Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 178100
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| Why did you do that? | Neden böyle yapıyorsun? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Is it true that you married? Why didn't you wait for me? | Evlendiğin doğru mu? Neden beni beklemedin? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Bastard! You can't do like that! | Alçak! Bunu yapmaya hakkın yok! | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| I killed a man to save your life, | Hayatını kurtarmak için bir adam öldürdüm, | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| we lived together for three months and then you fled. | üç ay beraber yaşadık, ve sen kaçıp gittin. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| I realize I have done wrong. | Hatamın farkına vardım. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| How many promises you made me, and how many beautiful words you said to me! | Bana defalarca söz vermiştin. o kadar iltifatlar etmiştin! | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| You even wrote me poems! | Bana şiirler bile yazdın! | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| You said you couldn't live without me, | Bensiz yaşayamayacağını söylemiştin, | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| that I was more necessary to you than bread and water. | ve senin için, ekmek, sudan daha gerekli olduğumu. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| And now you phone me up, two years later, to pass a beautiful evening! | Ve şimdi ise, güzel bir akşam geçirebilirmiyiz diye bana telefon ediyorsun! | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Here's the beautiful evening! | İşte sana güzel bir akşam. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| I have been a bastard, but I will not allow you to marry another man. | Sana alçaklık ettim, ama başka bir adamla evlenmene izin vermem. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Who will stop me? I will. | Beni kim durduracak? Ben. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| It's too late. No. | Çok geç. Hayır. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| How beautiful you are! Give me a kiss. No. | Ne kadar güzelsin! Bir öpücük ver bana. Hayır. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Let's go to the flour mill, we'll spend a beautiful night together. | Haydi değirmene gidelim. Birlikte harika bir gece geçirelim. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Then, if you want, you can come to Rome with me. | Sonra, istersen, benimle birlikte Roma'ya gelebilirsin. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| I won't go to the flour mill, you will leave me there again! | Değirmene gitmeyeceğim, beni yine orada terk edeceksin! | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| No, I have come here to tell you how much I love you. | Hayır, buraya seni ne kadar çok sevdiğimi söylemek için geldim. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| If you really love me, do you know what to do? | Beni gerçekten seviyorsan, ne yapardın biliyor musun? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| I'm coming with you. But not to the flour mill, to Rome! | Seninle geliyorum. Ama değirmene değil, Roma'ya. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| To Rome? When? | Roma'ya? Ne zaman? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Will your mother agree with this? No. And then? | Annen bunu onaylayacak mı? Hayır. Eee, öyleyse? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| I'll flee. Iris! | Kaçacağım. Iris! | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| I told you he would take me with him to Rome. | Beni Roma'ya götüreceğini sana söylemiştim. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Here is Elena's suitcase. Good. | İşte Elena'nın bavulu. Güzel. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Tell mother we love each other. And your fianc�e? | Anneme birbirimizi sevdiğimizi söylersin. Ya nişanlın? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| He and his millions can go to hell! Yes. | O ve milyonları yerin dibine batsın! Evet. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Bye, lris. Bye. | Hoşçakal, lris. Güle güle. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Good bye, Silvio. Bye, lris. | Hoşçakal, Silvio. Hoşçakal, lris. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| The boat is leaving! One moment, we're coming. | Gemi kalkıyor! Bir dakika, geliyoruz. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Silvio, quick! | Silvio, çabuk! | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| What are you doing with that suitcase? Elena is coming to Rome with me. | Bu çantayla ne işin var? Elena benimle Roma'ya geliyor. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Are you crazy? Not, sooner or later I had to do it. | Delirdin mi sen? Hayır, er ya da geç bunu yapmam gerekecekti. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Are you serious? Yes, I have decided and am happy with it. | Ciddi misin? Evet, kararımı verdim ve bundan memnunum. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| What does it matter to you? | Bundan sana ne? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Let's go. Elena. | Haydi, Elena. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Bye. The car isn't yours? | Hoşçakal. Araba senin değil mi? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| No, it belongs to the newspaper. Bow down, duck your head. | Hayır, gazeteceye ait. Kafanı biraz eğ. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Welcome! Dear Biancona. | Hoş geldin! Sevgili Biancona. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Come on, Elena. | Haydi, Elena. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Excuse me, my love. Allow me. | İzninle, aşkım, müsade et. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Please enter. | Lütfen gir. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Help yourself inside. | İçeri buyurun. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Put down the suitcase, make yourself comfortable. | Bavulunu yere koy, rahatına bak. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Where's the kitchen? There isn't one, I have always eaten in the trattoria. | Mutfak nerede? Yok. Hep lokantada yiyorum. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Well, do you like it? | Şey, beğendin mi? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Would you rather return to your mother's house? | Annenin evine dönmeyi mi yeğlerdin? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Silvio. Hi, Elena, wait for me, I coming right away. | Silvio. Merhaba, Elena, Bekle beni, hemen geliyorum. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Director, have a look at this title. Very good. | Müdürüm, şu başlığa bir bak. Çok iyi. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Should we add �The king is out�? No, let the constituents say that. | “Kral gitsin” diye eklesek mi? Hayır, Buna seçmenler karar versin. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Very well. Excuse me, but can you give me an advance payment? Another one? | Pekala. Affedin, ama bana biraz avans verebilir misiniz? Yeniden mi? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| We are two, now. | Artık iki kişiyiz. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| I know, but you have to think. I cannot help you anymore. | Biliyorum, ama anlamak zorundasın. Sana artık yardım edemem. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| The trattoria won't give us any more to eat. Give me just 10,000 liras. | Lokanata artık bize yemek vermez. Sadece 10,000 lira istiyorum. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Our newspaper is not financed by billionaires. I know. | Gaztemizin parasını milyonerler vermiyor. Biliyorum. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| We make do with money from laborers. We should be content. | Parayı işçilerden kazanıyoruz. Halimizden memnun olmalıyız. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| But some of us cash in 30,000 liras per month. | Ama içimizden bazıları ayda nakit 30,000 lira alıyor. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| There are those who are worth more, and those less. Then I am worth the least of all. | Kimileri daha çok, kimileri de daha az hak ediyor. Öyleyse, en az hak eden benim. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| No, if things go well, even you will live better. | Hayır, her şey yolunda giderse, sen bile daha iyi yaşayacaksın. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Very well, give me 5.000. | Tamam, bana 5.000 ver. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| I can give you this. It's a bill of exchange worth 60.000 Liras. | Sana bunu verebilirim. 60.000 Lira değerinde borsa senedi. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| I can give it to the trattoria. Try it. | Bunu lokantaya verebilirim. Bir dene. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Thanks. No �The king is out� then? Go. | Sağ ol. Hayır, “Kral gitsin” öyleyse? Yürü haydi. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Elena, Let's go for a meal. I have a bill of exchange. Is it valid? He said so. | Elena, bir şeyler yiyelim. Borsa senetlerim var. Geçiyor mu? Öyle söyledi. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| The royal family has to leave. Is it the king's fault? | Kraliyet ailesi gitmek zorunda. Sence kralın hatası mı? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| No, it is Badoglio and all the other traitors fault that� | Hayır, Bu Badoglio ve diğer bütün hainlerin... | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Excuse me, where were you on the eight of september? How so? | Affedersiniz, 8 eylülde neredeydiniz? Nasıl yani? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Where were you on the eight of september? What do you want? Who are you? | 8 eylülde neredeydiniz? Ne istiyorsun? Sen kimsin? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Silvio, let's go. Yes, we'd better. | Silvio, bırak gidelim. Evet, en iyisi. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| You're a fascist. Bye, beautiful!* | Sen bir faşistsin. Hoşçakal, güzelim! | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Don't always argue! Now that we are free, they want them back? | Her zaman tartışma! Şimdi özgür olduk, onları geri mi istiyorlar? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| The first results of the referendum! Good evening, mrs. Gina. | Referandumun ilk sonuçları! İyi akşamlar, Bayan Gina. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Bologna, Reggio Emilia, Ferrara and Modena seem good. | Bologna, Reggio Emilia, Ferrara ve Modena iyi görünüyor. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| The middle regions? So so. The final results will be out in two hours. | Orta bölgeler? Eh işte. Kesin sonuç iki saat içinde belli olacak. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| You are already eating? Yes, I'm having lamb. | Yemeğe başlamışsın bile? Evet, kuzu eti yiyorum. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| How nice. Do you want lamb? | Ne güzel. Kuzu eti istiyor musun? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| No, I prefer the beefsteak. Waiter. | Hayır, biftek tercih ederim. Garson. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Two fettuccine with gravy and two beefsteaks. I'll have an egg on top of mine. | İki salçalı makarna ve iki biftek. Benimkinin üzerinde yumurta olsun. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| On mine too. And two salads. Very well. | Benimkine de. Ve iki salata. Tamam. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Ask Giovanni if his father has sent him the small cookies. | Giovanni'ye babasının ona küçük kurabiyeler gönderip göndermediğini sor. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| You've never had them with red wine? No. They're the best. | Kırmızı şarapla denedin mi hiç? Hayır. Daha iyisi yok. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Where you have eaten today? Today, nothing. | Bugün nerede yediniz? Bugün, hiçbir şey yemedik. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| We've been to bed all day. And yesterday evening? | Bütün gün yataktaydık. Ya dün akşam? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Elena didn't feel so good. It is not true, we don't have a single lira. | Elena iyi hissetmiyordu. Doğru değil, tek bir kuruşumuz bile yok. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Haven't they paid you? A bill of exchange. | Maaşını vermediler mi? Borsa senedi aldım. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| A bill of exchange? What is it? Giovanni sent it to you. | Borsa senedi ni? Nedir o? Giovanni sana gönderdi. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| What? What is it? The bill. | Ne? Nedir o? Senet. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Giovanni. How are you? | Giovanni. Naıslsın? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Mrs. Gina looks good, she has lost weight. How is your father? | Bayan Gina iyi görünüyor, zayıflamış. Babanız nasıl? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| He is fine, but I'm not together with you. Why? What is this? | İyi, ama seninle anlaşamayacağız. Neden? Bu nedir? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| The bill. Good? Why �good�? | Senet İyi mi? Neden “iyi” olsun? | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Today is ours! We are winning, Italy is becoming a republic! | Gün bizim günümüz! Kazanıyoruz. İtalya bir cumhuriyet oluyor! | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| January and February: 30,000 Liras. | Ocak ve Şubat: 30,000 Lira. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| April and May: 20.000. To balance, you must give me 50,000 liras. | Nisan ve Mayıs: 20.000. Hesabı kapatmak için bana 50,000 lira vermelisin. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| 50,000 liras just to to eat! I'm happy to spend them, I eat well here. | Sırf yemek için 50,000 lira! Bunun için pişman değilim. Güzel yemekler yedim. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| Here are 60,000 liras, give me back the balance of 10,000 liras. | İşte 60,000 lira, Şimdi bana kalan 10,000 lirayı ver. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| I'm giving you nothing. Why? It is signed by Franchetti. | Sana hiçbir şey vermiyorum. Neden? Bu Franchetti tarafından imzalanmış. | Una vita difficile-1 | 1961 | |
| He is hungrier than you! I understand. Franco, please come here! | O senden bile daha aç! Anlıyorum. Franco, lütfen buraya gel! | Una vita difficile-1 | 1961 |