Search
English Turkish Sentence Translations Page 155546
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
No, just the alarm. | Hayır, sadece alarmı kapattım. Hayır, sadece alarmı. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
The City actually armed the self destruct by itself, Major. | Şehir kendini imhayı kendisi çalıştırdı, Binbaşı. Aslında otomatik yoketmeyi şehir kendisi devreye aldı, Binbaşı. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Last thing I saw on the screen was a "breach of quarantine" alert. | Ekranda son gördüğüm şey "Karantina İhlali" uyarısıydı. Ekranda en son gördüğüm şey "karantina aşıldı" uyarısıydı. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
My coming into the room caused the City to think the disease has spread. | Benim bu odaya gelmem şehrin, hastalığın yayıldığını düşünmesine neden oldu. Benim bu odaya gelişim şehrin hastalığın yayıldığını sanmasına sebep oldu. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
But you said earlier that there was no outbreak. | Ama siz önceden salgın olmadığını söylemiştiniz. Ama bir salgın yok demiştiniz. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
No, there isn't. The City doesn't know that. | Evet, yok. Şehir bunu bilmiyor. Hayır, yok.Şehir bunu bilmiyor. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
It's all part of the system wide malfunction. | Hepsi sistem çapındaki arızadan kaynaklanıyor. Bu sistem genelinde bir arıza. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
The City must think there's a disease, and now it's out of control... | Şehir bir hastalığın yayıldığını ve şimdi de kontrolden çıktığını düşünmüş olmalı. Şehir bir salgın olduğunu düşünüyor olmalı, ve şimdi kontrolden çıktı. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
So blowing up Atlantis is its final countermeasure. | Bu yüzden Atlantis'i patlatmak son çare. Öyleyse Atlantis'i patlatmak son karşı önlemi olmalı. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Did you see how much time was left on the self destruct? | Kendini imhaya ne kadar kaldığını görebildin mi? Otomatik yoketmede ne kadar zaman kaldığını gördün mü? | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
No, computers shut down before I could see. | Hayır, ben göremeden bilgisayarlar kapandı. Hayır, bilgisayarlar ben göremeden kapandı. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
If we can't shut it down from here, | Buradan kapatamıyorsak,... Eğer burdan kapatamıyorsak,... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
we have to turn it off at the source. That's in the main power room. | ...kaynağından kapatmalıyız. O ana güç odasında. ...o zaman kaynağından kapatmak zorundayız. Ana güç odasında. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
6 levels down. We can't get there. | 6 kat aşağıda. Oraya ulaşamayız. Orası altı kat aşağıda. Oraya ulaşamayız. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
The Jumper room's sealed off, as every other corridor out of the Gate room. | Jumper odası mühürlü, geçit odasından çıkan bütün koridorlar da öyle. Geçit odasındaki diğer bütün bölümlerle beraber, Jumper hangarı da mühürlendi. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
I'll just have to climb back down. | Sadece tırmandığım gibi inmem gerekiyor. Tekrar aşağı inmem gerekecek. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
It's in the center of the tower. Even if you climbed back down, | Kulenin ortasında. Geri inseniz bile,... Güç odası kulenin merkezinde. Eğer oraya insen bile,... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
you'd still have to get through several sealed doors before reaching it. | ...ona ulaşana kadar bir sürü mühürlü kapıdan geçmeniz gerekecek. ...yine de bazı kapalı kapılardan geçmen gerekecek. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
You got any C 4? | C 4'ün var mı? Hiç C4'ün var mı? | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
You two, with us. | Siz ikiniz, bizimle gelin. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
The alarm turned off. | Alarm kapandı. Alarm sustu. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
That's a good sign, right? | Bu iyiye işaret, değil mi? | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Maybe someone found a cure for the disease, | Belki de birisi hastalık için bir çare buldu,... Pekala, yani, belki birisi hastalığın tedavisini bulmuştur,... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
or at least figured out how to turn off the self destruct. | ...ya da en azından kendini imhayı kapatmanın bir yolunu buldu. ...yada en azından otomatik yoketmeyi kapatmanın bir yolunu bulmuştur. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Or maybe someone just figured out how to turn off the alarm. | Ya da birisi alarmı kapatmanın bir yolunu buldu. Yada birisi sadece alarmı kapatmanın bir yolunu bulmuştur. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
I have to lie down. | Uzanmalıyım. Uzanmam gerek. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
you can't give up. | ...pes edemezsin. ...vazgeçemezsin. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
You have to keep fighting. | Mücadeleye devam etmelisin. Savaşman gerek. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
I know it looks bleak, but... | Umutsuz göründüğünü biliyorum, ama... Bu pek iyi görünmüyor biliyorum, ama... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
That's... | O,... Bu... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
when I... | ...ben bugün... ..bugün buraya... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
came here today... I was... | ...buraya geldiğimde, sana,... ...geldiğimde...Ben.... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
I was gonna propose... | ...sana evlenme teklif edecektim,.... Sana... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
ask your hand in marriage... | ...benimle evlenmeni isteyecektim. ...evlenme teklif edecektim. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
This is not gonna work. What are you talking about? | Bu işe yaramayacak. Neden bahsediyorsun? Bu işe yaramayacak. Ne demek istiyorsun? | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, after which I immediately said | Evet, ondan hemen sonra... Evet, daha sonra derhal dedim ki,... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
there was a one in a million chance it'd work. | ...bunun işe yarama ihtimalinin milyonda bir olduğunu söylemiştim. ...bunun işe yarama şansı milyonda bir. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Yeah, well... this is that one. | Evet,... bu o ihtimal. Evet, peki...Bu o. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
If I cut more than a millimeter too far... | Bir milimetre bile fazla kesersem,... Eğer 1 mm bile daha fazla kesersem... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
The tank'll blow. I know. | Tüp patlar. Biliyorum. Tank patlar.Biliyorum. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
So just make sure you don't cut too far. | O yüzden sadece fazla kesmemeye dikkat et. Öyleyse, sadece fazla kesmediğinden emin ol. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Just score it, like you said. | Söylediğin gibi sadece çizgi çek. Sadece skor yap, dediğin gibi. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Okay, look. If you don't do it, I'm gonna do it. | Tamam, bak. Sen yapmazsan, ben yapacağım. Tamam, bak.Eğer sen yapmazsan, ben yapacağım. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Come on. Grab this. | Haydi, hallet bu işi. Hadi.Al şunu. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Okay. That's it. | Tamam, bu kadar. Tamam.Bu kadar. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
I mean, that's... | Yani, bunu... Yani, bundan... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
that's as far as I should go. | ...kesmem gerektiği kadar kestim. ...daha ileri gitmemeliyim. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Let's do it. | Haydi yapalım. Hadi yapalım. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
All right. You ready? | Pekala. Hazır mısın? Pekala.Hazır mısın? | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Oh, you've gotta be kidding me. | Şaka yapıyor olmalısın. Oh, benimle dalga geçiyor olmalısın. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
It's a lot stronger than a shark. | Bir köpekbalığından çok daha sağlam. Köpekbalığından çok daha güçlü. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
That was close. | Bu yakından geldi. Bu yakındı. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Hello? Hey! Hey! | Merhaba? Hey! Hey! | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
We're in here! In here! | Buradayız! Burada! Biz buradayız! Burada! | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Do you hear that? | Bunu duydunuz mu? Şunu duydun mu? | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
The transporter. Somebody's in there. | Taşıyıcı. Orada biri var. Taşıyıcı.Orada biri var. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Grab a side. | Diğer tarafı tut. Ucundan tut. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Colonel. You all right? Yeah. I'm fine. | Albay. İyi misiniz? Evet. İyiyim. Albay.Siz iyi misiniz? Evet.Ben iyiyim. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
I'm fine too. | Ben de iyiyim. Bende iyiyim. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
There's no outbreak. It's just a malfunction. | Salgın yok. Bu sadece bir arıza. Salgın falan yok.Sadece bir arıza. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Rodney disabled the self destruct? | Rodney kendini imhayı devre dışı bıraktı mı? Otomatik yoketmeyi kapatmayı başaran Rodney'miydi? | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
No, it's still armed, and I haven't heard from Rodney. | Hayır, hala devrede ve Rodney'den haber almadık. Hayır, hala çalışıyor, ve Rodney'den bir haber alamadım. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
I need to get to a workstation. Computers are down. | Bir bilgisayara ulaşmam gerekiyor. Bilgisayarlar çalışmıyor. Bir çalışma istasyonuna gitmem gerek. Bilgisayarlar kapandı. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
We're trying to get to the power room so we can physically cut the power. | Ana güç odasına ulaşıp, elektriği fiziksel olarak kapatmaya çalışıyoruz. Ana güç odasına gitmeye çalışıyoruz, böylece gücü elle kesebiliriz. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
But all the doors are sealed shut. We just used our last C 4 getting here. | Ama bütün kapılar mühürlü. Son C 4'ümüzü buraya gelmek için kullandık. Ama bütün kapılar mühürlenmiş. Buraya gelirken son C4'ümüzü de kullandık. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Does that mean we're still stuck here? That's what it looks like it. | Yani burada mahsur mu kaldık? Öyle görünüyor. Bu hala burada sıkışıp kaldığımız anlamına mı geliyor? Öyle görünüyor. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
How much time is left on the self destruct? | Kendini imhaya ne kadar kaldı? Otomatik yoketmede ne kadar zaman kaldı? Bilmiyoruz. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Computers shut down before we see. So it could happen any time. | Bilgisayarlar biz göremeden kapandı. Yani her an olabilir. Göremeden önce bilgisayarlar kapandı. Öyleyse her an olabilir. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Well... | Evet. Peki... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
I mean, before the... | Yani burada... Yani,şeyden... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
the lockdown. | ...mahsur kalmadan önce. ...kilitlenmeden önceydi. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Why don't you? | Neden etmiyorsun? Neden etmedin? | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
You want me to propose now? | Sana şimdi mi evlenme teklif etmemi istiyorsun? Şimdi mi teklif etmemi istiyorsun? | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Don't you want to hear my answer? | Cevabımı öğrenmek istemiyor musun? Cevabımı duymak istemez misin? | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Well, it doesn't really matter anymore, does it? | Artık önemi yok, değil mi? Hoş, artık bir önemi yok, değil mi? | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
How can you say that? | Bunu nasıl söylersin? Bunu nasıl dersin? | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
We're moments away from our deaths. | Ölümümüze saniyeler kaldı. Bilmiyorum.Belki de ölümlerimize dakikalar kalması yüzündendir. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Don't talk like that! | Öyle konuşma! O şekilde konuşma! | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
There's still a chance someone could come through this door... | Hala birisinin bu kapıdan içeri girip... Halâ birilerinin bu kapıdan gelme olasılığı var. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Katie, please, enough already. | Katie, lütfen, yeter artık. Katie, lütfen, bu kadar yeter. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
As much as I'd love to believe someone's gonna swoop in and save the day, | Birisinin ortaya çıkıp günü kurtaracağına inanmak istesem de,... Birilerinin içeri girip günü kurtaracağına ne kadar inanmak istesem de,... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
the fact that no one has | ...kimsenin şimdiye kadar yapmaması... ...bunu şu ana kadar kimsenin yapmamış olması... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
tells me it's probably not gonna happen. I'm sorry if that's | ...bana muhtemelen olmayacağını söylüyor. Eğer bu... ...bana bunun hiç olmayacağını düşündürüyor. Bu kasvetli, yazgıcı ve korkutucuysa,... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
bleak and horrible and fatalistic, but there it is. | ...umutsuzca ve korkunç ve kaderci ise, üzgünüm, ama gerçek bu. ...üzgünüm, ama öyle. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
What are we going to do now? Well, what can we do? | Şimdi ne yapacağız? Ne yapabiliriz ki? Şimdi ne yapacağız? Peki, ne yapabiliriz? | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Does this vent go to the power room? | Bu havalandırma deliği ana güç odasına gidiyor mu? Bu havalandırma güç odasına gidiyor mu? | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Yes! Yes, I believe it leads to the tower's main ventilation flue. | Evet! Evet, kulenin ana havalandırma bacasına gidiyor. Evet! Evet, sanırım bu kulenin ana havalandırma bacasına gidiyor. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
But that system's shut down. Those vents will be closed off. | Ama bütün sistemler kapalı. Bu delikler kapalıdır. Ama o sistemler kapandı. O kapaklar kapanacaktır. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Not anymore. We were able to get it back online | Artık değil. Bilgisayarlar kapanmadan hemen önce... Artık değil.Bilgisayarlar kapanmadan önce kulenin... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
in most of the tower just before the computers went down. | ...kulenin büyük bir kısmında devreye sokmayı başarmıştık. ...büyük bir kısmında havalandırmayı çalıştırabildik. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
All right, looks clear... | Pekala, açık görünüyor. Pekala, temiz görünüyor... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
It's gonna be a tight squeeze, though. There's no way I can move in here. | Çok dar bir yer yalnız. Benim burada hareket etmem mümkün değil. Bu biraz sıkışık olacak ama. Benim buraya sığmama imkan yok. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
I'll do it. No. I'll do it. | Ben yaparım. Hayır, ben yaparım. Ben yaparım. Hayır.Ben yaparım. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Are you sure? Yes. I'm small enough. | Emin misin? Evet. Yeterince küçüğüm. Emin misin? Evet.Yeterince ufağım. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
I can crawl through there. I'll have the power off in no time. | Orada ilerleyebilirim. Elektriği bir an önce kapatacağım. Oradan geçebilirim.Gücü hemen kapatırım. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
Attaboy. | Aferin. Hadi bakalım. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
I had you wrong. | Seni yanlış tanımışım. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
When you first came here, | Buraya ilk geldiğinde,... | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
I thought you were weak. | ...zayıf olduğunu düşünmüştüm. ...senin zayıf olduğunu düşünmüştüm. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |
That you didn't belong. | Buraya ait olmadığını. | Stargate: Atlantis Quarantine-1 | 2008 | ![]() |