Search
English Turkish Sentence Translations Page 179582
| English | Turkish | Film Name | Film Year | |
| At this wedding altar, | Bu düğün sunağında... | Vivah-1 | 2006 | |
| in God's presence, | Tanrının varlığında... | Vivah-1 | 2006 | |
| in this festive home.. | bu bayramlık evde.. | Vivah-1 | 2006 | |
| to anoint you with vermilion.. | sana bu kutsal yağı zincifre boyası ile sürmeye.. | Vivah-1 | 2006 | |
| I have the right | hakkım var. … bu saatte kızını vermiş olacaksın. | Vivah-1 | 2006 | |
| I take you as my bride, I have the right | Seni gelinim olarak aldım ve buna hakkım var. | Vivah-1 | 2006 | |
| For once, take off the covers, look at what I've become | Bir seferliğine, örtüleri kaldır, bak bana ne oldu. | Vivah-1 | 2006 | |
| My love doesn't deserve this test, Poonam | Benim aşkım bu testi hak etmiyor, Poonam. | Vivah-1 | 2006 | |
| And you know it | Ve sen biliyorsun. | Vivah-1 | 2006 | |
| Sweets, for everyone. Thank you, sir | Şekerleme, herkes için. Teşekkür ederim, bayım. | Vivah-1 | 2006 | |
| Where am I to sign, Doctor? | Ben nereye imza atayım, doktor? | Vivah-1 | 2006 | |
| Mr Prem, | Mr Prem... | Vivah-1 | 2006 | |
| in this hospital, so far.. | bu hastahanede, şimdiye kadar.. | Vivah-1 | 2006 | |
| we've only seen.. brides tortured, burnt for dowry | biz sadece gelinlere işkence edilğini ve çeyiz için yakıldığını gördük. | Vivah-1 | 2006 | |
| Today, for the first time ever, here.. we've seen someone becoming a bride | Bugün, ilk kez, burada.. birinin gelin olduğunu gördük. | Vivah-1 | 2006 | |
| This is Dr Jain, a dear friend. Also, a famous burns specialist | Bu Dr. Jain, değerli bir arkadaş. Ayrıca, ünlü bir yanık uzmanı. | Vivah-1 | 2006 | |
| And his team.. this is Dr Rashid | Ve onun takımı.. bu Dr Rashid. | Vivah-1 | 2006 | |
| We're here to help you in any manner we can | Biz sana yapabildiğimiz en iyi şekilde yardım etmek için buradayız. | Vivah-1 | 2006 | |
| You're most welcome, sir. It's an honor to have you here | Hoşgeldiniz, bayım. Sizin burda olmanız bizi şereflendirir. | Vivah-1 | 2006 | |
| We've a battle waiting to be won | Bizim kazanmak için mücadeleci bir bekleyişimiz var. | Vivah-1 | 2006 | |
| Take the new bride to the operation theater, please | Yeni gelini operasyon odasına götür lütfen. | Vivah-1 | 2006 | |
| Please come, Doctor | Lütfen gel, doktor. | Vivah-1 | 2006 | |
| Uncle, tea | Amca, çay. | Vivah-1 | 2006 | |
| No.. We'll share | Hayır.. Biz paylaşacağız. | Vivah-1 | 2006 | |
| Why are you worrying, Krishnakant? | Neden endişe ediyorsun, Krishnakant? | Vivah-1 | 2006 | |
| He is doing the worrying for us. You drink your tea | O bizim için endişeleniyor. Sen çayını iç. | Vivah-1 | 2006 | |
| Thank you so much, Doctor. Congratulations | Çok teşekkür ederim, doktor. Tebrikler. | Vivah-1 | 2006 | |
| Operation successful | Ameliyat basarılı. | Vivah-1 | 2006 | |
| After 48 hours, when bandages come off, we'll know the exact position | 48 saat sonra, bandajlar çıkartıldığında, biz tam durumu biliyor olacağız. | Vivah-1 | 2006 | |
| This first battle we have won, Prem | Bu kazandığımız ilk mücadele, Prem. | Vivah-1 | 2006 | |
| For at least a month and a half, Poonam must stay here | En azından bir buçuk ay Poonam burada kalmalı. | Vivah-1 | 2006 | |
| Doctor.. | Doktor. | Vivah-1 | 2006 | |
| Afterwards, she can go home? | Sonra, eve gidebilir mi o? | Vivah-1 | 2006 | |
| Okay, until then, our daughter in law remains in your charge, Krishnakant | Tamam, o zamana kadar, bizim gelin senin sorumluluğunda, Krishnakant. | Vivah-1 | 2006 | |
| Afterwards, the bridegroom's party is right upon your doors | Sonra, damatın partisi tam sizin kapının önünde olacak. | Vivah-1 | 2006 | |
| Got to make him throw us a party, right Doctor? | O bizi bir parti olacağını söylemek için geldi doğru mu Doktor? | Vivah-1 | 2006 | |
| Bride's father | Gelinin babası. | Vivah-1 | 2006 | |
| Time heals wounds.. | Zaman yaraları iyileştirir.. | Vivah-1 | 2006 | |
| it's true for sure ; | kesinlikle doğru ; | Vivah-1 | 2006 | |
| but quicker than Time.. | ama zamandan daha çabuk.. | Vivah-1 | 2006 | |
| Love heals | Aşk iyileştirir. | Vivah-1 | 2006 | |
| When your beloved is beside you.. | Sevgilin yanında olduğu zaman.. | Vivah-1 | 2006 | |
| with his healing touch.. | iyileştirici dokunuşuyla.. | Vivah-1 | 2006 | |
| a miracle then works.. | bir mucize çalışır sonra.. | Vivah-1 | 2006 | |
| upon wounds | yaralar çabucak iyileşir. | Vivah-1 | 2006 | |
| Come home quickly Poonam, I'm waiting to eat the curry you cook | Çabuk eve gel Poonam, senin pişirdiğin köriyi yemek için bekliyorum. | Vivah-1 | 2006 | |
| Poonam, come quickly. We'll go to Som Sarovar again | Poonam, çabuk gel. Biz yine Som Sarover’e gideceğiz. | Vivah-1 | 2006 | |
| I've yet to read up all the newspapers out there | Benim şimdi bütün gazeteleri okumam lazım burada. | Vivah-1 | 2006 | |
| Come soon. We miss you! Get well soon | Gel yakinda. Özledik seni! Yakında iyi olacak. | Vivah-1 | 2006 | |
| Aunty, smile | Yengecim, gülümse. | Vivah-1 | 2006 | |
| Dressing | Giyinme. | Vivah-1 | 2006 | |
| Give it a final coat of paint, thoroughly | Son bir boya mantosu ver, tamamen. | Vivah-1 | 2006 | |
| Uncle, now the painting is almost over | Amca, şimdi boyama tamamen bitti. | Vivah-1 | 2006 | |
| Sunil Babu, this has taken so much of your time | Sunil Babu, bu senin zamanını çok aldı. | Vivah-1 | 2006 | |
| Don't embarrass me, Munim | Şaşırtmadı, Munim. | Vivah-1 | 2006 | |
| Let me know if I can be of any more service | Yapabilecegim herhangi bir servis varsa bana bildir. | Vivah-1 | 2006 | |
| By God's grace and your help, everything's like it was before | Tanrının zerafeti ve senin yardımın, herşey önceden olduğu gibi. | Vivah-1 | 2006 | |
| Munim, begin to make preparations for the wedding | Munim, düğün için hazırlıkları yapmaya başla. | Vivah-1 | 2006 | |
| The doctor says, tomorrow we can bring Poonam home | Doktor yarın Poonam'ı eve getirebilceğimizi söyledi. | Vivah-1 | 2006 | |
| Poonam can travel with you to Delhi now and you have Dr Jain over there | Şimdi Poonam seninle Delhi’ye yolculuk yapabilir ve Dr. Jain var. | Vivah-1 | 2006 | |
| About your married life, there won't be any problems either | Bundan sonra senin evlilik hayatında bir sorun olmayacak. | Vivah-1 | 2006 | |
| But I must discuss this with you | Ama benim seninle bunu tartışmam gerek. | Vivah-1 | 2006 | |
| It's a bit personal | Bu biraz kişisel. | Vivah-1 | 2006 | |
| Prem, | Prem. | Vivah-1 | 2006 | |
| this grafting treatment, in lay terms, plastic surgery, | Bu aşılanan muamele, konum süresinde, plastik cerrahi... | Vivah-1 | 2006 | |
| is not magic | büyü değil. | Vivah-1 | 2006 | |
| With time, every wound will heal, but their marks will take time to go | Zamanla, her yara iyileşecektir, ama onların izlerinin gitmesi zaman alacaktır. | Vivah-1 | 2006 | |
| Now Poonam will look at herself through your eyes, Prem | Şimdi Poonam kendisine tamamen senin gözünle bakacaktır, Prem. | Vivah-1 | 2006 | |
| I know it, Doctor | Biliyorum, doktor. | Vivah-1 | 2006 | |
| Aunty has come to take you home, Poonam | Yengem seni eve götürmek için geldi, Poonam. | Vivah-1 | 2006 | |
| Come home, my child | Eve gel, çocuğum. | Vivah-1 | 2006 | |
| To your home.. | Senin evine.. | Vivah-1 | 2006 | |
| where your mother lives | annenin yaşadığı yere. | Vivah-1 | 2006 | |
| Look at the bridegroom.. so smart and debonair | Damada bak.. çok zeki ve neşeli. | Vivah-1 | 2006 | |
| He rides his mare, leaving behind his motor car | O kısrağını sürüyor, onun motor arabasının arkasında ayrılıyor. | Vivah-1 | 2006 | |
| Handsome as ever.. | Her zamankinden yakışıklı.. | Vivah-1 | 2006 | |
| handsome as ever, he sparkles in his attire | her zamankinden yakışıklı., giysisinin içinde ışıldıyor. | Vivah-1 | 2006 | |
| The bride waits at her doorstep, ready to go with him | Gelin eşiğinde bekliyor, onunla gitmek için hazır. | Vivah-1 | 2006 | |
| So come rejoice, | Hadi gelin neşelenin. | Vivah-1 | 2006 | |
| for the joys of new lovers | Yeni aşıkların mutluluğu için. | Vivah-1 | 2006 | |
| At your door.. | senin kapında.. | Vivah-1 | 2006 | |
| he has come, asking for his bride | o geldi, gelinini soruyor. | Vivah-1 | 2006 | |
| Welcome him with love.. Iove so precious, like pearls | Onu aşkla karşıla.. aşk cok değerli, inciler gibi... | Vivah-1 | 2006 | |
| Welcome him, let your pleasure and laughter show in your eyes.. | karşıla onu, sevincini serbest bırak ve gözlerinin içindeki gülüşü göster.. | Vivah-1 | 2006 | |
| welcome him with pride.. | onu gururla selamla.. | Vivah-1 | 2006 | |
| for he comes, seeking his bride | gelişi için, gelinini arıyor. | Vivah-1 | 2006 | |
| The wedding.. | Düğün.. | Vivah-1 | 2006 | |
| this is their sacred wedding | bu onların kutsal düğünü. | Vivah-1 | 2006 | |
| A glorious Rajah of Delhi comes.. | Delhi'den muhteşem bir Rajah geliyor. | Vivah-1 | 2006 | |
| to wed the queen of Madhupur | Madhupur’un kraliçesini evlendirmek için. | Vivah-1 | 2006 | |
| About to culminate is the story of their pure love | Onların saf aşkıyla hikaye burada sonlanıyor. | Vivah-1 | 2006 | |
| The flowers of joy have blossomed | Mutluluğun çiçekleri açtı. | Vivah-1 | 2006 | |
| 'Twas journey upon a difficult path.. | Twas Seyahati üzerinde zor bir yol. | Vivah-1 | 2006 | |
| for these two loving hearts | Bu iki seven kalp için. | Vivah-1 | 2006 | |
| he has come, asking for his bride | O geldi gelinini soruyor. | Vivah-1 | 2006 | |
| For once last, she walks towards you, | Son kez için, o sana doğru yürüyor. | Vivah-1 | 2006 | |
| yesterday's little faltering steps, faltering again today.. | Dünün küçük sendeleyen adımları, bugün yine sendeliyor.. | Vivah-1 | 2006 | |
| at crossroads of a father's happiness, there's still parting's pain.. | kavşakta bir babanın mutluluğu, burada hala ayrılığın acısı.. | Vivah-1 | 2006 | |
| when joy and sorrow mingle, why do they show in tears? | sevinç ve keder karıştığında, neden onları gözyaşları içinde gösteriyor? | Vivah-1 | 2006 | |
| Now Father, bid your goodbyes, send away your daughter | Baba şimdi hoşçakal de, kızını gönder. | Vivah-1 | 2006 |