• en flag English
    • tr flag Turkish

Search

English Turkish Sentence Translations Page 145979

English Turkish Film Name Film Year Details
"You and I love each other. I was sure about our love". Sen ve ben birbirimizi sevdik. Aşkımızdan hiç şüphem yok. Saraband-1 2003 info-icon
"But no love is strong enough... Fakat hiç bir aşk bir hastalığın yıkıcı etkilerini... Saraband-1 2003 info-icon
to stand a devastating effect like my illness". yokedecek kadar güçlü değildir. Saraband-1 2003 info-icon
"I see that you love Karin, but that you also tie her to you". Karin'i çok sevdiğini görüyorum, fakat bu aynı zamanda seni ona bağlıyor. Saraband-1 2003 info-icon
"It's good that you were her teacher, but there's a limit". Onun öğretmeni olman güzel ama bunun bir sınırı var. Saraband-1 2003 info-icon
"When I'm no longer there, the limit will be unclear". Ben orda olmadığımda bu sınır belirsizleşecek. Saraband-1 2003 info-icon
"I know that Karin loves you". Karin'in seni sevdiğini biliyorum. Saraband-1 2003 info-icon
"But you mustn't use her love. You'll hurt her". Fakat onun sevgisini kullanmamalısın. Onu incitebilirsin. Saraband-1 2003 info-icon
"That could be a permanent wound". Bu kalıcı bir yaraya dönüşebilir. Saraband-1 2003 info-icon
"That's why I ask you to let her go". Senden istediğim şey onun gitmesine izin vermen. Saraband-1 2003 info-icon
"You shouldn't take advantage of her kinship". Onun yakınlığının avantajını kullanmamalısın. Saraband-1 2003 info-icon
"Don't take advantage of her because you're her self proclaimed teacher. Bunun avantajını kullanma, çünkü sen onun öğretmeni olduğunu kendi kendine ilan ettin. Saraband-1 2003 info-icon
"Dearest Henrik". Sevgili Henrik, Saraband-1 2003 info-icon
"You're so sensitive, so considerate, so kind". Sen çok duygusal, çok hassas, çok incesin. Saraband-1 2003 info-icon
"I know it, without a doubt, after so many years together". Bunu iyi biliyorum, şüphesiz, uzun yıllar birlikte olduk. Saraband-1 2003 info-icon
"But you must be careful not to burden Karin... Benim yokluğumda öksüz kalan sevginle... Saraband-1 2003 info-icon
with the orphaned love that will remain when I'm no longer there". Karin'i sıkmamaya dikkat etmelisin. Saraband-1 2003 info-icon
There's more, but I don't want to read any more. Devamı var ama daha fazla okumak istemiyorum. Saraband-1 2003 info-icon
I can't. It hurts so much! Yapamam. Çok acı veriyor. Saraband-1 2003 info-icon
I can hear my mother's voice! Annemin sesini duyuyorum. Saraband-1 2003 info-icon
Why did you reach out to me? Neden benden yardım istiyorsun? Saraband-1 2003 info-icon
You're very involved. You could say that. Çok ilgilendin. Bu doğru. Saraband-1 2003 info-icon
And you know about granddad�s plans. He told me. Ve sen büyükbabamın planlarını biliyorsun. Evet bana sözetti. Saraband-1 2003 info-icon
I don't expect advise, I need to hear my voice aloud. Tavsiye beklemiyorum, kendi sesimi duymak istiyorum. Saraband-1 2003 info-icon
I believe things will clear up this way. İnanıyorum ki bu şekilde herşey netleşecek. Saraband-1 2003 info-icon
Go ahead, speak. Devam et, konuş. Saraband-1 2003 info-icon
Mom saw. Yes, I think so. Annem herşeyi görmüş. Evet sanırım. Saraband-1 2003 info-icon
And everything she warned about has happened. Uyarmaya çalıştığı herşey gerçekleşti. Saraband-1 2003 info-icon
I can't accept grandfather's offer. Why not? Büyükbabamın teklifini kabul edemem. Neden? Saraband-1 2003 info-icon
If I leave Henrik, he'll die! Eğer gidersem Henrik ölür. Saraband-1 2003 info-icon
If I leave him, he'll die... I'm sure about it, Marianne... Eğer onu terkedersem, o ölecek... Bundan eminim Marianne. Saraband-1 2003 info-icon
He doesn't even have his orchestra anymore! Artık orkestrası bile yok! Saraband-1 2003 info-icon
He can go on with his music, but the county is reorganizing... Müziği olsa belki devam edebilir ama kasaba yönetimi yenileniyor ve... Saraband-1 2003 info-icon
and dad will not be part of the administration: he'll resign. babam onların elemanı değil artık. İstifa edecek. Saraband-1 2003 info-icon
I can't leave him. I'm so tired of him sometimes! Onu terkedemem. Bazen beni çok yoruyor. Saraband-1 2003 info-icon
I know all the things I can do in the future. Gelecekte yapabileceklerimi biliyorum. Saraband-1 2003 info-icon
But mom is dead, and Henrik can't manage his own life. Fakat annem öldü ve Henrik kendi hayatını idare edemez. Saraband-1 2003 info-icon
How do you think I'd feel with the guilt if something happened to him? Ona bir şey olursa bu suçluluk duygusuyla nasıl yaşayabilirim? Saraband-1 2003 info-icon
My future and Henrik's are entwined for now. Benim ve Henrik'in geleceklerimiz şimdilik birbirine dolanmış durumda. Saraband-1 2003 info-icon
At least you say "for now". Only for consolation. Fakat yine de 'şimdilik' diyorsun. Sadece teselli amaçlı söyledim. Saraband-1 2003 info-icon
I want you to know that I don't feel the same as you. I know. Söylemeliyim ki seninle aynı şekilde hissetmiyorum. Biliyorum. Saraband-1 2003 info-icon
Anna's love... That letter is love. Anna'nın aşkı... Bu mektup aşk. Saraband-1 2003 info-icon
EIGHT SEKİZ SARABAND Saraband-1 2003 info-icon
Back already? There wasn't much to do in Uppsala. Dönmüşsün. Uppsala'da yapacak fazla bir şey yoktu. Saraband-1 2003 info-icon
Hi, dad. Hi, little Katja. Selam babacık. Selam küçük Katja. Saraband-1 2003 info-icon
What score is that? Onlar ne notaları? Saraband-1 2003 info-icon
Bach's suites for cello! You're mad! Bach'ın çello sonatı. Sen delisin. Saraband-1 2003 info-icon
Listen, Anderberg suggested that you and I... Dinle, Anderberg senle benim kasımda... Saraband-1 2003 info-icon
play a concert in November. bir konser vermemizi önerdi. Saraband-1 2003 info-icon
It's very hard for me. We'll play together. O benim için çok zor. Birlikte çalacağız. Saraband-1 2003 info-icon
What do you mean together? Like a dialogue, facing each other. Birlikte ne demek? Diyalog gibi, yüz yüze. Saraband-1 2003 info-icon
You'll play the parts you can handle and I'll play the difficult ones. Becerebildiğin kısımları sen çalarsın, zor kısımları da ben hallederim. Saraband-1 2003 info-icon
Especially the prelude. It'll be great! Özellikle de giriş kısmını. Harika olacak. Saraband-1 2003 info-icon
Which parts can I play? The Sarabandes, for example. Ben hangi bölümleri çalabilirim? Sarabandları mesela. Saraband-1 2003 info-icon
It takes a lifetime to tame them. We have three months. Onları çalışmak bir ömür ister. Üç ayımız var. Saraband-1 2003 info-icon
And my audition? It's almost ready. Ya benim sınavım? Ona nerdeyse hazırsın. Saraband-1 2003 info-icon
And students get permission to play concerts. Ve öğrencilerin konser vermesine izin var. Saraband-1 2003 info-icon
I've spoken to B�rtz. Börtz'le konuştum. Saraband-1 2003 info-icon
It'll be good for the both of us, now that I don't have the orchestra. İkimiz için de iyi olacak, nasılsa artık orkestram da yok. Saraband-1 2003 info-icon
I won't even be the first violin any longer. Artık baş viyolonsel bile olamayacaktım. Saraband-1 2003 info-icon
Dad! You must be furious! Perhaps. Baba, çok kızmış olmalısın. Belki. Saraband-1 2003 info-icon
But now I'll have more time for you. Fakat şimdi senin için daha fazla zamanım var. Saraband-1 2003 info-icon
I can help you better. Yes, of course. Sana daha fazla yardımcı olabilirim. Evet, elbette. Saraband-1 2003 info-icon
That doesn't sound very encouraging. Çok yüreklendirici bir ses gibi gelmedi. Saraband-1 2003 info-icon
Hello, Katja, darling. Merhaba, Katja! Sevgilim! Saraband-1 2003 info-icon
I have a feeling an argument is coming. Bir tartışma başlıyor gibi hissediyorum. Saraband-1 2003 info-icon
What's wrong, Katja? I don't know. Yanlış olan ne Katja? Bilmiyorum. Saraband-1 2003 info-icon
That is, I think I know, but I don't know how to... Ne olduğunu bildiğimi düşünüyorum ama nasıl anlatacağımı... Saraband-1 2003 info-icon
I know you've talked to your grandfather. Biliyorum, sen büyükbabanla konuştun. Saraband-1 2003 info-icon
And with the bitch, I mean Marianne. Yes. Ve o cadıyla, yani Marianne'le. Evet. Saraband-1 2003 info-icon
I see. You did it beautifully. I must decide. Anlıyorum. Çok iyi yaptın. Bir karar vermeliyim. Saraband-1 2003 info-icon
I thought you had already done that. No, you did it. Bunu yaptığını sanıyordum. Hayır. Onu sen yaptın. Saraband-1 2003 info-icon
Really? I mean, is that what you've been thinking? Öyle mi? Yani bu senin de düşündüğün şey değil miydi? Saraband-1 2003 info-icon
Dad... I haven't bothered to think. Baba... Düşünmeye zahmet etmedim. Saraband-1 2003 info-icon
I thought, "Dad knows what's best for me". Babam benim için en iyisini bilir diye düşündüm. Saraband-1 2003 info-icon
Perhaps you've already made up your mind, haven't you? Belki de çoktan kararını verdin, öyle değil mi? Saraband-1 2003 info-icon
Will you accept your grandfather's offer? Byüykbabanın teklifini kabul edecek misin? Saraband-1 2003 info-icon
Have you read this? I have. Bunu okudun mu? Evet, okudum. Saraband-1 2003 info-icon
You read the letter that mom wrote me? It speaks about me. Annenin bana yazdığı mektubu mu okudun? Benden sözediyor. Saraband-1 2003 info-icon
But it was for me! And you read it. Just like that. Fakat o bana ait! Ve sen onu okudun! Yaptığın şey bu. Saraband-1 2003 info-icon
Do you think that's all right because it speaks about you? Senden sözediyor diye yaptığın şey doğru mu yani? Saraband-1 2003 info-icon
If you're going to get so upset, it's no use talking about it. Bu kadar altüst olacaksan üstünde konuşmamıza gerek yok. Saraband-1 2003 info-icon
I said I'm sorry, damn it! Why do you say you're sorry?! Sana üzgünüm dedim, kahretsin! Neden üzgün olduğunu söylüyorsun? Saraband-1 2003 info-icon
Shall we get to work? Or is there something else? Çalışacak mıyız yoksa başka birşey mi var? Saraband-1 2003 info-icon
It'll be painful. Izdıraplı olacak. Saraband-1 2003 info-icon
For you or for me? Senin için mi benim için mi? Saraband-1 2003 info-icon
It may sound stupid, but your tone frightens me. Aptalca gelebilir ama ses tonun beni korkutuyor. Saraband-1 2003 info-icon
I've made up my mind. For the first time in my life it's my decision. Ben kararımı verdim. Hayatımda ilk kez bu benim kendi kararım. Saraband-1 2003 info-icon
But are you sad? Yes, I'm sad. Fakat üzgünsün. Evet üzgünüm. Saraband-1 2003 info-icon
If you had told me you had that letter from mom... Eğer bana annemin mektubunu anlatmış olsaydın... Saraband-1 2003 info-icon
If you had let me read it, maybe we could have... Eğer onu okumama izin vermiş olsaydın, şimdi biz... Saraband-1 2003 info-icon
You never told me... You should have... Bana böyle bir şey söylemedi. Sen yapmalıydın. Saraband-1 2003 info-icon
Well, that's the way it is. How? Neyse, benim yapacağım şey şu. Nasıl? Saraband-1 2003 info-icon
Next week, I'm going to Hamburg with Emma. Gelecek hafta Emma ile Hamburg'a gideceğim. Saraband-1 2003 info-icon
She and I will be going to a school for young orchestra musicians. O ve ben genç müzisyen orkestracılar için olan bir okula gideceğiz. Saraband-1 2003 info-icon
Claudio Abbado will come in October and we'll go to Munich. Claudio Abbado ekimde gelecek ve biz Münih'e gideceğiz. Saraband-1 2003 info-icon
It's for young people from all over Europe. You can't be older than 22. Orası bütün Avrupa'dan gelen genç müzisyenler için. 22 yaşından büyük olamıyorsun. Saraband-1 2003 info-icon
Abbado will work with us for six weeks and we'll play four concerts. Abbado bizle altı hafta çalışacak ve dört konser vereceğiz. Saraband-1 2003 info-icon
Emma recorded a video. She sent it to the admission committee, as a joke... Emma bir kaset doldurdu, onu şaka olsun diye komiteye yolladık... Saraband-1 2003 info-icon
We played Brahms. Brahms çaldık... Saraband-1 2003 info-icon
  • ««
  • «
  • …
  • 145974
  • 145975
  • 145976
  • 145977
  • 145978
  • 145979
  • 145980
  • 145981
  • 145982
  • 145983
  • …
  • »
  • »»
Restricted Mode:   
  • Contribute
  • About Us
  • Disclaimer
  • Contact