Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 179015
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Shove, before l break your teeth. Sir, l was just moving. | Defol, yoksa ağzını burnunu kırarım! Efendim!.. Ben de şimdi kalkıyordum | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| You must be wondering what am l doing here...? | Merak ediyorsunuzdur, ben burda ne yapıyorum?.. | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Can you see that bus over there? Actually l should've been on that bus | Ordaki otobüsü görüyor musunuz? Benim burada değil, orada olmam lazımdı | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| But l noticed you and l saw how graciously you took this wonderful seat | Fakat sizi izliyordum ve bu harika koltuğa nasıl da kolayca geçtiğinizi gördüm | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l thought to myself either you are extremely brave or extremely foolish... | Kendi kendime dedim ki, ya çok cesur ya da çok aptal... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| to do this long journey all by yourself. Then l realised that... | ..böyle bir yolculuğa tek başına çıkıyor Ve şunu anladım... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| although l'll reach my village, l'll be bothered throughout my journey... | ..köyüme ulaşmış olsam bile, yolculuğum boyunca, hatta belki hayatım boyunca düşünüp duracağım | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| that silly Rakistani girl reached her destination safe and sound | ..O aptal Pakistanlı kız, gideceği yere sağ salim ulaşabildi mi, ulaşamadı mı? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| So please don't think that l've come to help you | Yani, sakın size yardım etmek için buraya geldiğimi düşünmeyin | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l'm simply ensuring your thoughts don't bother me for the rest of my life | Buraya geldim çünkü, ömrümün geri kalanında düşüncelerinzin beni rahatsız etmesini istemiyorum | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| By the way l'm Squadron Leader Veer Rratap Singh | Bu arada ben, Hava Filosu Komutanı Veer Pratap Singh | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l'm Zaara, Zaara Hayaat Khan | Ben Zaara, Zaara Hayaat Khan | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''Below the blue skies'' | Mavi gökyüzünün altında, Toprak bereketli | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''Every season is joyful'' | Her mevsim güzel | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''O'my beautiful land'' | Ne kadar güzel | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''My land'' | ...ülkem | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''The earth is golden, the skies are blue And every season is colourful'' | Altın toprağı, mavi gökyüzü... Altın toprağı, mavi gökyüzü ile her mevsimi renk dolu | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''This is my land'' | İşte benim ülkem | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''The sparrow hawk calls and the nightingale sings'' | Guguk kuşları öter | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''A letter from my beloved will arrive'' | Bir mektup gelecek sevgilimden | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''And there'll surely be a mention of me'' | Mektubunda beni yazmış olacak sevgilim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''When the wind moves like a comb Through the fields of wheat'' | Rüzgar buğday tarlasını taradığı zaman | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''lt lifts a hundred colourful scarves'' | Rengarenk şallar dalgalanmaya başlar | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''When the water carriers come to the well to fill their pots'' | Köylü kızlar küplerini doldurmaya geldiklerinde | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''Someone entrances them with the sweet sound of his flute'' | Biri onlara flüdü ile tatlı yumuşak bir melodi çalar, dinle!.. | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''Where children, carried on their father's shoulders...'' | Babalarının omuzlarında oturup şenliği izleyen çocuklar | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''And to candy and savouries'' | Yiyecek tatlı şeyler bulabilirsin istersen tuzlu şeyler de | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''These innocent children as dear as dolls'' | Bu masum çocuklar oyuncak bebek gibiler | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''Are entertained by their grandmothers with fairy tales'' | Ve hergün babaanneleri anlatır Her gün babaanneleri onlara masallar anlatır | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''ln my country a guest is revered as a god'' | Benim ülkemde misafir tanrı gibi karşılanır | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''And no matter what land he comes from, He becomes a part of this land'' | Nereden gelirse gelsin bizim bir parçamız olur | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''l have seen and understood your country'' | Senin ülkeni gördüm senin ülkeni tanıdım | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''l don't know why it all seems familiar'' | Neden bilmiyorum bana tanıdık geldi... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ''These evenings are familiar As are these mornings'' | Buradaki o akşamlar o sabahlar | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| These are last rites. lt is done before the ashes are immersed in the river | Bunlar son ayinler. Küller nehire döklmeden hemen önce yapılır | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| So why aren't we doing it ? We aren't doing it because... | Peki biz neden yapmıyoruz? Biz bunu yapmıyoruz çünkü... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| No, l want to immerse the ashes with the complete rituals | Hayır, ayinin tamamını yaptıktan sonra külleri dökmek istiyorum | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Hey no, no Zaara. lt's like this... some priests are fanatics | Zaara, bak.. Burdaki rahiplerin çoğu fanatiktir | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| So you'll get insulted and l'll get unnecessarily beaten up | Yani, hem sana hakaret ederler, hem de ben gereksiz yere dayak yerim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Should l go and ask ? No, no you don't ask. | Gidip ben sorayım mı? Hayır, hayır sen sorma.. | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| You wait here. l'll ask. You wait right here... please | Sen burda bekle ben sorarım Sen burda otur, lütfen | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l'd told you about Kiritpur, right? Just immerse me there. l'll get refuge'' | ''Sana Kritpur'dan bahsetmiştim, değil mi? Küllerimi oraya dök. O zaman huzur bulacağım'' | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ls your name Zaara? | Adın Zaara mı? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| You've come from Rakistan? | Pakistan'dan mı geldin? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l've been in this temple since forty two years | Ben iki yıldır bu tapınakta kalıyorum | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| But l have never seen such devotion | Ama böyle bir bağlılık ilk defa görüyorum | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| lt would be an honour for me to do the last rites for your Bebe | Beben için son ayini yapmak benim için onurdur | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Rut your hand out and fulfill Bebe's last wish with me | Elini verip ve benimle beraber Bebe'nin son arzusunu yerine getirir misin? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| But how can l...? | Ama, ben nasıl...? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Look here, neither l nor you are Bebe's children. But... | Bak... Ne ben Bebe'nin çocuğuyum, ne de sen... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| But...if it weren't for you l wouldn't have been able to get Bebe here so easily | Ama eğer sen olmasaydın, belki ben de buraya Bebe'nin küllerini bu kadar kolay getiremezdim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Anything else...? No thanks | Başka bir şey? Hayır, teşekkürler | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| You've already done a lot for me. l just don't know how to thank you | Benim için o kadar çok şey yaptın ki, sana nasıl teşekkür edeceğimi bilmiyorum | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l'm very frank about these things. lf you ask me... | Böyle konularda çok açığımdır Eğer sorarsan.. | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l'll tell you what l really want... Tell me what l can do for you ? | ..sana ne istediğimi söylerim Öyleyse söyle lütfen, senin için ne yapabilirim? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Be careful, l will ask but you will not be able to give it | İyi düşün... İsteyeceğim şeyi belki de yapamayacaksın | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| lt's a promise that l'll fulfill it | Söz veriyorum, yapacağım | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| A Rakistani has made a promise to an lndian | Bir Pakistanlı Hindistanlı'ya söz verdi | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Now my country's honour is at stake. Now even if l want to l can't back off | Şimdi benim ülkemin onuru söz konusu İstesem bile sözümden geri dönemem | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Rlease tell me what can l do for you? Give me this one day from your life... | Söyle lütfen, senin için ne yapabilirim? Hayatından bu günü bana hediye eder misin? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l want to share my world with you. l too wish to give you memories... | Ben de sana kendi dünyamı göstermek, dünyamı seninle paylaşmak istiyorum | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l know a day is very precious to you. But l promise that... | Biliyorum senin için bir gün çok kıymetli Ama sana söz veriyorum, bu bir günü hiç unutmayacaksın | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l warned you that you'd regret making this promise | Sana dememiş miydim?.. Söz vermeden önce iyice düşün diye? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| What l felt... | Bana ne olmuştu... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l still can't understand... | Şimdi bile bilmiyorum... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Why l asked her for a day l don't know... l just asked her | Ondan neden bir gününü istedim, bilmiyorum... Sadece, istedim... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| But yes at that time l did feel that our acquaintance... | Ama evet... O zaman da hissetmiştim, görüşmemiz orda öylece bitemezdi | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| and that poor girl listened to me silently.... | ..o zavallı kız da sessizce dinledi | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Saamiya... the honour of your Rakistan was at stake | Saamiya... Pakistanınız'ın onuru söz konusuydu | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l'm scared of heights... Why didn't you tell me earlier? | Çünkü ben yüksekten korkarım Neden daha önce söylemedin? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| so what could l do...? Does that mean... | Ne yapabilirdim ki..? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Rlease smile a little or l'll get scared too | Lütfen biraz gül yoksa ben de korkmaya başlayacağım | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Okay look, eat some nuts. lt'll take your mind off this | Tamam bak.. Biraz fındık ye, dikkatini dağıtır | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Hold out your hand... No... | Aç avucunu... Hayır | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| More ? | Daha? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Hey Rappu's mother see our Veer has come and has brought his fiancee with him. | Heey! Pappu'nun annesi bizim Veer'i geldiğini görmüş yanında da nişanlısı varmış! | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Maati Veeru's here.... | Maati, Veeru geldi! | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Veeru? Yes. | Veeru? Evet! | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| And he's got his wife along with him. What rubbish? | Ve karısı da onunla beraber geldi Ne saçmalıyosun sen? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l'm telling the truth Maati. The whole village has come out to see them... | Doğru söylüyorum, Maati Tüm köy onları görmek için dışarı çıktı | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| What the hell...let him come... l'm not going to talk to him | Tanrının cezası... Bırakın gelsin Onunla konuşmayacağım!.. | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Bauji... Maati's calling you... Yeah right... l heard her... | Bauji... Maati seni çağırıyor! Evet, duydum... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| She always calls me at the wrong time. Come here son, l'll tell you something | Hep yanlış zamanda çağırır zaten Buraya gel evlat, sana bir şey söyleyeceğim | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Don't ever make the mistake of getting married. lf you do... | Sakın evleneyim deme! Eğer evlenirsen.. | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Oh my dear one, how many times do l've to tell you. | Hayatım... Sana kaç kere daha söyleyeceğim? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| not to disturb me during a game. And how many times do l tell you... | Oyun oynarken beni rahatsız etme Peki ben sana kaç kere söyleyeceğim? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Let me tell you one thing. ln this entire village... | Sana bir şey diyeyim mi? Chaudhry Sumer Singh'i yenebilecek tek bir oyuncu bile yok bu köyde! | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| How're you Kamli? Fine... | Nasılsın Kamli? İyiyim... | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l'll say hi to Bauji ... your blessings, Bauji.... | Bauji'ye selam vereyim... ..saygılarımla, Bauji.. | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| You son of an ass...without asking or telling us, you got married? | Seni o.. çocuğu!.. Bize sorup danışmadan evlenirsin hm? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| l'll thrash you! Married? Who told you that? | Canına okuyacağım senin! Evlenmek mi? Bunu kim söyledi? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| ls there only one kind of relationship between a man and a woman? | Bir erkekle bir kadın arasında sadece tek çeşit bir bağ mı olur? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Of course! l understood the moment l saw her... | Tabi ya... Gördüğüm ilk anda anlamıştım.. | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| such a beautiful girl with an ass like you...impossible! | ..bunun gibi güzel bir kız senin gibi bir eşşekle... imkansız! | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| From Rakistan | Pakistan'dan | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| What would you like to eat? Should l get some butter milk? | Söyle ne istersin, biraz süt getireyim mi? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| You come with me. lf you get caught up in his chatter it'll be nightfall soon | Sen benimle gel. Eğer onun gevezeliğini dinleyecek olursak, yakında gece olacak | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Make way. Oh yes. | Yol ver Tamam | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Yes...one minute... What? | Evet.. Bir dakika.. Ne oldu..? | Veer-Zaara-2 | 2004 | |
| Yes? Well... have you got my things? | Evet? Benim emaneti getirdin mi? | Veer-Zaara-2 | 2004 |