Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178854
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| With all the possible respect I can offer a man | Plastik bir maske takan ve komplo teorileri üreten | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| wearing a latex mask and spouting conspiracy theories, David... | sana, tüm saygımla söylüyorum ki David... | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| ...believe me. You've crossed that bridge. | inan bana o sınırı çoktan aştın. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Enjoy your dinner. | İyi akşam yemekleri. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| There are five basic emotions in life, David. | Hayatta beş temel duygu vardır, David. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Tell me, what emotion gripped him before he entered that cell? | Hücreye girmeden önce onu etkileyen hangi duyguydu? | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Was it guilt? Hate? | Suç? Nefret? | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Shame? | Utanç? | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Love? | …bu tartışmayı açacağım. Sevgi? Sevgi? | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Who needs ice? | Buz isteyen? | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Hey, Emma! David, happy birthday. | Hey, Emma! David, doğumgünün kutlu olsun. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| You have got the greatest taste in shoes bar none. | Ayakkabı konusunda kesinlikle çok zevklisin. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Emma, have you met Lynette? | Emma, Lynette'le tanıştınız mı? | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| No, but I shudder to think what we might have in common. | Hayır, ancak ortak yönlerimiz olabileceğini düşünmek beni ürpertti. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Did you invite the entire snowboarding team? | Bütün snowboard takımını mı davet ettin? | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Say happy birthday to David. Happy birthday. | David'in yaşgününü kutlayın. Nice yıllara. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Welcome to Graceland. | Graceland'e hoşgeldin. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Happy birthday, you sonofabitch! | Nice yıllara, it herif! | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| ...the great John Coltrane. They would love an article on it. | Büyük John Coltrane. Bu konuda bir yazı çıkması hoşlarına gider. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| It's an amazing, amazing product. | Olağanüstü bir ürün. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| No, that's OK. I've got it. | Hayır, teşekkürler. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Literary god, Brian Shelby. Happy birthday! | Edebiyat ilahı Brian Shelby. Nice yıllara! | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| And all the usual shit. How you doing? Living the dream, baby. | Ve sıradan zırvalar. Nasılsın? Rüyada yaşıyorum. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| David Aames. | David Aames. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| To what do I owe this pleasure? The pleasure of Sofia Serrano. | Bu zevki neye borçluyum? Sofia Serrano'nun zevkine. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| We met today at the library. | Bugün kütüphanede tanıştık. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| My coat's too big for your closet. We were pretending to be intellectuals. | Üzgünüm. Montum dolabınıza sığmadı. Biz entellektüel gibi davranıyoruz. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| It's amazing. I love your coat. I overdressed. I mean, I underdressed. | Çok güzel. Montuna bayıldım. Çok resmi giyinmişim. Yani çok spor. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| I'll continue like you're both listening to me. | Beni dinlediğinizi varsayarak konuşacağım. Planım Mustang’a bağlı… …vede o hazır değil. Beni dinlediğinizi varsayarak konuşacağım. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Do you have another room to put it in? I have ceased to exist. | Bunu koyabileceğim bir oda var mı? Varlığım son buldu. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Madison Square Garden is nearby. It might fit there. | Madison Meydanı yakınlarda. Belki oraya sığar. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Happy birthday. We picked it out together. | Nice yıllara. Birlikte seçtik. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Thank you. We picked it out together. We. | Teşekkür ederim. Birlikte seçtik te. Biz. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Listen... Hey, Tommy. | Dinle... Merhaba, Tommy. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Don't blow me off. | Beni başından savma. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| I'm all packed, I'm going back to London and I understand. | Eşyalarımı topladım, Londra'ya dönüyorum ve her şeyi anladım. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| You put me up for that attorney's job so you didn't have to fire me. | Beni kovmak zorunda olmamak için avukatın yanında iş ayarladın. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| A classy move. Your father would have done the same. | Asil bir hareket. Baban da aynısını yapardı. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| It's OK, Tommy. I became incompetent. | Önemli değil, Tommy. Artık yetersiz kaldım. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| I cared for your father. I lived and breathed for him. | Baban benim için değerliydi. Onun için herşeyi yapardım. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| These guys, the Seven Dwarfs, | Ama şu Yedi Cüceler, | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| they think you're stupid. A corporate hazard, a rogue. | senin aptal, şirket için tehdit, serseri olduğunu düşünüyorlar. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| They'll find a way to catch you out, David. | Senden kurtulmanın bir yolunu bulacaklar, David. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| They're lined up for your office, your life, your position. | Büronu, hayatını, konumunu ele geçirmek için sıraya girmişler. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| And they're going to sell this tradition of words | Daha iyi bir kafeteryada yemek yiyebilmek için | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| What they don't know is this. People will read again! | Bilmedikleri bir şey var. İnsanlar yeniden okumaya başlayacak! | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| They've even got a nickname for you behind your back. | Arkandan sana bir takma ad bile takmışlar. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Citizen...Dildo. | Vatandaş...yapay penis. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| You've got great instincts, but I say this with complete love. | Sağlam içgüdülere sahipsin ama bunu seni sevdiğim için söylüyorum. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Claim your life. Learn to be an asshole... | Yaşamına sahip çık. İtin teki olmayı öğren... | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Two's enough. Forgive me. | İki öğüt yeter. Bağışla. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| I still believe in this family, David, even if it's only you. | Geriye sadece sen kalmış olsan bile bu aileye hala inanıyorum David. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Drive Tipp home. | Tipp'i evine bırak. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Give him that big office across from the Seven Dwarfs. | Ona Yedi Cücelerin karşısındaki büyük büroyu ver. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Set up a meeting with the other attorneys. I'll be in early tomorrow. | Öteki avukatlarla toplantı ayarla, yarın erken geleceğim. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Earlier than usual. | Her zamankinden daha erken. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| I've come to wish you happy birthday. Oh, man! | Doğumgününü kutlamaya geldim. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| I didn't invite you, Julie. That was a little weird. | Seni davet etmemiştim Julie. Bu çok tuhaf. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| That's how it works with parties. You have to be invited. | Partilerde kuraldır. Davetli olman gerekir. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| I'm mad at you, you dick. | Sana çok kızgınım, sersem. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| We made love four times the other night. | Geçen akşam dört kez seviştik. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Was that good? Two's good. | İyi miydi? İki kez iyidir. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Three...is very good. | Üç kez...çok iyidir. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| But four... Four's pretty good? | Ama dört... Dört olağanüstü iyi midir? | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Four is... | Dört... | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Four is what? | Dört nedir? | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Hold me, I'll leave and you can go back and talk to that cute brunette. | Bana sarılırsan, giderim ve o şirin esmerle konuşmaya devam edersin. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| She looks like a moth, David. | Güveye benziyor, David. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| A moth? Sometimes I worry about you. | Güve mi? Bazen senin için endişeleniyorum. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Some clever girl in a silly coat will come along and play you just the right way. | Komik montlu, zeki bir kız gelip seni parmağında oynayacak. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| I'll lose my friend and there won't be chicken soup parties for me and you. | İşte o zaman arkadaşımı kaybederim ve ikimiz için tavuk suyu partileri olmaz. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| When will you call me? Don't say "soon". | Beni ne zaman arayacaksın? Sakın "yakında" deme. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| I hate it when you say soon. | Yakında demenden nefret ediyorum. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| So this is what's become of rock and roll? | Rock and roll'un son durumu bu mu? | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| A smashed guitar behind a glass case displayed on some rich guy's wall. | Zengin birinin duvarında, cam bölme içinde asılı parçalanmış bir gitar. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| It was a gift, actually. | Aslında o bir hediye. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| I like it. Whoa! Whoa! | Çok beğendim. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| So how did you get all this stuff? This apartment, this life? | Tüm bunlara nasıl sahip oldun? Bu daireye, bu yaşantıya? | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| How about if you help me? Unless I'm horning in here. | Bana yardım etmeye ne dersin? Tabii rahatsız etmiyorsam. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| You are, but the food's good. I've got a stalker. | Ediyorsun ama yiyecekler leziz. Peşimde biri var. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| It doesn't sound life threatening. I need you to pretend | Bence ölümcül bir durum değil. Hararetli sohbet ediyormuşuz | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| we're having a scintillating conversation and you are wildly entertained. | ve sen de çok eğleniyormuşsun gibi davranmanı istiyorum. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| She's right across the room, burning a hole in my back. | Odanın öteki ucunda, bakışları sırtımı deliyor. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Red dress, strappy shoes? Yes. | Kırmızı elbise, bantlı ayakkabılı mı? Evet. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| She's really staring at you. | Gerçekten sana gözünü dikmiş. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Shit. She seems to be crying. Less happy. | Lanet olsun. Sanki ağlıyor. Hüzünleniyor. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| I think she's the saddest girl to ever hold a Martini. | Elinde Martini gördüğüm en üzgün kız. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| You have another apartment? Sort of a day office. | Bir dairen daha mı var? Bir tür çalışma bürosu. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| I am not going in there. I am. Goodnight. | İçeri girmeyeceğim. Ben gireceğim. İyi geceler. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| I hear her coming! Really? | Geldiğini duyuyorum! Gerçekten mi? | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Brian. How are you? | Brian. Nasılsın? | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| We're safe, but I've got nothing to drink. | Güvendeyiz ama burada içki yok. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Who did these paintings? | Bu resimleri kim yaptı? | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| This is Joni Mitchell, this one is Monet... | Bu Joni Mitchell'in, bu da bir Monet... | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| ...and this one was done by me. It is a snowboard. | Bunu da ben yaptım. Bir snowboard. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Well, two of them are geniuses. | Bu ikisi dahiymiş. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| That is the real thing. His paintbrush painted the vanilla sky. | Bu gerçeği. Fırçasıyla gökyüzünü vanilya rengine boyamış. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| Canvas. My mother's. | Tuval. Annemin. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| I'm surprised you're surprised. | Şaşırmana şaşırdım. Böyle devam edemeyeceğim. | Vanilla Sky-2 | 2001 | |
| I caught you. Brian, come in here. | Yakaladım sizi. Brian, içeri gel. | Vanilla Sky-2 | 2001 |