Search
English Turkish Sentence Translations Page 13903
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Now, this bloody shooter, | Bu şerefsiz nişancı, paramın 1.2 milyonunu çaldı. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Man takes my son. I lose a boy. | Oğlumu aldı. Oğlumu kaybettim. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
He takes my money. | Paramı aldı, ben de geri alacağım! | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
We will beat every mother's son in this city | Param elime geçene ve nişancı dizlerinin üzerine çökene kadar... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
and this shooter's on his knees, alive. | ...şehirdeki her insan oğlunu döveceğiz. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Or there'll be more of you shining the inside of a box! | Yoksa tabutun içinde siz yatarsınız! | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Do you hear me? | Anladınız mı beni? | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Get out! | Defolun! Defolun! Hadi! | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
That bastard shooter that massacred our brothers. | Kardeşlerimizi katleden şerefsiz nişancı. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Where is he? I don't know! | Nerede? Bilmiyorum! | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
New faces. | Yeni kişiler. Askeri eğitim. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Think fast! I don't know! Wait, wait! | Hızlı düşün! Bilmiyorum! Dur bekle! | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Wait! I might have seen one guy! | Birini görmüş olabilirim! | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Hey, excuse me! Yeah, you. How's it going, huh? | Afedersiniz! Evet, siz. Nasıl gidiyor? | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Oh, Jesus. You having a good day? | Aman Tanrım. Gününüz iyi geçiyor mu? | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
We're looking for a customer. | Bir müşteri arıyoruz. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
What? Wears a jacket... | Ne? Ceket giyiyor... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
even in the middle of summer, or so they say. | ...yazın ortasında bile. Öyle diyorlar en azından. Merhaba Claire. Tedavilere cevap vermeyen... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
I... I mean... | Şey... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Now, I count two ankles, two knees, one elbow. | İki ayak bileğin, iki dizin, bir dirseğin kaldı. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
And guess what? I got five more rounds. | Bak ne diyeceğim? Bende 5 mermi daha var. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
I think I know. Has a dog, right? | Tanıyorum sanırım. Köpeği var, değil mi? Buraya geldi. Köpeği bir yürüttü. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Elaborate. | Ayrıntı alayım. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Aw. | İş işten geçti Matthew. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Sit. | Otur! Odaları arayın. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Dog's one of ours. This is the place. | Köpek bizimkilerden biri. Kaldığı yer burası. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Nah, it's empty. Find my goddamn money. | Boş ama. Paramı bulun. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
You heard him. Let's go! | Onu duydunuz! Hadi! | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
He's not one for fancy living, is he? | Süslü yaşamayı pek sevmiyor anlaşılan. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Pull that up. | Kaldırsana şunu. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Shut that damn dog up! | Susturun lan şu köpeği! Sus artık! | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Uh, nothing... but it ain't money. | Para yok. Para burada değil. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
That's who you are. | İşte bulduk seni. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Move it. | Hadi. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
I'm just about ready. Okay. | Hazır sayılırım. Tamam. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Uh, here, let me help with that. Oh, thanks. | Dur yardım edeyim. Hallederim hemen. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
I'm just, uh... | Hastalık geçmek üzere. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
From what? | Ne hastalığı? | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
I don't really know the name for it. | Adını tam bilmiyorum. Kendini daha iyi hissediyorsun, değil mi? | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Yeah. | Evet. Şimdi daha iyiyim. Sen varsın. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Not that I can verify, but you seem good at this. | Kesin mi bilmem ama bu işte iyi gibisin. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Uh, well, my brother wasn't, so that's where I came in. | Erkek kardeşim değildi, ben de yardım ediyordum. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
You never said you had a brother. | Kardeşin olduğunu hiç söylememiştin. Hiç sormadın ki. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Uh, thank you. Mmm. | Teşekkür ederim. Gidelim hadi, vakit geldi. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
"Precious in the eyes of the Lord... | "Kıymetlidir, Tanrı'nın gözünde, azizlerinin ölümleri." | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Elliot Grote was no saint. | Elliot Grote aziz değildi. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
He was human... | Son derece kusurlu bir insandı. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Every Sunday, for as far as I remember... | Hatırladığım kadarıyla her pazar... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Elliot would come here... | ...buraya tek başına oturmaya gelirdi. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Right there in that pew. | Şuraya otururdu. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Often, I would see him take... | Sık sık görürdüm, elindeki parasını... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
crumpled one hundreds, loose change... | ...buruşuk yüzlük banknotları, bozuk paraları... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
a Rolex watch one time... | ...hatta bir kere Rolex marka saatini... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
and put it in the collection plate... | ...bağış çanağına koyardı. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
hoping for redemption. | Günahlarından arınmak için. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Which would never come. | Ki bunu hiç elde edemedi. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Praying for the light... | Işığa ulaşmak için dua ederdi... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
but Elliot died still in the dark... | ...lakin karanlıkta öldü... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
with no one to mourn his loss... | ...sizden başka yasını tutacak kimsesi yok iken. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
And so, we might say... | Bir hayat, günahkâr bir hayat... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
one life gone... | ...sonra erdi diyebiliriz... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
but one person is not just one person. | ...lakin insan, sadece insan değildir. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
In each of us, there is a world... | Her birimizin içinde... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
webbing out, reaching others. | ...ağ ören, diğerlerine erişen bir dünya vardır. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Creating reactions. | Yankı uyandıran. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Sometimes equal... | Bazen eşit, bazen zıt. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
We rush to say, one life gone... | Bir hayat sonra erdi dedik... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
but each of us is a world. | ...ancak hepimiz aslında birer dünyayız. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
And today, | Ve bugün, bir dünya kayboldu gitti. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
We didn't know him well, but I... | Onu iyi tanımıyorduk... 1 | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
never loved the idea of letting anyone die alone. | ...ama birinin tek başına ölmesine izin vermeyi hiç sevememişimdir. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
He... He wasn't alone? | Yalnız değil miymiş? | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
They found him surrounded by knocked out Dogs of Hell, right? | Etrafında bir sürü baygın Cehennem Köpekleri üyesi varmış. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
I get all the bad guys confused these days. | Kötü adamları karıştırmaya başladım artık. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Didn't think it could get much worse out there, the violence, but... | Sokaklardaki şiddetin daha da kötü olacağını hiç düşünmemiştim halbuki... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
What if I meet you back at the office? I'm just gonna take a minute here. | Ben ofise sonra gelsem olur mu? Biraz duracağım burada. İsimsiz bir mektup yazıp yargıcın yeni bir avukat atamasını sağlayabiliriz. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, sure. | Evet, olur tabii. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
It was a nice sermon. Thank you. | Güzel vaazdı. Teşekkür ederim. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Most priests would have found something kind to say about the man himself, but... | Çoğu rahip, ölen kişi hakkında söylenecek nazik bir şey bulurdu ama... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
I said he came to church. | Kiliseye gelirdi dedim ya. Polisler gelince reddetmek zordu. Kusura bakmayın. Acaba... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Nothing shines up a halo faster than a death, Matthew. | Hiçbir şey, bir ışık halkasını ölümden daha hızlı alamaz Matthew. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
But funerals are for the living... | Ancak cenazeler, yaşayanlar içindir, tarihi tekrarlamaksa... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
only dilutes the lessons we should learn from it. | ...yalnızca ondan almamız gereken derslerin etkisini azaltır. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
It wasn't my fault. | Benim suçum değildi. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
What wasn't? Grotto's death. | Ne değildi? Grotto'nun ölümü. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
No one said it was. Yeah. | Seni suçlayan olmadı zaten. Doğru. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
There's a new man in town, he's, uh... | İnsanları soğukkanlılıkla öldüren yeni bir adam var şehirde. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, I read about what happened with the Irish. | Biliyorum, İrlandalılar'a olanları okudum. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Must have been a... busy couple nights. | Gecelerin yoğun geçmiştir. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Yeah, I did everything I could to... | Evet, müvekkilimi korumak için elimden geleni yaptım. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
That work is done, Matthew. Because I failed. | Geçmişte kaldı artık, Matthew. Çünkü başarısız oldum. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
At least you tried. | En azından denedin. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Well, like you said, his life had value. | Sizin de dediğiniz gibi, yaşamının bir değeri vardı. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
A whole world's been lost and others are dying one after the other | Bir dünya kayboldu gitti ve diğerleri de teker teker ölüyor... | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Matthew, what are you looking for? | Matthew, ne istiyorsun? | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Forgiveness. For what? | Bağışlanmak. Ne için? | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Uh... not doing more? | Daha fazlasını yapmadığım için mesela. Elinden geleni yaptığını söyledin. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
If you're the man I understand you to be, I'm sure that's true. | Olduğunu düşündüğüm adamsan bunun doğru olduğundan eminim. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Then why do I still feel guilty? | Öyleyse neden hala kendimi suçlu hissediyorum? | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |
Guilt can be a good thing. | Suçluluk hissi, güzel bir şey olabilir. Ruhun eyleme çağrısıdır. | Daredevil-1 | 2015 | ![]() |