Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 182717
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Who the hell did you bring me there, Luiz? | Kim bu, bana neden getirdin, Luiz? | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Someone who looks for portraits to sell frames? | Baktığın resimleri birilerine satmak mı istiyorsun? | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
And you, what kind of hostess are you? Leaves the guest standing around like a horse. | Sen, nasıl bir ev sahibisin? Misafiri at gibi ayakta dikersin. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Is a stool okay? | Bir tabure yok mu? | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Do you want a cigar? Fine stuff from smugglers. | Bir sigara ister misin? Hammaddesi güzel, kaçakçılardan. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
You don't smoke? | Sigara içmiyor musun? | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Is your throat burning? | Boğazın mı yanıyor? | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Then you have to wet it. | Ayrıca onu islatabiliriz. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
A whiskey for the gentleman, quick! | Beyefendiye bir viski, hemen! | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
More whiskey! | Biraz daha viski ver! | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
For you. | Hepsi senin. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Good manners. | Görgü kuralı. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
But real bad goblets. | Fakat kadehler çok kötü. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
I'll give you a whole set if we're going to do business together. | Eğer birlikte iş yaparsak bütün gurubu sana vereceğim. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
We still need a jester on our court. You always said that, Philosopher. | Mahkemede palyaçoya da ihtiyacımız var. Bunu daha önce söylemiştin, Filozof. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
What kind of business are you talking about? | Ne tür bir işten bahsediyorsun? | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
A killer business if you ask me. | Bana soracak olursan, öldürme işi. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
I only arrived this morning, but already saw two interesting things: | Daha bu sabah geldim, ama iki ilginç mesele gördüm: | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Your minister for burial affairs sending Mr. Perro straight to hell. | Defin işlerinden sorumlu bakanın Bay Perro'yu cehenneme gönderdi. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
And then, when I was at the sheriff's, I had a look at the famous family portraits. | Sonra, şerif'in yanında iken ünlü aile resimlerine bir göz attım. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Those with the numbers. | Rakamlarına da. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
And that got me an idea. | Ve bu bana bir fikir verdi. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
What goddamned idea is that? A damn good idea, I think. | Ne lanet bir fikir? Bence, çok güzel bir fikir. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Founding a company together with you, for selling heads. | Başlarını satmak için sizinle birlikte bi şirket kurumalıyız. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Heads? | Başlarını mi? | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Of stone cold characters. | Taş kalpli karekterler. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Of those. To make this clear: | Bunlar. Açıklamak gerekirse: | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
They're not worth much, but the numbers on the portraits are good. | Fazla kıymetli değiller, ama resimleri üzerinde ki rakamlar güzel. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Excellent idea, Yankee. | Mükemmel bir fikir, Yankee. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
And is there also a bounty on your head? | Ve başınıza bir ödül var mı? | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
I'm not yet on the market, se�or. | Henüz pazarda değilim, bayım. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
The company should be built on equal shares. | Şirket eşit pay üzerinden inşa edilmelidir. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
A skin for a skin. What capital are you bringing in? | Bir kürk karşılığında bir kürk. Bu sermaye gerektirmez mi? | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
I'm bringing the business concept. | Ben iş fikrini ortaya attım. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
He's someone who should cry, but he makes us laugh instead. | Ağlaması gereken biri, ama bunun yerine bizi güldürüyor. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
I told you we found a jester. | Bir soytarı bulduk demiştim. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
The Concho founds no company. With nobody. | Concho'yla şirket kuramadın. Hiç kimseyle de. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
The Concho has only one partner: Himself. | Concho'nun tek bir ortağı var: Kendisi. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Me! Myself. A good partner. | Ben! Kendim. Güzel bir ortak. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
One who sees with his own eyes, and hears with his own ears. | Bir kişi kendi gözleriyle görür, ve kendi kulaklarıyla duyar. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
And who keeps his back clear all by himself. | Ve tek başına kendi arkasını korur. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
The Concho has only one partner: | Concho'nun tek bir ortağı var: | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
The Great Concho. | Büyük Concho. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Don't you think you're too great for a single pair of shorts? | Çifti kişilik bir pantolonun tek kişi için büyük olduğunu düşünmüyor musun? | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Can't you see you're way too small for me? | Benim için çok küçük olduğunu görmüyor musun? | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Maybe as a partner, but as an enemy, I might grow. | Bir ortak olarak belki, ancak bir düşman olarak, büyüyebilirim. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Not against me. | Bana karşı değil. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
A jester will always be a fool. | Bir palyaço her zaman aptaldır. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
And if I'm not amused anymore, I'll let my men have some fun. | Benim için artık komik olmasada, adamlarımın eğlenmesine izin vereceğim. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
You treated me as a frame seller, a fur trader, and a jester. | Bana resim satıcısı, kürk tüccarı ve bir soytarı gibi davrandın. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
While actually I'm a safe. | Oysa gerçekte bir çelik kasayım. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Hombre, talk straight. Speak out. | Adam ciddi konuş. Açıkça söyle. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Like I said, a safe. | Dediğim gibi, çelik kasa. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Very secure and full of money. | Çok güvenli ve para dolu. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
What money are you talking about? | Ne parasından bahsediyorsun? | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Money I earned myself. It's not here, but in a safe place. | Bizzat kazandığım para. Burada değil, ama güvenli bir yerde. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Where is that place? In the old mine. | Bu yer nerede? Eski maden de. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
The money from the post waggon. You searched it in vain. | Posta Arabasın da gelen para. Boşuna arıyorsun. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
I already found Cheap John... | Ben çoktan buldum, Cheap John... | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
...and became his heir. | ...onun mirasçısı oldu. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
But if you found the company, I'll give you the money from the train... | Ama eğer seninle şirket kurarsak, trenden alınan bu parayı... | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
...as a bailment. | ...teminat olarak sana veririm. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
I don't like you, nightingale. | Senden hoşlanmadım, bülbül. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
You can't impress me with your drivel. | Saçmalıkların beni etkileyemez. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Go to the mine. | Madene gidin. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
My men will go with you. | Adamlarım seninle gelecek. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
If the money is there, good, if not, you're dead. | Eğer para varsa, güzel, yoksa ölürsün. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Gold Tooth! Take four smart boys and accompany the Yankee. | Altın Diş! Dört akıllı çocuk al ve Yankee'ye eşlik edin. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Gold Tooth... | Altın Diş... | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
If the gold isn't there, sound him out. | Eğer altın yoksa, onun icabına bak. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
If he screws you, I'll screw you. | Eğer seni becerirse, ben de beceririm. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Does the nightingale fancy this game? | Bu oyun da Bülbül olur mu? | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
I might not be a nightingale, but I do like the game. | Bülbül olmayabilir ama oyunu severim. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Good, I like it, too, but I only play to win. | Güzel, ben de severim, ama sadece kazanmak için oynarım. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Then you can only play with folks who have no luck. | Öyleyse yanlızca şansı olmayan kişilerle oynayabilirsin. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
And I'm always lucky, also in game. | Her zaman oyunda, çok şanslıyımdır. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Not as lucky as I am, frame seller. | Benim kadar şanslı değil, resim satıcısı. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
There are only two options, and only two. | Yanlızca iki seşeneğin var, yanlızca iki. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
You will either meet me again, or you'll meet the devil. | Ya tekrar benimle karşılaşırsın, yada şeytanla karşılaşacaksın. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Won't make a difference, se�or. | Farketmez, Bayım. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
The devil has horns, too, and they can break. | Şeytanın da boynuzları var, kırlabilir. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Let's go, boys! On your horses! | Hadi gidelim, çocuklar! Atlarınıza! | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
We're there. | İşte buradayız. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
This is it. In there. | Burası. Orada. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
You others come from the back. | Diğerleri arkadan gelecek. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
I'll be waiting here for you, Yankee. | Burada seni bekliyorum, Yankee. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Let's hurry! | Hadi, acele edin! | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
And don't you forget, Yankee: | Sakın unutma, Yankee: | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
If you don't come out with the gold, I'll come up with some lead. | Eğer altınla dışarı çıkmazsan, seni kurşun manyağı yaparım. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
The gold should be here. Where? | Altın burada olmalıydı. Nerede? | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Stop there, Yankee! | Dur orada, Yankee! | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Tough luck, Yankee! | Kötü şans, Yankee! | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Go back to the Concho. | Concho'ya geri dön. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
And tell him that the Yankee makes the deal himself. | Ve ona söyle, Yankee anlaşmayı kendisi yapar. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
All your heads have their value. I'll sell them all. | Hepinizin başının kendi değeri var. Hepsini satacağım. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Tell him that! | Ona bunu söyle! | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
And also tell him that his head will be last. | Ve aynı zamanda onun da başının sonu olacağını söyle. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Consalvo! | Consalvo! | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
The Yankee is here. | Yanki burada. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |
Get the cart out. | Arabanı hazırla. | Yankee-1 | 1966 | ![]() |