Search
English Turkish Sentence Translations Page 183225
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| So ( crying ) | İşte... Yani... İşte... İşte... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| I'm almost glad I slipped, uh... | Hata yaptığım için neredeyse memnunum... Hata yaptığım için memnunum aslında. Hata yaptığım için neredeyse memnunum... Hata yaptığım için neredeyse memnunum... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| 'cause it makes me a grateful alcoholic. | ...çünkü bu beni değerbilir bir alkolik haline getirdi. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| And the more I live with that, | Ve bunu ne kadar çok kabul edersem... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| the more I think it's the best way for me to go through life | ...o kadar çok da hayatımı nasıl sürdürmem gerektiğini anlıyorum... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| thankful. | ...minnettar olarak. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Okay. Now it's time for Juan | Pekala. Şimdi sıra Juan'ın gelip... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| to come up and give out tonight's chips. | ...bu gecenin fişlerini dağıtmasına geldi. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| So I'm Juan, addict and alcoholic. | İsmim Juan, bağımlı ve alkoliğim. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| All: Hi, Juan. | Merhaba Juan. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Is there anyone here with six months sobriety? | Aramızda altı aydır ayık gezen birileri var mı? | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Hey hey! | İşte böyle! | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Juan: Good for you. | Aferin sana. Tebrikler. Aferin sana. Aferin sana. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Leaving kind of early, don't you think? | Biraz erken ayrılıyorsun, sence de öyle değil mi? | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Guy with a drinking problem like yours | Senin gibi içki problemi olan ve büyük bir ihtimalle buraya takılmak... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| probably ought to stick around. | ...zorunda olan bir adamım. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Probably going for a drink, I bet. | Sanırım, bir içki içmeye gidiyorsundur. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| It's a problem drink... | Bu bir sorun içkisi olacak... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| 'cause you've got a drinking problem. ( grunts ) | ...çünkü senin içki içme sorunun var. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| You fuck. | Seni kahrolası. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| I'm watching you, Frank! Who are you? | Gözüm üzerinde, Frank! Sen de kim oluyorsun? | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Roman called me a few days ago | Roman birkaç gün önce, senin buraya geldiğini... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| to tell me you were coming out. | ...haber vermek için beni aradı. ...geleceğini bildirmişti. ...haber vermek için beni aradı. ...haber vermek için beni aradı. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| I'm the one who got you to this meeting. | Senin bu toplantıya katılmanı sağlayan benim. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Name is Dave. | İsmim Dave. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| And I also got you your apartment. | Ayrıca kaldığın daireyi de ben tuttum. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| I'm really scared. | Gerçekten çok korktum. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| You shouldn't joke, Frank. | Bu konuda espri yapmamalısın, Frank. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| In a town with a 2% vacancy rate, | Kiralık daire oranı yüzde ikilerde olan bir şehirde... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| a real estate agent is God. | ...emlak komisyoncusu Tanrı'dır. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| And that's what I am a real estate agent. | Ve ben de oyum... bir emlak komisyoncusuyum. Ben de oyum, bir emlak komisyoncusuyum. Ve ben de oyum... bir emlak komisyoncusuyum. Ve ben de oyum... bir emlak komisyoncusuyum. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| It's a swell apartment, Dave. Go away. | Çok şık bir daireymiş, Dave. Peşimi bırak. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Nope, I'm on you till you leave. | Olmaz, sen buradan ayrılana kadar peşinde olacağım. Hayır, gidene kadar peşinde olacağım. Olmaz, sen buradan ayrılana kadar peşinde olacağım. Olmaz, sen buradan ayrılana kadar peşinde olacağım. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Can't stop me from doing anything. | Hiçbir şey yapmama engel olamazsın. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| I don't have to stop you. All's I have to do | Seni engellemem gerekmiyor ki. Yapmam gereken tek şey... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| is watch, wait and make the call to Buffalo. | ...izlemek, beklemek ve Buffalo'ya bir telefon açmaktan ibaret. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| You gonna run and tell Mommy? | Koşup anneciğine şikayet mi edeceksin? | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| That's right, Frank. | Bu doğru, Frank. Aynen öyle Frank. Bu doğru, Frank. Bu doğru, Frank. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| I'm gonna run and tell Mommy. | Koşup anneme şikayet edeceğim. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| I'll see you in the morning. For what? | Sabah görüşürüz. Ne için? | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Fuck. Fuck. | Kahretsin. Kahretsin. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| It's kind of along your line of work. | Senin alıştığın tarzda bir iş sayılır. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| I don't need this. I don't give a shit what you need. | Buna ihtiyacım yok. Neye ihtiyacın olduğu umurumda değil. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Doris. Dave. | Doris. Dave. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Where'd he live? | Evi neredeymiş? | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Oh, in Pacific Heights. | "Pacific Heights" semtinde. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Own or rent? | Kendi dairesi mi, kira mı? | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Own upstairs apartment, | Kendi dairesi... üst kat daire... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| two bedroom. | ...iki yatak odalı. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Swell. | Çok şık. Hoş. Çok şık. Çok şık. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Keys are in his pants over there. | Anahtarlar orada, pantolonunun cebinde. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Ha ha, Doris. | Çok komik, Doris. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Frank Falenczyk, meet Doris Rainford. | Frank Falenczyk, Doris Rainford'la tanış. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Doris said she'd be willing to hire you on. | Doris seni işe almak için gönüllü olduğunu söyledi. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| As what? General help. | Ne olarak? Genel yardımcı. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| You'll love it. No, I won't love it. | Bu hoşuna gidecek. Hayır, gitmeyecek. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| I won't love it so much I'm not even gonna do it. | O kadar hoşuma gitmeyecek ki, bu işi yapmayacağım bile. Bu işi asla yapmam, unut bunu. O kadar hoşuma gitmeyecek ki, bu işi yapmayacağım bile. O kadar hoşuma gitmeyecek ki, bu işi yapmayacağım bile. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Yes! Yes, you Like hell. | Evet! Evet, sen... Cehenneme git. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| You got an unorthodox way of being interviewed for a job. | İş görüşmesi yapmak adına alışılmadık bir yönteminiz var. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Just keep | Şöyle... Elini... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Listen, Roman said to get you a job. | Beni dinle, Roman sana iş bulmamı söyledi. Dinle. Roman sana bir iş bulmamı söyledi. Beni dinle, Roman sana iş bulmamı söyledi. Beni dinle, Roman sana iş bulmamı söyledi. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| This is it. It's yours to fuck up. | Bu kadar basit. Berbat etmek senin elinde. İşte bu. Berbat etmek istersen sen bilirsin. Bu kadar basit. Berbat etmek senin elinde. Bu kadar basit. Berbat etmek senin elinde. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| However, if you fuck it up, | Ancak, eğer bu işi berbat edersen... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| I will be on the phone to Buffalo. | ...anında Buffalo'ya telefon açıyor olurum. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Guess what, Doris? | Tahmin et ne oldu, Doris? | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Frank's decided to take the job. | Frank işi kabul etmeye karar verdi. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Hi, I'm Becky, | Merhaba, ismim Becky... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| addict and alcoholic. | ...bir bağımlı ve alkoliğim. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Hi. Frank. | Selam. Frank. Merhaba. Frank. Selam. Frank. Selam. Frank. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Hand me a plate. | Bana bir tabak uzat. Bana da bir tabak ver. Bana bir tabak uzat. Bana bir tabak uzat. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| I also got an eating disorder. Good for you. | Aynı zamanda yeme bozukluğumda var. Aferin sana. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| What, that I can say it? | Niye, bunu ifade edebildiğim için mi? | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Yeah, it took me so long. | Evet, benim bayağı zamanımı almıştı. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| And then I realized... | Ve sonra fark ettim ki... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| I was never full because | Asla doymuyordum çünkü... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| I felt so empty inside. | ...içimde o kadar büyük bir boşluk hissediyordum ki. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| No no, you're you're not supposed to eat those. | Hayır, hayır, onları... onları yememen gerekiyor. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| They're just for show, okay? | Onlar oraya sadece süs olsun diye kondu, tamam mı? | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| I'm Tom. Frank. | Ben Tom. Ben de Frank. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Hi. This your first time? I've had cookies before. | Selam. Bu senin ilk seferin mi? Daha önce de çörek yemiştim. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| So what do you think so far? | Peki şu ana kadar düşüncelerin nasıl? | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| It's all right. A little talky. | Fena değil. Biraz fazla konuşkan. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Yeah, you know, um, | Evet, bilirsin... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| some people kinda tend to wallow in it. | ...bazı insanlar bunlardan bir nevi zevk duyarlar. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| But me, you know, | Ama ben, | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| I'll go months at a time without saying anything. | tek kelime etmeden aylarca durabilirim. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Plus, it's a really good place to meet guys. | Artı, erkeklerle tanışmak için de harika bir yerdir. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Um, I'm not... | Şey, ben şey değilim... Ben... Şey değilim... Şey, ben şey değilim... Şey, ben şey değilim... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| I'll get over it. | Bunu atlatırım. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Hi. Brenda, alcoholic. | Selam. İsmim Brenda, alkoliğim. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| All: Hi, Brenda. | Merhaba Brenda. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Brenda: Just a couple of things: | Yalnızca birkaç şey paylaşacağım: | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| They're ripping up the playground next door, | Yan taraftaki oyun parkını yıkıyorlar... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| so you'll have to park on the street | ...bu yüzden önümüzdeki iki hafta süresince... Bu yüzden önümüzdeki 2 hafta... ...bu yüzden önümüzdeki iki hafta süresince... ...bu yüzden önümüzdeki iki hafta süresince... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| for the next few weeks; | ...arabalarınızı sokağa park etmek zorunda kalacaksınız; | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Second, uh, I have a new list of sponsors | İkincisi, destekçi arayanlar... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| if anyone is looking or... | ...veya olmak isteyenler için... | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Iooking to switch. | ...yeni destekçi listemiz belli oldu. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Raise your hands when I call your names. | İsimleri okunanlar ellerini kaldırsın. | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
| Tom, Robin and Susan | Tom, Robin ve Susan | You Kill Me-1 | 2007 |  | 
 English
                                English
                                
                             Turkish
 Turkish