Ara
İngilizce Türkçe Kelime Çevirileri Sayfa 152612
| İngilizce | Türkçe | Film Adı | Film Yılı | |
| You want me to kill you? | Seni öldürmemi mi istiyorsun? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| I'm just making conversation. | Sadece sohbet ediyorum. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Relaying a few interesting facts... | Yok etmeye çalıştığınız dünya hakkında... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| about the world you're trying to destroy. | bir kaç ilginç gerçek üzerinde duruyorum. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| I'll reciprocate with an interesting fact of my own. | Ben kendi ilginç gerçeklerimi düşünürüm. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| We know exactly where your ship is. | Geminizin tam olarak nerede olduğunu biliyoruz. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| When we lost contact with our lunar outpost, we scanned the vicinity... | Ay karakolunu kaybettiğimiz zaman çevreyi taradık... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| and discovered it... | ve onu saklandığı yerde... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| hiding. | keşfettik. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Unless you tell me exactly what I want to know... | Tam olarak bilmek istediğimi bana söylemediğin sürece... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| I'll dispatch a squadron... | oraya şu anda bir bölük... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| right now. | sevkedeceğim. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| No more conversation? | Ne oldu,daha fazla sohbet edemiyor musun? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| I hope you had a chance to say goodbye to your crew. | Umarım mürettabatına hoşçakal deme fırsatın olmuştur. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| But I'll only talk to Degra. | Ama sadece Degra'ya konuşurum. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Degra? Alone. | Degra mı? Yalnız olarak. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| He's building your weapon. | Senin silahını yapan kişi. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Ring a bell now? | Şimdi jeton düştü mü? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| What makes you think Degra would be interested in talking to you? | Degra'nın seninle konuşmakla ilgileneceğini sana düşündüren ne? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Just tell him... | Sadece ona... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| the name of his third child, Trenia. | üçüncü çocuğunun adının Trenia olduğunu söyle. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Degra has only two children. | Degra'nın sadece iki çocuğu var. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Prove me wrong. | Hatalı olduğumu kanıtla o zaman. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Sensors would have easily detected an explosion of that magnitude... | Bu büyüklükte bir patlamayı suyun altında dahi olsa sensörlerin... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| even underwater. | tespit etmesi gerekir. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| I say we go in. | Ben girelim derim. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Get as close as we can... | Yaklaşabildiğimiz kadar yaklaşalım... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| and try to take out the weapon. Agreed. | ve silahı almaya çalışalım. Katılıyorum. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| This system is heavily guarded. | Sistem sıkı bir şekilde korunuyor. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Our chances of reaching the weapon are nonexistent. | Silaha ulaşma şansımız yok. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| What do you propose we do? | Ne yapmamızı önerirsin? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| There's still a chance the Captain may succeed. | Hala Kaptan'ın başarabilme şansı var. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| The longer we wait here, the greater the likelihood we'll be spotted. | Burada ne kadar beklersek,tespit edilme olasılığımız o kadar yüksek. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| If we don't hear from the Captain in one hour... | Eğer bir saat içinde Kaptan'dan haber alamazsak... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| I'll pilot a shuttlepod into the system. | bir mekikle sisteme gideceğim. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| And do what? | Ve ne yapacaksın? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Attempt a diplomatic solution. You've got to be kidding. | Diplomatik çözüm girişiminde bulunacağım. Şaka yapıyor olmalısın. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| You can't possibly believe that has any chance of success. | Bunun işe yarayacağına inanıyor olamazsın. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| The odds aren't promising... | Olasılıklar pek umut vaadetmiyor... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| but the fact that I'm Vulcan may help me establish a dialogue. | fakat benim bir Vulcan olmam gerçeği bir diyalog kurmamda yardımcı olabilir. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| You'll just be captured or killed. | Yakalanır veya öldürülürsün. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| But at the moment, I don't see an alternate course of action. | Fakat şu an,yapılacak alternatif bir eylem göremiyorum. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Repeat what you told him. | Ona söylediğini tekrar et. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| The name of your third child is Trenia. | Üçüncü çocuğunun ismi Trenia. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Leave me alone with him... | Beni onunla yalnız bırak... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| and take him, as well. | onu da yanında götür. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Three months into the pregnancy your wife contracted Anaprolean Fever. | Karın hamileliğinde üç ay Anaprolen Ateşi hastalığından muzdaripti. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| You lost the child. | Bebeği kaybettiniz. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| You were going to name it Trenia. | Adını Trenia koyacaktın. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| I've never told that to anyone. | Bunu başka birisine hiç anlatmadım. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| ARCHER: You told it to me. | Bana anlatmıştın. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| You also talked about the weapon you designed. | Aynı zamanda dizaynını yaptığın silah hakkında da konuşmuştun. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| The one that killed 7 million people. | Şu 7 milyon kişiyi öldüren. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| When you watched the telemetry come in... | Ölçümlerin gelişini izlerken... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| you wondered how many of those 7 million were children. | bu 7 milyonun kaç tanesi çocuktu bunu merak etmiştin. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| It doesn't matter who I am or how I know all this. | Benim kim olduğum veya bunları nereden bildiğim önemli değil. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| What's important is that you listen to what I have to say. | Önemli olan şu an söylemem gerekenleri dinlemen. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Your reason for building this weapon is based on a lie. | Bu silahı yapma amacın yalana dayalı. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| What lie would that be? | Nasıl bir yalanmış bu? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| That at some point in the future... | Gelecekte bir zaman... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| humans are going to destroy your species. | insanların sizin türünüzü yok edeceği yalanı. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| That is not a lie! | Bu bir yalan değil! | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| You know about the spheres? | Küreleri biliyor musun? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Of course. They were constructed... | Tabi ki. Onlar trans boyutlu... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| by trans dimensional beings. | varlıklar tarafından yapılmışlar. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Their purpose is to reconfigure the Expanse... | Amaçları Alan'ı kendi türlerinin... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| to make it habitable for their species. | yaşayabilmesi için yeniden yapılandırmak. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| That's what destroys the Xindi, not humanity. | Xindiler'in sonunu getiren bu, insanlar değil. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| DEGRA: I've studied the spheres. | Küreleri incelemiştim. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| DEGRA: There is no evidence to support what you're saying. | Bu söylediğini destekleyen herhangi bir kanıt yok. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| ARCHER: I've seen it happen. | Bunun olduğunu gördüm. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| I've been to the future... | Geleceğe gittim... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| 400 years into the future. | gelecekte 400 yıl ileriye. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| There's an artefact in my right pocket. Take it. | Sağ cebimde tarihi bir eser var. Al onu. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| An initiation medal. | Bir ilk adım madalyası. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Have it quantum dated. | Quantum tarih analizi yap. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| The resuIts will back me up. | Sonuçlar söylediklerimi destekleyecektir. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| You could have gotten it anywhere. | Bunu herhangi bir yerden almış olabilirsin. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Listen to me, you son of a bitch. | Dinle beni,seni o. çocuğu. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| It wasn't any easier for me to swallow this than it is for you... | Buna inanmak senin için ne kadar zorsa benim için de o kadar zor... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| but you'd better understand something. If you destroy Earth... | fakat bir şeyi iyice anlaman gerekiyor. Eğer Dünya'yı yok edersen... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| you won't just be eliminating my species... | sadece benim türümü değil... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| you'll be eliminating your own. | kendi türünü de harcamış olacaksın. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| The quantum dating confirms it. It's from the future. | Quantum tarih analizi doğruladı. Bu gelecekten geliyor. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| That doesn't prove the human is telling the truth. | Bu insanın doğruyu söylediğini kanıtlamaz. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| If there's any truth in what he's saying... | Eğer söylediklerinde herhangi bir gerçeklik payı varsa... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| it means we can't trust her. | bu ona güvenemeyeceğimiz anlamına gelir. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| It also means she's been dealing with the Reptilians secretly. | Aynı zamanda onun Sürüngenlerle gizlice anlaştığı anlamına da gelir. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| Archer told you this? | Sana bunları Archer'mı söyledi? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| He said he saw Reptilians on Earth... | Dünya'daki Detroit denen yerde... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| in a place called Detroit... | 100 yıl geçmişte... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| over 100 years in the past. | Sürüngenler'i gördüğünü söyledi. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| The past? | Geçmişte mi? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| HUMANOID: So now he's a time traveller? | Şimdi de zaman gezgini mi oldu? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| According to the human, they were developing a bio weapon. | Söylediğine göre onlar biyolojik bir silah geliştiriyormuş. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| The Council prohibited that. | Konsey bunu yasaklamıştı. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| He spoke of it in great detail. | Hakkında çok detaylı konuşuyordu. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| If the Reptilians wanted to keep their actions a secret... | Eğer Sürüngenler eylemlerini gizlemek isteselerdi... | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| the past would be a good place to do it. | geçmiş bunu yapmak için uygun bir yer olurdu. | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 | |
| How would they get to the past? | Geçmişe nasıl gidebilmişler? | Star Trek: Enterprise Azati Prime-1 | 2004 |