Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 147908
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Derya are you O. K? | Derya, iyi misin? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Don't get on! | [SESLER ARTAR] Binme. Binme. Binme. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Don't get on! | [FARKLI FARKLI SESLERDEN, AYNI İKAZ] Binme! Binme! Binme! Binme! Binme! | Ses-1 | 2010 | ![]() |
We'll play a game. | [SES] Bir oyun oynayacağız. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Which game? | Ne oyunu? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Cold warm, do you know how to play? | Sıcak soğuk. Biliyor musun? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Warm when I get closer, and cold as I get further away, right? | Yakınsam sıcak, uzaksam soğuk? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Yes, for instance now cold... | Evet, mesela şimdi soğuk. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Cold, cold. | Soğuk. Soğuk. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Warm, warm. | Sıcak. Sıcak. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Cold. Cold, don't. | Soğuk, soğuk. Sakın. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Warm, warmer. | Sıcak. Sıcak. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Warmer, it will burn your hand. | Sıcak, elin yanacak. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
How can I help you? | Bir şey mi istediniz? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
I... I wanted to get some film. One of these... | Ben, şey... Film istemiştim. Bir kutu, şundan. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
I thought everyone is using digital nowadays. | Ben de negatif çeken kaldı mı diyordum. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
No one's asked for these for quite a long time now. | Epeydir kimse istemiyordu. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
I can sell it all to you if you like... | Hepsini satabilirim. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Is it someone you know? Yep. | Tanıdık mı çıktı? Hı hı. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
This boy is a close friend of mine... | Bu çocuk çok yakın bir arkadaşım da... | Ses-1 | 2010 | ![]() |
I was surprised to see him here. | Birden burada fotoğrafını görünce şaşırdım. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Can I buy this? | Acaba... Rica etsem bunu bana satar mısınız? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Take it, it's yours. Free of charge... | Beğendiyseniz alın. Paranın lafı mı olur. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
It's still dark. | [SES]Hâlâ karanlık. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Where have you been sweetie? | Ne yaptın bu saate kadar yavrum? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Never mind. It's a long story. | Boşver. Uzun anlatması. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
And you didn't give me a call. | Haber de vermedin. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Mom. | Anne. Hı? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
I'm sometimes harsh on you, I'm sorry. | Sana bazen kötü davranıyorum. Kusura bakma. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Actually it's me I'm angry at, but I take it out on you. | Ben... Aslında kendime kızıyorum. Acısını senden çıkartıyorum. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Something's happening... | Bir şey oluyor... | Ses-1 | 2010 | ![]() |
What is it sweetie? | > Aaa, ne dramı güzel kızım? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Now I won't be able to leave you... | > E bu gidişle seni bırakıp gidemem ben. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
No, no, no. It's all in here. | Yok... Yok, her şey... Burada. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
I'll manage. I'm just a little tense these days... | Hâllolur. Çözerim ben. Gerginim sadece biraz. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
It's still dark. | Hâlâ karanlık. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Don't you remember? No. | Hatırlamadın mı? Yoo. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
But I told you about this. | Aa, anlattım ya sana. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
You were five... | 5 yaşındasın. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
We're in bed asleep. It's about 2.a.m. Or something. | Gece uyuyoruz, saat 2 mi ne. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
I woke to your screaming voice. | Birden içeriden bir bağırtı. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
I rushed out of bed and come running to your room. | Fırladım, koştum odana geldim. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
You're standing beside the bed. | Baktım yatağın yanında böyle duruyorsun. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
I'm scared. It's so dark. | Çok karanlık. Korkuyorum. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Well why don't you turn on the light? | E kızım niye ışığı açmıyorsun? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
I don't know, you turn it on. | Bilmem, sen aç. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
What's there to know, look I'll turn this switch and... | E bilmeyecek ne var? Bak şimdi dedim, şu düğmeye basacağım... | Ses-1 | 2010 | ![]() |
...everything will be all right. | ...her şey düzelecek. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
I turn the lights on, you looked at the light... | Düğmeye bastım. Işık yandı. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
...and then at me and you said... | Sen lambaya baktın. Sonra bana baktın ve dedin ki... | Ses-1 | 2010 | ![]() |
You were stubborn like that, you see. | Aaa... İşte öyle inatçıydın. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
And you still are stubborn like that. | Şimdi de öyle inatçısın. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Shall I go to bed? Yes sweetie. | Ben yatayım mı? Yat yavrum. Benim biraz daha işim var. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
We were very close with Onur and his family, right? | Onur ağabeylerle biz çok yakındık, değil mi? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
They were like a part of the family? | Akraba gibi? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Then why don't we have any childhood photos with him? | Peki o zaman benim Onur ağabeyle niye hiç çocukluk resmim yok? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
If we were that close, why don't we have any photos together? | Yani, madem o kadar yakın dosttuk. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
I don't know. I guess we never thought of that. | Ne bileyim, denk gelmemiştir. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
When Onur and his family moved out of here, he was six. | Onurlar buradan taşındıklarında, Onur kaç... 6 yaşındaydı. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
You were not even three then. | Sen 3 yaşında bile değildin daha. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Never mind. | Neyse. Boşver. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
You cannot run away from me. | [SES]Beni dinle. Benden kaçamazsın. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
You can't stop me from talking. | Beni susturamazsın. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Take that thing off, you're driving me crazy. | Çıkar şunu kızım, sinir etti. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
I am looking at you. | Tamam, bakıyorum sana. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
We're trying to get a wedding dress here. | Gelinlik alıyoruz burada. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Are you in a depression or something? | Bunalım mısın nesin? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Middle age crisis! | Orta yaş bunalımı! | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Filiz. | Filiz. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
O.K. Shut up. It's beautiful isn't it? | Tamam, sus. Nasıl? Güzel mi? Hı? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
There is something wrong with you. | Senin canın sıkkın. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Where did that come from? | Ha? Nereden çıktı? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
You're bored. | [SES]Sıkıldın. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Nothing. Tell her that you're bored. | [SES] Yok bir şey. Sıkıldığını söyle. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
What do you mean "nothing"? Like I don't notice? | Nasıl yok? Görmüyor muyum ben? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
I'm a bit down. | Canım biraz sıkkın. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
You're not down, you're bored. | [SES]Canın sıkkın değil, sıkıldın. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
You're bored. I'm bored. | [SES]Sıkıldın. Sıkıldım. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Good for you. | [SES]Aferin. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
What does that mean? Nothing. | Ne demek o? Hiç. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
You're bored of me? | Benden mi sıkıldın? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Yes, you're bored of her. | [SES]Evet, ondan sıkıldın. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
No Filiz, it's just these wedding arrangements are a bit... | Yok, yok Filizcim, sadece bu... Evlilik meseleleri biraz... | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Boring for you. | [SES]Sıktı seni. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
If we were to talk about your wedding one day... | Bir gün seninle evliliğin hakkında konuşursak... | Ses-1 | 2010 | ![]() |
...maybe you wouldn't be bored. | ...belki sıkılmazsın. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Filiz wait. You got me wrong. | Filiz dur, yanlış anladın. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
She's got you right. | [SES]Doğru anladı. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
For God's sake, will you shut up! | Ya Allah aşkına bir sus ya! | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Derya! You didn't put the headset on? | Derya. Tasmayı takmamışsın? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
If you like, I'll give you a couple of days off. | İstiyorsan sana birkaç gün izin vereyim, kafa izni. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
You can even go to London with your mom, to clear your head? | Hatta ayarlayalım, annenle sen de git Londra'ya. Biraz kafa dinlersin, ha? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
I'm fine, thank you. You're sure? | İyiyim ben, sağ olun. Emin misin? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
The photo. | [SES]Fotoğraf. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Show him the photo. | Fotoğrafı göster. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Onur. | Onur Ağabey. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Mr Onur. | Onur Bey. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
I was buying some film for my camera yesterday and I found this. | Dün film almak için bir fotoğrafçıya girdim de, tesadüfen bunu buldum. | Ses-1 | 2010 | ![]() |
Where did this come from? | Nereden çıktı bu? | Ses-1 | 2010 | ![]() |
It was on the table under the glass in the photographer's shop. | Fotoğrafçının masasında cam altında duruyordu. | Ses-1 | 2010 | ![]() |