Search
English Turkish Sentence Translations Page 19578
English | Turkish | Film Name | Film Year | |
Yeah. What else you got? | Evet, başka ne var? | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
I was wearing one of those, uh, friendship bracelets. | Arkadaşlık bileziklerinden takıyordum. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
You know, like kids make. | Hani çocukların yaptıklarından. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Those are all the leads I can remember. | Bütün hatırladıklarım bunlardan ibaret. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Come on, what about your state of mind? | Haydi, akıl durumun nasıldı? | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
What were you doing? As he struggles to make sense | Ne yapıyordun? Görüşündeki seyrek resimlere 1 | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
of the jumbled images in his flash forward, | ...bir anlam vermeye çalışırken... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Mark is haunted by something else he saw, | ...Mark, akıl danışmanı Aaron'a... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
which he confides in his sobriety sponsor Aaron. | ...anlattığı şey yüzünden dehşete düşer. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
I was drinking again... | Yine içiyordum. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
in my flash forward. | Pekâlâ Dylan... Görüşümde. Dylan... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
And I knew it wasn't just a one time thing. | Sadece bir seferlik bir şey olmadığını da biliyorum. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
I was full fledged drinking again. | İçmeye yine başlamıştım. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
All the anxiety, the shame. | Uyandırdığı bütün endişe ve utanç ile. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Maybe because you saw it, you can change it. | Belki de gördüğün için değiştirebilirsin. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
What if I can't? | Ya değiştiremezsem? | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Olivia said she'd leaved me if I slip again. She made that clear. | Olivia tekrar başlarsam beni terk edeceğini söylemişti. Açık ve net. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Then don't slip. | O zaman başlama. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
At the end of a long day, Mark goes home to his family, | Uzun bir günün ardından Mark ailesine,... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
where his wife Olivia makes a startling confession. | ...eşi Olivia'nın günah çıkarmaya başladığı yere gider. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
I was with another man. I've never seen him before. | Başka biriyleydim. Daha önce onu hiç görmedim. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
And yet in my vision, I had all these... feelings for him. | Görüşümde hepsi vardı, ona karşı bir şeyler hissediyordum. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Hey, honey. | Tatlım. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
I don't understand, Mark. I would never cheat on you. | Anlamıyorum Mark. Seni asla aldatmam. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Wouldn't betray you. I wouldn't... I... | Asla ihanet etmem. Yapmam... Ben... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Just because we saw these things | Bunları görmemiz gerçekleşecekleri anlamına gelmez. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
But when Mark's daughter Charlie | Mark'ın kızı Charlie bir kabustan uyandığında. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
No, honey. I'm fine. | Hayır tatlım. Ben iyiyim. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
And gives him an unsettling gift... | Ve ona tedirgin edici bir hediye verince. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Do you want me to help you put it on? | Takmana yardım edeyim mi? | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
He begins to believe that the future he saw... | Görüşünün gerçek olabileceğine... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
May actually come true. | ...inanmaya başlar. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Back at the FBI, | FBI'da ise... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Agent Janis Hawk is pouring over | ...Ajan Janis Hawk dünyanın her yerinden güvenlik kameralarını... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
hours of security footage from around the globe | ...izleyerek saatler harcarken... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
when she makes a major discovery. | ...büyük bir şey bulmuştu. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Dem, come here. You have to see this. | Dem, gel buraya. Bunu görmelisin. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Every single person on the entire planet | Gezegendeki herkes tam olarak aynı anda bilinçlerini kaybetti, değil mi? | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Right. Okay. So... | Evet. Tamam, o zaman... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
This was in Detroit. Right there. Look right there. | Bu Detroit'te çekildi. Şurada. Buraya bak. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
No way. Yeah. | Olamaz. Evet. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
And why are they awake? | Neden ayaktalar? | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
This man, who appears to be | Bayılma sırasında ayakta olan tek kişi olduğuna inanılan bu adam... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
becomes known as suspect zero. | ...bir anda birinci şüpheli konumuna geçti. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
What do you got? Got an 8 year old boy. Ped versus car, | Ne olmuş? Sekiz yaşında bir çocuk. Araba çarpmış ve... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
plowed straight through a fence at an elementary school. | ...bir okulun çitlerine yapışmış. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Okay, let's get him into trauma. You're gonna be okay, honey. | Onu acile alın. İyileşeceksin tatlım. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
I know, Olivia. How did you know my name? | Biliyorum, Olivia. İsmimi nereden bildin? | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
As a trauma surgeon, Dr. Olivia Benford | Bir genel cerrah olarak, Dr. Olivia Benford... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
is used to dealing with life and death situations | ...her gün ölüm kalım meseleleri ile uğraşmaya... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
on a daily basis. He's in v tach. No pulse. | ...alışıktı. Şoka girdi. Nabız yok. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Damn it. Code cart and a MIG of epi. | Kahretsin. Hemen oksijen takviyesi. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Let's go! Let's go! However, since the blackout, | Haydi! Haydi! Bayılma olayından beri... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
she's been unable to shake what she saw in h flash forward, | ...bu kadar dik durabilmesinin yalnızca bir... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
comforted only by the fact that | ...dayanağı vardı. O da; | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
she doesn't know the man from her vision. | ...görüşündeki adamı tanımıyor oluşuydu. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
But her fears are soon realized... | Korkuları ile bir süre sonra yüzleşti. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Dr. Benford, I'm Lloyd Simcoe. | Doktor Benford, ben Lloyd Simcoe. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
When she meets the father of Dylan, | İlginç bir şekilde ismini bilen otistik çocuk... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
the young autistic child who mysteriously knew her name. | ...Dylan'ın babası ile tanıştığında. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
I've been camped out | Üç gündür oğlumun yatağının yanında,... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
You are in excellent hands with Dr., um, Varley. | Doktor Varley onunla çok iyi ilgileniyor. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Although she recognizes him, | Benford onu tanıdığı halde, Lloyd onu tanımıyordu. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
I never saw her face. | Onu hiç görmedim. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
I was in a house... not my own house. | Bir evdeydim... Benim evim değildi. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
I heard a woman's voice. Hey, honey. | Bir kadın sesi duydum. Tatlım. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
I turned towards it... | Ona doğru döndüm. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
And it was over. | Ve bitti. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
But I knew that she was important to me somehow. | Ama benim için bir şekilde önem teşkil ettiğini biliyordum. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
His name is Lloyd Simcoe. | Adı Lloyd Simcoe. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
His son is... His son's your patient. | Oğlu... Oğlu senin hastan. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
This man means nothing to me. For now. | Bu adam benim için hiçbir şey ifade etmiyor. Şimdilik. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
The future's happening, Livy. | Gelecek gerçekleşiyor, Livy. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
What if we just saw a possible future, like a warning? | Ya olası bir gelecek görmüşsek? Bir uyarı niteliğinde? | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Although certain she will never cheat, | Asla aldatmayacağı kesin olsa da,... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Lloyd's continued presence at the hospital | ...Lloyd'ın hastanedeki sürekli varlığı... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
still makes Olivia nervous. | ...Olivia'yı gerginleştiriyordu. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Dr. Benford. | Doktor Benford. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Ah, you know, I've been sitting here, | Burada oturup, oğluma annesinin öldüğünü söyleyebilmek için bir yol düşünüyordum. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
just be sure to tell him you love him. | ...onu sevdiğini de söylemeyi unutma. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Is parenting really that simple? | Ebeveynlik bu kadar kolay mı? | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
It's the only simple part. | Bu sadece kolay tarafı. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
And it seems that fate finds a way | Dylan Cadılar Bayramı’nda hastaneden kaybolup Benford'ların evine gidince... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
when Dylan goes missing from the hospital on Halloween | öyle görünüyordu ki kader onları bir araya getirmek... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
and shows up at the Benford house. | ...için bir yol bulmaya devam ediyordu. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
What's your name? My name is Dylan. | Adın nedir? Adım Dylan. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Does your dad know you're here? | Baban burada olduğunu biliyor mu? | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
This is my house, too. | Burası benim de evim. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Go ahead. It's your house, too. | Çekinme. Burası senin de evin. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Hey, Dylan. Hi, Charlie. | Merhaba Dylan. Merhaba Charlie. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Charlie, do you... do you know Dylan from school? | Charlie, sen... Dylan'ı okuldan mı tanıyorsun? | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
No. He's just my friend. | Hayır. O benim arkadaşım. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Hello. I think my son is here. Come on in. | Merhaba. Sanırım oğlum burada. Buyurun. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
My God, are you all right? He seems fine. | Tanrım, iyi misin sen? İyi görünüyor. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
He just slipped out the hospital. I... | Birden kayboluverdi hastaneden. Ben... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Thank you for taking such good care of him... Sure. | Ona bu kadar iyi baktığınız için minnettarım. Tabii. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Uh, Mr... Benford. Mark Benford. | Bay... Benford. Mark Benford. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
And I didn't catch your name. Lloyd. | Sizinkini duyamadım. Lloyd Simcoe. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
Trick or treat! | Hediye verin yoksa karışmam. | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |
And at that moment, | O anda Lloyd Olivia'nın,... | FlashForward-1 | 2009 | ![]() |