Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 165900
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
Your mother. I don't have a mother. | Senin annenim. Benim annem yok. Senin annenim. Benim annem yok. Senin annenim. Benim annem yok. Senin annenim. Benim annem yok. Senin annenim. Benim annem yok. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I don't have any family. I have a Father, in heaven. | Benim ailem yok. Benim bir Babam var, cennette. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Don't say that to me. | Öyle deme. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I mean, really. | Yani aslinda kimsin? Yani aslında kimsin? Yani aslında kimsin? Yani aslında kimsin? Yani aslında kimsin? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Why are you crying? | Niye agliyorsun? Niye ağlıyorsun? Niye ağlıyorsun? Niye ağlıyorsun? Niye ağlıyorsun? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Didn't you see them? | Sen görmedin mi? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
When he spoke to you, there were thousands of blue wings behind him. | Seninle konuºurken arkasinda binlerce mavi kanat vardi. Seninle konuşurken arkasında binlerce mavi kanat vardı. Seninle konuşurken arkasında binlerce mavi kanat vardı. Seninle konuşurken arkasında binlerce mavi kanat vardı. Seninle konuşurken arkasında binlerce mavi kanat vardı. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I swear to you, Mary, there were armies of angels. | Yemin ederim Meryem, yaninda sürüyle melek vardi. Yemin ederim Meryem, yanında sürüyle melek vardı. Yemin ederim Meryem, yanında sürüyle melek vardı. Yemin ederim Meryem, yanında sürüyle melek vardı. Yemin ederim Meryem, yanında sürüyle melek vardı. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
There were? Thousands. | Öyle mi? Binlerce melek. Öyle mi? Binlerce melek. Öyle mi? Binlerce melek. Öyle mi? Binlerce melek. Öyle mi? Binlerce melek. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I'd be happier if there weren't. | Keºke hiç olmasaydi. Keşke hiç olmasaydı. Keşke hiç olmasaydı. Keşke hiç olmasaydı. Keşke hiç olmasaydı. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
When was he buried? | Ne zaman gömüldü? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Roll away the stone. | Taºi kaldirin. Taşı kaldırın. Taşı kaldırın. Taşı kaldırın. Taşı kaldırın. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Lazarus. | Azir. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
In the name of the Prophets... | Peygamberler adina... Peygamberler adına... Peygamberler adına... Peygamberler adına... Peygamberler adına... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
...in the name of Jeremiah and my Father... | Yeremya ve Babam adina... Yeremya ve Babam adına... Yeremya ve Babam adına... Yeremya ve Babam adına... Yeremya ve Babam adına... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
...in the name of the most holy God... | en kutsal olan Tanri adina... en kutsal olan Tanrı adına... en kutsal olan Tanrı adına... en kutsal olan Tanrı adına... en kutsal olan Tanrı adına... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
...l call you here. | seni çagiriyorum. seni çağırıyorum. seni çağırıyorum. seni çağırıyorum. seni çağırıyorum. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I call you here! | Seni çagiriyorum! Seni çağırıyorum! Seni çağırıyorum! Seni çağırıyorum! Seni çağırıyorum! | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Adonai. | Ya Rab. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
God, help me. | Tanrim, sen bana yardim et. Tanrım, sen bana yardım et. Tanrım, sen bana yardım et. Tanrım, sen bana yardım et. Tanrım, sen bana yardım et. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
We came here to pray. | Buraya dua etmeye geldik. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Look at this. | ªu hale bak. Şu hale bak. Şu hale bak. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
The money changers? It's for the temple tax, for the feast. | Para bozanlari mi diyorsun? Bu tapinak vergisi için. Para bozanları mı diyorsun? Bu tapınak vergisi için. Para bozanları mı diyorsun? Bu tapınak vergisi için. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
How's the exchange today? | Bugün kaçtan bozuyorsun? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Fair. At this stall it's always fair. | Makul bir karla. Bu tezgahin sahibi adildir. Makul bir karla. Bu tezgahın sahibi adildir. Makul bir karla. Bu tezgahın sahibi adildir. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Making a good profit? | Çok kar ediyor musun? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Fair. | Makul oranda. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
This is my Father's house! | Burasi benim Babamin evi! Burası benim Babamın evi! Burası benim Babamın evi! | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
It is a place of worship... | Burasi ibadet etmek için... Burası ibadet etmek için... Burası ibadet etmek için... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
...not a market! | ticaret yapmak için degil! ticaret yapmak için değil! ticaret yapmak için değil! | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Nazarene, what are you doing? | Nasirali, sen ne yapiyorsun? Nasıralı, sen ne yapıyorsun? Nasıralı, sen ne yapıyorsun? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
What are you doing? | Sen ne yapiyorsun? Sen ne yapıyorsun? Sen ne yapıyorsun? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
God doesn't need a palace. | Tanri'nin saraylara ihtiyaci yok. Tanrı'nın saraylara ihtiyacı yok. Tanrının saraylara ihtiyacı yok. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
He doesn't need cypress trees or dead animals! | Selvilere, kurban edilmiº hayvanlara ihtiyaci yok! Selvilere, kurban edilmiş hayvanlara ihtiyacı yok! Selvilere, kurban edilmiş hayvanlara ihtiyacı yok! | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
He doesn't need shekels! | ªekel'lerinize ihtiyaci yok! Şekel'lerinize ihtiyacı yok! Şekellerinize ihtiyacı yok! | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
You expect people to pay the tax with Roman coins. | Insanlar vergiyi Roma parasiyla mi ödesin? İnsanlar vergiyi Roma parasıyla mı ödesin? İnsanlar vergiyi Roma parasıyla mı ödesin? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
They have images of false gods on them! | Olmayan tanrilarin resimleri var üzerinde! Olmayan tanrıların resimleri var üzerinde! Olmayan tanrıların resimleri var üzerinde! | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
You want pagan gods in the temple? | Bu tanrilar tapinagimiza mi girsin? Bu tanrılar tapınağımıza mı girsin? Bu tanrılar tapınağımıza mı girsin? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
All foreign coins have to be exchanged for shekels. That is the law. | Bütün yabanci paralar ªekel'e çevrilecek. Kanun budur. Bütün yabancı paralar Şekel'e çevrilecek. Kanun budur. Bütün yabancı paralar Şekele çevrilecek. Kanun budur. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I'm throwing away the law. I have a new law and a new hope. | Ben o kanunlari firlatip attim. Yeni kanunlarim ve yeni bir müjdem var. Ben o kanunları fırlatıp attım. Yeni kanunlarım ve yeni bir müjdem var. Ben o kanunları fırlatıp attım. Yeni kanunlarım ve yeni bir müjdem var. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
What? | Neymiº o? Neymiş o? Neymiş o? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Has God changed his mind about the old law? | Yoksa Tanri fikrini mi degiºtirmiº? Yoksa Tanrı fikrini mi değiştirmiş? Yoksa Tanrı fikrini mi değiştirmiş? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
No. He just thinks our hearts are ready to hold more, that's all. | Hayir. Sadece daha fazlasini yapabilecegimizi düºünüyor, hepsi bu. Hayır. Sadece daha fazlasını yapabileceğimizi düşünüyor, hepsi bu. Hayır. Sadece daha fazlasını yapabileceğimizi düşünüyor, hepsi bu. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
This chaos is your new law? | Senin yeni kanunun bu kargaºa mi? Senin yeni kanunun bu kargaşa mı? Senin yeni kanunun bu kargaşa mı? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
How can you presume | Buna nasil cüret... Buna nasıl cüret... Buna nasıl cüret... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
How can I presume? I'm the end of the old law and the beginning of the new one. | Nasil cüret ederim ha? Eski kanunlar benimle bitti, yenileri de benimle baºlayacak. Nasıl cüret ederim ha? Eski kanunlar benimle bitti, yenileri de benimle başlayacak. Nasıl cüret ederim ha? Eski kanunlar benimle bitti, yenileri de benimle başlayacak. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Watch what you're saying. Maybe we should go. | Söylediklerine dikkat et! Gitsek iyi olacak. Söylediklerine dikkat et! Gitsek iyi olacak. Söylediklerine dikkat et! Gitsek iyi olacak. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
When I say, "I," Rabbi... | Ben, "ben" dedigim zaman... Ben, "ben" dediğim zaman... Ben, ben dediğim zaman... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
...l'm saying "God." | "Tanri" diyorum. "Tanrı" diyorum. Tanrı diyorum. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
That's blasphemy. | Bu bir küfürdür. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I'm the saint of blasphemy. | Ben küfürlerin aziziyim. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Don't make any mistakes. | Hata yapmayin. Hata yapmayın. Hata yapmayın. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I didn't come here to bring peace. I came to bring a sword. | Ben bariº için gelmedim. Ben kiliçla geldim. Ben barış için gelmedim. Ben kılıçla geldim. Ben barış için gelmedim. Ben kılıçla geldim. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Talking like that will get you killed. | Böyle konuºursan öldürülürsün. Böyle konuşursan öldürülürsün. Böyle konuşursan öldürülürsün. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Me killed? Listen to me. | Öldürülür müyüm? Beni dinleyin. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
This temple will be destroyed in three days. Torn down to the ground! | Bu tapinak üç gün içinde yikilacak! Yerle bir olacak! Bu tapınak üç gün içinde yıkılacak! Yerle bir olacak! Bu tapınak üç gün içinde yıkılacak! Yerle bir olacak! | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
There won't be one stone left to build with! | Taº taº üstünde kalmayacak! Taş taş üstünde kalmayacak! Taş taş üstünde kalmayacak! | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
You think God belongs only to you? He doesn't. | Tanri sadece size mi ait saniyorsunuz? O size ait degil. Tanrı sadece size mi ait sanıyorsunuz? O size ait değil. Tanrı sadece size mi ait sanıyorsunuz? O size ait değil. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
God's an immortal spirit who belongs to everybody... | Tanri, herkese ait olan ölümsüz ruhtur. Tanrı, herkese ait olan ölümsüz ruhtur. Tanrı, herkese ait olan ölümsüz ruhtur. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
...to the whole world! | O, bütün dünyaya ait. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
You think you're special? | Seçilmiº oldugunuzu mu saniyorsunuz? Seçilmiş olduğunuzu mu sanıyorsunuz? Seçilmiş olduğunuzu mu sanıyorsunuz? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
God is not an lsraelite! | Tanri Yahudi degildir! Tanrı Yahudi değildir! Tanrı Yahudi değildir! | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Magician, heal me. | Beni iyileºtir büyücü. Beni iyileştir büyücü. Beni iyileştir büyücü. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Cure us. Make us rich. | Iyileºtir bizi. Zengin et. İyileştir bizi. Zengin et. İyileştir bizi. Zengin et. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Heal me! Do a miracle. | Iyileºtir! Bir mucize. İyileştir! Bir mucize. İyileştir! Bir mucize. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
You want me to enter the world of God crippled like this? | Tanri'nin saltanatina böyle sakat mi gireyim? Tanrı'nın saltanatına böyle sakat mı gireyim? Tanrının saltanatına böyle sakat mı gireyim? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Don't touch me! You're filled with hate! Get away! God won't help you. | Dokunmayin bana! Siz nefret dolusunuz! Defolun! Tanri size yardim etmeyecek. Dokunmayın bana! Siz nefret dolusunuz! Defolun! Tanrı size yardım etmeyecek. Dokunmayın bana! Siz nefret dolusunuz! Defolun! Tanrı size yardım etmeyecek. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
You cure us, or you won't leave this city alive. | Bizi iyileºtir, yoksa bu ºehirden sag çikamazsin. Bizi iyileştir, yoksa bu şehirden sağ çıkamazsın. Bizi iyileştir, yoksa bu şehirden sağ çıkamazsın. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
You don't make demands on God! | Siz Tanri'dan bir ºey talep edemezsiniz! Siz Tanrı'dan bir şey talep edemezsiniz! Siz Tanrıdan bir şey talep edemezsiniz! | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Judas! What are you doing with this magician? | Yahuda! O büyücüyle ne yapiyorsun sen? Yahuda! O büyücüyle ne yapıyorsun sen? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
You had orders to kill him and you haven't done it. | Onu öldürmeni emretmiºlerdi, hala öldürmemiºsin. Onu öldürmeni emretmişlerdi, hala öldürmemişsin. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Now he acts like a prophet and you follow him. | Peygamber gibi davraniyor, sen de onu izliyorsun. Peygamber gibi davranıyor, sen de onu izliyorsun. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Did you hear what he said back there, Saul? | Orada dediklerini duydun mu Saul? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Yes, I heard him. We took an oath against Rome. | Evet, duydum. Biz, Romalilara karºi savaºmaya ahdettik. Evet, duydum. Biz, Romalılara karşı savaşmaya ahdettik. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I don't see anything against Rome here. All I see are Jews against Jews. | Ama Romalilarin aleyhine bir söz duymadim. Duyduklarim Yahudilere karºiydi. Ama Romalıların aleyhine bir söz duymadım. Duyduklarım Yahudilere karşıydı. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Then you're not listening. | Demek dinlememiºsin. Demek dinlememişsin. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
How do you feel? | Nasilsin? Nasılsın? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I like the light. | Gün iºigi hoºuma gidiyor. Gün ışığı hoşuma gidiyor. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
What was it like? | Nasil bir ºeydi? Nasıl bir şeydi? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Which is better, death or life? | Hangisi daha iyi, hayat mi, ölüm mü? Hangisi daha iyi, hayat mı, ölüm mü? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I was a little surprised. | Ben de ºaºirdim. Ben de şaşırdım. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
There wasn't that much difference. | O kadar da farkli degildi. O kadar da farklı değildi. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I'm not surprised. How could they let Lazarus live? | Hiç ºaºirmadim. Azir'i nasil sag birakirlardi? Hiç şaşırmadım. Azir'i nasıl sağ bırakırlardı? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
He was proof of your greatest miracle. Now there's no more proof. | Senin en büyük mucizenin kanitiydi o. Artik bir kanitin yok. Senin en büyük mucizenin kanıtıydı o. Artık bir kanıtın yok. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
That's what the Zealots want. | Zelotlarin istedigi de bu. Zelotların istediği de bu. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Their revolution, not yours. | Devrimi onlar yapmak istiyor. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
You want to go back to them? | Onlara mi dönmek istiyorsun? Onlara mı dönmek istiyorsun? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
No. You're the one I follow. | Hayir. Ben senin yanindayim. Hayır. Ben senin yanındayım. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
You are the strongest, aren't you? | En güçlüleri sensin, degil mi? En güçlüleri sensin, değil mi? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Of all my friends... | Dostlarim arasinda... Dostlarım arasında... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
...you're the strongest. | en güçlü olan sensin. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Judas, my brother... | Yahuda, kardeºim... Yahuda, kardeşim... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
...l've something to tell you. | Sana bir ºey söyleyecegim. Sana bir şey söyleyeceğim. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I have a terrible secret from God. | Efendimiz bana korkunç bir sir verdi. Efendimiz bana korkunç bir sır verdi. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
You know why I came to Jerusalem? Yes. | Kudüs'e niye geldim, biliyor musun? Evet. Kudüs'e niye geldim, biliyor musun? Evet. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
This is where the revolution is going to begin. | Her ºeyi degiºtirmeye buradan baºlayacaksin. Her şeyi değiştirmeye buradan başlayacaksın. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Last night lsaiah came to me. | Dün gece Yeºaya bana göründü. Dün gece Yeşaya bana göründü. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
He had a prophecy. I saw it written. | Bir kehaneti vardi. Yaziliydi. Bir kehaneti vardı. Yazılıydı. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
It said: | ªöyle diyordu... Şöyle diyordu... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
"He has borne our faults... | "Hatalarimizi o yüklendi. "Hatalarımızı o yüklendi. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |