Search
English Turkish Sentence Translations Page 179676
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| Let us use cross eyed to kick! | Bırakın, Şaşıgöz atsın! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Cross eyed? No talking! | Şaşıgöz mü? İtiraz yok! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Exactly! Squint. | Evvet! Şaşıgöz. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| squint! | Şaşıgöz! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| What? Aim for me! | Ne? Bana nişan al! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| What? At me, aim for me! | Ne? Bana, bana doğru at! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| What makes, huh? | Ne yapıyor, ha? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| The aim was the goal and he hit the toilet. | Kaleyi hedef aldığında, tuvalet kabinine atmıştı. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Now Kara will run the same distance, | Şimdi Kara aynı mesafede diğer tarafa nişan aldırıyor, | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Squint will aim at Kara, | Şaşıgöz, Kara'yı hedef alınca, | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| but will hit the goal! | kaleye atmış olacak! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Hit! | Goll! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| squint, you're not hooked, you're right! | Şaşıgöz, ıskalamadın, harikasın! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| peak is cross eyed! Hit! I I got ... | tam isabet Şaşıgöz! Gol oldu! Ben de bittim... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Great team! With spirit! And what a coach. | Mükemmel bir takım! Ruh ve karakter var! Koçları kim?. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Do not miss! | Bu adamı kaçırmayın! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Born talent! Great! | Doğuştan yetenekli! Büyük adam! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Do not let him escape to Moscow before the final. | Final öncesi Moskova'ya kaçmasına izin vermeyin. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| In Live! Keep up. | Daha canlı! Devam. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Get it? | Geldin mi? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Nadyusha! Let's dance! Come on! Quiet. | Nadyusha! Hadi dans edelim! Hadi! Sessiz. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| What is he doing there? Shut it. | O ne yapıyor orada? Senin adına çalışıyor. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Where are you? Nadyusha, here's what happened ... | Sen neredesin? Nadyusha, burada şey oldu... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Juicy young corn. Hi, Aunt Vera. | Sütlü taze mısır. Merhaba, Vera teyze. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Slava, you marry, or not? | Slava, evleniyor musun? evlenmiyor musun? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| And what then? European? World? | Ya sonra? Avrupa Şampiyonası? Dünya Şampiyonası? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| So never marry. | Böyle giderse asla evlenemem. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| To win, meaning lose, needs drastic measures. | Kazanmak, kaybetmem demek, radikal çözümler bulmalıyım. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| So how is it? | Evet, nasıl gitti? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| So twisted and otherwise, and they always win. | Herşeyi yaptım, hiç farketmiyor, hep kazanıyorlar. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Easy. Real coach Kolotilov, not going for two days. | Dikkat et. Gerçek Koçlar iki günde vazgeçmez, Kolotilov. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Zhorik! Come on, do not worry. | Zhorik! Hadi gir, çekinme. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Meet. | Tanışın. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| My friend George Ivanovich. Hi. | Arkadaşım George Ivanovich. Merhaba. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| What a puss. True villain. | Bu ne biçim surat. Kesin belalı biri. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| We German Valerievich 10 years we sat together. | German Valerievich ile birlikte okulda 10 yıl yanyana oturduk. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| From bell to bell. On a desk. | Zilden, zile. Bir masada. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Want sushi? | Sushi ister misin? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Thank you. It's not very sweet. | Teşekkür ederim. Tatlıları pek sevmiyorum. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| German Valerievich, I need a passport ... | German Valerievich, Pasaportuma ihtiyacım var... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Already the second day my wedding. If I win again tomorrow, then ... | Düğünümün ikinci günü de geçti. Eğer yarın da kazanırsam, o zaman... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| You coach it? | Antrenör sen değil misin? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| See you coach? Then train them. | Dinle, Sen antrenörsün değil mi? O zaman çalıştır onları. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Train them until the morning until you feel neither hands nor feet. | Onları sabaha kadar kollarını, bacaklarını hissetmeyecek kadar çalıştır. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| They should be tortured. You know, Kolotilov, to torture them! | Onlara işkence etmek lazım, bilirsin Kolotilov, işkence et onlara! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| How is it to torture them? They are still children. | Nasıl işkence ederim? Onlar daha çocuk. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| You Want to become Muscovite, and yet feel compassion for children. | Hem Moskova'da olmak istiyorsun, hem de hala çocuklara acıyorsun. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| You have to be more ruthless. Just like life, ruthless. | Biraz acımasız olmalısın. Tıpkı hayat gibi, acımasız. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| I have a dry cargo vessel in port for unloading. | Limanda bir kuru yük gemim var, boşaltılmayı bekliyor. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Brought you cognac and in the night shift there are not enough porters. | Konyak getirdim. Gece vardiyesinde yeterince adam yok. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| So let him land, and will work out. | Boşaltmayı çocuklar yapsın, sabaha kadar antrenman yapmış olurlar. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Nadia, you will soon put me in jail. I love you. | Nadia, hapisten kısa zamanda çıkacağım. seni seviyorum. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Nadenka one day I will write book about it. And you will forgive me. | Nadenka bir gün herşeyi bir kitapta yazacağım, eminim beni affedeceksin. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Go faster. | Daha hızlı. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Drag them alone. | Bunları ayrı koyun. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Oh, my sole away. Will you fall off your feet. | Topuğu kopmuş. Ayakların da kopacak bu gidişle. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Trainer, something slightly I could not come up? | Koç, daha hafif bir yük yok muydu? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Perfect load all muscles. | Bu yükler kas gruplarınız için mükemmel. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Continue training. Why stop, monkeys? | Çalışmaya devam. Niye duruyorsun, maymun. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| The faster you finish, would rather be free. | Ne kadar çabuk bitirirseniz, o kadar çabuk özgür kalırsınız. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Leave it, Kara. You while went by with your Mercedes, | Onu rahat bırak, Kara. Sen ailenle birlikte Mercedesle dolaşırken, | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Help it with one, puddle drinker. You're envious, huh? | O köpeklerle aynı su birikintisinden içiyordu. Kıskandın mı, ha? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Where is your Mercedes? Lying. Did I lie? | Ne Mercedesi? Yalan söylüyorsun. Yalan mı söylüyorum? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Come on, hit the kidneys! Stop, stop! Enough! | Hadi, Böbreklerine vur! Durun, durun! Yeter! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Let me, I will kill him. | Bırak, öldüreceğim onu. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Shake hands. No. | El sıkışın. Hayır. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Squeeze your hands! Let them fight! | El sıkışın dedim! Bırak kavga etsinler! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Where is Darik? Escaped. | Darik nerede? Kaçtı. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Escape. | Kaçtı demek. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Complicate the task. Anyone can catch 2 chests and go. Come on. | Çalışmayı biraz daha zorlaştıralım. Şimdi de herkes 2'şer sandık taşıyacak. Haydi. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Why? Because. | Niçin? Canım istediği için. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| 1, 1, 1, 2, 3 ... | 1, 1, 1, 2, 3 ... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Come! Come, Four! | Devam! Devam, 4! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Goalkeeper escaped workout yesterday. | Kaleci dün geceki idmandan kaçtı. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| If I do not catch him he will catch all the balls. | Onu yakalayamazsam, maçtaki tüm topları yine tutacak. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Kolotilov ... Bravo! | Kolotilov... Bravo! | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Condensed milk with sugar | Şekerle Yoğunlaştırılmış Süt | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| first half ended 3:0 for Tambov. | İlk yarı 3:0 Tambov'un üstünlüğüyle sona erdi. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Kolotilov ... | Kolotilov... | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| What's wrong, coach? | Neler oluyor, Koç? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Play ... as we can. Where is the goalkeeper? | Oynuyoruz... elimizden geldiği kadar. Kaleci nerede? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Did not come. | Gelmedi. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Will regain losses. | Kazanacağız. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| The second half will bring them back. Careful, Kolotilov. | İkinci yarı kendilerine gelirler. Bak, Kolotilov. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| In life, the second halves ... no. | Hayatta, ikinci yarı diye birşey yoktur. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Kolotilov, invent something. | Kolotilov, birşeyler yap. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| So this is just football, Kara, it's a game. | Bu sadece futbol, Kara. Bir oyun sadece. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| We have to win. | Kazanmak zorundayız. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| To write in the newspaper? | Gazetelerde yazması için mi? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Yes, and on the television news. | Evet, hem de televizyon haberleri için. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| You want fame? | Şöhret olmak mı istiyorsun? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| What? | O zaman ne için? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| For our parents to see. | Ailelerimizin bizi görmesi için. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| To understand what we've become. | Bizim ne olduğumuzu görmeleri için. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| My mom and dad to realize in vain that I have been abandoned. | Anne ve babamın beni bırakarak nasıl bir hata yaptıklarını anlamaları için. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| I thought we would win, but blew it. | Kazanacağımızı düşünmüştüm, ama berbat ettik. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| It's not you... wrong. | Siz değil... ben berbat ettim. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Yes, the entire amount in my account immediately after the finish. | Evet, tüm meblağ final maçından sonra benim hesabıma yatırılacak. | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| Ein minute. What Kolotilov? All according to plan there? | Bir dakika. Nasıl gidiyor, Kolotilov? Herşey planlandığı gibi mi? | Vykrutasy-1 | 2011 | |
| No. Will play to win. | Hayır. Kazanmak için oynayacağız. | Vykrutasy-1 | 2011 |