? Taken-19 2008 info-icon
Bryan, you cannot just run around tearing down Paris Bryan, öyle gidip Paris'in altını üstüne getiremezsin. Bryan, oradan oraya koşturup Paris'in altını üstüne getiremezsin... Bryan, oradan oraya koşturup Paris'in altını üstüne getiremezsin... Taken-19 2008 info-icon
I'll tear down the Eiffel Tower if I have to. Jean Claude, gerekirse Eiffel Kulesi'ni de alt üst ederim. Gerekirse, Eiffel Kulesi'nin bile altını üstüne getiririm. Gerekirse, Eiffel Kulesi'nin bile altını üstüne getiririm. Taken-19 2008 info-icon
Don't forget who you talk to. I'm talking to a friend. Kiminle konuştuğunu unutma. Arkadaşımla konuştuğumu sanıyordum. Kiminle konuştuğunu unutma. Dostumla konuştuğumu sanıyordum. Kiminle konuştuğunu unutma. Dostumla konuştuğumu sanıyordum. Taken-19 2008 info-icon
You are. But please remember, your friend has a desk now. Öyle ama artık arkadaşının bir masabaşı eleman olduğunu unutma. Dostunum. Ama dostunun yüksek mevki sahibi olduğunu unutma lütfen. Dostunum. Ama dostunun yüksek mevki sahibi olduğunu unutma lütfen. Taken-19 2008 info-icon
"Deputy director, lnternal Security." Very impressive. "Başkan Yardımcısı, İç Güvenlik" Çok etkileyici. "İç Güvenlikten Sorumlu Müdür Yardımcısı." Gözlerim kamaştı. "İç Güvenlikten Sorumlu Müdür Yardımcısı." Gözlerim kamaştı. Taken-19 2008 info-icon
The Albanians?. Arnavutlar? Taken-19 2008 info-icon
They showed up from the East, six, seven years ago. Doğudan çıkıp geldiler, altı, yedi yıl önce. Altı, yedi yıl önce Doğu'dan buraya göç ettiler. Altı, yedi yıl önce Doğu'dan buraya göç ettiler. Taken-19 2008 info-icon
Fifteen, 20 of them. Now there are hundreds. 15, 20 kişi kadardılar. Şimdi yüzlerce oldular. On beş, yirmi kişiydiler. Şimdi sayıları yüzü geçti. On beş, yirmi kişiydiler. Şimdi sayıları yüzü geçti. Taken-19 2008 info-icon
We don't even know how many. And dangerous. Kaç kişi olduklarını bile bilmiyoruz ve çok tehlikeliler. Sayılarını kesin olarak bilmiyoruz. Üstelik tehlikeliler. Sayılarını kesin olarak bilmiyoruz. Üstelik tehlikeliler. Taken-19 2008 info-icon
So I heard. Where do I find them?. Ben de öyle duymuştum. Onları nerede bulabilirim? Kulağıma da öyle çalındı. Onları nerede bulurum? Kulağıma da öyle çalındı. Onları nerede bulurum? Taken-19 2008 info-icon
The best place to start is Porte de Clichy. Bryan, try not to make a mess. Başlangıç için en güzel yer Porte de Clichy. Bryan, ortalığı dağıtayım deme. Araştırmaya başlamak için en uygun yer Porte de Clichy. Araştırmaya başlamak için en uygun yer Porte de Clichy. Taken-19 2008 info-icon
Gregor Milocivic?. Yes. Yes, I am Gregor. Gregor Milocivic? Evet. Evet, Gregor benim. Gregor Milocivic mi? Evet. Evet, Gregor benim. Gregor Milocivic mi? Evet. Evet, Gregor benim. Taken-19 2008 info-icon
I'm Mr. Smith. Get in. Ben Bay Smith. Atla. Adım Bay Smith. Arabaya bin. Adım Bay Smith. Arabaya bin. Taken-19 2008 info-icon
Here is my resume. Bu, çalışma belgem. Özgeçmişim burada. Özgeçmişim burada. Taken-19 2008 info-icon
The employment agency said we would be doing translations. İş bulma ajansı çevirmenlik yapacağımı söyledi. İş bulma kurumu tercüme yapacağımızı söyledi. İş bulma kurumu tercüme yapacağımızı söyledi. Taken-19 2008 info-icon
Yes. Albanian to English. You do speak Albanian?. Evet, Arnavutça'dan İngilizce'ye. Arnavutça biliyor musun? Evet. Arnavutça’dan İngilizce’ye. Arnavutça biliyorsun, değil mi? Evet. Arnavutça’dan İngilizce’ye. Arnavutça biliyorsun, değil mi? Taken-19 2008 info-icon
Albanian, Serbian, Croatian. I was a teacher in primary school... Arnavutça, Sırpça, Hırvatça. Priştina'da savaş başlamadan önce... Arnavutça, Sırpça, Hırvatça. Savaş başlamadan önce... Arnavutça, Sırpça, Hırvatça. Savaş başlamadan önce... Taken-19 2008 info-icon
...before the war began in Pristina What's your rate?. ...ilkokul öğretmeniydim ve Ücretin ne? ...Priştina'da ilkokul öğretmenliği yapıyordum... ...Priştina'da ilkokul öğretmenliği yapıyordum... Taken-19 2008 info-icon
My rate?. Ücretim mi? Taken-19 2008 info-icon
It is 25 per hour for the first three hours and then it goes up İlk üç saat için saatte 25, ama sonra süre arttıkça İlk üç saat boyunca saati 25 dolar, sonraki her saat için... İlk üç saat boyunca saati 25 dolar, sonraki her saat için... Taken-19 2008 info-icon
Okay. Now, here's for 1 0 hours. Wait here. Tamam, al 10 saatlik ücretin. Burada bekle. Tamam. On saatlik ücretin. Burada bekle. Tamam. On saatlik ücretin. Burada bekle. Taken-19 2008 info-icon
Mr. Smith, I do not understand. What is the job exactly?. Bay Smith, ben anlamadım. İş tam olarak nedir? Bay Smith, anlayamadım. Yapacağım iş nedir? Bay Smith, anlayamadım. Yapacağım iş nedir? Taken-19 2008 info-icon
Right now the job is to wait here. Şu anda, oturup burada beklemek. Şimdiki işin burada beklemek. Şimdiki işin burada beklemek. Taken-19 2008 info-icon
Good evening. İyi akşamlar. Hayırlı akşamlar. Hayırlı akşamlar. Taken-19 2008 info-icon
Hi. Looking for a date?. I love your dress. Is that silk?. Selam. Bir eş mi arıyorsun? Kıyafetine bayıldım. Pamuk mu? Selam. Sevgili mi arıyorsun? Kıyafetine bayıldım. İpekli kumaş mı? Selam. Sevgili mi arıyorsun? Kıyafetine bayıldım. İpekli kumaş mı? Taken-19 2008 info-icon
I don't know. You want to know the prices?. Bilmiyorum. Fiyatımı öğrenmek mi istiyorsun? Ne bileyim. Fiyatı öğrenmek istiyor musun? Ne bileyim. Fiyatı öğrenmek istiyor musun? Taken-19 2008 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 158242
  • 158243
  • 158244
  • 158245
  • 158246
  • 158247
  • 158248
  • 158249
  • 158250
  • 158251
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact