Search
English Turkish Sentence Translations Page 179942
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Yeah, did I wake you? lt's almost 9. | Evet, uyandım mı? Saat daha 9. | War-2 | 2007 | |
| Well, I just call to remind you that... | Peki,sadece bu cuma Daniel'in il basket maçı... | War-2 | 2007 | |
| Got a lot on my mind right now. | Aklımda o kadar çok şey var ki. | War-2 | 2007 | |
| He's back. I can feel it. | Geri döndü. Hissedebiliyorum. | War-2 | 2007 | |
| Just graduated Quantico. | Yeni Quantico'dan mezun oldu. | War-2 | 2007 | |
| What's his specs? | Becerileri nedir? | War-2 | 2007 | |
| Marksman. | Nişancı | War-2 | 2007 | |
| In other words: you're an expectator | Diğer bir deyişle: sen bir izleyicisin | War-2 | 2007 | |
| That's right. I like to get up close and personal. | Doğru. Yakın olmayı ve kişiselliği seviyorum. | War-2 | 2007 | |
| Back of the bus | Otobüsün arkasına | War-2 | 2007 | |
| The guy re cuts his face every 6 months. | Bu adam her 6 ayda bir yüzünü değiştiriyor. | War-2 | 2007 | |
| The ones we found... | Bulduğumuz şey... | War-2 | 2007 | |
| The ones we found last night match the ones we found 3 years ago. | Bulduğumuz şey 3 yıl önce bulduklarımızla eşleşiyor. | War-2 | 2007 | |
| Maybe he switch sides. It wouldn't be the first time. | Belki de taraf değiştirmiştir. İlk defa yaptığı bir şey değil. | War-2 | 2007 | |
| and yet he hasn't set foot on American soil. | ve henüz Amerikan topraklarına adım atmadı | War-2 | 2007 | |
| He's half the reason this task force was put together | Bu ekibin bir araya gelmesinin yarım sebebi bu adam | War-2 | 2007 | |
| Lee Chang is the other half. Unlike Shiro, Chang lives here. | Lee Chang ise diğer yarısı Shiro'yu sevmiyor, Chang burada yaşıyor | War-2 | 2007 | |
| Thinks he is Jade rock a fella or something | Onun Jade Rock a fella yada başka bir şey olduğunu sanıyorlar | War-2 | 2007 | |
| He's a 49. Triad boss | 49. Triad patronu | War-2 | 2007 | |
| 30 years ago, Shiro butchered Chang's family. | 30 yıl önce, Shiro ,Chang'in ailesini katletmiş. | War-2 | 2007 | |
| He actually had the balls to fly out to Hong Kong | Son anda kıçını Hong Kong'dan kaçırmayı becerebilmiş | War-2 | 2007 | |
| And wiped out the whole fucking CIAn. | Ve tüm aile temizlendi. | War-2 | 2007 | |
| He spent the next 30 years selling every heirloom of the Chang dynasty... | Son 30 yılını Chang hanedanına ait aile yadigarlarını koleksiyonculara ve müzelere... | War-2 | 2007 | |
| All that's left now are a couple of horses. | Şu anda tek kalan bir çift at Tetikçi geri döndü. Tetikçi geri döndü. | War-2 | 2007 | |
| Statuetes. Two of them. About this big. | Heykelcikler. Her ikisi de. Büyük bir şey hakkında. | War-2 | 2007 | |
| Word on the street is that Shiro is looking for a buyer as we speak. | Sokaklardaki söylentiye göre Shiro bir alıcı arıyor. | War-2 | 2007 | |
| Chang's lost of honor | Chang'in onurunu yitirmesi | War-2 | 2007 | |
| means more than his financial lost | finansal kaybından daha da fazla şey ifade ediyor. | War-2 | 2007 | |
| I don't care about the Horses. | Atlar umurumda değil. | War-2 | 2007 | |
| I don't care about bloodlines or ancient family feuds. | Kan bağı ve büyük aile kan davaları da umurumda değil | War-2 | 2007 | |
| For the first time in 3 years, we got a real shot at getting Rogue. | 3 yıl önceki ilk seferde, Rogue'yu alarak büyük bir atış yaptık | War-2 | 2007 | |
| All we have to do, ladies and gentlemen, | Tüm yapmamız gereken, beyler ve bayanlar, | War-2 | 2007 | |
| is pull the fucking trigger | kahrolası tetiği çekmek | War-2 | 2007 | |
| CHANG MANSlON MARIN COUNTY, CA | CHANG MALİKANESİ MARIN COUNTY, CA | War-2 | 2007 | |
| She's a very rare breed | Çok nadir bulunan bir cins | War-2 | 2007 | |
| Andalucian | Andalusian | War-2 | 2007 | |
| ln my father's days, such an union wouldn't have been possible. | Babam zamanında, böyle bir birliktelik imkansızdı | War-2 | 2007 | |
| But times change. | Ama zaman değişti | War-2 | 2007 | |
| l am really impressed, Mr. Shaw. | Gerçekten etkilendim,Bay Shaw | War-2 | 2007 | |
| Now that you have spilled the blood of my enemies. | Düşmanlarımın kanını döktün | War-2 | 2007 | |
| I have to admit, | İtiraf etmeliyim ki, | War-2 | 2007 | |
| I was somewhat skeptical when you first came to me with your proposal. | İlk teklifin ile geldiğinde biraz şüpheliydim | War-2 | 2007 | |
| By leaving Shiro's service, that was a wise move on your part. | Shiro'nun hizmetinden ayrılmak, senin açından akıllıca bir hareketti | War-2 | 2007 | |
| But it makes me wonder | Ama bende merak oluşturdu | War-2 | 2007 | |
| How could one truly trust a man who has betrayed his master? | Efendisine ihanet eden bir adama tamamen nasıl güvenebilirdim? | War-2 | 2007 | |
| I have no master. | Benim efendim yok | War-2 | 2007 | |
| So I have betrayed no one. | Böylece kimseye ihanet etmemiş oluyorum | War-2 | 2007 | |
| It's been 30 years. | 30 yıl oldu | War-2 | 2007 | |
| Tonight, I will take back what was stolen from my family. | Bu gece, ailemden çalınanı geri alacağım | War-2 | 2007 | |
| I said that I would. | Yapacağımı söyledim | War-2 | 2007 | |
| I'll be in touch. | İletişimde olacağım | War-2 | 2007 | |
| I beg your forgiveness. | Affınızı diliyorum | War-2 | 2007 | |
| I left myself unguarded. | Kendimi savunmasız bıraktım | War-2 | 2007 | |
| I trust you have news from San Francisco. | San Francisco'dan haberlerin olduğuna inanıyorum | War-2 | 2007 | |
| I don't trust our people there. | Orada insanlarımıza güvenmiyorum | War-2 | 2007 | |
| I was hoping to stay here... | Ailedeki gelecek rolüm için... | War-2 | 2007 | |
| ...and further my role in the CIAn. | ...burada kalmayı umuyordum. | War-2 | 2007 | |
| Nothing in the history of our CIAn... | Aile tarihimizdeki hiçbir şey... | War-2 | 2007 | |
| I will not fail you. | Umudunuzu boşa çıkarmayacağım | War-2 | 2007 | |
| I'd like to see Benny. | Benny'i görecektim. | War-2 | 2007 | |
| No Bennys here. | Benny burada değil. | War-2 | 2007 | |
| Cabr�n, I don't talk to the feds | Cabrón, federaller ile konuşmam | War-2 | 2007 | |
| Somewhere private. Now. | Baş başa. Şimdi. | War-2 | 2007 | |
| My guy's losing anyways. | Benim adamım kaybediyor nasıl olsa. | War-2 | 2007 | |
| Business is good I see. | Görünüşe göre işler iyi | War-2 | 2007 | |
| So much for homeland security, right? | Ev güvenliği için oldukça fazla,değil mi? | War-2 | 2007 | |
| So, how's the family? | Peki,ailen nasıl? | War-2 | 2007 | |
| Daniel's fine. | Daniel iyi. | War-2 | 2007 | |
| Jen. That's another story. | Jen. Bu başka hikaye. | War-2 | 2007 | |
| I really liked her. How did you fuck that up? | Ondan gerçekten hoşlanmıştım. Nasıl berbat etmeyi başardın? | War-2 | 2007 | |
| It wasn't hard. | Zor olmadı. | War-2 | 2007 | |
| By the way. Thanks for the help. | Öte yandan. Yardımın için teşekkürler. | War-2 | 2007 | |
| You make me look good. I hope it helps. | Beni iyi gösteriyorsun. Umarım yardımı olmuştur. | War-2 | 2007 | |
| The people I'm tracking they expect the FBI pays me some visits like this. | İzlediğim insanlar FBI'ın böyle ziyaretlerde bana ödeme yaptığından şüpheleniyor | War-2 | 2007 | |
| Makes me look legit. | Beni yasal gösteriyor | War-2 | 2007 | |
| Was that in the Interpol handbook? | İnterpol'un el kitabından mıydı? | War-2 | 2007 | |
| They know there is no science to catch a crook. You know that. | Bilirler ki bir dolandırıcıyı yakalayacak hiç bir bilim dalı yok. Bunu sende biliyorsun. | War-2 | 2007 | |
| Our friend over in Brussels, the guy who make those titanium bullets. | Brussels'den arkadaşım, titanyum mermiler yapan kişi. | War-2 | 2007 | |
| Then I ran a check to see if anyone associated with Rogue... | Sonrasında Rogue ile ilişkilendirilmiş kötü talihli ... | War-2 | 2007 | |
| was having some bad luck. | herhangi biri var mı diye araştırdığımda. | War-2 | 2007 | |
| Just last week | Sadece geçen hafta | War-2 | 2007 | |
| Plastic surgeon down in Panama | Panama'da bir plastik cerrah | War-2 | 2007 | |
| accidentally impaled himself with a kitchen knife making a turkey sandwich. | mutfak bıçağı ile hindili sandviç yaparken kazayla kendine saplamış. | War-2 | 2007 | |
| Week before that, another one of our scrapper friend down in Florida went skinny dipping | Bir hafta öncesi, başka bir kavgacı arkadaş Florida'da çıplak yüzmeye giderken ölüyor | War-2 | 2007 | |
| Some gators. Guess he didn't read the signs. | Timsahlar!! Sanırım adam uyarıları okumamış. | War-2 | 2007 | |
| These guys, they both specialized in facial reconstruction. | Bu adamlar, her ikisi de yeniden yüz oluşturulmasında uzmanlaşmış. | War-2 | 2007 | |
| Our man is tying up loose ends. | Adamımız açık vermiyor | War-2 | 2007 | |
| Yeah. Well, there's another surgeon unaccounted for. | Evet. Ayrıca,hesaba katmadığımız başka bir cerrah var. | War-2 | 2007 | |
| l think he might be still alive. Maybe hiding out. | Hala hayatta olabileceğini düşünüyorum. Belki saklanıyordur. | War-2 | 2007 | |
| You let me know the second he surfaces. He's mine. | Bir sonraki tipini tahmin edeyim. Benim ki... | War-2 | 2007 | |
| Is that our contact? | Bağlantımız bu mu? | War-2 | 2007 | |
| ...you and I are going to talk. | ...sen ve ben konuşacağız. | War-2 | 2007 | |
| It's just a routine check. | Bu sıradan bir kontrol. | War-2 | 2007 | |
| I need you out of the car. Both of you. | Arabadan çıkmanızı istiyorum. Her ikinizin de. | War-2 | 2007 | |
| Put your hands where I can see them | Ellerinizi görebileceğim şekilde tutun | War-2 | 2007 | |
| Officer, | Memur bey, | War-2 | 2007 | |
| we're with Shiro Yamaga Enterprises You're making a huge mistake | Bizler Shiro Yamaga Şirketleri'ndeniz Büyük bir hata yapıyorsunuz | War-2 | 2007 | |
| We made arrangements Out of the car! | Düzenlemeleri yaptık Arabadan çık! | War-2 | 2007 | |
| We're licensed to carry firearms. Call your captain. | Ateşli silah taşıma ruhsatlarımız var. Yüzbaşını ara. | War-2 | 2007 | |
| Shut up. He can vouch for us | Kapa çeneni. O bizi doğrulayabilir | War-2 | 2007 |