Search
English Turkish Sentence Translations Page 179947
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Diane, what was that? | Diane, o da neydi? | War-4 | 2007 | |
| John. John. Honey. | John. John. Tatlım. | War-4 | 2007 | |
| Honey. Honey. | Tatlım. Tatlım. | War-4 | 2007 | |
| Stay with Daniel, honey. | Daniel ile kal, tatlım. | War-4 | 2007 | |
| I'm gonna have... | yapacağım... | War-4 | 2007 | |
| Sir, CSI needs to finish. | Bayım, CSI işini bitirmeli. | War-4 | 2007 | |
| We gotta let them do their thing. | Onlara işini yapmaları için izin vermeliyiz. | War-4 | 2007 | |
| You gotta clear out of here now | Burayı boşaltmalısınız | War-4 | 2007 | |
| Hey baby, how you doing? | Hey bebeğim, nasılsın? | War-4 | 2007 | |
| My turn next... | Sıradaki benim... | War-4 | 2007 | |
| You, who the hell do you think you are? Bastard. Rogue, do you know what Shiro does to traitors? | Rogue, Shiro'nun hainlere ne yaptığını biliyor musun? | War-4 | 2007 | |
| Wow, these Japs sure know how to party, you know | Vaav,Japonlar nasıl parti yapılacağını biliyorlar, değil mi. | War-4 | 2007 | |
| Oh shut up, please | Oh kapa çeneni, lütfen | War-4 | 2007 | |
| These are some badass characters here. | Tüm pislik tipler burada. | War-4 | 2007 | |
| Yeah? What does it make the people who did this then? | Evet? Bir insana bunları ne yaptırmış olabilir? | War-4 | 2007 | |
| You know I'm amazed you two don't have this whole case wrapped up by now | Biliyor musun siz ikinizin şimdiye kadar tüm dosyayı kapatmamış olmanız beni şaşırttı | War-4 | 2007 | |
| I found this in the backroom. | Bunu arka odada buldum. | War-4 | 2007 | |
| Yeah. What has he been saying? | Evet. Ne söylüyordu? | War-4 | 2007 | |
| You'd think a couple of cops working a district... | Belki de Yakuza bölgesinde çalışan bir çift polisin... | War-4 | 2007 | |
| If they weren't complete fucking idiots... | Eğer kahrolası dangalaklar değillerse... | War-4 | 2007 | |
| Know what I do when I'm not a cop? | Polis olmasaydım ne olacağımı biliyor musun? | War-4 | 2007 | |
| I play doctor. | Doktor rolü yapabilirim. | War-4 | 2007 | |
| If I don't get this shrapnel out... | Eğer şarapneli dışarı çıkarmazsam... | War-4 | 2007 | |
| it will get infected. | mikrop kapacak. | War-4 | 2007 | |
| You wanna help? Take my shirts to the cleaners. | Yardım etmek mi istiyorsun? Gömleğimi temizlemeye götürebilirsin. | War-4 | 2007 | |
| I was working late last night, that's all | Dün gece geç saatlere kadar çalıştım, hepsi bu | War-4 | 2007 | |
| I found him, Jen. | Onu buldum, Jen. | War-4 | 2007 | |
| Tell Daniel I'll be there. No! You tell him. | Daniel'e orada olacağımı söyle. Hayır! Sen söyle. | War-4 | 2007 | |
| If you say you're gonna be there, then be there. | Eğer sen orada olacağını söylersen, orada olursun. | War-4 | 2007 | |
| Marksman | Nişancı | War-4 | 2007 | |
| In other words: you're an spectator | Diğer bir deyişle: sen bir izleyicisin | War-4 | 2007 | |
| Defensive Tactics | Savunma Taktikleri | War-4 | 2007 | |
| Yeah. Well, my gun's bigger than yours | Evet.Ama benim silahım seninkinden daha büyük. | War-4 | 2007 | |
| Pick a desk | Bir sıra seç | War-4 | 2007 | |
| Still get to sit your arse up | Hala kıçının üstüne oturmadın | War-4 | 2007 | |
| Anybody can use titanium shells and DU bullets. | Herhangi biri titanyum kovan ve DU mermiler kullanabilir. | War-4 | 2007 | |
| Maybe he switched sides. It wouldn't be the first time. | Belki de taraf değiştirmiştir. İlk defa yaptığı bir şey değil. | War-4 | 2007 | |
| Shiro Yamaga | Shiro Yamaga | War-4 | 2007 | |
| He's all the Yakuza activity from Japan | Japonya'dan Yakuza teşkilatından | War-4 | 2007 | |
| and yet he hasn't set foot on American soil | ve henüz Amerikan topraklarına adım atmadı | War-4 | 2007 | |
| Lee Chang is the other half Unlike Shiro, Chang lives here | Lee Chang ise diğer yarısı Shiro'yu sevmiyor, Chang burada yaşıyor | War-4 | 2007 | |
| Nice big mansion in Marin | Marin'de güzel ve büyük bir malikanede. | War-4 | 2007 | |
| Into everything. | Her şeye bulaşmış. | War-4 | 2007 | |
| Bribery, extortion, murder, you name it | Rüşvet, haraç, cinayet, aklına gelen her şey | War-4 | 2007 | |
| And wiped out the whole fucking Clan. | Ve tüm aile temizlendi. | War-4 | 2007 | |
| to collectors and museums | satarak geçirdi | War-4 | 2007 | |
| All that's left now are a couple of horses | Şu anda tek kalan bir çift at Tetikçi geri döndü. Tetikçi geri döndü. | War-4 | 2007 | |
| Statuettes. Two of them. About this big. | Heykelcikler. Her ikisi de. Büyük bir şey hakkında. | War-4 | 2007 | |
| Chang's lose of honor | Chang'in onurunu yitirmesi | War-4 | 2007 | |
| I don't care about bloodlines or ancient family feuds | Kan bağı ve büyük aile kan davaları da umurumda değil | War-4 | 2007 | |
| For the first time in 3 years, we got a real shot at getting Rogue | 3 yıl önceki ilk seferde, Rogue'yu alarak büyük bir atış yaptık | War-4 | 2007 | |
| In my father's days, such an union wouldn't have been possible | Babam zamanında, böyle bir birliktelik imkansızdı | War-4 | 2007 | |
| But times change | Ama zaman değişti | War-4 | 2007 | |
| Those of us who change with it... survive | Biz de zamanla değiştik... hayatta kaldık | War-4 | 2007 | |
| I am really impressed, Mr. Shaw | Gerçekten etkilendim,Bay Shaw | War-4 | 2007 | |
| Now that you have spilled the blood of my enemies | Düşmanlarımın kanını döktün | War-4 | 2007 | |
| Let's drink | İçelim | War-4 | 2007 | |
| To our new partnership | Yeni ortaklığımıza | War-4 | 2007 | |
| I was somewhat skeptical when you first came to me with your proposal | İlk teklifin ile geldiğinde biraz şüpheliydim | War-4 | 2007 | |
| By leaving Shiro's service, that was a wise move on your part | Shiro'nun hizmetinden ayrılmak, senin açından akıllıca bir hareketti | War-4 | 2007 | |
| So I have betrayed no one | Böylece kimseye ihanet etmemiş oluyorum | War-4 | 2007 | |
| So, tell me | Söyle bana | War-4 | 2007 | |
| It's been 30 years | 30 yıl oldu | War-4 | 2007 | |
| All this time, my family has lived in shame and dishonor | Tüm bu zamana kadar, ailem utanç ve onursuzluk içinde yaşadı | War-4 | 2007 | |
| All because of Shiro's treachery | Hepsinin sebebi Shiro'nun kalleşliği | War-4 | 2007 | |
| Tonight, I will take back what was stolen from my family | Bu gece, ailemden çalınanı geri alacağım | War-4 | 2007 | |
| And everything will change from here on | Ve her şey bu andan sonra değişecek | War-4 | 2007 | |
| Shiro's men will protect his treasure with their lives | Shiro'nun adamları onun hazinesini canları pahasına koruyacaklardır | War-4 | 2007 | |
| I said that I would | Yapacağımı söyledim | War-4 | 2007 | |
| These two are the Ti brothers | Bunlar Ti kardeşler | War-4 | 2007 | |
| They will give you everything you need | Sana ihtiyacın olan her şeyi sağlayacaklar | War-4 | 2007 | |
| I'll be in touch | İletişimde olacağım | War-4 | 2007 | |
| Watch him closely | Onu yakından izleyin | War-4 | 2007 | |
| I beg your forgiveness | Affınızı diliyorum | War-4 | 2007 | |
| The fault is not yours, but mine | Senin değil, benim hatamdı | War-4 | 2007 | |
| I left myself unguarded | Kendimi savunmasız bıraktım | War-4 | 2007 | |
| I trust you have news from San Francisco | San Francisco'dan haberlerin olduğuna inanıyorum | War-4 | 2007 | |
| Yes, everything is proceeding as requested | Evet, her şey talep ettiğiniz gibi devam ediyor | War-4 | 2007 | |
| We've shipped them out | Onları gemiyle yolladık | War-4 | 2007 | |
| They will arrive in San Francisco tonight | Bu gece San Francisco'ya ulaşacaklar | War-4 | 2007 | |
| ...in advance of my arrival | ...benim gelişimden önce. | War-4 | 2007 | |
| I don't trust our people there | Orada insanlarımıza güvenmiyorum | War-4 | 2007 | |
| They have become too lazy to be useful | Yararlı olamayacak kadar tembeller | War-4 | 2007 | |
| ...has ever been more important | ...bundan daha önemli olmadı | War-4 | 2007 | |
| I will not fail you | Umudunuzu boşa çıkarmayacağım | War-4 | 2007 | |
| Hit him. Again! | Vur ona. Bir daha! | War-4 | 2007 | |
| Hey, Baby, (?) here to see you | Hey, Bebeğim, seni görmek istiyor | War-4 | 2007 | |
| My guy's losing anyways | Benim adamım kaybediyor nasıl olsa. | War-4 | 2007 | |
| Business is good I see | Görünüşe göre işler iyi | War-4 | 2007 | |
| The people I'm tracking they expect the FBI pays me some visits like this | İzlediğim insanlar FBI'ın böyle ziyaretlerde bana ödeme yaptığından şüpheleniyor | War-4 | 2007 | |
| Makes me look legit | Beni yasal gösteriyor | War-4 | 2007 | |
| Come on, John | Hadi ama, John | War-4 | 2007 | |
| Our friend over in Brussels, the guy who makes those titanium bullets. | Brussels'den arkadaşım, titanyum mermiler yapan kişi. | War-4 | 2007 | |
| Week before that, another one of our scrapper friends down in Florida went skinny dipping | Bir hafta öncesi, başka bir kavgacı arkadaş Florida'da çıplak yüzmeye giderken ölüyor | War-4 | 2007 | |
| Both of them | Her ikisi de | War-4 | 2007 | |
| Our man is tying up loose ends | Adamımız açık vermiyor | War-4 | 2007 | |
| I think he might be still alive. Maybe hiding out. | Hala hayatta olabileceğini düşünüyorum. Belki saklanıyordur. | War-4 | 2007 | |
| Go back to the car | Arabaya dön | War-4 | 2007 | |
| Turn around | Dün arkanı | War-4 | 2007 | |
| I need my money. Now. | Parama ihtiyacım var. Şimdi. | War-4 | 2007 |