English
TurkishSearch
English Turkish Sentence Translations Page 408
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Put the gun on the ground, | Ya sen silahı yere indir ya da ben seni yere indireyim. | 24 Hours-1 | 2015 |  |
| Put the gun on the ground now! | İndir silahını, hemen! | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Fuck you! | Siktirin! | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I'm moving! | Harekete geçiyorum! | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Hit! | Hit! | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Clear. | Temiz. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| SWAT, give it up, man. | SWAT, boş ver, dostum. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I'd rather rot in hell. | Cehennemde çürümeyi yeğlerim. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| It's very important, too, and I am super, super excited. | İnanılmaz derecede heyecanlıyım ve bu da çok önemli. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Please, please, look at the colors. | Lütfen, renklere bak. Beni delirtiyor. Ne kadar OCD olduğumu biliyorsun. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Can you at least give me to the end of my shift to check them out'? | Vardiyamın sonunda baksam olur mu? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Okay, well, if you pick the color, | Tamam, resmi seçersen söz veriyorum sana bir tane... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| for you in that color. I'll be waiting for you. | ...oyuncak bebek giysisi alacağım. Seni bekliyor olacağım. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Yes, l promise. I will look through every single one, okay? | Tamam, söz veriyorum hepsine bakacağım, tamam mı? Pembelere bile. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I said the pinks. Okay, I can't wait. | Pembeler diyorum bak. Tamam, sabırsızlanıyorum. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Okay. Okay, love you. | Tamam. Seni seviyorum. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I love you, too. Bye. | Ben de seni seviyorum. Görüşürüz. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| "I love you." | "Seni seviyorum." | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Anyway, so how do you think we did today'? | Neyse dostum, bugün nasıldık sence? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I think we did good, man. Yeah'? | Bence iyiydik, dostum. Öyle mi? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I think we kicked ass. | Bence günlerini gösterdik. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Sorry about that. Is he there'? | Kusura bakma ya. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Hey. There's my girl. How are you'? | İşte benim kızım. Nasılsın? İyiyim. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Geez, Chris. What have you been feeding her'? Shut up. | Tanrım, Chris, neyle besliyorsun bunu? Sus ya. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Come eat. | Gel yemek ye. Naber, kanka? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Sam, what's going on, man? | Sam, neler oluyor, dostum? Açlıktan ölüyorum, kardeşim. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Tonight, on Crime Watch, the search | Bu akşam, Suç Nöbetinde, 19 yaşındaki Janet Andrews için mutlu sona gelindi. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Police raided a suspected base camp of human trafficking | Polis, insan kaçakçılığından şüphelendiği bir kampa baskın yaptı... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| When was this'? Did you know about this'? | Ne zaman oldu bu? Sen bunu biliyor muydun? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Hey, everybody, Sammy. Sammy is on TV. | Millet, Sammy. Sammy televizyonda. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| ...rescue of Janet Andrews and the other hostages. | ...Janet Andrews ve diğer rehineler kurtarıldı. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| A shoot out occurred, which resulted in the deaths | Bir çatışma da yaşandı ve sözde 3 adam kaçıran kişi öldü. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Now, back to you at the studio. | Şimdi stüdyoya dönüyoruz. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| You can't play cowboys forever, you know. | Sonsuza dek kovboyculuk oynayamazsın. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I'm not harping on you at all, | Seni çok sıkboğaz etmiyorum ama bugün öldürülebilirdin. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| And you don't just have the two of us to worry about anymore. | Ve artık endişelenmen gereken artık sadece ikimiz değiliz. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I took this job because I wanted to do | Bu işe önemli bir şey yapmak için girdim. Anlıyorum ama. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I get it. I understand where you're coming from. | Anlıyorum, nereden geldiğini anlıyorum. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| We we do have something important, though. | Önemli bir şeyimiz var ama. Biliyorum. Bebek yolda. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I know. And honestly, Chris, | Biliyorum. Ve dürüst olmak gerekirse, Chris... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| every single time you walk out that door, I worry. | ...o kapıdan her çıkışında endişeleniyorum. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| And every time that phone rings while you're on duty, | Ve sen görevdeyken o telefon her çaldığında, komik yani, hayatımdan 1 yıl gidiyor. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I'm going to be gray in, like, a year. | Bir yıla saçım ak düşecek. Tanrım, hayır ak düşmeyecek. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| And if you are gray, I will still love you, | Ak düşse bile yine seni seveceğim ve sana dünyadaki en iyi boyaları alacağız. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| But I don't need to be gray. | Ama ak düşmesine gerek yok ki. Beni dinle. Güvende olmalısın. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Yes, I will, okay'? Every day I am safe. | Tamam, olacağım, tamam mı? Her gün güvendeyim. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I came home tonight. I'm going to come home tomorrow night. | Bu akşam eve geldim, yarın akşam da geleceğim. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| And I'm going to come home every night | Ve hayatının geri kalanı boyunca her gün eve geleceğim. Neden biliyor musun? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Because I love you. | Çünkü seni seviyorum. O yüzden bana güven, tamam mı? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I like the way that sounds. | Bu kulağa hoş geliyor. Güzel. O zaman sözünü tut. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I will keep my promise. Okay. | Sözümü tutacağım. Tamam. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Ma'am. | Efendim. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Son of 5.. | Orospu... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Get me everything you have on this bastard. | Bu piç hakkındaki her şeyi verin bana. 10 dakika içinde toplantıya hazır olun. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Ma'am. | Emredersiniz. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| All right, everybody, listen up. | Pekâlâ millet, dinleyin. Bir sorunumuz var. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| A tier 3 target was just identified | 3. aşama bir hedef az önce LAX'A girerken görüntülendi. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| One Damian White. | Bir Damian White. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| White is an ex special military ops turned career criminal. 1 | White, sonradan bir suçluya dönen eski bir özel ordu harekatçısı. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| He's managed to stay off the grid for the last seven years, | Son 7 yıldır sırra kadem basmayı başarmıştı, yani neden ortaya çıktığını bilmiyoruz... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| but it can't be good. | ...ama iyi olamaz. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| The last time, he managed to hijack a shipment | Son seferde, işlenmemiş radyoaktif materyaller taşıyan bir nakliyatı... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| for the ecu terrorism organization, the ELF. | ...bir doğa terörizmi şirketi olan ELF için çaldı. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| This character here is Nick Koslow. | Bu karakter ise Nick Koslow. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Okay, Koslow is White's right hand man, | Koslow, White'ın sağ kolu, destekçisi. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| You should all recognize these three clowns. | Bu 3 palyaçoyu unutmamalısınız. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Now let's see if we can't get some eyes on each one of them. | Bakalım onlardan bir şey çıkarabilecek miyiz. Damian'ın yerini öğrenebiliriz belki. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Their roles as black market arms dealers | Karaborsada silah kaçakçısı olmaları, Damian için onları ilk durak yapıyor. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| If White is back out in the open, | White geri döndüyse, bu adamların da dönmüş olduğundan emin olabilirsiniz. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Other than that, we are flying blind here. | Bundan başka kör uçuyoruz. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| God knows I hate flying blind. | Tanrı biliyor ki kör uçmaktan nefret ederim. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| All right, let's get as much information as possible, | Edinebildiğimiz kadar bilgi edinelim. Yerel bağlantıları, bilinen iş... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| any gossip that might be brewing in the trenches. | ...arkadaşları, ortalıkta dolaşan herhangi bir dedikodu. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| And I need it yesterday. | Ve bunlar bana çok acil lazım. Adamlarınızla bağlantı kurun. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Let's nail this bastard. | Şu piçi yakalayalım. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| You okay, ma'am'? | Siz iyi misiniz, efendim? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| We need to alert local authorities, | Yerel yetkililere haber vermeliyiz ve polis şefini telefona bağlayın. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Yes, ma'am. | Emredersiniz, efendim. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| This is Uni! 887. We have a report | Birim 887 konuşuyor. Konumunuzun... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| of a 273 Delta in progress | ...hemen doğu bir 237 Delta olduğu haberi geldi. İntikal edebilir misiniz? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Yeah, we're on the corner of Van Nuys Boulevard | Evet, Van Nuys Bulvarı ve Market'in köşesindeyiz. İntikal ediyoruz. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Oh, you fucking bitch. | Seni siktiğimin orospusu. 1 | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Jimmy. Jimmy. Jimmy what'? Jimmy what'? | Jimmy. Jimmy. Jimmy ne? Jimmy ne? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Put the gun down, please. Listen, Jimmy. | Silahı indir, lütfen. Dinle, Jimmy. Sus, sus. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I don't understand why you're doing this. Shut up. | Bunu neden yaptığını anlamıyorum. Kapat çeneni. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| I can't Shut up, shut up. | Kapat çeneni, kapat çeneni. Kapat çeneni. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| What is this'? | Ne bu? Ne bu? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| What is this'? Mm mmm. | Ne bu? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Huh'? What is this'? | Ne lan bu? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| My neighbors here, they're normally good people. | Komşularım oturuyor burada, normalde iyi insanlardır. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Okay. Right'? And I just hear weird noises coming out of there. | Pekâlâ. Ve evden garip sesler geliyor. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Listen to me, why don't you calm down'? | Sakin olun, lütfen. Şey yapmadıklarından emin misiniz... | 24 Hours-1 | 2015 | |
| doing something? What kind of noises? | ...bir şeyler yani. Ne tür sesler? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Tell me. Tell me! | Söyle! Söyle! | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Okay, I was just going to visit my mom for a little while, okay'? | Tamam, kısa bir süreliğine annemi ziyaret edecektim, tamam mı? | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Don't fucking lie to me. | Yalan söyleme lan. Hafta sonu için annemi görmeye gidecektim. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Who are you fucking'? Tell me! | Kimle sikişiyorsun lan söyle bana! Kimseyle sikişmiyorum. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Believe me. | İnan bana. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Who are you fucking'? | Kiminle sikişiyorsun? Güven bana, kimseyle sikişmiyorum. | 24 Hours-1 | 2015 | |
| Who are you fucking'? I'm not fucking anyone. | Kiminle sikişiyorsun? Kimseyle sikişmiyorum. | 24 Hours-1 | 2015 | |
