Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178611
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Mom, I'm at the Peace Ambassador Center. They're rioting. | Anne, Barış Elçiliği Merkezi'ndeyim. Burada bir isyan çıktı. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Stay put. I will be right there. | Olduğun yerde kal. Hemen geliyorum. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| There's a riot at the Peace Ambassador Center. | Barış Elçiliği Merkezi'nde isyan çıkmış. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Tyler's there. | Tyler da orada. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I understand there are questions amongst you | Kızıl göğün bırakılmasıyla ilgili sorularınız olduğunu anlıyorum. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I assure you it was all part of my plan. | Bunun planımın bir parçası olduğuna sizi temin ederim. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| And no one... human or visitor... | Hiç kimse... İnsan veya Ziyaretçi... | V Red Rain-1 | 2011 | |
| can comprehend the magnitude of what is coming. | ...gerçekleşmek üzere olan şeyin büyüklüğünü kavrayamaz. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| There's also concern that I've been infected by the human skin. | İnsan derisinden etkilendiğim yönünde de endişeler varmış. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| You have no cause for worry. | Endişeleriniz yersiz. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I have everything under control. | Her şey kontrolüm altında. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I'm so appreciative of your trust... | Güveninize... | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Your confidence... | İnancınıza... | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Your loyalty. | Sadakatinize minnettarım. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I may wear this skin, but I never forget what we are beneath. | Üzerimde bu deri olabilir ama aslında ne olduğumuzu asla unutmam. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Save our sky! Save our sky! Save our sky! | Göğümüzü kurtarın! Göğümüzü kurtarın! Göğümüzü kurtarın! | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Hey, you, get back! | Geri çekil! | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Save our sky! Save our sky! | Göğümüzü kurtarın! Göğümüzü kurtarın! | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Save our sky! Save our sky! | Göğümüzü kurtarın! | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Mom, I was trying to get up on the ship to see Lisa. | Anne, Lisa'yı görmek için gemiye çıkmaya çalışıyordum. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| It was the last shuttle up. It's okay. Just stay with me. | Bu kalkan son mekik. Sorun yok. Yanımdan ayrılma. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Hey, hey, hey! Back off. Back off! | Geri çekil. Geri çekil! | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Mom, I'm... I'm fine. It's okay. I... | Anne, iyiyim. Bir şeyim yok. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Let me see. Let me see. | Bakmama izin ver. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Okay, look, you're hurt. | Tamam, bak, yaralandın. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I'm gonna get you help. | Sana yardım bulacağım. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I'm Erica Evans, FBI, Fifth Column task force. Anna knows me. | Ben Erica Evans, FBI'ın Beşinci Kol Özel Birimi'ndenim. Anna beni tanıyor. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| This is my son Tyler. He needs to get up on the ship. | Bu da oğlum Tyler. Gemiye çıkması lazım. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| He needs immediate medical attention. | Acil tıbbi müdahaleye ihtiyacı var. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Anna will want to know. She will want to help. Call her! | Anna bunu öğrenmek isteyecektir. Yardım etmek isteyecektir. Haber ver! | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I've been authorized to bring your son up to the mother ship. | Oğlunuzu ana gemiye götürmem emredildi. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| No. He's not going without me. | Hayır. Bensiz bir yere gidemez. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Agent Evans, we have to go now. | Ajan Evans, hemen gitmeliyiz. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Are you sure we're gonna be okay, father? | Her şeyin yoluna gireceğinden emin misiniz Peder? | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Yes. Yes. We're gonna be... | Evet, evet. Her şey yoluna girecek. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Thank you, father. | Teşekkür ederim Peder. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Did you see what it's like outside? | Dışarının halini gördünüz mü? | V Red Rain-1 | 2011 | |
| The sky is bleeding. | Gökyüzü kanıyor. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I came to pray. | Dua etmeye geldim. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| You're not welcome here, Chad, not after what you've done. | Burada hoş karşılanmıyorsun Chad, Yaptığın şeyden sonra olmaz. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I saw something on the ship. | Gemide bir şey gördüm. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Anna's torturing the live aboards | Anna, "Gemide Yaşam" programındakilere bir çeşit iğneli makineyle işkence ediyordu. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| They're... they're put into it, and... | Onları makinenin içine koyuyorlardı... | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I helped get them up there. | Oraya gitmelerine ben ön ayak oldum. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I promoted the "live aboard" program. | "Gemide Yaşam" programının reklamını ben yaptım. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| People thought the healing centers were safe | İnsanlar tedavi merkezlerinin güvenli olduğunu düşündü... | V Red Rain-1 | 2011 | |
| because they saw Chad Decker's aneurysm get healed. | ...çünkü Chad Decker'ın anevrizmasının iyileştiğini gördüler. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| News flash, father... Anna gave me that aneurysm. | Ama flaş haber Peder... O anevrizmayı bana Anna verdi. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| People trusted me, | Halk bana güvendi... | V Red Rain-1 | 2011 | |
| and I used that trust exactly the way Anna wanted me to. | ...ve ben o güveni aynen Anna'nın yapmamı istediği gibi kullandım. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I'm not sure how I can help you, Chad, | Sana nasıl yardım edebilirim bilmiyorum Chad. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| or if I want to. | İstiyor muyum, onu da bilmiyorum. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Father, please. | Lütfen Peder. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Give me another chance. | Bana bir şans daha verin. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| A chance to fight with the Fifth Column. | Beşinci Kol'da savaşmam için bir şans. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| You're not just asking for another chance, Chad. | Sen sadece bir şans istemiyorsun Chad. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| You're asking for forgiveness. | Bağışlanmak da istiyorsun. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Only God can offer you that. | Bunu sana sadece Tanrı sağlayabilir. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| You want my trust? | Sana güvenmemi mi istiyorsun? | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Earn it. | O güveni kazan o zaman. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Mrs. Evans, is he all right? | Bayan Evans, o iyi mi? | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Don't worry, Lisa. Tyler's gonna be fine. | Merak etme Lisa. Tyler iyileşecek. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I needed an excuse to get up on the ship to see you. | Gemiye binip, seni görebilmek için bir bahaneye ihtiyacım vardı. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| What is happening? First the sky turns red, now the rain. | Neler oluyor? Önce gök kızıl oldu, şimdi de yağmur. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| What the hell is your mother doing? I don't know. | Annen ne yapıyor? Bilmiyorum. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Joshua was our most important ally on the ship. | Joshua, gemideki en önemli müttefikimizdi. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| With him dead... Without someone up here, | O öldükten sonraysa... Burada adamımız olmazsa... | V Red Rain-1 | 2011 | |
| the Fifth Column doesn't stand a chance. | ...Beşinci Kol'un hiç şansı kalmaz. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| The only one besides my mother | Kızıl gökle ilgili annemden başka... | V Red Rain-1 | 2011 | |
| who might know about the red sky is... Marcus. | ...bilgisi olabilecek tek kişi Marcus. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| See what you can find out. | Neler bulabileceğine bir bak. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I'll do my best, Mrs. Evans. | Elimden geleni yaparım Bayan Evans. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Mom, I'm fine. | Ben iyiyim anne. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| You could have been seriously hurt. | Ciddi bir zarar görebilirdin. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| We wanted to take all precautions, leave nothing to chance. | Tüm önlemleri alıp, hiçbir şeyi şansa bırakmak istemedik. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Thank you for letting him up on the ship. | Gemiye binmesine izin verdiğin için teşekkür ederim. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Every being in the universe | Evrendeki her varlık... | V Red Rain-1 | 2011 | |
| understands a mother's pain when her child suffers. | ...çocuğu zarar gördüğünde bir annenin nasıl acı çektiğini anlayabilir. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| You would have done the same for my children. | Sen de aynısını benim çocuklarım için yapardın. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I would. | Elbette. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| There are other mothers down there, Anna. | Aşağıda başka anneler de var Anna. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Have you seen what's happening down there? | Aşağıda neler olduğunu gördün mü? | V Red Rain-1 | 2011 | |
| People are panicking, my son took a blow to the head, the sky... | İnsanlar paniğe kapıldı. Oğlumun kafasına vurdular. Gökyüzü... | V Red Rain-1 | 2011 | |
| It's raining red. | Yağmur kırmızı yağıyor. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| The whole world needs answers. | Tüm dünyanın cevaplara ihtiyacı var. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I came here to check on your son, not to be questioned. | Buraya oğlunu kontrol etmeye geldim, sorguya çekilmeye değil. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Now that I know he's okay... | Şimdi iyi olduğunu biliyorum. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Anna... My job is to protect you. | Anna... İşim seni korumak. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| How the hell am I supposed to do that | Ne yaptığını bilmezsem... | V Red Rain-1 | 2011 | |
| if I don't know what you're doing? | ...bunu nasıl yapabilirim? | V Red Rain-1 | 2011 | |
| You want to know what red sky is? I'll show you. | Kızıl gökyüzünün ne olduğunu bilmek mi istiyorsun? Sana göstereceğim. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Please, don't be frightened. | Lütfen korkmayın. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| I'm aware of your concerns. | Endişelerinizin farkındayım. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| The time for answers has come. | Cevapların vakti geldi. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Red sky and red rain are not to be feared. | Kızıl gökyüzü ve kızıl yağmur korkulacak şeyler değil. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Just the opposite. | Tam tersine... | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Like the healing centers and blue energy... | Tedavi merkezleri ve mavi enerji gibi... | V Red Rain-1 | 2011 | |
| That is why I was forced to wait until I had proof, | Bu nedenle gerçeği size göstermek için... | V Red Rain-1 | 2011 | |
| to show you what it truly is. | ...kanıt elde edene kadar beklemek zorunda kaldım. | V Red Rain-1 | 2011 | |
| Red sky is a gift to mankind, | Kızıl gök insanlığa bir armağandır. | V Red Rain-1 | 2011 |