Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 165898
İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
The only Son of God. | Tanri'nin tek oglu. Tanrı'nın tek oğlu. Tanrı'nın tek oğlu. Tanrı'nın tek oğlu. Tanrı'nın tek oğlu. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Join me. | Benimle gel. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Together we'll rule the living and the dead. | Birlikte yaºayanlari ve ölüleri yönetelim. Birlikte yaşayanları ve ölüleri yönetelim. Birlikte yaşayanları ve ölüleri yönetelim. Birlikte yaşayanları ve ölüleri yönetelim. Birlikte yaşayanları ve ölüleri yönetelim. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
You'll give life and you'll take life. | Can verir, can alirsin. Can verir, can alırsın. Can verir, can alırsın. Can verir, can alırsın. Can verir, can alırsın. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
You'll sit in judgement, and I'll sit next to you. | Kararlari sen verir, herkesi yargilarsin, ben de senin yaninda olurum. Kararları sen verir, herkesi yargılarsın, ben de senin yanında olurum. Kararları sen verir, herkesi yargılarsın, ben de senin yanında olurum. Kararları sen verir, herkesi yargılarsın, ben de senin yanında olurum. Kararları sen verir, herkesi yargılarsın, ben de senin yanında olurum. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Imagine how strong we'd be together. | Bir düºünsene, birlikte ne kadar güçlü oluruz. Bir düşünsene, birlikte ne kadar güçlü oluruz. Bir düşünsene, birlikte ne kadar güçlü oluruz. Bir düşünsene, birlikte ne kadar güçlü oluruz. Bir düşünsene, birlikte ne kadar güçlü oluruz. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Satan? | ªeytan... Şeytan... Şeytan... Şeytan... Şeytan... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
We'll see each other again. | Yine görüºecegiz. Yine görüşeceğiz. Yine görüşeceğiz. Yine görüşeceğiz. Yine görüşeceğiz. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Don't be afraid. You are the One. | Korkma. Mesih sensin. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
My work is done. | Benim görevim tamamlandi. Benim görevim tamamlandı. Benim görevim tamamlandı. Benim görevim tamamlandı. Benim görevim tamamlandı. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Now I can die. | Artik ölebilirim. Artık ölebilirim. Artık ölebilirim. Artık ölebilirim. Artık ölebilirim. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
The Lord wants me to tell you to stand up. | Efendimiz seni ayaga kaldirmami istiyor. Efendimiz seni ayağa kaldırmamı istiyor. Efendimiz seni ayağa kaldırmamı istiyor. Efendimiz seni ayağa kaldırmamı istiyor. Efendimiz seni ayağa kaldırmamı istiyor. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
His day is here. | O'nun günü geldi. Onun günü geldi. O'nun günü geldi. O'nun günü geldi. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Take this axe. | AI bu baltayi. Al bu baltayı. Al bu baltayı. Al bu baltayı. Al bu baltayı. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Take this message to everyone. | Müjdeyi herkese duyur. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I'm a foreigner. | Tanri misafiriyim. Tanrı misafiriyim. Tanrı misafiriyim. Tanrı misafiriyim. Tanrı misafiriyim. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
From Galilee. | Celileliyim. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
You don't know how good this tastes. | Çok lezzetli olmuº. Çok lezzetli olmuş. Çok lezzetli olmuş. Çok lezzetli olmuş. Çok lezzetli olmuş. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Some more wine, please. | Biraz daha ºarap lütfen. Biraz daha şarap lütfen. Biraz daha şarap lütfen. Biraz daha şarap lütfen. Biraz daha şarap lütfen. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Mary... | Meryem... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
...Martha... | Marta... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
...l want to say that you're both blessed. | Ikiniz de ödülsüz kalmayacaksiniz. İkiniz de ödülsüz kalmayacaksınız. İkiniz de ödülsüz kalmayacaksınız. İkiniz de ödülsüz kalmayacaksınız. İkiniz de ödülsüz kalmayacaksınız. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I came here, you didn't know me. | Buraya geldim, beni tanimiyordunuz. Buraya geldim, beni tanımıyordunuz. Buraya geldim, beni tanımıyordunuz. Buraya geldim, beni tanımıyordunuz. Buraya geldim, beni tanımıyordunuz. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
You took me in, fed me, restored me... | Beni kabul ettiniz, karnimi doyurdunuz, agirladiniz. Beni kabul ettiniz, karnımı doyurdunuz, ağırladınız. Beni kabul ettiniz, karnımı doyurdunuz, ağırladınız. Beni kabul ettiniz, karnımı doyurdunuz, ağırladınız. Beni kabul ettiniz, karnımı doyurdunuz, ağırladınız. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
...and God came down and went into my heart. | Ve Tanri gelip yüregime girdi. Ve Tanrı gelip yüreğime girdi. Ve Tanrı gelip yüreğime girdi. Ve Tanrı gelip yüreğime girdi. Ve Tanrı gelip yüreğime girdi. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Go on. No. | Devam et. Hayir. Devam et. Hayır. Devam et. Hayır. Devam et. Hayır. Devam et. Hayır. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I've talked too much already. Silence is better. | Zaten çok konuºtum. Sessizlik daha iyidir. Zaten çok konuştum. Sessizlik daha iyidir. Zaten çok konuştum. Sessizlik daha iyidir. Zaten çok konuştum. Sessizlik daha iyidir. Zaten çok konuştum. Sessizlik daha iyidir. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
No, it's not. | Hayir, degildir. Hayır, değildir. Hayır, değildir. Hayır, değildir. Hayır, değildir. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Do you have a wife? | Karin var mi? Karın var mı? Karın var mı? Karın var mı? Karın var mı? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
How can you live like that in the desert? | Çölde nasil yaºiyorsun böyle? Çölde nasıl yaşıyorsun böyle? Çölde nasıl yaşıyorsun böyle? Çölde nasıl yaşıyorsun böyle? Çölde nasıl yaşıyorsun böyle? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Tell me the truth. | Dogruyu söyle. Doğruyu söyle. Doğruyu söyle. Doğruyu söyle. Doğruyu söyle. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Don't you miss all this? Having a home, a real life. | Bir yuvayi, oturmuº bir hayati özlemiyor musun? Bir yuvayı, oturmuş bir hayatı özlemiyor musun? Bir yuvayı, oturmuş bir hayatı özlemiyor musun? Bir yuvayı, oturmuş bir hayatı özlemiyor musun? Bir yuvayı, oturmuş bir hayatı özlemiyor musun? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I'd like it, but I'll never have it. | Bunu çok isterdim, ama hiçbir zaman olmayacak. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Listen, if you really want God, don't spend your time in the desert. | Gerçekten Tanri'yi ariyorsan vaktini çöllerde harcama. Gerçekten Tanrı'yı arıyorsan vaktini çöllerde harcama. Gerçekten Tanrıyı arıyorsan vaktini çöllerde harcama. Gerçekten Tanrı'yı arıyorsan vaktini çöllerde harcama. Gerçekten Tanrı'yı arıyorsan vaktini çöllerde harcama. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
He's not there, he's right here. | O orada degil, burada. O orada değil, burada. O orada değil, burada. O orada değil, burada. O orada değil, burada. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Read your Scriptures. God does not want you to fast and pray. | Kitabi oku. Tanri oruç tutup dua etmeni degil... Kitabı oku. Tanrı oruç tutup dua etmeni değil... Kitabı oku. Tanrı oruç tutup dua etmeni değil... Kitabı oku. Tanrı oruç tutup dua etmeni değil... Kitabı oku. Tanrı oruç tutup dua etmeni değil... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
He wants you to make children. | çocuk sahibi olmani istiyor. çocuk sahibi olmanı istiyor. çocuk sahibi olmanı istiyor. çocuk sahibi olmanı istiyor. çocuk sahibi olmanı istiyor. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Mary, you're making him uncomfortable. He's a guest. | Onu rahatsiz ediyorsun Meryem. O bizim misafirimiz. Onu rahatsız ediyorsun Meryem. O bizim misafirimiz. Onu rahatsız ediyorsun Meryem. O bizim misafirimiz. Onu rahatsız ediyorsun Meryem. O bizim misafirimiz. Onu rahatsız ediyorsun Meryem. O bizim misafirimiz. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
He knows what I'm talking about. | Neden bahsettigimi biliyor. Neden bahsettiğimi biliyor. Neden bahsettiğimi biliyor. Neden bahsettiğimi biliyor. Neden bahsettiğimi biliyor. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Come and help me. | Gel de yardim et. Gel de yardım et. Gel de yardım et. Gel de yardım et. Gel de yardım et. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
It's not right to tease these men. | Bu insanlarla alay etmemelisin. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I wasn't teasing. | Ben alay etmedim. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Remember the Baptist? It's nothing to tease about. | Vaftizci'yi unutma. Böyle ºeylerle alay edilmez. Vaftizci'yi unutma. Böyle şeylerle alay edilmez. Vaftizciyi unutma. Böyle şeylerle alay edilmez. Vaftizci'yi unutma. Böyle şeylerle alay edilmez. Vaftizci'yi unutma. Böyle şeylerle alay edilmez. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
The Baptist? What? He's dead. He was killed by Herod. | Vaftizci'ye ne oldu? Öldü. Onu Hirodes öldürttü. Vaftizci'ye ne oldu? Öldü. Onu Hirodes öldürttü. Vaftizciye ne oldu? Öldü. Onu Hirodes öldürttü. Vaftizci'ye ne oldu? Öldü. Onu Hirodes öldürttü. Vaftizci'ye ne oldu? Öldü. Onu Hirodes öldürttü. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
They say the king was drunk and cut off the Baptist's head to satisfy him. | Kral sarhoºmuº. Vaftizci'nin kafasini kestirtmiº. Kral sarhoşmuş. Vaftizci'nin kafasını kestirtmiş. Kral sarhoşmuş. Vaftizcinin kafasını kestirtmiş. Kral sarhoşmuş. Vaftizci'nin kafasını kestirtmiş. Kral sarhoşmuş. Vaftizci'nin kafasını kestirtmiş. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Now they say they're going to kill everyone who was baptized. | Söylenenlere bakilirsa vaftiz edilen herkesi öldüreceklermiº. Söylenenlere bakılırsa vaftiz edilen herkesi öldüreceklermiş. Söylenenlere bakılırsa vaftiz edilen herkesi öldüreceklermiş. Söylenenlere bakılırsa vaftiz edilen herkesi öldüreceklermiş. Söylenenlere bakılırsa vaftiz edilen herkesi öldüreceklermiş. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
No one forced you to be baptized. | Kimse seni zorla vaftiz etmedi. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
You were baptized, too. You begged for it. So be quiet. | Sen de vaftiz edildin. Bunun için yalvardin. O yüzden sus artik. Sen de vaftiz edildin. Bunun için yalvardın. O yüzden sus artık. Sen de vaftiz edildin. Bunun için yalvardın. O yüzden sus artık. Sen de vaftiz edildin. Bunun için yalvardın. O yüzden sus artık. Sen de vaftiz edildin. Bunun için yalvardın. O yüzden sus artık. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I can just imagine in Galilee right now. | Celile'yi düºünüyorum da... Celile'yi düşünüyorum da... Celileyi düşünüyorum da... Celile'yi düşünüyorum da... Celile'yi düşünüyorum da... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
The sea. | Denizi... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
They say the fishing's so good you just touch the nets and the fish jump in. | Duyduguma göre o kadar çok balik varmiº ki agi boº atip dolu çekiyormuºsun. Duyduğuma göre o kadar çok balık varmış ki ağı boş atıp dolu çekiyormuşsun. Duyduğuma göre o kadar çok balık varmış ki ağı boş atıp dolu çekiyormuşsun. Duyduğuma göre o kadar çok balık varmış ki ağı boş atıp dolu çekiyormuşsun. Duyduğuma göre o kadar çok balık varmış ki ağı boş atıp dolu çekiyormuşsun. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Don't talk about fish. | Baliklardan bahsetme. Balıklardan bahsetme. Balıklardan bahsetme. Balıklardan bahsetme. Balıklardan bahsetme. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
It reminds me of my sheep. I don't know what's happened to them. | Koyunlarim aklima geliyor. Kim bilir ne oldu onlara? Koyunlarım aklıma geliyor. Kim bilir ne oldu onlara? Koyunlarım aklıma geliyor. Kim bilir ne oldu onlara? Koyunlarım aklıma geliyor. Kim bilir ne oldu onlara? Koyunlarım aklıma geliyor. Kim bilir ne oldu onlara? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Maybe we should wait for him in Galilee. | Belki de onu Celile'de beklemeliyiz. Belki de onu Celilede beklemeliyiz. Belki de onu Celile'de beklemeliyiz. Belki de onu Celile'de beklemeliyiz. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
No, we promised the Master we would wait here. | Olmaz, burada bekleyecegimize söz verdik. Olmaz, burada bekleyeceğimize söz verdik. Olmaz, burada bekleyeceğimize söz verdik. Olmaz, burada bekleyeceğimize söz verdik. Olmaz, burada bekleyeceğimize söz verdik. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
That was over a month ago. | O bir ay önceydi. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Thousands of people are waiting to see and to hear him and he's gone. | Binlerce insan onu görmek, dinlemek istiyor, ama o gitti. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
The whole movement. We look like fools. | Bu iº bitti. Aptal durumuna düºtük. Bu iş bitti. Aptal durumuna düştük. Bu iş bitti. Aptal durumuna düştük. Bu iş bitti. Aptal durumuna düştük. Bu iş bitti. Aptal durumuna düştük. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Nathaniel's right. He makes sense. | Bartalmay hakli. Dogru söylüyor. Bartalmay haklı. Doğru söylüyor. Bartalmay haklı. Doğru söylüyor. Bartalmay haklı. Doğru söylüyor. Bartalmay haklı. Doğru söylüyor. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Let's return to Galilee. | Celile'ye dönelim. Celileye dönelim. Celile'ye dönelim. Celile'ye dönelim. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
If we go back to Galilee, like Peter says | Dedigin gibi Celile'ye dönersek... Dediğin gibi Celile'ye dönersek... Dediğin gibi Celileye dönersek... Dediğin gibi Celile'ye dönersek... Dediğin gibi Celile'ye dönersek... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Brothers! | Kardeºlerim! Kardeşlerim! Kardeşlerim! Kardeşlerim! Kardeşlerim! | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I don't understand you. | Sizi anlamiyorum. Sizi anlamıyorum. Sizi anlamıyorum. Sizi anlamıyorum. Sizi anlamıyorum. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Think of the last words the Baptist said. | Vaftizci'nin son sözlerini bir düºünün. Vaftizci'nin son sözlerini bir düşünün. Vaftizcinin son sözlerini bir düşünün. Vaftizci'nin son sözlerini bir düşünün. Vaftizci'nin son sözlerini bir düşünün. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
He said, "Jesus of Nazareth, leave the desert. I am finished. | "Nasirali lsa, çölden ayril artik. Benim görevim tamamlandi. "Nasıralı İsa, çölden ayrıl artık. Benim görevim tamamlandı. Nasıralı İsa, çölden ayrıl artık. Benim görevim tamamlandı. ''Nasıralı İsa, çölden ayrıl artık. Benim görevim tamamlandı. ''Nasıralı İsa, çölden ayrıl artık. Benim görevim tamamlandı. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
"You return to mankind." | "lnsanlarin arasina dön" demiº. "İnsanların arasına dön" demiş. İnsanların arasına dön demiş. ''İnsanların arasına dön'' demiş. ''İnsanların arasına dön'' demiş. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
How do we know he really said that? | Bunlari gerçekten söylemiº mi? Bunları gerçekten söylemiş mi? Bunları gerçekten söylemiş mi? Bunları gerçekten söylemiş mi? Bunları gerçekten söylemiş mi? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Everybody says he did. But how do we know? | Herkes söyledi diyor. Nereden biliyoruz? Herkes söyledi diyor. Nereden biliyoruz? Herkes söyledi diyor. Nereden biliyoruz? Herkes söyledi diyor. Nereden biliyoruz? Herkes söyledi diyor. Nereden biliyoruz? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Even if he didn't, the words are important. Why? | Söylememiº olsa bile, önemli olan bu sözler. Niye? Söylememiş olsa bile, önemli olan bu sözler. Niye? Söylememiş olsa bile, önemli olan bu sözler. Niye? Söylememiş olsa bile, önemli olan bu sözler. Niye? Söylememiş olsa bile, önemli olan bu sözler. Niye? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Because people believe them. | Çünkü insanlar buna inaniyor. Çünkü insanlar buna inanıyor. Çünkü insanlar buna inanıyor. Çünkü insanlar buna inanıyor. Çünkü insanlar buna inanıyor. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
And what if our Master's.... | Ya efendimiz... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
What if he's the One? | beklenen kiºiyse? beklenen kişiyse? beklenen kişiyse? beklenen kişiyse? beklenen kişiyse? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
What "One"? | O da ne? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
The One. What do you mean? The Messiah? | Beklenen kiºi. Nasil yani? Mesih mi? Beklenen kişi. Nasıl yani? Mesih mi? Beklenen kişi. Nasıl yani? Mesih mi? Beklenen kişi. Nasıl yani? Mesih mi? Beklenen kişi. Nasıl yani? Mesih mi? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
We don't know the Baptist said that. | Vaftizci bunu söyledi mi bilmiyoruz. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
He's not like Elijah. | O, llyas gibi biri degil. O, İlyas gibi biri değil. O, İlyas gibi biri değil. O, İlyas gibi biri değil. O, İlyas gibi biri değil. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
He's saying that the world of God is here now. | Tanri'nin saltanati baºladi diyor. Tanrı'nın saltanatı başladı diyor. Tanrının saltanatı başladı diyor. Tanrı'nın saltanatı başladı diyor. Tanrı'nın saltanatı başladı diyor. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
He just meant, "Continue my work. | Demek istedigi ºu: "Benim görevimi sürdürün... Demek istediği şu: "Benim görevimi sürdürün... Demek istediği şu: Benim görevimi sürdürün... Demek istediği şu: ''Benim görevimi sürdürün... Demek istediği şu: ''Benim görevimi sürdürün... | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
"Continue to do the work I've been doing." | "yaptiklarimi yapmaya devam edin." "yaptıklarımı yapmaya devam edin." yaptıklarımı yapmaya devam edin. ''yaptıklarımı yapmaya devam edin.'' ''yaptıklarımı yapmaya devam edin.'' | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Right here Elijah ascended to heaven. Doesn't that mean something to you? | Ilyas tam burada cennete yükseldi. Bu bir ºey ifade etmiyor mu? İlyas tam burada cennete yükseldi. Bu bir şey ifade etmiyor mu? İlyas tam burada cennete yükseldi. Bu bir şey ifade etmiyor mu? İlyas tam burada cennete yükseldi. Bu bir şey ifade etmiyor mu? İlyas tam burada cennete yükseldi. Bu bir şey ifade etmiyor mu? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
We're waiting here. | Burada bekliyoruz. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I don't think we should go back to Galilee. | Bence Celile'ye dönmeyelim. Bence Celileye dönmeyelim. Bence Celile'ye dönmeyelim. Bence Celile'ye dönmeyelim. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I think we should wait here. | Burada bekleyelim. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
That's what I love about you, Peter. You're as steady and as solid as a rock. | Iºte bu yanini çok seviyorum Petrus. Bir kaya kadar saglamsin. İşte bu yanını çok seviyorum Petrus. Bir kaya kadar sağlamsın. İşte bu yanını çok seviyorum Petrus. Bir kaya kadar sağlamsın. İşte bu yanını çok seviyorum Petrus. Bir kaya kadar sağlamsın. İşte bu yanını çok seviyorum Petrus. Bir kaya kadar sağlamsın. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Nobody can change your mind. | Hiç kimse senin fikrini degiºtiremez. Hiç kimse senin fikrini değiştiremez. Hiç kimse senin fikrini değiştiremez. Hiç kimse senin fikrini değiştiremez. Hiç kimse senin fikrini değiştiremez. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
What good are you? | Sen ne iºe yararsin? Sen ne işe yararsın? Sen ne işe yararsın? Sen ne işe yararsın? Sen ne işe yararsın? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Rabbi. | Efendim. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
John heard your footsteps in his heart... | Yuhanna ayak seslerini yüreginde hissetti. Yuhanna ayak seslerini yüreğinde hissetti. Yuhanna ayak seslerini yüreğinde hissetti. Yuhanna ayak seslerini yüreğinde hissetti. Yuhanna ayak seslerini yüreğinde hissetti. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
...in a way, and we were preparing to welcome you. | Seni karºilamaya hazirlaniyorduk. Seni karşılamaya hazırlanıyorduk. Seni karşılamaya hazırlanıyorduk. Seni karşılamaya hazırlanıyorduk. Seni karşılamaya hazırlanıyorduk. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Were you baptized? | Vaftiz edildiniz mi? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
John baptized with water and they killed him. | Yahya suyla vaftiz ediyordu, onu öldürdüler. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Now I baptize with fire. | Ben ateºle vaftiz edecegim. Ben ateşle vaftiz edeceğim. Ben ateşle vaftiz edeceğim. Ben ateşle vaftiz edeceğim. Ben ateşle vaftiz edeceğim. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Is that what the Baptist told you? | Sana bunu Vaftizci mi söyledi? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I have an invitation for you. | Sizleri davet ediyorum. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Is there a celebration? | Kutlama mi var? Kutlama mı var? Kutlama mı var? Kutlama mı var? Kutlama mı var? | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I'm not inviting you to a celebration. | Sizi bir kutlamaya davet etmiyorum. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
I'm inviting you to a war. | Sizi bir savaºa davet ediyorum. Sizi bir savaşa davet ediyorum. Sizi bir savaşa davet ediyorum. Sizi bir savaşa davet ediyorum. Sizi bir savaşa davet ediyorum. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
This is my heart. | Bu benim yüregim. Bu benim yüreğim. Bu benim yüreğim. Bu benim yüreğim. Bu benim yüreğim. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
Take it. | Alin. Alın. Alın. Alın. Alın. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |
God is inside of us. | Tanri içimizde. Tanrı içimizde. Tanrı içimizde. Tanrı içimizde. Tanrı içimizde. | The Last Temptation of Christ-1 | 1988 | ![]() |