• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 158210

English Turkish Film Name Film Year Details
Mum, this is Carol, my wife. Anne bu karım Carol. Taken-5 2002 info-icon
Hi, Carol. How you doing? Selam Carol, nasılsın? Tanıştığımıza sevindim. Taken-5 2002 info-icon
And this...is Lisa. Ve bu...Lisa. Taken-5 2002 info-icon
Tom, come take this thing out of my nose Tom, gel şu şeyi burnumdan çıkar. Çocuk korkmasın benden. Taken-5 2002 info-icon
Come here, darlin'. Let me get a look at you. Gel canım sana iyice bir bakayım. Taken-5 2002 info-icon
Come on, honey. It's okay. Tamam canım. bir şey yok. Taken-5 2002 info-icon
Hello, Grandma. Merhaba büyükanne. Taken-5 2002 info-icon
You're a pretty girl. Çok güzel bir kızsın. Taken-5 2002 info-icon
She's got your father's eyes. Babanın gözlerini almış. Taken-5 2002 info-icon
TOM: Jake, I know who your dad was. Jake babanın kim olduğunu biliyorum. Taken-5 2002 info-icon
When the government was doing these experiments Hükümet deneyler yapıyordu. Bilgi alma yasası falan filan. Taken-5 2002 info-icon
it was the beginning of the Cold War, Soğuk savaşın başlangıç yıllarıydı. İnsanlar her şeyden korkar hale gelmişlerdi. Taken-5 2002 info-icon
and people were scared and willing to do anything, Walker! Taken-5 2002 info-icon
so they took these soldiers and filled 'em with psychotropic drugs Sonra bazı askerleri toplayıp garip ilaçlar içirdiler ve onların tepkilerini ölçtüler. Sanıyorum baban bu askerlerden biriydi. Taken-5 2002 info-icon
When he escaped from the army base at Roswell, Roswell’daki askeri üsten kaçtığı zaman Owen Crawford onu geri almak istedi. Taken-5 2002 info-icon
It might be a little bit more complicated than that. Bundan biraz daha karışık olabilir. Taken-5 2002 info-icon
Your abilities. You got 'em from your father. Yeteneklerin. Onları babandan aldın. Taken-5 2002 info-icon
Whatever the drugs had done to him, Şu ilaçlar ona her ne yaptıysa, tıpkı Thalidomide kullanan kadınlar gibi... Taken-5 2002 info-icon
I think that they're taking civilians now, Sanırım artık bu beyin deneylerini yapmak için sivilleri alıyorlar. Beyin kontrolü ya da "İşleme" ne dersen de. Taken-5 2002 info-icon
doing the same experiments, mind control or "processing," Şimdi bu önemli buluşumuzu 46,368 numaralı minik Allie'yi ele geçirmek için nasıl kullanabiliriz? Taken-5 2002 info-icon
to make them think they're being abducted by aliens. Onlara, kendilerini uzaylıların kaçırdığını düşündürüyorlar. Taken-5 2002 info-icon
And you know that this is not the case? Ve sen böyle olmadığını biliyorsun öyle mi? Taken-5 2002 info-icon
The government makes them think that, Hükümet öyle düşündürüyor ama aslında bu örtbas hikâyesi. Taken-5 2002 info-icon
For a cover story, it seems... a little bit far fetched, doesn't it? Sence bir örtbas için bu fazla detaylı bir hikâye değil mi? Taken-5 2002 info-icon
Mum's in a lot of pain. Annemin ağrısı var. Morfin işe yaramıyor. Taken-5 2002 info-icon
It's okay, Mum. It's okay. Her şey yolunda anne. Sorun yok. Sorun yok. Taken-5 2002 info-icon
Let's help you up, Mum. Tüm bu yayınlar hidrojen tabanlı geçirgen hatlar üzerinden yapılıyor. Evrendeki en mükemmel dalga boyu. Sana yardım edelim anne. Taken-5 2002 info-icon
Jacob, it's time for me to go, honey. Minnettar olmadığımızı düşünmeyin. Jacob, gitme vaktim geldi canım. Yakında. Taken-5 2002 info-icon
You just sit up, Mum. Otur anne. Taken-5 2002 info-icon
You just sit up. Sadece otur. Taken-5 2002 info-icon
TOM: What are you doing, Jake? Ne yapıyorsun Jake? Taken-5 2002 info-icon
Something for Mum. Annem için bir şey. Taken-5 2002 info-icon
JAKE: It's all right, Tom. Sorun yok Tom. Taken-5 2002 info-icon
Come on, Sally, let's go home. Hadi Sally eve gidelim. Taken-5 2002 info-icon
I don't wanna believe this, Jake. Buna inanmak istemiyorum Jake. Taken-5 2002 info-icon
You never wanted to. Hiç istemedin ki. Ama aslında hep inandın da. Taken-5 2002 info-icon
Right from when John came, and you saw the lights. John geldiğinde ve ışıkları gördüğünde. Taken-5 2002 info-icon
That's why all those years you... O yüzden bunca yıldır bunun bir yalan, bir komplo olduğunu ispatlamaya uğraştın durdun. Taken-5 2002 info-icon
Those are easier things to believe in. Böyle şeylere inanmak daha kolay. Taken-5 2002 info-icon
It was kind of ironic, though, don't you think? Ama bu biraz ironik değil mi? Taken-5 2002 info-icon
Country's leading debunker turns out to have a half alien half brother? Ülkenin en önde giden UFO karşıtı adam, melez bir uzaylının üvey kardeşi. Taken-5 2002 info-icon
I want you to come forward, Jake. Ortaya çıkmanı istiyorum Jake. Taken-5 2002 info-icon
I can't do that, Tom. Bunu yapamam Tom. Taken-5 2002 info-icon
We're talking about something Tüm dünyanın bilmeye hakkı olan bir şeyden bahsediyoruz. Taken-5 2002 info-icon
You were the proof that it happened, Jake. Sen bu olayların olduğunun kanıtısın Jake. Taken-5 2002 info-icon
What do you want me to do, go on TV, bend some spoons? Ne yapmamı istiyorsun? TV'ye çıkıp kaşıkları mı bükeyim? Taken-5 2002 info-icon
It'd turn into a freak show in a minute and a half, and you know it. Bir dakika geçmeden, bu iş bir ucube gösterisine dönüşür sen de biliyorsun. Taken-5 2002 info-icon
Then at least people would know it really happened. En azından insanlar neler olduğunu bilirler. Taken-5 2002 info-icon
Would they? Bilirler mi dersin? Taken-5 2002 info-icon
Why did they come, Jake? Neden geldiler Jake? Taken-5 2002 info-icon
What do they want? Tom yakında arar bizi. Ne istiyorlar? Taken-5 2002 info-icon
I do know that I'm not the only one who's special to them. Tek bildiğim onlar için özel olan yalnızca ben değilim. Taken-5 2002 info-icon
It's a feeling I get sometimes, Bu bir his. Sanki bir başkası daha var. Taken-5 2002 info-icon
They're playing catch up, the government. Hükümettekiler anlamaya çalışıyorlar. Onlar da bu soruların cevapların bulmaya çalışıyorlar. Neden geldiler? Ne istiyorlar? Taken-5 2002 info-icon
Owen Crawford knew about me. Owen Crawford beni biliyordu. Taken-5 2002 info-icon
If they're not already doing it, Eğer şu anda yapmıyorlarsa bile, diğer kişiyi de bulmaya çalışacaklar. Taken-5 2002 info-icon
One of my father's many failures. Babamın başarısızlıklarından birisi. Ölenin arkasından konuşulmaz değil mi? Taken-5 2002 info-icon
He kills this guy's father, then loses him. Herifin babasını öldürmüş sonra da onu kaybetmiş Bu işi berbat ettiği kesin. Taken-5 2002 info-icon
He couldn't have known what would happen Russell Keys'in kafasındaki cihazı çıkardıklarında neler olacağını bilemezdi. Evet. Taken-5 2002 info-icon
but if it makes you feel better to think your old man screwed up... Ama babanın başarısız olduğunu düşünmek seni memnun edecekse... Taken-5 2002 info-icon
And this one Jesse? Ve bu Jesse? Taken-5 2002 info-icon
He mattered to them. He was important. Onlar için bir anlamı vardı. Önemliydi. Taken-5 2002 info-icon
I mean, we grab these people, we pop the implants out of their heads, Yani bu adamları yakalıyoruz, kafalarındakini çıkarıyoruz. Hatta bazılarını öldürüyoruz. Sana "Artık bir kadınsın" nutuğu çekmemi bekleme. Taken-5 2002 info-icon
but our little grey friends don't do squat. Ama gri dostlarımız kıllarını kıpırdatmıyor. Taken-5 2002 info-icon
But this guy, Ama bu adam, onu bizden kaçırmak için bomba sığınağının duvarından geçirip aldılar. Taken-5 2002 info-icon
I don't think you can lay that one on your father either. Sanırım bunu da babanın üzerine atamazsın. Taken-5 2002 info-icon
What do you think it all means? Bütün bunlar ne anlama geliyor sence? Taken-5 2002 info-icon
Maybe nothing. Belki hiç. Taken-5 2002 info-icon
Could be there's some they chew on repeatedly, Belki diğerlerinin tadına bakıp attıktan sonra bunu tekrar tekrar çiğniyorlardır? Taken-5 2002 info-icon
Now that we're looking more into the genetics, we'll figure it out. Artık genetik konusunda çok ilerlediğimize göre bunu anlayabiliriz. Taken-5 2002 info-icon
We're really close. Çok yakınız. Taken-5 2002 info-icon
What about those brothers in Alaska? Ya Alaska'daki kardeşler? Taken-5 2002 info-icon
Failed attempts at crossbreeding, like that kid Jacob Clarke Başarısız olmuş melez denemeleri. Tıpkı Jacob Clarke denen çocuk gibi. Baban onu Teksas'tan getirmeye çalışmıştı. Taken-5 2002 info-icon
Jacob Clarke dies, Jacob Clarke öldü ve diğer tüylü ucube kardeşlere ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Taken-5 2002 info-icon
You see what they're doing, don't you? Neler yapabildiklerini görüyorsun değil mi? Taken-5 2002 info-icon
Everything they can. Ellerinden geleni. Taken-5 2002 info-icon
This is an FBI aging program. Bu FBI'ın yaşlandırma programı. Taken-5 2002 info-icon
Some fugitive goes underground for ten years, Bir kaçak on yıl saklandığı zaman gördüklerinde onu tanımak istiyorlar. Taken-5 2002 info-icon
And I'll lay you diamonds to doughnuts this Jesse Keys is still alive. Her şeyine bahse girerim ki bu Jesse Keys hala yaşıyor. Taken-5 2002 info-icon
You wanna find out what's so important about him? Onun neden bu kadar önemli olduğunu bulmak ister misin? Belki de kendisine sormalıyız. Taken-5 2002 info-icon
MAN OVER RADIO: Truck eight. Yeah. Kamyon sekiz. Evet. Taken-5 2002 info-icon
Chief, we've got one over at Morgan's Junction. Şef, Morgan kavşağında bir kaza var. Bir araba dolusu çocuk. Durum oldukça kötü. Ambulans olay yerinde. Taken-5 2002 info-icon
We've also got a tractor injury at Sutter's Ayrıca Sutter'da bir traktör kazası ve Hodgkin koyunda boğulan bir çocuk. Taken-5 2002 info-icon
Paramedics at both. Her ikisinde de ambulanslar hazır. Ben arabayı alırım. Taken-5 2002 info-icon
What do we got, Bobby? Ne durumdayız Bobby? Taken-5 2002 info-icon
Just kids on the way home from Milton. Milton'dan eve dönen çocuklar. Taken-5 2002 info-icon
Drunk, lost control of the car, flipped it. Alkollü sürücü, kontrolü kaybetmiş, takla atmışlar. Şoför hemen ölmüş. Arkadaki iki çocuk çok kötü durumda. Taken-5 2002 info-icon
They're on their way to County, Evet. Mesela kaçırılmak için sabırsızlanıyor muydun? Şu anda kasabaya gidiyorlar. Ön koltuktaki kızın omuru kırılmış. Onu şu anda çıkarıyoruz. Taken-5 2002 info-icon
WOMAN: Lights. Işıklar. Taken-5 2002 info-icon
We saw these lights. In the sky. Gökyüzünde ışıklar gördük. Taken-5 2002 info-icon
They've been taken to the hospital. Onlar hastaneye gitti. Taken-5 2002 info-icon
Hey, can you do something for me? Benim için bir şey yapar mısın? Taken-5 2002 info-icon
Can you keep your head straight and follow my pen with your eyes? Kafanı sabit tutup, gözlerinle kalemimi izler misin? Taken-5 2002 info-icon
We're gonna have you out of here in just a minute, Seni az sonra oradan çıkaracağız. Bu arada kafanı dik tutup kalemime bakar mısın? Taken-5 2002 info-icon
Damn it. I'm sorry, chief. Kahretsin. Üzgünüm şef. Taken-5 2002 info-icon
My first accident, I puked all over my chief's shoes. İlk kazamda ben şefin ayaklarına kusmuştum. Taken-5 2002 info-icon
Look, you know what I love about this job? Bu işin en sevdiğim yanı ne biliyor musun? Taken-5 2002 info-icon
You come to a scene, you look at it, Bir kaza mahalline gelirsin, etrafa bakarsın. Durumu tartarsın ve işin orayı düzeltmektir. Taken-5 2002 info-icon
You can do that, no matter how bad it is. Ne kadar kötü olursa olsun bunu yapabilirsin. Her zaman durumu iyileştirebilirsin. Taken-5 2002 info-icon
Not for that guy who was driving, not for him. Arabanın sürücüsü için yapacak bir şey yok. Taken-5 2002 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 158205
  • 158206
  • 158207
  • 158208
  • 158209
  • 158210
  • 158211
  • 158212
  • 158213
  • 158214
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact